Şimdiye kadar fiillerin olumlu şekillerinin çekimini gördük. Bunlardan başka fiillerin olumsuz, olumsuz soru ve soru şekilleri de vardır.
Öncelikle İngilizceden başlayalım.
İngilizcenin genel olarak analitik bir dil yapısına sahip olduğunu söyledik ve analitik dillerde gramer kategorilerini oluştururken eklerden değil, sözcük ya da yardımcı sözcüklerden yararlanıldığını da.
İngilizcede fiillerin bağlı bulunduğu cümlelerin olumlu, olumsuz, soru ve olumsuz soru şekilleri, hem analitik hem de sentetik usulle (yani eklerle de) oluşturulabilir. Bunlar ise ayrık ve kısa yazım diye iki kategoride incelenir.
Öncelikle şunu hatırlayalım: Yardımcı unsurlar, şahıs, zaman ve tarz bildiren unsurlardır.
İngilizcede will/shall ve would/should, gelecek zaman ve geçmişte kalmış gelecek zamanların belirleyici unsurudur.
İngilizcede am/ is/ are ve have, has yardımcı fiilleri şimdiki zamanları da gösterirler.
İngilizcede geçmiş zamanlarda ise yardımcı fiillerin geçmiş zamanının düzensizliğinden yararlanılır. Am/ is/ are yardımcı unsurları was/ were; have/ has yardımcı fiilleri had olur ya da analitik usul uygulanır. Yani, düzenli fiillerin simple yapılı tarzlarında olduğu gibi fiile –ed (He worked) takısı eklenir.
Buraya kadar yardımcı unsurları hatırlamış olduk. Bunlar bir zaman, bir tarz veya şahsı bildirir ve her ne olursa olsun bunlar birer yardımcı fiildirler.
Biz burada bu yardımcı fiillerden birincisiyle ilgileneceğiz. Tabi ki ille de bir yardımcı fiil olması da gerekmiyor. Bu, bir modal fiilde (must, may, can, could vs.) olabilir. Bizim için özneden sonra birinci unsur olması kafi, hatta bir yardımcı unsur olmaksızın oluşturulan cümlelerde mantığımızı oturtmak için yardımcı unsurumuzu (özneden sonraki birincisi unsur olması için) sonradan koyacağız.
İngilizcede cümlelerin olumsuz, olumsuz soru, ve soru şekillerini iki bakımdan ele alacağız dedik. Bunlardan birincisi ayrık usul (analitik) ikincisi bitişik usul yani kısa yazım şekli. Ayrık usulle başlayalım.
Öncelikle tablolarımızda yer almayan bir şeyden bahsedelim: Simple (basit, yalın) yapılı tarzlarda yardımcı fiil kullanılmadığını görürsünüz bu yüzden simple (yalın) yapılı denir zaten. Peki, bize bir yardımcı fiil gerekti! İşte ‘simple ‘ yapıların şimdiki ve geçmiş zamanlarının olumsuz, olumsuz soru ve soru şekilleri oluşturulurken, geçmiş zaman şekli did olan do fiilini yardımcı fiil olarak kullanılırız ve şimdiki zamanların üçüncü şahıslarında fiillere eklenen -s/-es takısını da ( does olacak şekilde) bu fiile taşırız.
Ayrık usul ile başlayalım ;
1. Olumsuz şekil oluştururken olumsuzluk unsuru not, ayrık olarak cümlenin birinci yardımcı fiilinden sonra konur.
Ör: I have not been working. Ör: I will not work .
2. Olumsuz soru şekilleri oluştururken not olumsuzluk unsuru yerinde kalır ve birinci yardımcı fiil öznenin önüne alınır.
Ör: Have you not been working? Ör: Will you not work?
3. İngilizcede cümlelerin soru şekli oluşturulurken birinci yardımcı fiil öznenin önündedir.
Ör: Have you been working? Ör: Will you work?
İngilizcede bitişik yazım:
1. Olumsuz kısa yazımda, not olumsuzluk unsuru -n’t olarak birinci yardımcı fiile iliştirilir. I’m not hariç.
Ör: I haven’t been working, Ör: You mustn’t work.
2. Olumsuz soru kısa yazılış oluştururken, birinci yardımcı fiile bitişik -n’t kalıbı cümlenin başına çekilir.
Ör: Haven’t you been working? Ör: Mustn’t you work?
Not: İngilizcede cümlelerin soru şekillerinin kısa yazım şekli yoktur. Bunun yerine şunu bilelim. Olumlu cümlelerde birinci yardımcı fiil, eğer bir ünlü harfle bitmiyorsa son harfi (bitiyorsa son iki harfi) cümlenin öznesine birleştirilir.
Ör: You’re (are) working. Ör: I’d (would) have worked.
Ör: I’ll (will/ shall) work, Ör: I’ve (have)been working.
Not: Simple yapılı tarzların şimdiki ve geçmiş zamanlarındaki olumlu cümlelerde yardımcı fiil kullanılmadığından, olumlu cümlelerin kısa yazımı yoktur.
Devam tarzın geçmiş zamanındaki was’ın son harfi, were’in son iki, harfi şimdiki zamanlardaki ‘is’ ve ‘are’ ile aynı olduğundan ve diğer her şeyin aynı olmasından ötürü geçmiş zamanların devam tarzında kısa yazım uygulanmaz.
Türkçede:
Türkçede ise cümleleri olumsuz yaparken -me/-ma ekinden yararlanılır. -me/-ma eki, fiil edilgen bir yapıda değilse fiil kökünden hemen sonra gelir:
Ör: Yapmıyordu, yapmırdı (Azerbaycan bölgesi Türkçesi ), yapmazdı (Türkiye bölgesi türkçesi), yapmayacaktı, yapmamaktaydı...
Eğer fiil, olmak fiiliyle çekime girmişse -me/-ma olumsuzluk eki, olmak fiiline de aynı anda gelebilir. Bu durumda iki olumsuzluk, olumlu yargıyı bildirir.
Yapmamış olmayacak (yani yapmış olacak).
Soru halindeyse -mi/-mü ekinden yararlanılır. -mı/-mi/-mu/-mü soru eki, geçmiş zaman ve geçmişte kalmış gelecek zamanlarda -di geçmiş zamanlık ekinden önce gelir.
Ör: Yapıyor muydun? Yapacak mıydın?
Şimdiki ve gelecek zamanlarda ise şahıs ekinden önce gelir.
Ör: Yapar mısın ? Gibi.
Aşağıdaki örnek cümlelerin olumlu, olumsuz, olumsuz soru ve soru şekillerini tekrar edelim.
Olumlu;
He has been living in Ankara now. _ O Ankara’da yaşıyor.
Olumsuz;
He has not been living in Ankara now.
He hasn’t been living in Ankara now.
Olumsuz soru;
Has he not been living in Ankara now.
Hasn’t he been living in Ankara now.
soru şekli;
Has he ….. been living in Ankara now ?
--------------------------------------------------------------------------------------
Olumlu;
They ….. went (2) to the cinema yesterday. _ Onlar dün sinemaya gittiler.
Olumsuz;
They did not go (1) to the cinema yesterday.
They didn’t go to the cinema.
Olumsuz soru;
Did They not go to the cinema yesterday.
Didn’t they go to the cinema.
Soru şekli;
Did They go to the cinema yesterday ?
----------------------------------------------------------------------------------------------
Olumlu;
He …… goes to the theatre every weekend. _ O her tiyatroya gider.
Olumsuz;
He does not go to the theatre every weekend.
He doesn’t go to the theatre.
Olumsuz soru;
Does he not go to the theatre every weekend.
Doesn’t He go to the theatre every weekend.
Soru şekli;
Does he go to the theatre every weekend ?
----------------------------------------------------------------------------------------------
Olumlu;
I was watching TV when you called me. _ Beni aradığında televizyon seyrediyordum.
Olumsuz;
I was not watching TV when you called me.
I wasn’t watching TV when you called me.
Olumsuz soru;
Was I not watching TV when you called me.
Wasn’t I watching TV when you called me.
Soru;
Was I watching TV when you called me?