Etiket arşivi: dil bilgisi konu anlatımları

near

near_Yanında

   The wheel which had dropped beside of the car could stop near the river.

   Arabadan(yanından) düşen teker nehrin yakınında durabildi.

beside_yanında

   Bir şeyin bitişik olarak bir başka şeyle yan yana oluğunu veya bununla birlikte (bunun yanında) anlamında kullanılır.

   The wheel which had dropped beside of the car could stop near the river.

   Arabadan(yanından) düşen teker nehrin yakınında durabildi.

Bağımlı bağlaçlar

  Bağımlı bağlaçlar (bağlayıcılar) İçerisinde öznesi ve yargı bildiren yüklemi olan bir yan cümleyi bir başka cümleye bağlarken kullanılan bağlaçlar...

Özne, nesne cümlesi bağlaçları;

What,

that,

whether,

who,

if, which v.s sözcüklerdir... Bir kompleks cümlede kim? ne? kimi? neyi? hangisi? sorularına yanıt vererek yan cümleyi ana cümleye bağlarlar...

What ?_ne? soru zamiri bağlaç olarak kullanılırken neyi ki...

who?_kim? soru zamiri bağlaç olarak kullanılırken kimi ki...

which? hangisi soru zamiri_hangisi ki ... anlamını verir.

    I know who came_tanıyorum (kimi?) kim ki geldi-geleni,

    He is my father which called me_O babamdı hangisi ki aradı...

 

Yer tümleci bağlaçları

where……………………….

wherever/ no matter where

everywhere/ every place…..

anywhere/ anyplace ……….

 

Zaman tümleci bağlaçları;

when……………………………....

whenever…(her ne zaman).…....

as (just as_tam ...-irken)..............

while ……………………………...

during the time…........................

as long as/so long as..................

after ……………………………....

before ………………………….....

now that………………………......

no sooner…than………………....

as soon as………………………..

by the time…………………….....

until/till ……………………………

all the time …………………….....

since ……………………………...

the minute/moment

 

Amaç tümleci bağlaçları;

so that…………………………..

lest………………………………

 

Şart tümleci bağlaçları;

if……(eğer...-ırsa,-saydı v.s)…

even if...........(-sa bile, -sa da)...

unless…………(if not)………....

provided……….that…………....

in the event that…………….......

on condition that……………......

supposing that..........................

 

Hal tümleci  bağlaçları;

as…………………………………

like………………………………..

as if / as though………………...

on the assumption that…........

so........that................................

the way (that)…………………...

 

Kıyas bağlaçları;

as than……………………………...

as+adjective/adverb+as……….

so+adjective/adverb+as…........

 

Zıtlık bağlaçları;

though……………………….....

although………………………...

even though……………….......

even if………………………......

in spite of the fact that..............

despite the fact that.................

 

Sebep bağlaçları;

as………………………...........

because…………………………

for………………………………...

since …………………………….

seeing that ……………………

 

Sonuç tümleci bağlaçları;

So/as +adverb+ that ………

Such+adjective+noun that ..

 

 

Sonuç bağlaçları (result conjunctions)

so

_ İn this event you left me so I knew you.

 

therefore (bu yüzden, ondan dolayı),

thereby (dolaysiyle),

thus (nitekim) ,

hence (bundan böyle),

consequently (binanaleyh) resmi

 

as a result (sonuç olarak),

O şöyle oldu bu böyle oldu sonuç olarak, bu işi sen yapmadın mı ?

_ It happened in this way or in that way. As a result, didn’t you do it yourself?

 

finally (sonuç olarak, neticede ),

eventually ( neticede),

at any rate (her neyse),

anyhow (zaten)

 

to sum up (toparlarsak),

Bu konuyla ilgili her şey konuşuldu artık, toparlayacak olsak...

_ Everything about this subject has been talked. To sum up...

 

briefly (özetlersek),

in short (kısaca),

in conclusion (son olarak)

 

 

 

Zıtlık bağlaçları (contrasting conjunctions)

Or

Okuyabilmeli veya yazabilmeli.

_ He must read or write.

 

Either……or

Ya okumalı ya da yazmalı.

_He must either read or write.

 

but

Yazamıyor ama konuşabiliyor

_He can’t write but be can speak.

 

Otherwise

Bu elbise üstüme uymadı/ oturmadı Yoksa, lacivert bana yakışırdı.

_ This jacked doesn’t fit on me. Otherwise, darkblue would suit me.

 

Yet/ still

Konuşamadı, halbuki konuşabiliyordu.

_ He wasn’t able to speak, yet/ still he could speak.

 

however

 

 

to tell the truth (doğrusunu söylersek),

Doğrusunu söylemek gerekirse ben onu sevmiyorum.

_ To tell the truth, I don’t like her.

 

 

actually (gerçek şu ki),

in fact (gerçekte)

as a matter of fact (mesele şurasındaki)

 

on the contrary / in contrary (aksi taktirde),

İngilizcenin zor bir dil olduğunu söylenir. Aksine kolay bir dil.

_English is said to be a difficult language. On the contrary, it is very easy.

 

quite the opposite (tam aksine) 

 

nevertheless (buna rağmen),

Söyledikleri doğru ancak, kabaydı

_ He said was true; nevertheless, it was unkind.

 

nonetheless (herşeye rağmen),

even so (öyle olsabile yine de)

on the other hand (diğer taraftan),

on the one hand (bir taraftan)

 

 

Birleştirici bağlaçlar

and

Okuyabiliyor ve yazabiliyor.

_He can read and write.

 

both….and

Hem okuyabiliyor hem de yazabiliyor.

_He can both read and write.

 

neither…nor

Ne okuyabiliyor ne de yazabiliyor.

_ He can neither read nor write.

 

not only.. but (also)

Sadece okuyamıyor yazamıyor da.

_He can’t only read but(also) write.

 

whether......or  -sekte........-mesekte

Okusa da yazsa da fark etmez.

_ İt doesn’t matter whether he can writeor read.

 

morever (dahası) çok resmi,

Ofiste çok işim var ayrıca, eşime ona yardım edeceğime dair söz verdim.

_ I’ve a lot to do at the office. Morever, I’ve promissed that I’ll help my wife.

 

furthermore (ayrıca) resmi,

 

İn addition (buna ek olarak),

on top of that (üstelik)

 

along with (bununla beraber),

O çok güzel gitar çalar bununla birlikte güzel de şarkı söyler

_He plays the guitar well; along with this, he can sing a song welI, too.

 

in any case (her halükarda),

besides (bunun yanısıra),

what is more (öte yandan),

also (hemde)

 

certainly (kesinlikle),

İyi bir fikir. Kuşkusuz bunu düşüneceğim

_İt is a very good idea. Certainly, I’ll think about it.

 

granted (diyelim ki),

by the way (bu arada),

incidentally (laf arasında)

in the same way (bir başka ifadeyle)

 

similarly (benzer şekilde),

O bunu yababildi, aynı şekilde sende bunu kolayca başarabilirsin.

_ He was able to do it very easily. Similiarly, you can achieve it easily too.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bağımsız bağlaçlar

Sözcükleri, ve paragrafları birbirine bağlayan bağlaçlara denir.

Birleştirici bağlaçlar;

and

both….and

neither…nor

not only.. but (also)

whether......or_  -sekte........-mesekte

morever_ dahası (çok resmi)

furthermore_ ayrıca (resmi)

İn addition _ buna ek olarak

on top of that_ üstelik

along with_ bununla beraber

in any case_ her halükarda

besides_ bunun yanı sıra

what is more_ öte yandan

also_ hemde

certainly_ kesinlikle

granted_ diyelim ki

by the way _ bu arada

incidentally _ laf arasında

 

Zıtlık bağlaları (contrasting conjunctions)

Or

Either……or

but

Otherwise

Yet/still

however

to tell the truth_ doğrusunu söylersek

actually_ gerçek şu ki

in fact_ gerçekte

as a matter of fact_ mesele şurasındaki

on the contrary/ in contrary _aksi taktirde

quite the opposite_tam aksine

nevertheless_ buna rağmen

nonetheless_ herşeye rağmen

even so _öyle olsabile yine de

 

Sebep bağlaçları (reason conjunctions)

For_

bacause_

Owing to (the fact that)_ bu yüzden_ bunun sayesinde, bu sebeptendir ki

Due to (the fact that)_ bu yüzden (bu gerekçeden dolayı)

On acount of (the fact that)_ bu yüzden (bu hesapla,bu düşünceye dayanarak)

Sonuç bağlaçları (result conjunctions)

so

therefore_ bu yüzden, ondan dolayı

thereby _ dolaysiyle

thus_ nitekim

hence_ bundan böyle

consequently _ binanaleyh (resmi)

as a result _sonuç olarak

finally_sonuç olarak, neticede 

eventually _ neticede

at any rate_her neyse

anyhow_ zaten

to sum up_ toparlarsak

briefly_özetlersek

in short _kısaca

in conclusion _ son olarak

Geçmişte kalmış gelecek zaman ( future in past time )

 

  Gelecekte gerçekleşecektir (future times): Türkçe için gelecek zaman, ecek eki ile elde edilir. İngilizcede ise birinci şahıslarda (I/we) shall ya da hepsinde will yardımcı fiili kullanılır.

I will go to the cinema._Sinemaya gideceğim.                

I will be sleeping._ Uyuyor olacağım.

I will have gone._ Gitmiş olacağım.

  Geçmişteki gelecek zamandadır (future in past times): Türkçede bu zaman, -di geçmiş zaman eki ileecek gelecek zaman eki birlikte kullanılarak (-ecekti) elde edilir. İngilizcede ise will yardımcı fiili would’a dönüşür.

   Bu arada geçmişte kalmış gelecek zamanın olumlu şekli, gerçekleşmemiş bir niyet bildirir.

    Not: -ecekti ekiyle verilmiş bir yapının olumlu hali gerçekleşmemiş bir hareketi, olumsuz hali (yap–mayacaktım) gerçekleşmiş bir hareketi bildirir.

    Not: Türkçede gelecek zaman –r(-er) ekiyle de elde edilebilir. –r ekli gelecek zamanda farklı olarak bir tahmin, bir belirsizlik, bir ihtimal vurgulanır. Aşağıdaki örneklerde –ecek ekiyle birlikte –r ekli gelecek zaman da verilmiştir.

   Örnekler:

Dakik(yalın)tarz: 

Sinemaya gid-eceğim/-ecektim.

Giderim /giderdim. (Yarın belki sinemaya giderim.)

_I will/would go to the cinema.

Devam tarzı:

Uyuyor olacağım/-acaktım. (O saatlerde)

Uyuyor olurum/olurdum.

_ I will/would be sleeping.

                                            

Bitmiş tarz: 

İşimi bitirmiş olacağım/-acaktım

bitirmiş olurum/ olurdum.(Geleceğin zaman büyük bir ihtimalle işimi bitirmiş olurum.)

_ I will/would have finished my work.

      

  Not: Gelecek zamanlarla ilgili şöyle bir durum da vardır: Fark ettiyseniz, dakik tarz dışında diğer tarzların gelecek zamanları ‘ol’ fiiliyle oluşturulmaktadır. ‘olmak’ fiilinin yardımcı bir fiil olarak kullanıldığı bu tip yapılarda, dakik tarzlı yapılarda (çalışacağım) olduğu gibi bir niyet veya planlamadan değil, söz konusu hareketle kastedilen hal üzerinde bulunmaktan bahsedilir. 

           

İşteş fiil (reciprocal verb)

 İşteş fiil nedir?

Fiil çatısı nedir? İşteş çatı nedir?

Tanım;

   Türkçede; döv(üş)tü, sav(aş)tı, gör(üş)tü, koş(uş)tu, bağır(ış)tı, tart(ış)tı, barıştı, vs. fiillerde kullanılan –ş eki hareketin ya karşılıklı veya birlikte yapıldığını bildirir.

   İşteş fiiller(reciprocal verb): İşteş fiil, karşılıklı yapılan hareketlerin ifadesinde fiillerin almış olduğu şekildir.

görmek-görüşmek,

bulmak-bulmak,

selamlamak-selamlmak gibi.

İngilizcede bu durum each other zamirleriyle sağlanır.

 Ali and Veli beat each other

–Ali ve Veli dövüştüler.

Görüldüğü gibi -ş ekinin kullanılmasıyla işteş fiil elde edilir. Tabi bu arada, her işteş fiil karşılıklı hareketleri ifade etmez. Beraber yapma anlamını da verebilir. Koşuşmak gibi.

Yine, işteş fiillerin buraya kadarki örneklerinin fiil köklerine baktığımızda her birinin aslında tek başına gerçekleştirilebilecek fiiller olduklarını görüyoruz.

  Bunlardan başka tek başına gerçekleştirilemeyecek fiiller de vardır. Barışmak, tartışmak gibi.

 Ali ve Veli konuyu tartış

–Ali and Veli discussed the matter.
 

Şimdiki zaman ( present time)

  Şimdiki zamanlardadır (present times): Türkçede şimdiki/ hazırdaki zamanın eki yoktur. İfadelerde yer alan tarz ekleriyle ise,

 ‘Her hafta sonu sinemaya giderim’ derken  ‘

… gider halde-yim / durumda-yım.,

Sinemaya gidiyorum’ derken ‘

… gidiyor halde-yim / durumda-yım’

Hiç sinemaya gitmiş misin?

Evet gitmişim’ derken ‘derken,

…gitmiş halde-yim / durumda-yım’ denmek istenir.

   Yani her üç durumda da mevcut durum, hazır zamandaki durum, (ifadenin geçmişte kaldığını bildiren bir unsur olmadığından da) şimdiki (present) zaman ve bu zamanda devam eden bir durum bildirilir.

  İngilizcede be (am, is, are) ve have fiillerindeki (has) değişiklikler, şimdiki zamanın belirlenmesinde kullanılır. Örneğin,

I am going to Ankara

_ Ankara’ya  gidiyorum.(present continuous)

I have fnished my homework.

_ Ödevimi bitirmişim. (bitirdim)