Konuşan kişinin; Varlıkların; bir kip altında, bir tarz, zaman ve şahsa bağlı, konuşulmuş hareketlerini, oluşmuş bir haber veya bir bilgi gibi kabul edip, haberin bu oluşmuşluk veya bitmişlik durumunu göz önünde bulundurmak suretiyle, -mış (i-miş/ ermiş) bitmişlik unsurunu kullanması, bununla birlikte, cümleyi de yargısız (-dır eksiz) bırakarak, olmuş/bitmiş bu haberin esasen bir söylentiden ibaret olduğunu vurgulamasıdır.
Yarın kar yağacak. (var bulunan haber)
Yarın kar yağacak-(i)mış.
Yarın kar yağacak- ( diye bir haber) bulunmuş/ yer almış.
Şöyle de ifade edilebilir; Herhangi bir hareket ister geçmişte, ister şimdi ve isterse gelecekte gerçekleşecek olsun, bir kez konuşulmuşsa veya bir yerde yazılı haldeyse ya da ortalıkta böyle bir haber varsa. Hareketle bildirilen haber artık üretilmiş, var olmuş bir haberdir.
Konuşan kişi aktarımını yaparken bu konuşulmuş olmayı esas alır. Yani konuşan kişiye göre hareket değil, haber konuşulmuş tabiatta var olmuş, oluşmuş veya bitmiştir.
Bu yüzden de ‘olmuş, var bulunmuş’ anlamında bitmişlik bildiren ‘i- yardımcı fiili +sıfat fiil ‘ (ermiş/ i-miş/ miş) ek birleşmesini kullanır.
Kullanır fakat yine de fiillerin bitmiş tarzlı şekillerinden yararlanır. Bu da hareket değil durum bitmişliğidir.
Yani,
-miş'li haber esasen bitmiş /oluşmuş durum haberidir.
-ür'lü, veya -dür/ -dır'lı haberde ise durum hazır zamanda devam eder.
Gider-miş örneğinde hareket genel hareket, durum oluşmuş/ bitmiş durum haberdir.
Gidiyor-muşçekiminde hareket devam eder, durum oluşmuş/ bitmiş durum haberidir.
Trenle geliyorlar.
Trenle geliyor-larmış/ i-miş/ ermiş
Bu bir kitap-tır. ( kitap bulunuyor_devam eden durum )
Bu bir kitap - muş/ i-miş/ ermiş, bulunmuş bulunmuş, yer almış.
....kısaca öznenin, fiillerin anlamına dokunmadan fiillerdeki hareket taşınmasını bildirirken yapmış olduğu dil bilgisel, gramer işlemlerine fiillerde hareket taşınmaları (fiil çatısı) denir.
Türkçe için şöyle başlayalım.
Tabiatta madde olarak var olan ya da var olduğu düşünülen varlıklar olduğu gibi, varlıklara bağlı hareketlerde vardır. Bu hareketlerin ise bir kısmı varlığın üzerinde kendiliğinden meydana gelirken ‘yağmur yağdı, rüzgar esti’ gibi, bir kısmını da bir yapıcı meydana getirir.
‘Ali mektubu yazdı’
Örnekteki yapıcı (Ali) hareketi bir nesne üzerinde meydana getirmiştir. Bazı fiillerde ise yapıcı, bir nesne olmaksızın hareketi gerçekleştirebilir.
‘Ali oturdu’ Yine bazı durumlarda nesne vardır fakat yapıcı bu nesne üzerinde bir etkiye sahip değildir.
‘Ali köpekten korktu’
Aksine nesneden gelen bir etki veya nesneye karşı bir etkilenme vardır.
Şimdiye kadar gösterilen fiiller ( yağdı, oturdu, yazdı, dokundu, korktu ) fiilleri yalın halleriyle bir harekete ad fiillerdir. Ve fiillerin yer aldığı cümlede bir özne vardır. Yani hareket ister fiziksel olarak yapıcısı olan bir hareket olsun, isterse hareket kendiliğinden varlıkta ortaya çıkmış olsun cümlenin kurucu unsuru, harekete konu unsur olduğu için söz edilen varlık cümlelerin öznesidir. Şöyle;
‘Ali mektubu yazdı’
Örnekteki ‘Ali’, ‘yazmak’ fiiliyle kastedilen hareketi fiziksel olarak gerçekleştirmiştir elbette, fakat Türkçe açısından bu önemli değildir. Diğer bir örnek:
‘Ali mektubu yazdırdı’
Bu cümlede Ali yazmayı -d-ır veya –t-ür yapar. Yazmak fiiliyle kastedilen hareketi ise fiziksel olarak belirtilmeyen bir başkası yapar. Bu bir başkası belirtiliyorsa ifadeye ayrıca bir –tilave edilir. ( Ali mektubu Veli’ye yazdırttı) Gibi. Bu iki, -d-ır’lı ve –d-ir-t’lı örneklerde özne olan Ali olaya birinci dereceden sebep olur.
‘Ali mektubu yazdır(e)ttirdi’ (yazdırttırdı)’da ise hareketin dilsel yapıcısı ( -d-ır’mayı yapan) dahi belirtilmemiştir. Bu biri verilecekse ‘yazdır(e)ttirtti’ (yazdırttırttı) denmelidir.
Bütün bu durumlarda cümlenin üzerine kurulduğu öge ( özne ) ‘Ali’, fiille kastedilen hareketin fiziksel yapıcısı bir başkasıdır.
Buraya kadar durum böyleyken işin birde diğer tarafı, nesne tarafı vardır. Yani işin bu tarafında böyle şeyler olurken diğer tarafta nesnede kendi tarafında dil bakımından aktif olarak hareket halinde bir cümle oluşturmaktadır.
Şöyle, ‘Ali’ karşı taraftan bir hareket (yazdı hareketini) yaparken bu tarafta ise nesne aynı harekete başka bir hareketi ( il’meyi ) katarak (mektup yaz-ildi) karşılık verir görünür. Görünür derken aslında böyle bir karşılık verme durumu yoktur. Yani iş,
‘Ali mektubu yazdı’ da ‘mektup yaz-ildi’ sonuç mantığı üzerinden yürümez.
‘ Ali camı kırdı.’ Cümlesi başka
‘ Cam kırıldı’ Cümlesi başka bir cümledir. Fakat şöle olabilir.
‘Ali cama vurunca cam kırıldı’
‘ Ali camı kırdı.’ ‘Cam kırıldı’ Böyle değil. Çünkü bu cümleler bir birinden bağımsız birer özneye sahip cümlelerdir. Fakat biz genede karşılaştırma yaparak devam edelim, tabii bu karşılaştırma dil bilgisel karşılaştırmadır unutmayalım. Çünkü şu anda etken, ettirgen… ve edilgen yapılı fiilleri işliyoruz.
Devam edelim,
‘Ali mektubu yazdı’ cümlesinde ‘Ali’ mektubu yazarken. Bu tarafta nesne (mektup) –il ekiyle (Ali’den bağımsız olarak ) hareketi kendine iliştirir. Yani, ‘mektup yaz-iler’ Yine,
Kısaca, dil açısından bakıldığında bütün bu durumlarda nesne ( yani mektup) canlıymış gibi düşünülür ve –il ile kastedilen hareketin yapıcısı olur. Harekete konu unsur olduğundan da kendi cümlesinin kurucu elemanı öznesi olur.
Bütün bunlara göre ifadelerdeki fiiller üzerindeki hareket oynamalarında, fiillerle kastedilen hareketlerin anlamlarında herhangi bir değişme olmamıştır. Böylece,
Fiillerde hareket taşınmaları nedir? ( fiillerde çatı nedir? )
Fiiller yalın halleriyle bulunduğunda, karşılamış oldukları hareketlerin ya öznede kaldığını (geçişsiz fiil)( öldü ) ya da özneden nesneye geçmiş halde olduğunu (geçişli fiil) (yazdı bildirirler.
Özne, kendinde kalmış bir hareketi kendinden çıkarıp karşısındaki nesneye taşıdığında
(oldurgan)(öldürdü) veya
yalın haliyle zaten nesneye taşımış olduğu bir hareketi bu kez bir başkasına taşıtmak istediğinde
(ettirgenlik)(yazdırdı);
yalın haliyle hep nesneye taşıdığı hareketi taşımak
(dönüşlülük)(yıkadı-yıkandı) istediğinde,
yine, gelen etkiler karşısında kendisinde bir tepkinin olduğunu ve hareketi artık taşımış olduğunu
…kısaca öznenin, fiillerin anlamına dokunmadan fiillerdeki hareket taşınmasını bildirirken yapmış olduğu dil bilgisel, gramer işlemlerine fiillerde hareket taşınmaları denir. Not: Hareket taşınmasının henüz gerçekleşmediği yalın haldeki geçişli ve geçişsiz fiiller çatılı fiil değildirler.
Edilgen (passive) fiil:Öznenin başkasınca yapılmış müdahaleler karşında tepkisini veya geçirdiği dönüşümü: Ali dövüldü.
Olgan (inchoative) fiil: Öznenin doğal vs. etkiler karşısındaki tepkisini veya geçirdiği dönüşümü: (Kapı) açıldı.
Dönüşlü (reflective) fiil: Öznenin etkin olarak yapmış olduğu bir hareketi bu kez kendine döndürdüğünü: Kuruladı-Kurulandı.
İşteş (reciprocal) fiil: Hareketin özneler tarafından paylaşıldığı durumu: Ali’yle Veli dövüştü. Bildiren fiillerdir. Hareketlerine göre;
-t/-r/-tür’ilmiş fiil: Öznenin kendisinde ortaya çıkmış/ üremiş geçişsiz bir hareketi bu kez kendisinin (bir nesneyle) ortaya çıkarması, ortaya koyması, et-mesi (oldurganlık)’tır: Doğdu–doğ-urdu, Doydu–doy-urdu, Öldü–öl-dürdü, Uyudu–uyu-ttu. Yine, öznenin geçişli fiillerle aynı ekleşmeleri kullanarak hareketi yaptırmasıdır. (ettirgen): Yazdırdı.
-ürt/ -türt’ilmiş fiil: Öznenin bir hareketi oldurgan veya ettirgen yapma işini bir başkasına itmesidir. öl-dürttü. Yazdırttı.
Ettir'ilmiş fiil: Öznenin bir hareketi ür-ettirmesini/tür-ettirmesini/ettirmesi ( dolaylı ettirgen): Ali fareyi öldür(e)ttürdü.
Ettirt-ilmiş derken: Öznenin bir hareketi ürettirmeyi/türettirmeyi/ettirmeyi et-ip/itip bırakması( dolaylı ettirgen): Öldür(e)ttürttü.
Geçişli (transitive) derken: Öznenin müdahalesiyle nesnesinde oluşan reaksiyonu/tepkiyi belirten filleri: Ali camı kırdı.
Türkçede; yıka(n)dı, tara(n)dı, daya(n)dı, boya(n)dı, taşı(n)dı, giy(in)di, sakla(n)dı … gibi, fiillerde yer alan –n eki, öznenin kendisinin yapabileceği bir hereketse (reflexsive) dönüşlü (öznenin kendisine taşıdığı hareket), değilse edilgen (ev boyandı) veya olgan (musluk tıkandı) fiildir.
Bu halde çekimlenmiş fiilde, özne bir hareketi kendine yönlendirmiş veya döndürmüştür. Bu türdeki fiillere dönüşlü fiil (reflexive verb) denir. Özne bu durumda hem işi yapan fail hem de işten etkilenmiş nesne görüntüsündedir. Bir hareketin dönüşlülük halini -n harfi karşılar.
Ali elbisesini kuruttu/ kuruladı.
_ Ali dried his dress. (etken)
Ali kurulandı.
–Ali dried himself. (dönüşlü)
Örnekte de göründüğü gibi, İngilizcede fiillere ek getirilmediğinden fiillerin dönüşlü halindeki durumunu dönüşlülük zamirleri karşılar.
Fiil tarz eklerinden(-r, -yor, -mış, -makta) birini almamışsa;
Hareket bir defalık/dakik ( concrete aspect ) harekettir demektir. Bu tarzda hareket bir defaya mahsus gerçekleşir ve sadece hareket vurgulanır. Dakik tarz, tarz bakımından yalın yapılı/ eksizdir. Yani tarz eklerini -r, -yor, -mış eklerini almaz. Fakat zaman eklerini ( gitti, gidecek) alabilir.
İngilizcede ;
Geçmiş zamanda; ( S + Ved2 ) kalıbıyla,
I studied my lesson yesterday
Gelecek zamanda;
I will study my lesson tomorrow
Dakik tarzda hareket bir defalık gerçekleşir.
Dün sinemaya gittim.
–I went to the cinema yesterday.
…….Dakik tarzda şimdiki zaman yoktur.
Yarın sinemaya gideceğim.
–I will go to the cinema tomorrow. Açıklama;Dakik tarzda şimdiki zaman yoktur demiştik?
Ve bu durumda; haber kipi çekim tablosunda geçmiş zamanlar;
giderdim
gittim
gidiyordum
gitmiştim/ gittiydim
gibi çekimlenirken, çekimlerde yer alan mavi renkteki -di ekleri çekimlerden kaldırıldığında kalan yapılar şimdiki zamanları karşılar. Böyle yapıldığında ise 'gittim' çekimli fiili 'git' olarak kalır. Bu ise fiilin emir şeklidir.
Örnekler; He picked up his book and left the classroom.
Bununla birlikte ifadede sıklık zarfları da yer alıyorsa, Hareket genel tarzda ( common aspect ) bir harekettir demektir.
Ör:
Futbolu severim.
– I like football.
Her hafta sonu sinemaya giderim.
– I go to the cinema every weekend.
Her zaman / arada bir/ pazarları atölyemde
çalışırdım/
çalışırım/
çalışır olacağım
Not: tabiat olayları gibi değişmez doğrularla sıklık zarfları kullanılmaz.
Su, yüz derecede kaynar.
– Güneş doğudan doğar.
Genel tarzla verilmiş bir haberin geçmişte kaldığını belirteceksek, Türkçe için -di geçmiş zaman ekinden, İngilizce için used to kalıbından yararlanılır.
Her hafta sonu sinemaya giderdim.
–I used to go to the cinema every weekend.
Bu arada; Türkçede –r ekli fiil ‘az sonra, birazdan’ gibi zaman sözcükleriyle birlikte kullanılırsa belirsiz gelecek zamanı da gösterebilir.
kesin gelecek; Cumartesi sinemaya gideceğim.
belirsiz gelecek; Cumartesi sinemaya giderim. ( belki sinemaya giderim.) ___________________________________________________________________________
Karşılaştırma: -(e)r eki,
Azerbaycan(-er/-ar),
Türkmenistan(-er/-ar),
Özbekistan (-er/-ar)
Türkiye (-er/-ar/-ur/ -ür/ -ır/ -ir…) bölgelerinde ( )’deki gibidir.
Örnekler;
İngilizcede genel tarz
şimdiki ( present ) zamanda;
I, we, you, they… + verb (simple)
he, she, it … + verb-(e)s
It often rains in Rize in autumn.
Son baharda Rize’ye sık sık yağmur yağar.
geçmiş (past) zamanda;
I, we, you, they, he, she, it … + used + to verb
ya da; ……………………… + verb-ed + sıklık zarfları …yardımıyla yapılır.
1. My son used to come to see us on Sundays.
_ Oğlum pazarları bizi ziyarete gelirdi.
My son came to se us every Sunday.
_Oğlum her pazar bizi ziyarete geldi.
2. My father ( He) goes to the cinema every weekend.
_Menim atam her hefte sonu kinoya gedir.
Not: Azerbaycan bölgesi Türkçesinde –( e ) r eki daha çok belirsiz gelecek zaman eki olarak kullanıldığından, sıklık zarfları kullanılmak koşuluyla genel tarzdaki bir hareket devam tarzı eki –(y)ir ekiyle verilir.
…her hefte sonu kinoya gedir. ( gidiyor ) . Bu yapıyla ise hareketin her hafta gerçekleşme durumu ve bu durumun devamlılığı kastedilir.
3. I wake up at six in the morning every day.
Men her seher sekkizde dururam.
4. My brother prepares his lessons in the afternoon.
Şu ana kadar çekimli fiillerin bir şahıs, bir zaman ve bir de tarza bağlı olarak bulunduklarını söyledik. Bu durumlarda kullanılan eklerden;
-m, -sn, …, -snz v.s ekleri şahıs;
-di, …, -ecek, -ecekti ekleri zaman;
-r, …, -yor, -mış, -makta ekleri tarzekleriydi.
Örnek;
a) Her hafta sonu çocuklarını parka götürürmüsün?.
b) Rica edersem bu hafta benim çocuklarımı da götürür müsün?
Örneklerimiz bunlar olsun. Dikkat edersek birinci örnek (a) bir haber (haber alma) cümlesi iken, ikinci cümle (b) bir istek bildirir. Fakat kullanılan ekler, her iki cümlede de (-r) eki, aynı ektir. Demek ki bir ek farklı amaçlar için kullanılabilmektedir. Örneklerdeki kullanım farkı ise kip farkıdır.
Kipler böyle ‘Lütfen gider misin’, ‘Umarım gelir’ gibi yardımcı sözlerle bildirilebileceği gibi kip oluşturmak için oluşturulmuş (-meli/-malı, -ebilir/-abilir, -e/-a …) gibi eklerle de bildirilebilir.
Yine kip oluşturmak için oluşmuş bu ekler aynı anda bir çekimde de yer alabilirler. Bu durumda çekim birleşik kipli bir yapıdadır.
Ör; İşçiler mesai saatlerinin bir kısmında dinlen-ebil-meli-ler.
Örnekteki ‘–ebil-’ imkan, ‘-meli’ gereklilik ifade eder.
Ve yine kip ekleri fiil çekim ekleri olduklarından her tarz fiile iliştirilebilir. Bu durumlarda ise çekimler;
yapabilir,
yap-ıyorolabilir,
yap-mış olabilir’ gibi çekimlerdir.
Bunlardan başka kipler konusunda şundan da bahsedelim: (indicative mood) Haber kipi (ya da kalıbı) dışındaki diğer kiplerde, konuşan kişi haber kipinde olduğu gibi kendisine veya bir başkasına ait var olan veya meydana gelecek bir haberi aktarmaz. Bu durumda diğer (emir, istek, dilek şart, dilek, gereklilik, olasılık, izin, rica vs) kiplerde konuşan kişinin olaya karışması, yani konuşan kişinin kendisinin bir isteği, emri, ricası vardır.
Sonuç olarak Türkçe için genel olarak durum şudur: Türkçede çekimlenmiş bir fiildeki;
-m, -sn, -snz… ekleri şahıs;
-di, -ecek, -ecekti ekleri zaman;
-r, -yor, -mış ekleri tarz;
-e, -meli, -ebilir ekleri kip ekleri olarak görev alırlar.
Çekimli fiillerde kip nedir?
Konuşan şahsın, bilip gördüğü veya öğrendiği; şahıs, zaman ve tarza bağlı herhangi bir hareketi, haber modunda verebilmesi ya da konuşan şahsın, bu kez kendisinin bir emrini, isteğini, arzusunu, tespitini vs. durumlarını ifade edebilmesi için fiillerin sokulduğu kalıplara kip denir.
Olasılık kipi;
( fiil-tarz-ebilir/-zaman-şahıs)
yap-mış olabilir-di-n
yine;
‘Her gün çantanı getirir misin?’ cümlesi, haber kipindeyken;
‘Çantamı bana getirir misin?’ cümlesi, istek kipindedir.
Haber kipi (The indicative mood); konuşan şahsın kendisi veya başkası hakkında bilgi sahibi olduğu bir durumu bildirmesidir.
Ali okula gidiyor
–Ali is goingtoschool.
Emir kipi(imperative mood); konuşan şahsın, bir istek veya tavsiye olmaksızın hareketi, dikta ederek yaptırmak istemesidir.
Otur! – Sit down!,
Otursun! – Tellhimto sit
İstek kipi; konuşan şahsın, emir amacı gütmeden bir teklif, öneri, tercihe vs.ye bağlı bir istekle muhatabını harekete yönlendirmesi veya kendisinin bir harekete yönelmek istemesidir.
Gideyim (bari)_Letme go.
Gidesin_ I wantyoutogo.
Gidelim._ Let us(let’s) go.
Şart(conditional); konuşan şahsın, söz konusu hareketin gerçekleşmesinin bir şarta bağlı olduğunu bildirmesidir.
Çalışırsakazanır/ kazanacak.
– Ifhe works, he willwin.
Dilek şart kipi (desiderative); konuşan şahsın, gerçekleşmiş veya gerçekleşmemiş arzusunun bir şarta bağlı olmasıdır.
Yerinde olsaydım bunu yapmazdım.
– If I wereyou, I wouldn’t do it.
Dilek kipi (subjunctive mood); konuşan şahsın, gerçekleşmiş bir olay karşısında hayıflanmasıdır.
Ah! Şimdi burada olsaydı.
–Oh, If he werehere now!
veya gerçekleşmemiş bir olayın kendi arzusuna göre sonuçlanmasını arzulamasıdır.
Bütün mutluluklar senin olsun/ ola!
–Allhappinesbewithyou!
Gereklilik kipi(necessity) (-meli/-malı); konuşan şahsın, bir şeyin yapılmasının gerekli olduğunu bildirmesidir.
Çalışmalı._Hemustwork.
Zorunluluk kipi (obligation) (-meli/-malı, zorunda olmak); bir şeyin yapılmasının mecburi olduğunun bildirilmesidir.
Çalışmalı/-makzorunda_Hehas towork.
Yeterlilik kipi(ability) (-ebilir/-abilir); konuşan şahsın muhatabının veya kendisinin bir şeyi yapmaya muktedir olduğunu bildirmesidir.
He could do it. Yapabilirdi (her zaman)
He wasableto do it._ Yapabildi.(bu kez)
Olasılık kipi (probability) (-ebilir/-abilir, -meli/-malı); konuşan şahsın, bir olayın gerçekleşmesinin, İhtimal dahilinde olmasını,
Gelebilir. _He maycome.
Yüksek ihtimal/ büyük olasılık dahilinde olmasını bildirmesidir.
Gelmiş olmalı_ He musthavecome.
Rica/izin; muhataptan bir hareketi yapması için ricada bulunulmasıdır.
Varlıklar hareketlerini gerçekleştirirken hareketlerin bir de gerçekleşme şekli vardır. Hareketimiz geçmiş zamanda kalmış bir hareket olsun
‘Dünçokçalıştım’.
Bu, ‘çalış-tı-m’ çekimli fiilinde bir tarz eki yoktur. –dı eki zaman eki, -m eki ise birinci tekil şahıs zamiri (ben)’in şahıs ekidir. Yani fiil tarz bakımından yalın yapılıdır.
Çalış-ır-dım,
çalışı-yor-dum,
çalış-mış-tım,
çalış-makta-ydım’ çekimlerinde ise –r, -yor, -mış ve -makta ekleri tarz ekleridir. Ekler bir zaman bildiriminden bağımsız olarak, hareketin bu zaman içinde ne şekilde gerçekleştirildiğini bildirirler.
Yani
–r/-er eki (gid-er-di-m) hareketin genellikle gerçekleştirildiğini,
-yor eki (gid-i-yor-du-m) hareketin hazır zamanda sürdürüldüğünü,
–mış eki (git-miş-ti-m) eki ise hareketin tamam olmuş, bitmiş olduğunu bildirir.
Kısaca, -yor ekiyle şahıs, sözü edilen zamanda hareketi yaparken, -mış ekiyle şahıs hareketi yapmış bulunandır.
Sonuçta her iki durumda da zaman aynı zamandır.
(çalışandım,
çalışmış bulunandım).
Örnekler:
Annembulaşıklarıyıkarken ben dersçalışı-yor/ çalış-an yeraldım. (çalışıyoridim)
İngilizcede; devam tarzı (be V-ing), bitmiş tarz (have V-ed), devam etmekte olan tarz (have been V-ing) kalıplarıyla sağlanır.
Fiillerde tarz anlayışı diğer kipler ve hatta fiilimsilerde de yer alır.
Çalışmışolmalı_ He must have worked
çalışmışol,
çalışmışolsa…
çalışmışolan,
çalışmışolarak,
çalışmışolmak
Esasen tarz olayında durum şudur;
(şu an) camı açıp bakıyoruz…
Çocuklar top oynuyorlar. Ali’nin annesi çamaşırları asıyor.
İşçiler işlerini bitirmişler. Yağmur dinmiş. / dindi
Sokak lambaları hala yanıyor ( yanmakta ) ….
Bu cümlelerin hepsi aynı zaman içerisinde yer alan cümlelerdir. Eğer örnekler –di ekiyle kullanılsaydı,
( o an ) camı açıp baktığımız o an da…
Çocuklar top oynuyorlardı. Alinin annesi çamaşırları asıyordu.
İşçiler işlerini bitirmişlerdi. Yağmur dinmişti / dindiydi
Sokak lambaları hala yanıyordu ( yanmaktaydı )
...cümleler yine aynı zaman içerisinde kullanılan cümleler olurdu, fakat zaman olarak geçmişte kalan bir zaman yani geçmiş zaman olurdu. Öyleyse ifadelerde yer alan –yor, -mış, -makta ekleri tarz; -dı eki ise zaman ekleridir.
Bütün bunlara göre değinilmesi gerekli bir husus var.
Türkçede ve İngilizcede zaman çizgisi;
gitti ________ gidiyor _____ gidecek şeklinde değil,
gitti _____________________ gidecek
gidiyordu ____ gidiyor _____ gidiyor olacak yine;
bitirmişti_____ bitirmiş _____ bitirmişolacak
çalışırdı_______ çalışır______ çalışır olacak gibidir.
...ve aslında bu çekimlerde bir zamanda ne biçimde bulunma sorulur. Yani şöyle, ‘gitti’ çekimli fiilindeki ‘git-’ fiili bir hareket fiilidir. –dieki ise bu hareket fiiline eklidir.
Fiiller böyle hareket bildiren fiillerden olabileceği gibi kalma veya durum bildiren fiillerden de olabilir.
Kalma fiillerinden biri ise ‘bulunmak’ fiilidir. İşte -i (eski biçimi 'er-' fiili ) eki de böyle ‘bulun-’ anlamını verenyardımcı fiil görevindeki bir ektir. Ve çekimli fiilin zamanını bu eke ekli –di eki verir.
Bundan sonra sorular -(i)di ek birleşmesine sorulur. Yani,
‘bulundu’ , (o an ) nasıl bulundu?
çalışırbulundu. Ya da
çalışır (halde) yeraldı. veya
çalışıridi. yani,
çalışırdı
çalışıyorbulundu.
çalışmışbulundu. Gibi.
Sonuç olarak ‘çalışırdı, çalışıyordu, çalışmıştı, çalıştıydı’, çalışmaktaydı çekimlerinde yer alan –dı ekleri tek başına çekimli fiilin zamanını bildirirken, çekimlerde yer alan –r, -yor, -mış, -makta ekleri fiillerin –idi ek birleşmesiyle bildirilen zamanda ne biçinde yer aldıklarını (tarzını) bildirirler.
Bunlardan sonra şöyle devam edilirse;
‘bulundu’ çekimli fiil yapısındaki ‘bulun-’ yardımcı fiil, –di eki zaman ekiydi. Peki yardımcı fiilde olsa ‘bulunmak’ fiili de bir fiildir. Öyleyse tarz ekleri (-r, -yor, -mış ekleri ) ‘bulun-’ fiiline de iliştirilebilir.
Yani çekimler;
bulunurdu
bulunuyordu
bulunmuştu gibi de oluşturulabilir. Bu defa da sorular yine –(i)di (bulundu) yapısına sorulur. Yani,
nasıl idi? Nasıl yer aldı? Nasıl bulundu?
çalışır bulunur bulundu(idi),
çalışır bulunuyorbulundu(idi),
çalışır bulunmuşbulundu(-idi)
yine;
çalışmış bulunur bulundu,
çalışmış bulunuyor idi,
çalışmış bulunmuştu
gibi çekimlenirler.
Aşağıdaki tablo Türkçenin şahıs, tarz ve zaman eklerinin bölgelere göre dağılmış şekillerini gösterir.