Kategori arşivi: Çekimli fiiller

Fiil çatısı (fiillerdeki hareketin taşınması) nedir?

     Fiillerdeki hareketin taşınması, fiillerde çatı nedir?

Tanım;

....kısaca öznenin, fiillerin anlamına dokunmadan fiillerdeki hareket taşınmasını bildirirken yapmış olduğu dil bilgisel, gramer işlemlerine fiillerde hareket taşınmaları (fiil çatısı) denir.

Türkçe için şöyle başlayalım.

   Tabiatta madde olarak var olan ya da var olduğu düşünülen varlıklar olduğu gibi, varlıklara bağlı hareketlerde vardır. Bu hareketlerin ise bir kısmı varlığın üzerinde kendiliğinden meydana gelirken ‘yağmur yağdı, rüzgar esti’ gibi, bir kısmını da bir yapıcı meydana getirir.

‘Ali mektubu yazdı’

   Örnekteki yapıcı (Ali) hareketi bir nesne üzerinde meydana getirmiştir. Bazı fiillerde ise yapıcı, bir nesne olmaksızın hareketi gerçekleştirebilir.

‘Ali oturdu’ Yine bazı durumlarda nesne vardır fakat yapıcı bu nesne üzerinde bir etkiye sahip değildir.

‘Ali köpekten korktu’

   Aksine nesneden gelen bir etki veya nesneye karşı bir etkilenme vardır.

  Şimdiye kadar gösterilen fiiller ( yağdı, oturdu, yazdı, dokundu, korktu ) fiilleri yalın halleriyle bir harekete ad fiillerdir. Ve fiillerin yer aldığı cümlede bir özne vardır. Yani hareket ister fiziksel olarak yapıcısı olan bir hareket olsun, isterse hareket kendiliğinden varlıkta ortaya çıkmış olsun cümlenin kurucu unsuru, harekete konu unsur olduğu için söz edilen varlık cümlelerin öznesidir.
      Şöyle;

‘Ali mektubu yazdı’

   Örnekteki ‘Ali’, ‘yazmak’ fiiliyle kastedilen hareketi fiziksel olarak gerçekleştirmiştir elbette, fakat Türkçe  açısından bu önemli değildir. Diğer bir örnek:

‘Ali mektubu yazdırdı’

   Bu cümlede Ali yazmayı -d-ır veya –t-ür yapar. Yazmak fiiliyle kastedilen hareketi ise fiziksel olarak belirtilmeyen bir başkası yapar. Bu bir başkası belirtiliyorsa ifadeye ayrıca bir –t ilave edilir. ( Ali mektubu Veli’ye yazdırttı) Gibi. Bu iki, -d-ır’lı ve –d-ir-t’lı örneklerde özne olan Ali olaya birinci dereceden sebep olur.

‘Ali mektubu yazdır(e)ttirdi’ (yazdırttırdı)’da ise hareketin dilsel yapıcısı ( -d-ır’mayı yapan) dahi belirtilmemiştir. Bu biri verilecekse ‘yazdır(e)ttirtti’ (yazdırttırttı) denmelidir.

   Bütün bu durumlarda cümlenin üzerine kurulduğu öge ( özne ) ‘Ali’, fiille kastedilen hareketin fiziksel yapıcısı bir başkasıdır.

   Buraya kadar durum böyleyken işin birde diğer tarafı, nesne tarafı vardır. Yani işin bu tarafında böyle şeyler olurken diğer tarafta nesnede kendi tarafında dil bakımından aktif olarak hareket halinde bir cümle oluşturmaktadır.

   Şöyle, ‘Ali’ karşı taraftan bir hareket (yazdı hareketini) yaparken bu tarafta ise nesne aynı harekete başka bir hareketi ( il’meyi ) katarak (mektup yaz-ildi) karşılık verir görünür. Görünür derken aslında böyle bir karşılık verme durumu yoktur. Yani iş,

‘Ali mektubu yazdı’ da ‘mektup yaz-ildi’ sonuç mantığı üzerinden yürümez.

‘ Ali camı kırdı.’ Cümlesi başka

‘ Cam kırıldı’ Cümlesi başka bir cümledir. Fakat şöle olabilir.

‘Ali cama vurunca cam kırıldı’

‘ Ali camı kırdı.’ ‘Cam kırıldı’ Böyle değil.
   Çünkü bu cümleler bir birinden bağımsız birer özneye sahip cümlelerdir. Fakat biz genede karşılaştırma yaparak devam edelim, tabii bu karşılaştırma dil bilgisel karşılaştırmadır unutmayalım. Çünkü şu anda etken, ettirgen… ve edilgen yapılı fiilleri işliyoruz.

 Devam edelim,

 ‘Ali mektubu yazdı’ cümlesinde ‘Ali’ mektubu yazarken. Bu tarafta nesne (mektup) –il ekiyle (Ali’den bağımsız olarak ) hareketi kendine iliştirir. Yani, ‘mektup yaz-iler’ Yine,

‘Ali’ yaz’ı tür’üp bırakırken, nesne (mektup) yaztür’ü kendine  -il’ler (mektıp yazdır-ildi) gibi..

‘Ali’ yaz-tür’ü -(i)t’ip bırakırken, nesne yaztürt’ü kendine –il’ler (mektup yazdırt-ildi) gibi. Yine,

‘Ali’ yaz-tür’ü (e)ttir’ip bırakırken, nesne yaztür(e)ttür –il’er ( mektup yadırttır-ıldı) gibi.

Kısaca, dil açısından bakıldığında bütün bu durumlarda nesne ( yani mektup) canlıymış gibi düşünülür ve –il ile kastedilen hareketin yapıcısı olur. Harekete konu unsur olduğundan da kendi cümlesinin kurucu elemanı öznesi olur.

Bütün bunlara göre ifadelerdeki fiiller üzerindeki hareket oynamalarında, fiillerle kastedilen hareketlerin anlamlarında herhangi bir değişme olmamıştır. Böylece,

Fiillerde hareket taşınmaları nedir? ( fiillerde çatı nedir? )

   Fiiller yalın halleriyle bulunduğunda, karşılamış oldukları hareketlerin ya öznede kaldığını (geçişsiz fiil)( öldü ) ya da özneden nesneye geçmiş halde olduğunu (geçişli fiil) (yazdı bildirirler.

Özne, kendinde kalmış bir hareketi kendinden çıkarıp karşısındaki nesneye taşıdığında

(oldurgan)(öldürdü)  veya

yalın haliyle zaten nesneye taşımış olduğu bir hareketi bu kez bir başkasına taşıtmak istediğinde

(ettirgenlik)(yazdırdı);

yalın haliyle hep nesneye taşıdığı hareketi taşımak

(dönüşlülük)(yıkadı-yıkandı) istediğinde,

yine, gelen etkiler karşısında kendisinde bir tepkinin olduğunu ve hareketi artık taşımış olduğunu

(edilgenlik)(yazıldı/ öldürüldü) bildirmek istediğinde…

…kısaca öznenin, fiillerin anlamına dokunmadan fiillerdeki hareket taşınmasını bildirirken yapmış olduğu dil bilgisel, gramer işlemlerine fiillerde hareket taşınmaları denir.
 
    Not: Hareket taşınmasının henüz gerçekleşmediği yalın haldeki geçişli ve geçişsiz fiiller çatılı fiil değildirler.

Etken (active) fiil: Yüklemdeki hareketin cümlenin öznesi tarafından yapıldığını, öznenin aktif/yapıcı olduğunu: Ali, Veli’yi dövdü.

Edilgen (passive) fiil: Öznenin başkasınca yapılmış müdahaleler karşında tepkisini veya geçirdiği dönüşümü: Ali dövüldü.

Olgan (inchoative) fiil: Öznenin doğal vs. etkiler karşısındaki tepkisini veya geçirdiği dönüşümü: (Kapı) açıldı.

Dönüşlü (reflective) fiil: Öznenin etkin olarak yapmış olduğu bir hareketi bu kez kendine döndürdüğünü: Kuruladı-Kurulandı.

İşteş (reciprocal) fiil: Hareketin özneler tarafından paylaşıldığı durumu: Ali’yle Veli dövüştü. Bildiren fiillerdir.
 
 
Hareketlerine göre;

-t/-r/-tür’ilmiş fiil: Öznenin kendisinde ortaya çıkmış/ üremiş geçişsiz bir hareketi bu kez kendisinin (bir nesneyle) ortaya çıkarması, ortaya koyması, et-mesi (oldurganlık)’tır: Doğdu–doğ-urdu, Doydu–doy-urdu, Öldü–öl-dürdü, Uyudu–uyu-ttu.
Yine, öznenin geçişli fiillerle aynı ekleşmeleri kullanarak hareketi yaptırmasıdır. (ettirgen): Yazdırdı.

-ürt/ -türt’ilmiş fiil: Öznenin bir hareketi oldurgan veya ettirgen yapma işini bir başkasına itmesidir. öl-dürttü. Yazdırttı.

Ettir'ilmiş fiil: Öznenin bir hareketi ür-ettirmesini/tür-ettirmesini/ettirmesi ( dolaylı ettirgen): Ali fareyi öldür(e)ttürdü.

Ettirt-ilmiş derken: Öznenin bir hareketi ürettirmeyi/türettirmeyi/ettirmeyi et-ip/itip bırakması( dolaylı ettirgen): Öldür(e)ttürttü.

Geçişli (transitive) derken: Öznenin müdahalesiyle nesnesinde oluşan reaksiyonu/tepkiyi belirten filleri: Ali camı kırdı.

Geçişsiz (intransitive) derken: Bir hareketin nesneye taşınamadığını, öznede kaldığı: Kim? öldü, yattı, durdu, neyi? Giydi/ giyindi, öğrendi, bildi, anladı, neye? kandı, güvendi, neyden? utandı, korktu, nereye? gitti, geldi. Yine, yıkıldı, dövüldü, yıkandı vs.

Geçişli fiil (transitive verb), geçişsiz fiil (intransitive verb nedir?

Türkçede geçişli ve geçişsiz fiiller?

Tanım;

      Fiiller anlam özelliklerine göre incelendiğinde bazı fiiller, yalın halleriyle, fiilde bildirilen hareketi özne üzerinde bırakmış olarak bulunurlar. Bunlar; öldü, patladı …, öğrendi, anladı …, kandı …, korktu …, gibi fiillerdir. Bu türden fiillerde özne fiille bildirilen hareketi karşıya, bir nesneye transfer etmez, geçirmez, fiil geçişsiz olarak kalır. Bundan başka bazılarında hareketi karşıya, bir nesneye transfer etmiş halde bulunurlar. Bu fiiller ise; yazdı, taşıdı …, dokundu, baktı …, gibi fiillerdir. Bunlarda ise özne, hareketi karşıya, bir nesneye transfer etmiştir. Ve fiil geçiş bildiren, geçişli bir fiil olarak yer almıştır. 

Geçişli ve geçişsiz fiiller (transitive and intransitive verbs) nedir?

   Fiilleri sordurdukları sorularına göre sınıflandırırken nesne gerektiren fiiller ve nesne gerektirmeyen fiiller diye iki gruba ayırmıştık. –i halinde nesne talep eden fiiller hariç, diğer;  -e ve -den hallinde nesne talep eden fiiller hiç nesne talep etmeyen fiiller geçişsiz fiillerdir. Yani, bu türden fiillerde fiille bildirilen hareket öznede kalır, karşıya, bir nesneye transfer olmaz. Genellikle.

Fiil örneklerimizi hatırlayalım;

Nesnesiz fiiller:
Nominatif (yalın hal) Kim?/Ne?: Öldü, patladı, çatladı, büyüdü, çürüdü, doydu, doğdu….

(yer tümleçli)
Yönelme (-e hali ) Nereye?:Ulaştı
YönelmeAyrılma Nereye?/Nereden?:Gitti, geldi,
Çıkma (-den) Nereden?:Uzaklaştı vs. fiilleriydi.
    Geçişli fiiller ise hareketin özneden nesneye geçtiği, taşındığı fiillerdir. Bütün bu fiiller cümlede bir veya birden çok nesne talep ederler. Geçişli fiilleri iki guruba ayırabiliriz. Bunlar, bir nesne talep eden fiiller ve iki nesne talep eden fiiller olarak karşımıza çıkar. Aşağıda bir önceki sayfalardan buraya kopyaladığımız fiil örneklerini göreceksiniz. Parantez içindeki mavi renkli yazılar, fiillerin sonradan iki nesneli fiil haline nasıl geldiğini gösterir.
 
Nesneli fiiller:
Akuzatif (-i hali) Kimi? Neyi?:Yaz(dır)dı, taşı(t)dı, tanı(t)dı, kes(tir)ti, öğrendi(to learn)/öğretti(to teach), gördü(to see)/ gösterdi(to show), anladı(to understand)/anlattı(to tell), bildi(to know)/bildirdi(to state).
Datif (-e hali) Kime? Neye? Nereye?: Bak(tır)mak, dokun(dur)mak, inan(dır)mak vs.
Ablatif (-den hali) Kimden? Neyden? Nereden?: Hoşlan(dır)mak, bık(tır)mak, kork(ut)mak, sakın(dır)mak vs.
Enstrumental (ile hali) Kimle? Neyle?: Barış(tır)tı, savaş(tır)tı, dövüş(tür)tü, tartış(tır)tı vs.

  Örnekleri gördük;

      Geçişli fiil nedir? Geçişsiz fiil nedir?

   Fiiller anlam özelliklerine göre incelendiğinde bazı fiiller, yalın halleriyle, fiilde bildirilen hareketi özne üzerinde bırakmış olarak bulunurlar. Bunlar; öldü, patladı …, öğrendi, anladı …, kandı …, korktu …, gibi fiillerdir. Bu türden fiillerde özne fiille bildirilen hareketi karşıya, bir nesneye transfer etmez, geçirmez, fiil geçişsiz olarak kalır. Bundan başka bazılarında hareketi karşıya, bir nesneye transfer etmiş halde bulunurlar. Bu fiiller ise; yazdı, taşıdı …, dokundu, baktı …, gibi fiillerdir. Bunlarda ise özne, hareketi karşıya, bir nesneye transfer etmiştir. Ve fiil geçiş bildiren, geçişli bir fiil olarak yer almıştır. 

            Geçişli fiillere (-i halinde) nesne alabilen fiiller demek  yine, kimi? Neyi? sorularına cevap veren unsura nesne demek?

   Bir fiilin geçişli olması demekle, öznenin karşısında durup nesne görevinde yer alan bir isimle fiilin etkileşimi ve bu etkileşimin sonucunda, yani öznenin yapmış olduğu etki sonrasında nesnenin vermiş olduğu tepki kastedilir.

        Ali camı kırdı (Neyi kırdı?).

   Bu cümlede cam bir nesnedir. Neyi? Kimi? Sorularına da cevap vermiştir. Hareket, bir etki-tepki sonucunda meydana gelen hareketler (fiiller) sınıfında olduğu için geçiş bildiren fiildir. Bu etki ve tepki ile cümlede bir nesnenin var olduğu da bilinir. Yine bu durumda özne, nesne üzerinde etkindir. Yani fiil hareketi bir nesne üzerine transfer eden, geçiş bildiren, geçişli bir fiildir.  Bundan başka böyle hareketi bir nesneye transfer etmeyen; öldü, büyüdü, patladı, düştü… gibi fiillerde vardır. Bu tür fiillerde özne hareketi bir nesneye transfer etmez çünkü ortada bir nesne yoktur. Türkçede özne, fiili transfer edilen bir fiil haline getirirken –t, -r, -tür eklerini işletir. Öldürdü, büyüttü… gibi..  Yine, Türkçede özne –t, -r, -tür eklerini –i halinde nesne gerektiren; yazdı, kırdı, taşıdı, kesti… gibi geçişliliği kendinden olan nesneli fiillerle de işletir. Yazdırdı, kestirdi … gibi. Fakat bu türlü fiillerde öznenin nesnesine hareketi transfer etmesi yoktur. Yani, ‘Öldürdü’ çekimli fiilinde özne hareketi nesnesine transfer ederken, 'yazdırdı' fiilinde özne hareketi yapmayı dahi nesnesine ettirir. Hareketi nesne üzerine transfer etmeyi belirtilmeyen başkası yapar. Bu durumda özne ifadede sadece ettiren olarak yer alır.

    Bu arada ;  Dokundu, baktı, yaslandı,  güvendi,  inandı,  kandı …  fiilleri  neye? Kime? Sorularına cevap veren  nesneli fiil olsalarda;  dokundu, baktı, yaslandı, güvendi …, fiilleri transferli, hareketi nesneye taşıyan fiiller, diğer, 'kandı, inandı...' fiilleri transferi olmayan, hareketin öznede kaldığı fiillerdendir. Çünkü,  -t, -r, -tür ekleri dokundu_dokundurdu, baktı_baktırdı … fiillerinde hareketi ettirme; kandı_kandırdı,  fiilinde bir transferi bildirir. 

    Tersi durum, öğrendi, anladı… gibi  -i halinde nesne gerektiren nesneli fiillerde vardır. Bu fiillerde fiiller kimi? Neyi sorularına cevap verselerde diğer ; yazdı_yazdırdı, kırdı_kırdırdı … fiillerinde olduğu  gibi bir ettirmeden  bahsetmezler.   Çünkü,  -t, -r, -tür ekleri fiillere eklendiğinde; anladı_anlattı, öğrendi_öğretti … görüldüğü gibi bir transferlik, bir geçişlilik bildirir.

      Buradan da, fiillerin –i veya –e halinde olmasıyla geçişlilik veya geçişsizlikleri arasında her zaman bir bağlantı kurulu değildir yargısı oluşturulabilir.

      Demek ki fiillerin ‘direct object’ (doğrudan nesne); kırdı_neyi kırdı?, dokundu_neye dokundu?,  korktu_neyden korktu?  Veya, ‘indirect object’ (dolaylı nesne);  Kırdırdı_neyi kime kırdırdı?,  Dokundurdu_kimi neye dokundurdu?... talep etmesiyle, hareketin özneden nesneye transferi meselesinde sorular üzerinden hareket etmek pek de kesin sonuç vermez.

      Öyleyse şöyle yapılabilir. Fiilleri kategorilerine ayırırken, talep etmiş oldukları sorularına  veya nesnesinin  hallerine;  –i, -e, -den haline bakılmaksızın, hareketi özneye bırakan veya bırakmayan fiiller  diye ayırmak gerekir. Bundan sonra, fiillerin taban anlamları,  üzerlerinden oluşturulacak yargıyı kendileri verirler.

      Şöyle; öldü, anladı, kandı, korktu… çekimli fiillerinde hareket öznede  kalır. Özne; öldürdüm, anlattım, kandırdım, korkuttum … demekle hareketi bir nesneye transfer ettim demek istemiştir. Yok böyle değilde fiiller;  yazdı, kırdı,  dokundu, kaktı… gibi hareketi bir nesneye taransfer etmiş fiillerdense, Özne; yazdırdım, kırdırdım, dokundurdum, baktırdım … demekle  hareketi  kendisinin bir nesneye transfer etmesinden  değil, hareketi yaptırarak bir başkasının hareketi bir nesneye transfer etmesini sağlamaktan, sebep olmaktan, bahseder.
  
 

Fiil nedir? Çekimli fiil (tense) nedir?

Fiil nedir?  Çekimli fiil (tense) nedir?

Tabiyatta madde olarak var olan veya var olduğu düşünülen varlıkların; belirli bir...

... şahsa I ( 'ben' birinci tekil şahıs) worked

... zamana; I worked (2) _ Çalıştım ( geçmiş z.)

 ... tarza;    I had worked (3)_Çalışmıştım.     (tamam olmuş bitmiş tarz )

bağlı olarak aktif halde bulunan durum veya hareketlerine... Bu varlıkların;

 ... kendilerinde;   to get humanized

 ... niteliklerinde; Her face turned yellow. (yüzü saradı)

meydana gelen değişim ve dünüşümlerini bildirirken oluşturulan fiil+tarz+zaman+şahıs...birleşmelerine,  çekimli fiil, yapılarda yer alan hareket adlarına fiil denir.

Şahıs; harekete muhatap olan her şey/ şahıs/ zamir/ konu/ durumdur. (özne–subject)

Zaman(time); 

geçmiş ( -di )  (past; used to V,    V-ed2   was/were V-ing,   had V-ed3 )

şimdiki ( …)       

(present; V & V-es, … am/is/are V-ing,  have/ has V-ed3)        

gelecek ( -ecek )    

(future; will,  will be V-ing,  will have V-ed3)

geçmişteki gelecek ( -ecekti

(future in past; would, would be V-ing, would have V-ed3)

Tarz/biçim(aspect); hareketin gerçekleşme şekli; hareket;

genel (-e-r)

(common aspect ) hareket mi,

devam eden (-yor/ -yır/ -yaar/ -yap) hareket mi

 (continuous aspect; be V-ing) veya,

tamam olmuş (-miş/-ip/-gan)

(perfect aspect; have V-ed3) hareket mi, yoksa

hala devam etmekte (-mekte)

(perfect continuous; have been V-ing)
olan hareket mi yani biçimidir.

  Çekim(tense); şahıs ve tarz unsurlarıyla birleşen fiilin bir zamana göre çekimlenmesidir.
Ör: Gid-iyor-du-m, çekimli fiili, 1. Tekil Şahsın, geçmiş zamanda devam ettirdiği hareketin ifade edildiği çekim şeklidir.

 

 

 

-miş’li (bitmiş) haber (söylenti, rivayet) nedir?

-miş'li (bitmiş) haber (söylenti, rivayet) nedir?
 -miş ← imiş ← ermiş ( yer almış/ bulunmuş)
gider -miş
gidiyor -muş
gitmiş -miş

  Konuşan kişinin; Varlıkların; bir kip altında, bir tarz, zaman ve şahsa bağlı, konuşulmuş hareketlerini, oluşmuş bir haber veya bir bilgi gibi kabul edip, haberin bu oluşmuşluk veya bitmişlik durumunu göz önünde bulundurmak suretiyle, -mış (i-miş/ ermiş) bitmişlik unsurunu kullanması, bununla birlikte, cümleyi de yargısız (-dır eksiz) bırakarak, olmuş/bitmiş bu haberin esasen bir söylentiden ibaret olduğunu vurgulamasıdır.

Yarın kar yağacak. (var bulunan haber)

Yarın kar yağacak-(i)mış.

Yarın kar yağacak- ( diye bir haber) bulunmuş/ yer almış.

   Şöyle de ifade edilebilir; Herhangi bir hareket ister geçmişte, ister şimdi ve isterse gelecekte gerçekleşecek olsun, bir kez konuşulmuşsa veya bir yerde yazılı haldeyse ya da ortalıkta böyle bir haber varsa. Hareketle bildirilen haber artık üretilmiş, var olmuş bir haberdir.      

 Konuşan kişi aktarımını yaparken bu konuşulmuş olmayı esas alır. Yani konuşan kişiye göre hareket değil, haber konuşulmuş tabiatta var olmuş, oluşmuş veya bitmiştir. 

 Bu yüzden de ‘olmuş, var bulunmuş’ anlamında bitmişlik bildiren ‘i- yardımcı fiili +sıfat fiil ‘ (ermiş/ i-miş/ miş) ek birleşmesini kullanır.

   Kullanır fakat yine de fiillerin bitmiş tarzlı şekillerinden yararlanır. Bu da hareket değil durum bitmişliğidir.

   Yani,

-miş'li haber esasen bitmiş /oluşmuş durum haberidir.

 -ür'lü, veya -dür/ -dır'lı haberde ise durum  hazır zamanda devam eder.

Gider-miş örneğinde hareket genel hareket, durum oluşmuş/ bitmiş durum haberdir.

Gidiyor-muş çekiminde hareket devam eder, durum oluşmuş/ bitmiş durum haberidir.

Trenle geliyorlar.

Trenle geliyor-larmış/ i-miş/ ermiş

 

Bu bir kitap-tır. ( kitap bulunuyor_devam eden durum )                        

Bu bir kitap - muş/ i-miş/ ermiş, bulunmuş bulunmuş, yer almış.

 

perfect tenses/ Bitmiş tarz/ Türkçede fiil -mış eki almışsa

Bitmiş tarz (perfect aspect); Türkçede fiil -mış eki almışsa;

 hareket hazır zamanda devam etmeyen, tamam olmuş, oluşmuş, bitmiş (perfect) bir harekettir.

 Türkiye bölgesi Türkçesinde bu tarz, iki şekilde elde edilir.

Birincisi miş sıfat fiil ekiyle elde edilen bitmişliktir. –miş eki bu tarzda -mış bulunuyor anlamındadır.

İkincisi geçmiş zaman ekiyle elde edilen bitmişliktir. –dı ekiyle yapılan bitmişlikte (geçmiş zaman bildiren sözcük kullanılmaz)
   

İngilizcede ise ‘have V-ed3’ unsurları kullanılır. (-ed takısı fiilin düzenli bir fiil olması durumunda fiile eklenir. Düzensiz fiillerin ise 3. halleri kullanılır.)

Anlam olarak: Bu tarz, muhatabın söze konu hareketi halihazırda, şu anki veya o anki durumda yapıp yapmamışlığının, hareketin oluşmuş veya oluşmamışlığının sorulduğu tarzdır. Örneğin,

Ödevini bitirdin mi?

_ Have you finished your homework?

Evet bitirdim (Bitirmiş durumdayım/ bitirmişim).

_ Yes, I have finished it.

Hayır bitirmedim (Bitirmiş değilim/ bitirmemişim)

_ No, I have not finished it.

   Not: Bitmiş tarz, tabiatta yer almış bir haberin, hazır zamanda da korunduğu(1) veya bir çıkarım yoluyla yer aldığının varsayıldığı(2), durumları ifade etmede kullanılan –dır ek birleşmesinden de istifade edilir. Örneğin,

1: Hiç İstanbul’a gitmiş mi ?

Evet gitmiş-tir . (…gitmiş bulunuyor. )

2: Şimdiye kadar İstanbul’a varmış-tır. (…varmış olur. )

Not: -dır eki aynı işlevlerde isimler/sıfatlarla da kullanılır. Örneğin,

Suçlu bulundu.

Yani şimdi suçlu mudur ?

(…suçlu mu bulundu oluyor ? )

 
___________________________________________________________________________

Karşılaştırma: bitmiş tarz eki,

Türkiye (-dı / -mış )

Azerbaycan (-miş/ -ip ),

Türkmenistan (-ip/-gan ),

Özbekistan (gan ) bölgelerinde ( )’deki gibidir

Ör: Men onları görmüşem. Onlar gelipti-r.

 

 Türkçede ve ingilizcede tamam olmuş veya bitmiş tarz;

 Türkiye bölgesi Türkçesinde bu tarz, iki şekilde elde edilir.
 Birincisimiş sıfat fiil ekiyle elde edilen bitmişliktir ki –miş eki bu tarzda -mış bulunuyor anlamındadır.

İkincisi di geçmiş zaman ekiyle elde edilen bitmişliktir. Ve bu durumda cümlede geçmiş zaman bildiren bir sözcük sözcük kullanılmaz.

Öncelikle şunu belirtelim. –dı ekinin bitmişlikte kullanılması sadece haber kipindedir. Örneğin;

‘çalışmış ol,

çalışmış olsan,

çalışmış olmalı,

çalışmış olabilir,

çalışmış olmak’ denilebildiği halde,

‘Çalıştı olmak, çalıştı olabilir’ (tercihen) denmez.

  Yine, –dı ekinin bitmişlikte kullanılması ( Bitirdin mi?_ Bitirdim ) bu çekimin geçmiş zamanının (… bitirdiydim) oluşmasına da neden olmuştur.
   Bu kısacık hatırlatmadan sonra dilde tarz olayını hatırlayalım.

   Tabiattaki hareketler cereyan ederken hareketleri gerçekleştiren bir şahıs vardı. Ve hareketler bu bir şahısla birlikte bir zamanda bulunurdu. Tarz olayında ise bir şahıs bağlı hareketlerin bulunduğu zaman içerisinde ne şekilde yer aldığı sorulur.

   Şöyle, Türkçede bir fiil,

r eki ve –di geçmiş zaman akini almışsa,

zaman geçmiş zaman,

hareket; genelllikle, aradabir, sık sık gerçekleşen harekettir.

‘Her hafta sonu sinemaya gid-er-di-m.’

 

yor veya -en/-an eklerinden biri ve ayrıca –  eki,

zaman yine geçmiş zaman,

hareket hazır zamanda devam eden harekettir.

‘Annem bulaşık yıkarken ben televizyon seyred-i-yor-dum. ’ Veya ‘

…seyred-en idim  ’veya ‘

…seyreden yer alm/

…seyreden bulundum’
  Fiil -mış ekini aldığında ise hareket bulunduğu zamanda devam etmeyen, tamam olmuş veya bitmiştir.

‘Müdür geldiğinde işimi çoktan bitir-miş-ti-m.’ Yani,

Müdürün geldiği (geçmişteki) o zamanda işimi bitirmiş biri olarak bulundum. Veya yer aldım.Gibi.
 Türkçede bitmiş tarz –di ekiylede elde edilebilir demiştik. Bu, –di eki almış her fiil geçmiş zaman bildirmez demek olur aynı zamanda.

‘… işimi çoktan bitirdiydim’. Örneğindeki birinci –di eki hareketin tarzını, ikincisi zamanını gösterir. Aşağıda ingilizce için verilmiş örneklere bakıp yukarıda sıraladığımız, –di geçmiş zaman ekini almış çekimli fiillerden, geçmiş zaman unsuru –di’yi kaldıralım. Yani,

gid-er-di-m,

gid-i-yor-du-m,

git-miş-ti-m’ çekimlerini,

---------------------------------------------------

gid-er-im,

gid-i-yor-um,

git-miş-im’ şeklinde ve hatta

‘git-ti-y-di-m’ çekimli fiilini de

git-ti-m’ olacak şekilde görelim.

   Örneklerden –di geçmiş zaman eki kaldırıldığında, artık -dı eksiz bu örnekler geçmiş zaman bildirmezler demektir.

  Yani, ‘Her hafta sonu sinemaya giderim’ Derken şu anki mevcut ‘present’ şimdiki durum kastedilir.

‘Şimdi sinemaya gidiyorum.’ Derken de şimdiki mevcut durum kastedilir. Farklı olarak bu çekimde hareket devam ediyordur. Yine,

‘İşimi bitirmişim, artık müdür gelse de fark etmez.’ Örneğinde de şimdiki, mevcut (present) durum kastedilir. Burada da hareketin ne zaman gerçekleştiği yani hareketin gerçekleştiği fiziksel zamanı aranmaz. Sorulan şey mevcut hazırdaki durumdur.

  Yani, ‘yanmış ev’ veya ‘pişmiş yemek’ ya da ‘Yemek pişmiş’ örneklerinde evin ne zaman yandığı veya yemeğin ne zaman piştiği sorulmaz. –dıydı ekindeki ikinci -di geçmiş zaman eki kaldırıldığında da durum böyledir. Eğer cümlede geçmiş zamana gönderme yapan bir zaman sözcüğü, ‘dün, iki hafta önce…’ kullanılmazsa, –dı ekli fiil yine şimdiki, hazırdaki (present) durumu gösterir. Aşağıda, örnek birdeki Türkçe kısım, –dı ekli fiilin şimdiki, hazırdaki (present) durumu gösterdiği cümlelerin ingilizce tarafına bakıldığında görülür.
 
  Örnek:

1. Have you ever seen my cat ?_ Kedimi gördünmü (hiç)/ görmüş müsün?
   Yes, I have seen your cat._ Gördüm. / Görmüşüm. ( present perfect)(şimdiki bitmiş)

2. When ? _ Ne zaman ?
    I saw your cat last year._ Geçen yıl gördüm.  (simple past tense)(yalın geçmiş)
 
 Örneklerdende görüldüğü üzere Türkçede here iki fiil –di ekini almışsada ingilizcede, birinci örnek ‘present-şimdiki’, ikinci örnek ‘past-geçmiş ‘ halde verilmiştir.
 
   Bitmişlikte esasen durum şudur: Özne hareketi öncesinde geçirmiş ya da hareket öncesinde özneye işlemiş olabilir. Bu zaman hareketin fiziksel zamanı, tabiat zamanıdır. –mış-tır ekleşmesiyle kastedilen veya sorulan bu zaman, yani hareketin ne zaman gerçekleştiği değildir. Sorulan şey hareketin hali hazırda/ şu anda / şimdiki zamandaki durumudur.

‘Hiç Ankara’ya gitmiş mi?

(evet) Gitmiş/ Gitmiştir/ Gitmişliği var.

’ örneğindeki zaman, şimdiki zamandır. Bu örneğin geçmiş zamanı;

‘O sırada Ankara’ya varmışm’ şeklindedir.

Böylece;

_ Ali’nin babası ölmüş-tür./ Adam ölmüş-tür.

_ Güneş doğmuş-tur./ Güneş doğmuş duruyor.

_ İstanbul’a gitmişim-dir/ İstanbul’da olmuşum./ İstanbul’u görmüşüm-dür. Gömüşlüğüm var.

   Örneklerinin her birinde -mış ekiyle kastedilen, hareketin bitmişliği ve bu oluşmuş hareketin şimdiki (-mıştır) zamanıdır.
    İş bu yönüyle ele alındığında; hareketin bitirilmiş/ işlenmiş olduğunun ifade edilmesini -mış eki, hareketin zamanını, hali hazırdaki durumunu,–dır/-tür eki karşılar.  

   Bu arada türkçede bitmişlik, –p ekiylede elde edilir. –p eki, (git-iptir) şeklinde fiillere iliştirilerek hareketin bitmiş olduğunu ifade eder. Yine –p ekiyle, -miş ekiyle sağlanabilen –miş olacak gibi geleceklik bildirebilen bir yapı oluşturulmaz. Yani –p eki salt bitmişlik eki olarak kullanılır.

Men onları görmüşem. Onlar işlerini bitiribler.

Örnekler:

I haven’t seen my father

_ Babamı görmedim. …görmüş değilim.

We already have sended a mail to them.

_ Onlara henüz/daha şimdi bir meil gönder-dik/-mişiz.

I suppose your father hasn’t returned from Ankara yet.

Have you already seen this new film?

_ Halı hazırda bu filmi seyretmiş misin?

I have known him since my childhood.

_ Onu çocukluğumdan beri tanımış bulunuyorum.

I havn’t breakfast yet.

_ Henüz kahvaltı yapmadım/ yapmış değilim.

The child has losen his money.

_ Çocuk parasını çaldırmış/ parasını çaldırdı.

Geçmişte kalmış gelecek zaman ( future in past time )

 

  Gelecekte gerçekleşecektir (future times): Türkçe için gelecek zaman, ecek eki ile elde edilir. İngilizcede ise birinci şahıslarda (I/we) shall ya da hepsinde will yardımcı fiili kullanılır.

I will go to the cinema._Sinemaya gideceğim.                

I will be sleeping._ Uyuyor olacağım.

I will have gone._ Gitmiş olacağım.

  Geçmişteki gelecek zamandadır (future in past times): Türkçede bu zaman, -di geçmiş zaman eki ileecek gelecek zaman eki birlikte kullanılarak (-ecekti) elde edilir. İngilizcede ise will yardımcı fiili would’a dönüşür.

   Bu arada geçmişte kalmış gelecek zamanın olumlu şekli, gerçekleşmemiş bir niyet bildirir.

    Not: -ecekti ekiyle verilmiş bir yapının olumlu hali gerçekleşmemiş bir hareketi, olumsuz hali (yap–mayacaktım) gerçekleşmiş bir hareketi bildirir.

    Not: Türkçede gelecek zaman –r(-er) ekiyle de elde edilebilir. –r ekli gelecek zamanda farklı olarak bir tahmin, bir belirsizlik, bir ihtimal vurgulanır. Aşağıdaki örneklerde –ecek ekiyle birlikte –r ekli gelecek zaman da verilmiştir.

   Örnekler:

Dakik(yalın)tarz: 

Sinemaya gid-eceğim/-ecektim.

Giderim /giderdim. (Yarın belki sinemaya giderim.)

_I will/would go to the cinema.

Devam tarzı:

Uyuyor olacağım/-acaktım. (O saatlerde)

Uyuyor olurum/olurdum.

_ I will/would be sleeping.

                                            

Bitmiş tarz: 

İşimi bitirmiş olacağım/-acaktım

bitirmiş olurum/ olurdum.(Geleceğin zaman büyük bir ihtimalle işimi bitirmiş olurum.)

_ I will/would have finished my work.

      

  Not: Gelecek zamanlarla ilgili şöyle bir durum da vardır: Fark ettiyseniz, dakik tarz dışında diğer tarzların gelecek zamanları ‘ol’ fiiliyle oluşturulmaktadır. ‘olmak’ fiilinin yardımcı bir fiil olarak kullanıldığı bu tip yapılarda, dakik tarzlı yapılarda (çalışacağım) olduğu gibi bir niyet veya planlamadan değil, söz konusu hareketle kastedilen hal üzerinde bulunmaktan bahsedilir. 

           

fiil çatısı nedir?

     Fiillerdeki hareketin taşınması, fiillerde çatı nedir?

Fiil çatısı nedir? English voice nedir?

Tanım;

....kısaca öznenin, fiillerin anlamına dokunmadan fiillerdeki hareket taşınmasını bildirirken yapmış olduğu dil bilgisel, gramer işlemlerine fiillerde hareket taşınmaları (fiil çatısı) denir.

Türkçe için şöyle başlayalım.

   Tabiatta madde olarak var olan ya da var olduğu düşünülen varlıklar olduğu gibi, varlıklara bağlı hareketlerde vardır. Bu hareketlerin ise bir kısmı varlığın üzerinde kendiliğinden meydana gelirken ‘yağmur yağdı, rüzgar esti’ gibi, bir kısmını da bir yapıcı meydana getirir.

‘Ali mektubu yazdı’

   Örnekteki yapıcı (Ali) hareketi bir nesne üzerinde meydana getirmiştir. Bazı fiillerde ise yapıcı, bir nesne olmaksızın hareketi gerçekleştirebilir.

‘Ali oturdu’ Yine bazı durumlarda nesne vardır fakat yapıcı bu nesne üzerinde bir etkiye sahip değildir.

‘Ali köpekten korktu’

   Aksine nesneden gelen bir etki veya nesneye karşı bir etkilenme vardır.

  Şimdiye kadar gösterilen fiiller ( yağdı, oturdu, yazdı, dokundu, korktu ) fiilleri yalın halleriyle bir harekete ad fiillerdir. Ve fiillerin yer aldığı cümlede bir özne vardır. Yani hareket ister fiziksel olarak yapıcısı olan bir hareket olsun, isterse hareket kendiliğinden varlıkta ortaya çıkmış olsun cümlenin kurucu unsuru, harekete konu unsur olduğu için söz edilen varlık cümlelerin öznesidir.
      Şöyle;

‘Ali mektubu yazdı’

   Örnekteki ‘Ali’, ‘yazmak’ fiiliyle kastedilen hareketi fiziksel olarak gerçekleştirmiştir elbette, fakat Türkçe  açısından bu önemli değildir. Diğer bir örnek:

‘Ali mektubu yazdırdı’

   Bu cümlede Ali yazmayı -d-ır veya –t-ür yapar. Yazmak fiiliyle kastedilen hareketi ise fiziksel olarak belirtilmeyen bir başkası yapar. Bu bir başkası belirtiliyorsa ifadeye ayrıca bir –t ilave edilir. ( Ali mektubu Veli’ye yazdırttı) Gibi. Bu iki, -d-ır’lı ve –d-ir-t’lı örneklerde özne olan Ali olaya birinci dereceden sebep olur.

‘Ali mektubu yazdır(e)ttirdi’ (yazdırttırdı)’da ise hareketin dilsel yapıcısı ( -d-ır’mayı yapan) dahi belirtilmemiştir. Bu biri verilecekse ‘yazdır(e)ttirtti’ (yazdırttırttı) denmelidir.

   Bütün bu durumlarda cümlenin üzerine kurulduğu öge ( özne ) ‘Ali’, fiille kastedilen hareketin fiziksel yapıcısı bir başkasıdır.

   Buraya kadar durum böyleyken işin birde diğer tarafı, nesne tarafı vardır. Yani işin bu tarafında böyle şeyler olurken diğer tarafta nesnede kendi tarafında dil bakımından aktif olarak hareket halinde bir cümle oluşturmaktadır.

   Şöyle, ‘Ali’ karşı taraftan bir hareket (yazdı hareketini) yaparken bu tarafta ise nesne aynı harekete başka bir hareketi ( il’meyi ) katarak (mektup yaz-ildi) karşılık verir görünür. Görünür derken aslında böyle bir karşılık verme durumu yoktur. Yani iş,

‘Ali mektubu yazdı’ da ‘mektup yaz-ildi’ sonuç mantığı üzerinden yürümez.

‘ Ali camı kırdı.’ Cümlesi başka

‘ Cam kırıldı’ Cümlesi başka bir cümledir. Fakat şöle olabilir.

‘Ali cama vurunca cam kırıldı’

‘ Ali camı kırdı.’ ‘Cam kırıldı’ Böyle değil.
   Çünkü bu cümleler bir birinden bağımsız birer özneye sahip cümlelerdir. Fakat biz genede karşılaştırma yaparak devam edelim, tabii bu karşılaştırma dil bilgisel karşılaştırmadır unutmayalım. Çünkü şu anda etken, ettirgen… ve edilgen yapılı fiilleri işliyoruz.

 Devam edelim,

 ‘Ali mektubu yazdı’ cümlesinde ‘Ali’ mektubu yazarken. Bu tarafta nesne (mektup) –il ekiyle (Ali’den bağımsız olarak ) hareketi kendine iliştirir. Yani, ‘mektup yaz-iler’ Yine,

‘Ali’ yaz’ı tür’üp bırakırken, nesne (mektup) yaztür’ü kendine  -il’ler (mektıp yazdır-ildi) gibi..

‘Ali’ yaz-tür’ü -(i)t’ip bırakırken, nesne yaztürt’ü kendine –il’ler (mektup yazdırt-ildi) gibi. Yine,

‘Ali’ yaz-tür’ü (e)ttir’ip bırakırken, nesne yaztür(e)ttür –il’er ( mektup yadırttır-ıldı) gibi.

Kısaca, dil açısından bakıldığında bütün bu durumlarda nesne ( yani mektup) canlıymış gibi düşünülür ve –il ile kastedilen hareketin yapıcısı olur. Harekete konu unsur olduğundan da kendi cümlesinin kurucu elemanı öznesi olur.

Bütün bunlara göre ifadelerdeki fiiller üzerindeki hareket oynamalarında, fiillerle kastedilen hareketlerin anlamlarında herhangi bir değişme olmamıştır. Böylece,

Fiillerde hareket taşınmaları nedir? ( fiillerde çatı nedir? )

   Fiiller yalın halleriyle bulunduğunda, karşılamış oldukları hareketlerin ya öznede kaldığını (geçişsiz fiil)( öldü ) ya da özneden nesneye geçmiş halde olduğunu (geçişli fiil) (yazdı bildirirler.

Özne, kendinde kalmış bir hareketi kendinden çıkarıp karşısındaki nesneye taşıdığında

(oldurgan)(öldürdü)  veya

yalın haliyle zaten nesneye taşımış olduğu bir hareketi bu kez bir başkasına taşıtmak istediğinde

(ettirgenlik)(yazdırdı);

yalın haliyle hep nesneye taşıdığı hareketi taşımak

(dönüşlülük)(yıkadı-yıkandı) istediğinde,

yine, gelen etkiler karşısında kendisinde bir tepkinin olduğunu ve hareketi artık taşımış olduğunu

(edilgenlik)(yazıldı/ öldürüldü) bildirmek istediğinde…

…kısaca öznenin, fiillerin anlamına dokunmadan fiillerdeki hareket taşınmasını bildirirken yapmış olduğu dil bilgisel, gramer işlemlerine fiillerde hareket taşınmaları denir.
 
    Not: Hareket taşınmasının henüz gerçekleşmediği yalın haldeki geçişli ve geçişsiz fiiller çatılı fiil değildirler.

Etken (active) fiil: Yüklemdeki hareketin cümlenin öznesi tarafından yapıldığını, öznenin aktif/yapıcı olduğunu: Ali, Veli’yi dövdü.

Edilgen (passive) fiil: Öznenin başkasınca yapılmış müdahaleler karşında tepkisini veya geçirdiği dönüşümü: Ali dövüldü.

Olgan (inchoative) fiil: Öznenin doğal vs. etkiler karşısındaki tepkisini veya geçirdiği dönüşümü: (Kapı) açıldı.

Dönüşlü (reflective) fiil: Öznenin etkin olarak yapmış olduğu bir hareketi bu kez kendine döndürdüğünü: Kuruladı-Kurulandı.

İşteş (reciprocal) fiil: Hareketin özneler tarafından paylaşıldığı durumu: Ali’yle Veli dövüştü. Bildiren fiillerdir.
 
 
Hareketlerine göre;

-t/-r/-tür’ilmiş fiil: Öznenin kendisinde ortaya çıkmış/ üremiş geçişsiz bir hareketi bu kez kendisinin (bir nesneyle) ortaya çıkarması, ortaya koyması, et-mesi (oldurganlık)’tır: Doğdu–doğ-urdu, Doydu–doy-urdu, Öldü–öl-dürdü, Uyudu–uyu-ttu.
Yine, öznenin geçişli fiillerle aynı ekleşmeleri kullanarak hareketi yaptırmasıdır. (ettirgen): Yazdırdı.

-ürt/ -türt’ilmiş fiil: Öznenin bir hareketi oldurgan veya ettirgen yapma işini bir başkasına itmesidir. öl-dürttü. Yazdırttı.

Ettir'ilmiş fiil: Öznenin bir hareketi ür-ettirmesini/tür-ettirmesini/ettirmesi ( dolaylı ettirgen): Ali fareyi öldür(e)ttürdü.

Ettirt-ilmiş derken: Öznenin bir hareketi ürettirmeyi/türettirmeyi/ettirmeyi et-ip/itip bırakması( dolaylı ettirgen): Öldür(e)ttürttü.

Geçişli (transitive) derken: Öznenin müdahalesiyle nesnesinde oluşan reaksiyonu/tepkiyi belirten filleri: Ali camı kırdı.

Geçişsiz (intransitive) derken: Bir hareketin nesneye taşınamadığını, öznede kaldığı: Kim? öldü, yattı, durdu, neyi? Giydi/ giyindi, öğrendi, bildi, anladı, neye? kandı, güvendi, neyden? utandı, korktu, nereye? gitti, geldi. Yine, yıkıldı, dövüldü, yıkandı vs.

Oldurgan fiil (ergative verb)

Fiil çatısı nedir? Oldurgan fiil nedir?

.Tanım;

   ..kısaca yalın haliyle öznede ortaya çıkan bir fiilin ( 'öldü, uyudu, doğdu ' gibi) bu kez öznenin kendisinin ortaya koymasına (öl-dürdü, uyu-ttu, doğ-urdu) oldurgan fiil (ergative verb) denir. 

 Türkçede bir ibare –trtür eklerinden birini almışsa

ve bu ibare;

 Bir tabiat sesi (veya benzeri bir şey) ise özne sadece bu sesteki yansımayı yapmıştır.

sü(ü)p-ürdü, fıt-tır

   İbare bir fiilse ve bu fiil hareketi karşıya (bir nesneye) taşımayan yani özneye bırakan (geçişsiz-öznede kalan) bir fiilse, özne hareketi bir nesne üzerine (karşıya) taşımış, fiili oldurgan fiil yapmıştır.

Kedi öldü --- Kedi fareyi öldürdü,

Ali uyudu --- Ali Ayşe’yi uyuttu.

Yine; öğrendi/ öğretti, korktu/ korkuttu, anladı/ anlattı…

   İngilizcede nesne talep etmeyen fiillerin bir kısmının ( Ergative Verb) kullanıldığı cümlelerde nesne olmadığından, nesneli hale getirirken, yani oldurganlaştırılması yapılırken cümleye sadece nesne konulur.

The kettle boiled._ Su(ısıtıcı) kaynadı.

I boiled the kettle._Suyu(ısıtıcıyı) kaynattım

Diğer nesnesiz fiillerin nesneli hale getirilmesinde fiil tamamen değişir

 The cat died–Kedi öldü.

The cat killed the mouse–Kedi fareyi öldürdü.

   Eğer fiil yalın haliyle hareketi bir nesneye taşıyan (etkin/ etken/ öznenin yaptığı ) fiil (yazdı, taşıdı ) ise, özne bu kez hareketi bir başkasına yaptırmış (yaz-dır-dı, taşı-t-tı), fiil ettirgen bir fiil olmuştur.  Bu durumda cümlenin kurucusu (yüklemdeki kişi) özne, hareketin (fiziksel) yapıcısı ise bir başkasıdır.

Ali’nin annesi Ali’ye mektup yazdı.

_ Ali’s mother wrote a letter to Ali.

  Ali’nin annesi mektubu Veli’ye yazdırttı.

_ Ali’s mother had Veli write the letter.

   Türkçede ve ingilizcede fiilleri oldurgan ve ettirgen hale getirmek
-t/-r/-tür ekleri ve (oldurganlık):
     Fiilleri, bir nesne gerektiren ve bir nesne gerektirmeyen fiiller diye iki bölüme ayırdık diyelim. Nesnenin -i, -e, -den, -ile halinde bulunabileceğini söylemiştik. Tekrar edelim anlaşılması gereken şudur. Bir fiilin nesne alabilmesi için sadece -i halinde bir nesneye sorulan kimi? neyi? sorularına cevap vermesi gerekmez.
...kırdı (neyi kırdı?) Kalemi kırdı,

...dokundu, (neye dıkundu?) Kaleme dokundu,

...hoşlandı, (neyden hoşlandı?) kalemden hoşlandı,

...yazdı (neyle yazdı?) Kalemle yazdı. Derken, kalem her durumda nesnedir.

Örneğin

Ali kalemi kırdı. derken, özne (Ali) hareketi nesneye yükleyerek, nesneye tesir ederek hareketi nesneye yüklemiştir.

Ali kaleme dokundu. Derken, nesneye tesir etmiş fakat nesne tepkisizdir.

Ali kalemden hoşlandı. Derken ise bu kez özne nesneden etkilenmiş, hareket öznede kalmış, özne nesnenin tesiri altında kalmıştır.

Ali kalemle yazdı’da ise nesneyi araç olarak kullanmıştır.

Buraya kadarki açıklamalara göre nesne(subject), öznenin karşısında duran, öznenin kendisiyle etkileşime girdiği; konu, durum, şahıs, zamir, eşya, hayvan vs. dir.

Bundan başka, diğer fiiller yalın halleriyle nesnesizdirler, yani nesne gerektirmezler.    

Gitmek, gelmek, oturmak, kalkmak, ölmek, yaşamak, büyümek, patlamak  gibi.

Türkçede yukarıdaki ekleşmeler (-t, -r, tür ekleşmeleri) nesneli nesnesiz hemen her fiile getirilebilir.

Örnekleyelim:

A) Nesneli fiiller:

Akuzatif (-i hali) Kimi? Neyi?: yazdı/ yaz(dır)dı, taşıdı/ taşı(t)dı, kesti/ kes(tir)di, öğrendi(to learn)/ öğretti(to teach),  gördü(to see)/ gösterdi(to show), anladı(to understand)/ anlattı(to tell), bildi(to know)/ bildirdi (to state)

Datif (-e hali) Kime? Neye?: bakmak/ bak(tır)mak, dokunmak/ dokun(dur)mak , inanmak/ inan(dır)mak vs.

Ablatif (-den hali) Kimden? Neyden?: usanmak/ usan(dır)mak, bıkmak/ bıktırmak, korkmak/ korkutmak

Enstrumental (ile hali) Kimle? Neyle?: barıştı/ barıştırdı, savaştı/ savaştırdı, dövüştü/ dövüştürdü, artıştı/ tartıştırdı
 

B) Nesnesiz fiiller:

Nominatif (yalın hal) Kim? Ne?: öldü(to die)/ öldürdü(to kill), patladı/ patla(t)dı, büyüdü/ büyü(t)tü, yaşadı/ yaşa(t)dı

( yer tümleçli )

Yönelme (-e hali) Nereye?: ulaştı/ ulaştırdı

Yönelme–Ayrılma Nereden? Nereye?: gitmek/ gittirmek veya götürmek, göndermek; gelmek, geldirmek veya getirmek

Çıkma (-den) Nereden?: uzaklaştı, uzaklaştırdı
Gördüğümüz gibi, ekleşmeler hemen her tür fiile getirilebilmektedir.

Şöyle başlayalım: Geçişsiz fiillerdeki hareketler öznede vuku bulur. Yani hareket özne üzerindedir. Nesnesiz fillerde buna dahildir.

   ‘Kedi öldü.’ Bu örnekte ‘öldü’ demekle kastedilen hareket, bir özne olan kedinin üzerinde cereyan eder, ortaya çıkar, ürer. Özne, kendisinde vuku bulmuş bir hareketi kendisi de ortaya çıkarabilir/ ortaya koyabilir/ ür-etebilir/ tür-etebilir. Bunu yaptığında da öznenin karşısında çoğu kez bir nesne vardır. Türkçede bu durumu oluşturmak için –t/ -r/ -tür ekleşmeleri kullanılır. Bu ekleşmeler ile özne, söze konu olan hareketi ortaya koyar ortaya çıkarır, eder, yapar, meydana getirir ve böylelikle hareketi nesnesine taşımak ister ve bununla da fiili geçişli nesne gerektiren fiiller grubuna sokar.

Kedi doğdu – Kedi doğ-urdu. Kedi ne doğurdu? Kedi yavru doğurdu.

Kedi öldü – Kedi öldürdü... Kedi neyi öldürdü? Kedi fareyi öldürdü.

   Ya da hareketi nesne üzerinde etkin hale getirir.

Ayşe uyudu. Ayşe kardeşini uyuttu

Ayşe büyüdü. Ayşe büyüttü… Ayşe kimi büyüttü? Ayşe kardeşini büyüttü.

  Not: Ekleşmeler her zaman fiilleri nesne gerektiren  fiillere döndürmek işinde kullanılmaz elbette.   

   Özne bazen doğa yansımalarını fiille yaparken de bu ekleşmiş unsurlardan yararlanabilir.                

Öks-ürdü, püs-k-ürdü, fış-k-ırdı, ba(ö)ğ-ırdı, del-irdi, çıl-dırdı, fıt-tırdı, ot-urdu gibi

   Bu fiillerin nesne gerektirir hale getirilmesi ise aynı ekleşmelere -t ekleşmesinin katılmasıyla elde edilir. Öks-ür-ttü, püsk-ür-ttü, fışk-ır-ttı, ba-ğ-ır-ttı, del-ir-tti, çıl-dır-ttı, fıt-tır-ttı,  gibi.

   Böylelikle fiiller nesne gerektirir hale gelmiş olurlar. Bazı doğal yansımalar nesne gerektirir fiil iken -t eki almazlar: süp-ürdü gibi. 

     Bu arada İngilizce için ergative verb’den bahsedelim. Türkçede yukarıdaki ekleşmiş unsurların yazım kurallarına göre hemen her fiile getirilebildiğini görüyoruz. İngilizcede bu durumda nesnesiz fiillerde get/ make/ have ( ileride göreceğiz ) gibi unsurlar da kullanılmaz.
    Bahsedelim: İngilizcede nesne talep etmeyen fiillerin bir kısmının kullanıldığı cümlelerde nesne olmadığından, nesneli hale getirirken, yani oldurganlaştırılması yapılırken cümleye sadece nesne konur.

The kettle boiled._ Su(ısıtıcı) kaynadı.

I boiled the kettle._Suyu(ısıtıcıyı) kaynattım

   Örneğimizden de gördüğümüz gibi ‘boiled’ değişmemiştir. İşte ergative fiil budur. Yani yalın haliyle, geçişli/ nesneli olduğu hal arasında bir fark olmayan fiil. Diğer nesnesiz fiillerin nesneli hale getirilmesinde fiil tamamen değişir ve oldurgan fiilin yalın haldeki fiille ayrımı bu şekilde sağlanır.

The cat died– Kedi öldü. Gibi.

The cat killed the mouse._ Kedi fareyi öldürdü.

   Konumuza dönersek; -t/-r/-tür ekleşmeleriyle yalın haliyle öznede cereyan etmiş geçişsiz bir hareketin, bu kez özne tarafından bir nesne üzerinde ortaya çıkarılmasına veya nesneye geçirilmesine, taşınmasına oldurgan fiil denir. Türkçede fiil, görüntü olarak –t,-r,-tür-ilmiş fiil görüntüsündedir ve gördük ki İngilizcede ya fiilin şekli değişir ya da fiil nesneli bir fiil gibi (ergative verb = hem geçişli hem geçişsiz fiil gibi ) kullanılır.

   Şimdilik örneklerimizin anlam özelliklerini bir kenara koyarak yapmış olduğumuz yapısal işlemi basit bir mantıkla açıklayalım.

   Aslında durum şudur:

   Özne, nesneli /nesnesiz, geçişli/ geçişsiz hemen her fiile bu ekleşmeleri uygularken, fiillerin bu türden özelliklerine bakmaz. Yani, öznenin sadece yapmak istediği bir hareket vardır. Örneğin -ür ekleşmesiyle özne bir hareket meydana getirir/ ortaya çıkarır.

Ör:  ‘öks-ürdü’ _ Ali öks-ürdü Ali öks etti/ Ali öks yaptı’da denilebilir.

Yine, Sssüp-ürdü._ Ali süp-ürdü. Ali odasını süp-ürdü/ süp yaptı.

   Örneklere dikkat edersek, birincisinde nesne yoktur. Özne öks-ürmüştür sadece. İkincisinde ise özne bir yeri süpürür. Süpürürken de çıkan doğal sesi fiilleştirir. Bununla da sssüp-ür-tüm, bu sesin ad olduğu fiili ortaya çıkardım/ süp-ettim demek ister ve bu etme/ urma taktiğini her fiile uygular.

   Aynı durum -t-ür, -et ekleşmeleri için de uygulanır. Öl-(i)t-ür-tüm. Yine, öl-it-tim, denilirdi. Veya öl-ür-düm de… (denilebilirdi fakat bir tarz eki olan –r, genel tarz ekiyle karıştırılabileceği için daha çok –t-ür ekinin kullanılmasına neden olur.) Biz -ür/-tür ekleşmeleriyle görüntü kazanmış, bir şekle bürünmüş fiillere -t, -r, -tür-ilmiş fiil diyelim. Çünkü ekler birden çok gramer kategorisini karşılamaktadır.

Kısaca;

-ür ekleşmesiyle özne bir hareketi ortaya çıkarır/ yapar ve bu hareketin sonucunda ise ortada bir nesne vardır (doğ-urdu) ya da yoktur (öks-ürdü).

-tür ekleşmesiyle de özne bir hareketi meydana getirmiş, ortaya koymuştur ve yine bu harekeketin sonucunda ortada bir nesne vardır (öl-dürdü) veya yoktur (çıl-dırdı) veya işi yaptırdığı bir nesne vardır (kırdırdı) ve yine –t(et) ekleşmesiyle de aynı şekilde. Fakat -t ekleşmesi -ür/-tür ekleşmesinin eklenemediği durumlarda fiil köküne eklenir. Biz bu açıklamada sadece bir taktikten, yapısal bir işlemden, bir görüntüden bahsetmiş olduk.

   Şöyle de bakılabilir:

   Eğer türkçeyi öğrenen biriyseniz , ‘öldüm, uyudum, doydum, anladım, öğrendim, kandım, inandım, sevindim, korktum, bıktım, usandım’ gibi, kendinizde cereyan eden veya kendinize dönük bir hareketi, karşınızdaki nesneye döndürmek/ taşımak veya hareketin nesneniz üzerinde cereyan etmesini istiyorsanız, yani fiili geçişli bir fiil haline döndürmek istiyorsanız, bağırmak’taki ba’yı nasıl ki -ır-dıysanız, doymak’taki doy’u, ölmek’teki öl’ü de aynı şekilde-ür’ün/-tür’ün. Yalnız, fiil kökü sesliyle bitiyorsa bunu yapmayın çünkü sesli harften önceki harfler bir varlığa ad olmuş isim olabilir ve sesli harfi de onun hal eki olabilir. Bu durumda bir hareket değil bir eşya ortaya çıkarmış olursunuz.

Yani:

Oku-urdu derseniz ok’u üretmek, ok yapmak, gibi bir anlam çıkabilir. -et fiilini/ ekleşmesini bu yüzden kullanırız. Oku-etti(okut-tu), büyü-et(büyüt-tü) gibi.
   Artık bir hareketi -ür/-et/-tür müşsünüz. Amacınız, karşınızdaki nesnenizdi. Öyleyse bu harekete nesnenizi de katarsanız ifadeleriniz; Fareyi öl-dürdüm, Bebeği doy-urdum/ ye-dirdim, Çocuğu büyü-ettim örneklerinde olduğu gibi şekillenmiş olur. Böylelikle de fiilleri oldurganlaştırmış (ergative verbs or others) olursunuz.

  ingilizcede buraya kadarki kısım ya ergatif fiillerle ya da fiillerin şeklinin değişmesiyle karşılanırdı. öğrendi(to learn)/ öğretti(to teach), gördü(to see)/ gösterdi(to show), gitmek(to go)/göndermek(to send), gelmek(to come)/ ge(l)tirmek(to bring).

-----------------------------------------------------------------------------------------------

Ettirgen ( causative ) fiil nedir? 

   Aynı şey yalın haliyle zaten nesnenize döndürmüş veya geçirmiş olduğunuz geçişli fiillerin kullanıldığı ifadelerdeki nesneniz ile de yapılabilir.

   Mektubu yaz-dır-dım. gibi. Gördüğünüz gibi, işlem aynı işlem.              -dır’mayı yapan yine sizsiniz.  

   Yani, ben yazmıyorum da ‘yaz-dır-ıyorsam’ demek ki ben sadece hareketi -dir’mişimdir o kadar. Fakat hareketin fiziksel yapıcısından yani mektubu kimin yazdığından henüz söz etmemişimdir demektir.

   Eğer hareketi fiziksel olarak gerçekleştiren yapıcıyı ifadeye katacaksam, bunun için ayrıca bir –t eki ilave etmem gerekecektir.

   Mektubu Veli’ye yazdırttım Ya da, Fareyi Veli’ye öldürttüm. Gibi.

    Bundan sonra ; diyelim ki (yaz’ı ) -tırmayı veya (öl’ü ) -türmeyi (ölmeyi, yazmayı değil kendim yapmak istemiyorum. Bu durumda;

Mektubu yazdır(e)ttırdım Ya da,

Fareyi öldür(e)ttürdüm. Derim. Burada da öldür ettirmeyi kime yaptırdığımdan söz etmemişimdir.

Mektubu Veli’ye yazdır(e)ttırttım Ya da,

Fareyi Veli’ye öldür(e)ttürrttüm. Dersem , yine bir –t eki katarak bu bir başkasını belirtirim.

Özetle; Türkçede bir ibare –t –r –tür eklerinden birini almışsa …ve bu ibare;

Bir tabiat sesi (veya benzeri bir şey) ise özne sadece bu sesteki hareketi yapmıştır. Ör: sü(ü)p-ürdü, fıt-tırdı

İbare bir fiilse ve bu fiil hareketi karşıya (bir nesneye) taşımayan yani özneye bırakan (geçişsiz-öznede kalan) bir fiilse, özne hareketi bir nesne üzerine (karşıya) taşımış, fiili oldurgan fiil yapmıştır. Ör:

Kedi öldü --- Kedi fareyi öldürdü, (oldurgan fiil )

   İngilizcede nesne talep etmeyen fiillerin bir kısmının ( Ergative Verb’lerin) kullanıldığı cümlelerde nesne olmadığından, nesneli hale getirirken, yani oldurganlaştırılması yapılırken cümleye sadece nesne konulur.  Ör:

The kettle boiled._ Su(ısıtıcı) kaynadı.

I boiled the kettle._Suyu(ısıtıcıyı) kaynattım
Diğer nesnesiz fiillerin nesneli hale getirilmesinde fiil tamamen değişir.

The cat died–Kedi öldü.

The cat killed the mouse–Kedi fareyi öldürdü.
   Eğer fiil yalın haliyle hareketi bir nesneye taşıyan (etkin/ etken/ öznenin yaptığı) fiil (yazdı, taşıdı ) ise, özne bu kez hareketi bir başkasına yaptırmış (yaz-dır-dı, taşı-t-tı), fiil ettirgen bir fiil olmuştur. Bu durumda cümlenin kurucusu (yüklemdeki kişi) özne, hareketin (fiziksel) yapıcısı ise bir başkasıdır.

   İngilizcede ettirgenliğe ‘causative’ denir. Ettirgenliğin sağlanması ise,

Have

Make + sth + Verb-ed3 kalıplarıyla elde edilir.

Get 

   Not; İngilizce için verilmiş bu örneklerde özne hareketi yaptırırken kime yaptırttığını bildirmez. Bu yüzden de fiillerin ‘perfect participle_ bitmiş tarz sıfat fiil’ halini ( kırık/ kırılmış/ kırılı) kullanır. Causative verb’lerde hareketin kime yaptırıldığı bildirilirse fiiller yalın halleriyledir.
    Bu durumda Türkçede, eğer hareketin kime yaptırıldığı belirtiliyorsa –dır ekinden sonra fiile bir –t eki ilave edilir.
    Yani,

‘Adını listeye yazdırdı.’ Denir.

‘Adını Veliye yazdırdı.’ Denmez.

‘Adını Veli’ye yazdırttı.’ Denilmesi gerekir.

Örnekler:

I had my hair cut .(3) _ Saçımı kestirdim.

I had my son cut (1) his hair._ Oğluma saçını kestirttim. 

I got my house painted(3)_ Evim boyattırdım

I got my son to paint(1) his house_ Oğluma evini boyattırtdım

     İngilizcede ‘have’ ‘make’ ve ‘get ‘ fiilleriylede ettirgenlik sağlanabilir farklı olarak ‘make’ile yapılan ettirgenlikte bir zorlama, ‘get’ ile yapılan ettirgenlikte ikna yoluyla bir   hareketi yaptırma anlamı vardır.

tablo-2

 

Ettirgen fiil (causative verb)

       Ettirgen fiil ( causative verb ) nedir?

Tanım;

      ...'yazdı, kesti, yaptı/ öldürdü, doyurdu, uyuttu' gibi öznenin bizzat kendisinin yapıcısı olduğu bir fiili/hareketi, bu kez yine öznenin; ya -t, -r, -t-ür (yazdır) veya -t, -r, -tür (e)ttir ( öldür(e)ttür) eklerini kullanarak  başkasına yaptırdığını bildirmek istemesidir.

  Not;  Ettirgen fiil konusu, oldurgan fiil konusuyla doğrudan bağlantılı olduğu için,  oldurgan fiil başlıklı konudan başlamak daha açıklayıcı olacaktır. 

 

 Aynı şey yalın haliyle zaten nesnenize döndürmüş veya geçirmiş olduğunuz geçişli fiillerin kullanıldığı ifadelerdeki nesneniz ile de yapılabilir.

    Mektubu yaz-dırdım. ( yaz-(ı)t-ür-tüm) gibi. Gördüğünüz gibi, işlem aynı işlem. -dır’mayı yapan yine sizsiniz.
     Yani, ben yazmıyorum da ‘yaz-dır-ıyorsam’ demek ki ben sadece hareketi -dir’mişimdir o kadar. Fakat hareketin fiziksel yapıcısından yani mektubu kimin yazdığından henüz söz etmemişimdir demektir.
     Eğer hareketi fiziksel olarak gerçekleştiren yapıcıyı ifadeye katacaksam, bunun için ayrıca bir –t eki ilave etmem gerekecektir.
      Mektubu Veli’ye yaz-d-ır-t-tım Ya da,

      Fareyi Veli’ye öl-d-ür-t-tüm. Gibi.

     Bundan sonra ; diyelimki (yaz’ı ) -tırmayı veya (öl’ü ) -türmeyi (ölmeyi, yazmayı değil kendim yapmak istemiyorum. Bu durumda;
      Mektubu yazdır(e)ttırdım Ya da,

      Fareyi öldür(e)ttürrdüm. Derim. Burada da öldür ettirmeyi kime yaptırdığımdan söz etmemişimdir.
     Mektubu Veli’ye yazdır(e)ttırttım Ya da,

     Fareyi Veli’ye öldür(e)ttürttüm. Dersem , yine bir –t eki katarak bu bir başkasını belirtirim.

     Özetle; Türkçede bir ibare –t rtür eklerinden birini almışsa …ve bu ibare;
    Bir tabiat sesi (veya benzeri bir şey) ise özne sadece bu sesteki hareketi yapmıştır. Ör: süp-ürdü, ba-ır
    İbare bir fiilse ve bu fiil hareketi karşıya (bir nesneye) taşımayan yani özneye bırakan (geçişsiz-öznede kalan) bir fiilse, özne hareketi bir nesne üzerine (karşıya) taşımış, fiili oldurgan fiil yapmıştır.
        Ör: Kedi öldü — Kedi fareyi öldürdü, (öl(i)t-ür-tü)(oldurgan fiil )
     İngilizcede nesne talep etmeyen fiillerin bir kısmının ( Ergative Verb’lerin) kullanıldığı cümlelerde nesne olmadığından, nesneli hale getirirken, yani oldurganlaştırılması yapılırken cümleye sadece nesne konulur.
       Ör: The kettle boiled._ Su(ısıtıcı) kaynadı.

              I boiled the kettle._Suyu(ısıtıcıyı) kaynattım
Diğer nesnesiz fiillerin nesneli hale getirilmesinde fiil tamamen değişir.
       Ör: The cat died–Kedi öldü.

             The cat killed the mouse–Kedi fareyi öldürdü.
  Eğer fiil yalın haliyle hareketi bir nesneye taşıyan (etkin/ etken/ öznenin yaptığı) fiil (yazdı, taşıdı ) ise, özne bu kez hareketi bir başkasına yaptırmış (yaz-dır-dı, taşı-t-tı), fiil ettirgen bir fiil olmuştur. Bu durumda cümlenin kurucusu (yüklemdeki kişi) özne, hareketin (fiziksel) yapıcısı ise bir başkasıdır.
     İngilizcede ettirgenliğe ‘causative’ denir. Ettirgenliğin sağlanması ise,
         Have
         Make + sth + Verb-ed3 kalıplarıyla elde edilir.
         Get 
    Not; İngilizce için verilmiş bu örneklerde özne hareketi yaptırırken kime yaptırttığını bildirmez. Bu yüzden de fiillerin ‘perfect participle_ bitmiş tarz sıfat fiil’ halini ( kırık/ kırılmış/ kırılı) kullanır. Causative verb’lerde hareketin kime yaptırıldığı bildirilirse fiiller yalın halleriyledir.
    Bu durumda Türkçede, eğer hareketin kime yaptırıldığı belirtiliyorsa –dır ekinden sonra fiile bir –t eki ilave edilir.
     Yani, ‘Adını listeye yazdırdı.’ Denir.
               ‘Adını Veliye yazdırdı.’ Denmez.

               ‘Adını Veli’ye yazdırttı.’ Denilmesi gerekir.
    Örnekler:

     I had my hair cut .(3) _ Saçımı kestirdim.

     I had my son cut (1) his hair._ Oğluma saçını kestirttim. 

     I got my house painted(3)_ Evim boyattırdım

     I got my son to paint(1) his house_ Oğluma evini boyattırtdım 

     İngilizcede ‘have’ ‘make’ ve ‘get ‘ fiilleriylede ettirgenlik sağlanabilir farklı olarak ‘make’ile yapılan ettirgenlikte bir zorlama, ‘get’ ile yapılan ettirgenlikte ikna yoluyla bir   hareketi yaptırma anlamı vardır.

Ali öldü 

Ali öldürdü.                       ... Ali neyi öldürdü?       

Ali fareyi öldürdü.             ... Fareyi kime öldürttü?        

Ali fareyi Veli’ye öldür-t-tü.

-- Ali öldürttürdü               … neyi öldür’ttürdü?

-- Ali  fareyi öldürttürdü.   … kime öldür’ttürttü?         

-- Ali fareyi Veli’ye öldürttür-t-tü.

----------------------------------------------------------------------------------

Ali aldı  

Ali aldırdı.                        ... Ali neyi aldırdı?    

Ali mektubu aldırdı.         ... Mektubu kime aldırttı?  

Ali mektubu Veli’ye aldır-t-tı.   

-- Ali aldır'ttırdı.                   … neyi altırttırdı? 

-- Ali mektubu aldır'ttırdı.    … kime aldırttırttı          

-- Ali mektubu  Veli’ye aldır'ttır-t-tı.

tablo-2

Olgan fiil (inchoative verb) nedir?

Türkçede bir fiil -l eki almışsa,

   Türkçede bir fiil -l eki almışsa özne fiildeki hareketi takınmıştır. Bununla ise öznenin fiziksel özelliğine göre, hareket öznede kendinden oluşabilecek bir hareketse fiil olgan fiil;  ip çözüldü, araba bozuldu), değilse (passive) edilgen fiildir ( mektup yazıldı )demektir.
  

    Türkçede –l ekleşmesi, hemen her fiile getirilebilir. Fiillerin bir sesliyle veya -l harfiyle bitmesi durumunda -n ekleşmesinden istifade edilir.
         Ör: Kesti–kesildi, Okudu–okun(ul)du, Sildi–silindi gibi. Bu kısacık bilgiden sonra;

    Bu eklerle şekillenmiş fiillerde, bir kendinden olma veya kendiliğinden (doğal sebepler vs.) olma(olgan), bir de bir başkası tarafından yapılma (edilgenlik) anlamı vardır.

    İngilizcede ise kendiliğinden olma fiillere inchoative verbs denir. Bu fiillerin kullanıldığı ifadelerde bir nesne yoksa, hareketin öznenin kendisinin üzerinde cereyan etmiş olduğu vurgulanır.
     The door opened–Kapı açıldı
     Ali yoruldu–Ali got tired. Ya da;  

     yorgun/ yorulmuş adam–a tired man
    Edilgenlik Türkçede -l ve -n ekleşmeleriyle, İngilizcede be + verb3 kalıbıyla sağlanır.
        Örnekler:

 Cam kırıldı–The glass was broken  (meçhul bir kişinin vurmasıyla)
  Ali dövüldü–Ali was beaten (yani, özne döv-ülmüşse demekki meçhul biri/birileri dayak atmış)

     Türkçede -l ekleşmesi (Olgan ve Edilgen fiil) nedir?
 
   Türkçede –l ekleşmesi, hemen her fiile getirilebilir. Fiillerin bir sesliyle veya -l harfiyle bitmesi durumunda -n ekleşmesinden istifade olunur.
       Kesti–kesildi,
       Okudu–okun(ul)du,
       Sildi–silindi gibi. Bu kısacık bilgiden sonra;
   Bu eklerle şekillenmiş fiillerde, bir kendinden olma(olgan) veya kendiliğinden (doğal sebepler v.s.) olma, bir de bir başkası tarafından yapılma (edilgenlik) anlamı vardır.
 
      Kendinden olmalı (olgan fiil ) fiiller her durumda bu ekleşmelerle sağlanmaz. Bir kısım fiiller yalın halleriyle aynı duruma karşılık verebilirler. -l ekiyle oluşturulan kendinden olmalı fiillere; çöz-üldü, üz-üldü, açıldı, dir-ildi, büz-üldü, boz-uldu … fiilleri; yalın halleriyle kendiliğinden olma bildiren fiillere; çöktü, çürüdü, yandı, pişti, yumuşadı, kurudu, koktu… fiilleri örnek verilebilir.
   İngilizcede ise kendiliğinden olma fiillere inchoative verb denir. Bu fiillerin kullanıldığı ifadelerde bir nesne yoksa, hareketin öznenin kendisinin üzerinde cereyan etmiş olduğu vurgulanır.
    The door opened–Kapı aç-ıldı derken, hareket özne (kapı)’nın üzerinde vuku bulmuş ya da hareket kendiliğinden ortaya çıkmıştır. Böylelikle kendinden olma anlamı sağlanmıştır. Örneğimizde de görüldüğü gibi cümlenin İngilizce kısmında edilgenlik bildiren herhangi bir yapı bulunmamaktadır.
      Kapı aç-ıldı. – The door opened-2 ( itself ).  Kapı açtı
      Bu örnekte ‘opened’ fiilin simple past halidir. –ed takısı ise fiilin 2. halidir. Türkçeye  ‘açtı’ olarak çevrilir. ‘Kapı açtı’. Aynı durum Türkçe içinde geçerli olabilir. Yani, ‘Hava açıldı’ denilebileceği gibi ‘Hava açtı’ da denilebilir. Yine, ‘Yağmur kesildi’ yerine, ‘Yağmur kesti’ gibi. Görüldüğü gibi –il eki ifadelere farklı bir anlam katmamıştır. Peki neden?

     Bir başkasınca yapılma anlamı da, yani edilgenlik (passive) durumu da, Türkçede aynı eklerle sağlanır.
   Ali dövüldü gibi.
   Ali dövüldü. İle Ali yıkıldı arasındaki anlam farkı:
   Her iki fiil de -i halinde nesne gerektiren (geçişli bir fiil; ‘dövdü, yıktı’) olmasına rağmen, örneklerin birincisi (dövüldü) bir başkasınca yapılmış bir hareketi, ikincisi ise (yıkıldı) kendiliğinden olan bir hareketi bildirir.
   Örneklere özne tarafından baktığımızda hareketler öznenin (Ali‘nin) iradesi dışında gerçekleştiği için özne fiillerle kastedilen hareketlere sebep olan etkiler karşısında pasif kalmıştır. Yine, öznenin dövülmesine ve yıkılmasına neden olan müdahalenin/ etkinin yapıcısı belirtilmediği için bu yapıcı meçhul/ bilinmeyen olmuştur.
    Olmuştur fakat bu tip ifadelerde bir yapıcı aranmaz. Yani cümle için bu fail önemli değildir. Daha doğrusu cümle bunu sormak için kurulmamıştır. Ali yıkıldı’da nasıl ki özneyi yıkan şeyin ne olduğu aranmıyorsa, ‘Ali dövüldü’ cümlesinde de Ali’yi kimin dövdüğü aranmaz.

      Ayrıca, ( kim yıkıldı?) ‘Ali yıkıldı’ örneğinde cümlenin öznesi Ali’dir. Ali dövüldü. Örneğinde de cümlenin öznesi Ali’dir. Ve gerçek öznedir. Yani özne hareketi dilsel olarak yapar. Fiziksel olarak Ali’yi döven bir başkası olabilir. Bu durumda meçhul olan bu fail, fiilin bildirdiği hareketin yapıcısıdır.

       Yani şöyle, Ali dövüldü. Örneğinde özne olan Ali, –il ile kastedilen hareketi yaparken, yapıcı olan meçhul kişi, dövmek ile kastedilen hareketi yapmıştır. Aynı durum, Ayşe mektubu yazdırdı. Gibi ettirgen yapılı cümlelerde de vardır. Bu cümlede ise özne olan Ayşe, –tır ile kastedilen hareketi yaparken, yazmak fiiliyle kastedilen hareketin yapıcısı belirtilmeyen bir başkasıdır. Bu her iki kategoride cümlelerin öznesini ( -il ve –tır ) ekleri buldurur ve soruları şöyledir.
          Kim –ildi? Ali …..ildi. Ali ne ildi? Ali döv-ildi.
Yine, Kim –türdi? Ayşe …türdi. Ayşe ne türdi? Ayşe yaz–(ı)t-ür-di (yazdırdı)

          Başka bir açıdan: Önümüzde bir ifade var ve bu ifade bir özne ve bir yüklemden oluşmaktadır.
         Örneğimiz, Mektup yaz-ıldı
                    veya Kapı aç-ıldı olsun. Her iki örnekte de aynı ekleşmeler kullanılmış olmasına rağmen, birincisinden başkası tarafından yapılmış bir hareket (edilgenlik), ikincisinden kendiliğinden olma (olgan) anlamının ortaya çıkar. Peki, bu farkın sebebi ne?

       Aslında durum şudur: Örneklerdeki özneye bakmak lazım. Özne, yüklemdeki –il ile kastedilen hareketi eyleyebilecek özellikte midir? (Eyleyebilir mi derken, mevcut özellikleriyle hareketi, kendine doğru çevirebilir mi veya hareketi kendine iliştirebilir mi?)
Mektup yaz-ıldı. Derken ‘yazmak’ eylemi bir şuur veya bir bilinç gerektirdiğinden, öznesinin (mektubun) bu bilince veya şuura sahip olmasını talep eder. Yani mektup kendiliğinden yaz-ılamaz ( yazılı hale dönemez) Bu yüzden de bu ifadede başkasınca yapılmış bir müdahalenin olduğu ve edilgen halli bir fiil olduğu cümlenin anlamından anlaşılır.
      Bir atasözü:
  Bir tilkü terisin ikile soymas –Bir tilkinin derisi iki kez soyulmaz.
  Bir tilki derisini iki kez soymaz (görüldüğü gibi ‘soymak’ fiili,-il eki olmadan da edilgenlik bildirebilmektedir)
  Kapı açıldı örneğinde ise kapının kendiliğinden açılabilirlik özelliği, kendiliğinden olma anlamını verir. Başkasınca bir müdahale söz konusu değildir. Eğer başkasınca bir müdahale durumu varsa bunu yapmak için bu birini belirtiriz. Falanca tarafından deriz ve edilgen bir fiil olduğunu bu şekilde belirleriz.
    Kapı öğrenciler tarafından açıldı–The door was opened by the students.

       Bu arada falanca tarafından ifadesi: Bu ifade cümle için yabancıdır. Yani cümleye dahil değildir. Çünkü –il ekleşmesiyle kurulmuş bir cümlenin yüklemindeki kurucu öge, -il ekiyle kastedilen hareketi etkin olarak gerçekleştiren özne görevindeki ögedir. Falanca tarafından demekle belirtilen kişi/ hayvan vs. öznenin bu hareketi gerçekleştirmesine sebeptir sadece.
    Kısaca şunu demek lazım: Her -l ekleşmesiyle şekillenmiş fiil edilgen çatılı fiil değildir. Ya da kendinden olmalı fiillerdeki (açıldı) eşya (pencere), nasıl ki o veya bu sebepten hareketi kendinde başlatıyorsa, geçişli fiillerin nesnesi de aynı şekilde -il ekleşmesiyle, etkiye sebep olan kişi veya zamirden bağımsız olarak hareketi kendinde başlatır. Yani, kendi tarafındaki cümlenin kurucu elemanı (öznesi) olur.
     Devam edelim. Kazak sök-ülmediği/ sök-ülüyor olmadığı sürece, yani kazak kendinde bir reaksiyon başlatmadığı sürece bir başkası kazağı sökemez. Demek ki hareketi kazak başlatır. Böylece özne, dışarıdan veya doğal sebeplerle gelen etkiler, müdahaleler karşısında pasif, fakat görüntü (dilsel) olarak hareketin/ reaksiyonun başlatıcısı olduğu için ve harekete konu unsur olduğu için cümlenin öznesidir.
       İp çöz-üldü, kes-ildi
       Ağaç yık-ıldı,

   Yine, sars-ıldı, kas-ıldı, süz-üldü, sıyr-ıldı, sar-ıldı, dar-ıldı, yor-uldu, boğ-uldu, dur-uldu, savr-uldu, devr-ildi, kıvr-ıldı… diğer örnekler olsun.
   Bunlardan sonra, eğer türkçeyi öğrenmek isteyen birisi iseniz, kuracağınız cümlede cümlenin kurucu unsuru özneniz hareketi bir nesne üzerinde yapmıyorda, hareketi kendine ilişecekse, hareketin fiiline –il ekini ekleyin. Bu ister ‘inchoative verb’ veya ‘active verb’ ya da diğerleri olsun.
    Örneğin, ‘Ali’ dövmek fiiliyle bildirilen hareketi yapmıyorda, fiille bildirilen hareketi kendine iliştiriyorsa veya takıyorsa, ‘Ali döv-il-di’ denir. Aynı şey ‘yıkmak, bozmak, açmak’ gibi ichoative verb’lerle de yapılabilir. ‘Ali yık-ıl-dı’, ‘Araba boz-ul-du’ gibi.

     Yok bu kez, hareketi kendi iliştirmiyorda hareket kendine ilişiyorsa, ‘masay-a dokun-uldu’, ya da fiil ‘ablatif’ halinde bir fiilse, Örneğin, ‘köpek-ten kork-uldu’ fiile yine –il ekini eklenir. Bu arada, bu son iki örenek parçalanabilir bilelim. Yani, ‘masaya dokun-uldu’ denilebileceği gibi, ‘Dokun masaya ildi’de denilebilir.

  Edilgenlik Türkçede -l ve -n ekleşmeleriyle, İngilizcede;
 

 Subject + (am/ is/ are/ was/ were / will be)  verb3

 Subject + (have/ has/ had +been) + verb3 kalıbıyla sağlanır.
To be broken _ kırık olmak
The pencil will be broken _ kalem kırık olacak
The pencil will have been broken _ kalem kırık olmuş olacak ( kırılmış olacak )

 The pencil is broken _ kalem kırıktır.
 The pencil has been broken _ kalem kırık bulunmuş bulunuyor.( kırılmış bulunuyor)
 
 The pencil was broken _ kalem kırık idi
 The pencil had been broken _ kalem kırık bulunmuş idi. ( kırılmıştı )