....kısaca öznenin, fiillerin anlamına dokunmadan fiillerdeki hareket taşınmasını bildirirken yapmış olduğu dil bilgisel, gramer işlemlerine fiillerde hareket taşınmaları (fiil çatısı) denir.
Türkçe için şöyle başlayalım.
Tabiatta madde olarak var olan ya da var olduğu düşünülen varlıklar olduğu gibi, varlıklara bağlı hareketlerde vardır. Bu hareketlerin ise bir kısmı varlığın üzerinde kendiliğinden meydana gelirken ‘yağmur yağdı, rüzgar esti’ gibi, bir kısmını da bir yapıcı meydana getirir.
‘Ali mektubu yazdı’
Örnekteki yapıcı (Ali) hareketi bir nesne üzerinde meydana getirmiştir. Bazı fiillerde ise yapıcı, bir nesne olmaksızın hareketi gerçekleştirebilir.
‘Ali oturdu’ Yine bazı durumlarda nesne vardır fakat yapıcı bu nesne üzerinde bir etkiye sahip değildir.
‘Ali köpekten korktu’
Aksine nesneden gelen bir etki veya nesneye karşı bir etkilenme vardır.
Şimdiye kadar gösterilen fiiller ( yağdı, oturdu, yazdı, dokundu, korktu ) fiilleri yalın halleriyle bir harekete ad fiillerdir. Ve fiillerin yer aldığı cümlede bir özne vardır. Yani hareket ister fiziksel olarak yapıcısı olan bir hareket olsun, isterse hareket kendiliğinden varlıkta ortaya çıkmış olsun cümlenin kurucu unsuru, harekete konu unsur olduğu için söz edilen varlık cümlelerin öznesidir. Şöyle;
‘Ali mektubu yazdı’
Örnekteki ‘Ali’, ‘yazmak’ fiiliyle kastedilen hareketi fiziksel olarak gerçekleştirmiştir elbette, fakat Türkçe açısından bu önemli değildir. Diğer bir örnek:
‘Ali mektubu yazdırdı’
Bu cümlede Ali yazmayı -d-ır veya –t-ür yapar. Yazmak fiiliyle kastedilen hareketi ise fiziksel olarak belirtilmeyen bir başkası yapar. Bu bir başkası belirtiliyorsa ifadeye ayrıca bir –tilave edilir. ( Ali mektubu Veli’ye yazdırttı) Gibi. Bu iki, -d-ır’lı ve –d-ir-t’lı örneklerde özne olan Ali olaya birinci dereceden sebep olur.
‘Ali mektubu yazdır(e)ttirdi’ (yazdırttırdı)’da ise hareketin dilsel yapıcısı ( -d-ır’mayı yapan) dahi belirtilmemiştir. Bu biri verilecekse ‘yazdır(e)ttirtti’ (yazdırttırttı) denmelidir.
Bütün bu durumlarda cümlenin üzerine kurulduğu öge ( özne ) ‘Ali’, fiille kastedilen hareketin fiziksel yapıcısı bir başkasıdır.
Buraya kadar durum böyleyken işin birde diğer tarafı, nesne tarafı vardır. Yani işin bu tarafında böyle şeyler olurken diğer tarafta nesnede kendi tarafında dil bakımından aktif olarak hareket halinde bir cümle oluşturmaktadır.
Şöyle, ‘Ali’ karşı taraftan bir hareket (yazdı hareketini) yaparken bu tarafta ise nesne aynı harekete başka bir hareketi ( il’meyi ) katarak (mektup yaz-ildi) karşılık verir görünür. Görünür derken aslında böyle bir karşılık verme durumu yoktur. Yani iş,
‘Ali mektubu yazdı’ da ‘mektup yaz-ildi’ sonuç mantığı üzerinden yürümez.
‘ Ali camı kırdı.’ Cümlesi başka
‘ Cam kırıldı’ Cümlesi başka bir cümledir. Fakat şöle olabilir.
‘Ali cama vurunca cam kırıldı’
‘ Ali camı kırdı.’ ‘Cam kırıldı’ Böyle değil. Çünkü bu cümleler bir birinden bağımsız birer özneye sahip cümlelerdir. Fakat biz genede karşılaştırma yaparak devam edelim, tabii bu karşılaştırma dil bilgisel karşılaştırmadır unutmayalım. Çünkü şu anda etken, ettirgen… ve edilgen yapılı fiilleri işliyoruz.
Devam edelim,
‘Ali mektubu yazdı’ cümlesinde ‘Ali’ mektubu yazarken. Bu tarafta nesne (mektup) –il ekiyle (Ali’den bağımsız olarak ) hareketi kendine iliştirir. Yani, ‘mektup yaz-iler’ Yine,
Kısaca, dil açısından bakıldığında bütün bu durumlarda nesne ( yani mektup) canlıymış gibi düşünülür ve –il ile kastedilen hareketin yapıcısı olur. Harekete konu unsur olduğundan da kendi cümlesinin kurucu elemanı öznesi olur.
Bütün bunlara göre ifadelerdeki fiiller üzerindeki hareket oynamalarında, fiillerle kastedilen hareketlerin anlamlarında herhangi bir değişme olmamıştır. Böylece,
Fiillerde hareket taşınmaları nedir? ( fiillerde çatı nedir? )
Fiiller yalın halleriyle bulunduğunda, karşılamış oldukları hareketlerin ya öznede kaldığını (geçişsiz fiil)( öldü ) ya da özneden nesneye geçmiş halde olduğunu (geçişli fiil) (yazdı bildirirler.
Özne, kendinde kalmış bir hareketi kendinden çıkarıp karşısındaki nesneye taşıdığında
(oldurgan)(öldürdü) veya
yalın haliyle zaten nesneye taşımış olduğu bir hareketi bu kez bir başkasına taşıtmak istediğinde
(ettirgenlik)(yazdırdı);
yalın haliyle hep nesneye taşıdığı hareketi taşımak
(dönüşlülük)(yıkadı-yıkandı) istediğinde,
yine, gelen etkiler karşısında kendisinde bir tepkinin olduğunu ve hareketi artık taşımış olduğunu
…kısaca öznenin, fiillerin anlamına dokunmadan fiillerdeki hareket taşınmasını bildirirken yapmış olduğu dil bilgisel, gramer işlemlerine fiillerde hareket taşınmaları denir. Not: Hareket taşınmasının henüz gerçekleşmediği yalın haldeki geçişli ve geçişsiz fiiller çatılı fiil değildirler.
Edilgen (passive) fiil:Öznenin başkasınca yapılmış müdahaleler karşında tepkisini veya geçirdiği dönüşümü: Ali dövüldü.
Olgan (inchoative) fiil: Öznenin doğal vs. etkiler karşısındaki tepkisini veya geçirdiği dönüşümü: (Kapı) açıldı.
Dönüşlü (reflective) fiil: Öznenin etkin olarak yapmış olduğu bir hareketi bu kez kendine döndürdüğünü: Kuruladı-Kurulandı.
İşteş (reciprocal) fiil: Hareketin özneler tarafından paylaşıldığı durumu: Ali’yle Veli dövüştü. Bildiren fiillerdir. Hareketlerine göre;
-t/-r/-tür’ilmiş fiil: Öznenin kendisinde ortaya çıkmış/ üremiş geçişsiz bir hareketi bu kez kendisinin (bir nesneyle) ortaya çıkarması, ortaya koyması, et-mesi (oldurganlık)’tır: Doğdu–doğ-urdu, Doydu–doy-urdu, Öldü–öl-dürdü, Uyudu–uyu-ttu. Yine, öznenin geçişli fiillerle aynı ekleşmeleri kullanarak hareketi yaptırmasıdır. (ettirgen): Yazdırdı.
-ürt/ -türt’ilmiş fiil: Öznenin bir hareketi oldurgan veya ettirgen yapma işini bir başkasına itmesidir. öl-dürttü. Yazdırttı.
Ettir'ilmiş fiil: Öznenin bir hareketi ür-ettirmesini/tür-ettirmesini/ettirmesi ( dolaylı ettirgen): Ali fareyi öldür(e)ttürdü.
Ettirt-ilmiş derken: Öznenin bir hareketi ürettirmeyi/türettirmeyi/ettirmeyi et-ip/itip bırakması( dolaylı ettirgen): Öldür(e)ttürttü.
Geçişli (transitive) derken: Öznenin müdahalesiyle nesnesinde oluşan reaksiyonu/tepkiyi belirten filleri: Ali camı kırdı.
..kısaca yalın haliyle öznede ortaya çıkan bir fiilin ( 'öldü, uyudu, doğdu ' gibi) bu kez öznenin kendisinin ortaya koymasına (öl-dürdü, uyu-ttu, doğ-urdu) oldurgan fiil (ergative verb) denir.
Türkçede bir ibare –t –r –tür eklerinden birini almışsa
ve bu ibare;
Bir tabiat sesi (veya benzeri bir şey) ise özne sadece bu sesteki yansımayı yapmıştır.
sü(ü)p-ürdü, fıt-tırdı
İbare bir fiilse ve bu fiil hareketi karşıya (bir nesneye) taşımayan yani özneye bırakan (geçişsiz-öznede kalan) bir fiilse, özne hareketi bir nesne üzerine (karşıya) taşımış, fiili oldurgan fiil yapmıştır.
İngilizcede nesne talep etmeyen fiillerin bir kısmının ( Ergative Verb) kullanıldığı cümlelerde nesne olmadığından, nesneli hale getirirken, yani oldurganlaştırılması yapılırken cümleye sadece nesne konulur.
The kettle boiled._ Su(ısıtıcı) kaynadı.
I boiled the kettle._Suyu(ısıtıcıyı) kaynattım
Diğer nesnesiz fiillerin nesneli hale getirilmesinde fiil tamamen değişir
The cat died–Kedi öldü.
The cat killed the mouse–Kedi fareyi öldürdü.
Eğer fiil yalın haliyle hareketi bir nesneye taşıyan (etkin/ etken/ öznenin yaptığı ) fiil (yazdı, taşıdı ) ise, özne bu kez hareketi bir başkasına yaptırmış (yaz-dır-dı, taşı-t-tı), fiil ettirgen bir fiil olmuştur. Bu durumda cümlenin kurucusu (yüklemdeki kişi) özne, hareketin (fiziksel) yapıcısı ise bir başkasıdır.
Ali’nin annesi Ali’ye mektup yazdı.
_ Ali’s mother wrote a letter to Ali.
Ali’nin annesi mektubu Veli’ye yazdırttı.
_ Ali’s mother had Veli write the letter.
Türkçede ve ingilizcede fiilleri oldurgan ve ettirgen hale getirmek -t/-r/-tür ekleri ve (oldurganlık): Fiilleri, bir nesne gerektiren ve bir nesne gerektirmeyen fiiller diye iki bölüme ayırdık diyelim. Nesnenin -i, -e, -den, -ile halinde bulunabileceğini söylemiştik. Tekrar edelim anlaşılması gereken şudur. Bir fiilin nesne alabilmesi için sadece -i halinde bir nesneye sorulan kimi? neyi? sorularına cevap vermesi gerekmez. ...kırdı (neyi kırdı?) Kalemi kırdı,
...yazdı (neyle yazdı?) Kalemle yazdı. Derken, kalem her durumda nesnedir.
Örneğin
Ali kalemi kırdı. derken, özne (Ali) hareketi nesneye yükleyerek, nesneye tesir ederek hareketi nesneye yüklemiştir.
Ali kaleme dokundu. Derken, nesneye tesir etmiş fakat nesne tepkisizdir.
Ali kalemden hoşlandı. Derken ise bu kez özne nesneden etkilenmiş, hareket öznede kalmış, özne nesnenin tesiri altında kalmıştır.
Ali kalemle yazdı’da ise nesneyi araç olarak kullanmıştır.
Buraya kadarki açıklamalara göre nesne(subject), öznenin karşısında duran, öznenin kendisiyle etkileşime girdiği; konu, durum, şahıs, zamir, eşya, hayvan vs. dir.
Bundan başka, diğer fiiller yalın halleriyle nesnesizdirler, yani nesne gerektirmezler.
Gitmek, gelmek, oturmak, kalkmak, ölmek, yaşamak, büyümek, patlamak gibi.
Türkçede yukarıdaki ekleşmeler (-t, -r, tür ekleşmeleri) nesneli nesnesiz hemen her fiile getirilebilir.
Yönelme–Ayrılma Nereden? Nereye?: gitmek/ gittirmek veya götürmek, göndermek; gelmek, geldirmek veya getirmek
Çıkma (-den) Nereden?: uzaklaştı, uzaklaştırdı Gördüğümüz gibi, ekleşmeler hemen her tür fiile getirilebilmektedir.
Şöyle başlayalım: Geçişsiz fiillerdeki hareketler öznede vuku bulur. Yani hareket özne üzerindedir. Nesnesiz fillerde buna dahildir.
‘Kedi öldü.’ Bu örnekte ‘öldü’ demekle kastedilen hareket, bir özne olan kedinin üzerinde cereyan eder, ortaya çıkar, ürer. Özne, kendisinde vuku bulmuş bir hareketi kendisi de ortaya çıkarabilir/ ortaya koyabilir/ ür-etebilir/ tür-etebilir. Bunu yaptığında da öznenin karşısında çoğu kez bir nesne vardır. Türkçede bu durumu oluşturmak için –t/ -r/ -tür ekleşmeleri kullanılır. Bu ekleşmeler ile özne, söze konu olan hareketi ortaya koyar ortaya çıkarır, eder, yapar, meydana getirir ve böylelikle hareketi nesnesine taşımak ister ve bununla da fiili geçişli nesne gerektiren fiiller grubuna sokar.
Ayşe büyüdü. Ayşe büyüttü… Ayşe kimi büyüttü? Ayşe kardeşini büyüttü.
Not: Ekleşmeler her zaman fiilleri nesne gerektiren fiillere döndürmek işinde kullanılmaz elbette.
Özne bazen doğa yansımalarını fiille yaparken de bu ekleşmiş unsurlardan yararlanabilir.
Öks-ürdü, püs-k-ürdü, fış-k-ırdı, ba(ö)ğ-ırdı, del-irdi, çıl-dırdı, fıt-tırdı, ot-urdu gibi
Bu fiillerin nesne gerektirir hale getirilmesi ise aynı ekleşmelere -t ekleşmesinin katılmasıyla elde edilir. Öks-ür-ttü, püsk-ür-ttü, fışk-ır-ttı, ba-ğ-ır-ttı, del-ir-tti, çıl-dır-ttı, fıt-tır-ttı, gibi.
Böylelikle fiiller nesne gerektirir hale gelmiş olurlar. Bazı doğal yansımalar nesne gerektirir fiil iken -t eki almazlar: süp-ürdü gibi.
Bu arada İngilizce için ergative verb’den bahsedelim. Türkçede yukarıdaki ekleşmiş unsurların yazım kurallarına göre hemen her fiile getirilebildiğini görüyoruz. İngilizcede bu durumda nesnesiz fiillerde get/ make/ have ( ileride göreceğiz ) gibi unsurlar da kullanılmaz. Bahsedelim: İngilizcede nesne talep etmeyen fiillerin bir kısmının kullanıldığı cümlelerde nesne olmadığından, nesneli hale getirirken, yani oldurganlaştırılması yapılırken cümleye sadece nesne konur.
The kettle boiled._ Su(ısıtıcı) kaynadı.
I boiled the kettle._Suyu(ısıtıcıyı) kaynattım
Örneğimizden de gördüğümüz gibi ‘boiled’ değişmemiştir. İşte ergative fiil budur. Yani yalın haliyle, geçişli/ nesneli olduğu hal arasında bir fark olmayan fiil. Diğer nesnesiz fiillerin nesneli hale getirilmesinde fiil tamamen değişir ve oldurgan fiilin yalın haldeki fiille ayrımı bu şekilde sağlanır.
The cat died– Kedi öldü. Gibi.
The cat killed the mouse._ Kedi fareyi öldürdü.
Konumuza dönersek; -t/-r/-tür ekleşmeleriyle yalın haliyle öznede cereyan etmiş geçişsiz bir hareketin, bu kez özne tarafından bir nesne üzerinde ortaya çıkarılmasına veya nesneye geçirilmesine, taşınmasına oldurgan fiil denir. Türkçede fiil, görüntü olarak –t,-r,-tür-ilmiş fiil görüntüsündedir ve gördük ki İngilizcede ya fiilin şekli değişir ya da fiil nesneli bir fiil gibi (ergative verb = hem geçişli hem geçişsiz fiil gibi ) kullanılır.
Şimdilik örneklerimizin anlam özelliklerini bir kenara koyarak yapmış olduğumuz yapısal işlemi basit bir mantıkla açıklayalım.
Aslında durum şudur:
Özne, nesneli /nesnesiz, geçişli/ geçişsiz hemen her fiile bu ekleşmeleri uygularken, fiillerin bu türden özelliklerine bakmaz. Yani, öznenin sadece yapmak istediği bir hareket vardır. Örneğin -ür ekleşmesiyle özne bir hareket meydana getirir/ ortaya çıkarır.
Ör: ‘öks-ürdü’ _ Ali öks-ürdü Ali öks etti/ Ali öks yaptı’da denilebilir.
Yine, Sssüp-ürdü._ Ali süp-ürdü. Ali odasını süp-ürdü/ süp yaptı.
Örneklere dikkat edersek, birincisinde nesne yoktur. Özne öks-ürmüştür sadece. İkincisinde ise özne bir yeri süpürür. Süpürürken de çıkan doğal sesi fiilleştirir. Bununla da sssüp-ür-tüm, bu sesin ad olduğu fiili ortaya çıkardım/ süp-ettim demek ister ve bu etme/ urma taktiğini her fiile uygular.
Aynı durum -t-ür, -et ekleşmeleri için de uygulanır. Öl-(i)t-ür-tüm. Yine, öl-it-tim, denilirdi. Veya öl-ür-düm de… (denilebilirdi fakat bir tarz eki olan –r, genel tarz ekiyle karıştırılabileceği için daha çok –t-ür ekinin kullanılmasına neden olur.) Biz -ür/-tür ekleşmeleriyle görüntü kazanmış, bir şekle bürünmüş fiillere -t, -r, -tür-ilmiş fiildiyelim. Çünkü ekler birden çok gramer kategorisini karşılamaktadır.
Kısaca;
-ür ekleşmesiyle özne bir hareketi ortaya çıkarır/ yapar ve bu hareketin sonucunda ise ortada bir nesne vardır (doğ-urdu) ya da yoktur (öks-ürdü).
-tür ekleşmesiyle de özne bir hareketi meydana getirmiş, ortaya koymuştur ve yine bu harekeketin sonucunda ortada bir nesne vardır (öl-dürdü) veya yoktur (çıl-dırdı) veya işi yaptırdığı bir nesne vardır (kırdırdı) ve yine –t(et) ekleşmesiyle de aynı şekilde. Fakat -t ekleşmesi -ür/-tür ekleşmesinin eklenemediği durumlarda fiil köküne eklenir. Biz bu açıklamada sadece bir taktikten, yapısal bir işlemden, bir görüntüden bahsetmiş olduk.
Şöyle de bakılabilir:
Eğer türkçeyi öğrenen biriyseniz , ‘öldüm, uyudum, doydum, anladım, öğrendim, kandım, inandım, sevindim, korktum, bıktım, usandım’ gibi, kendinizde cereyan eden veya kendinize dönük bir hareketi, karşınızdaki nesneye döndürmek/ taşımak veya hareketin nesneniz üzerinde cereyan etmesini istiyorsanız, yani fiili geçişli bir fiil haline döndürmek istiyorsanız, bağırmak’taki ba’yı nasıl ki -ır-dıysanız, doymak’taki doy’u, ölmek’teki öl’ü de aynı şekilde-ür’ün/-tür’ün. Yalnız, fiil kökü sesliyle bitiyorsa bunu yapmayın çünkü sesli harften önceki harfler bir varlığa ad olmuş isim olabilir ve sesli harfi de onun hal eki olabilir. Bu durumda bir hareket değil bir eşya ortaya çıkarmış olursunuz.
Yani:
Oku-urdu derseniz ok’u üretmek, ok yapmak, gibi bir anlam çıkabilir. -et fiilini/ ekleşmesini bu yüzden kullanırız. Oku-etti(okut-tu), büyü-et(büyüt-tü) gibi. Artık bir hareketi -ür/-et/-tür müşsünüz. Amacınız, karşınızdaki nesnenizdi. Öyleyse bu harekete nesnenizi de katarsanız ifadeleriniz; Fareyi öl-dürdüm, Bebeği doy-urdum/ ye-dirdim, Çocuğu büyü-ettim örneklerinde olduğu gibi şekillenmiş olur. Böylelikle de fiilleri oldurganlaştırmış (ergative verbs or others) olursunuz.
ingilizcede buraya kadarki kısım ya ergatif fiillerle ya da fiillerin şeklinin değişmesiyle karşılanırdı. öğrendi(to learn)/ öğretti(to teach), gördü(to see)/ gösterdi(to show), gitmek(to go)/göndermek(to send), gelmek(to come)/ ge(l)tirmek(to bring).
Aynı şey yalın haliyle zaten nesnenize döndürmüş veya geçirmiş olduğunuz geçişli fiillerin kullanıldığı ifadelerdeki nesneniz ile de yapılabilir.
Mektubu yaz-dır-dım. gibi. Gördüğünüz gibi, işlem aynı işlem. -dır’mayı yapan yine sizsiniz.
Yani, ben yazmıyorum da ‘yaz-dır-ıyorsam’ demek ki ben sadece hareketi -dir’mişimdir o kadar. Fakat hareketin fiziksel yapıcısından yani mektubu kimin yazdığından henüz söz etmemişimdir demektir.
Eğer hareketi fiziksel olarak gerçekleştiren yapıcıyı ifadeye katacaksam, bunun için ayrıca bir –t eki ilave etmem gerekecektir.
Mektubu Veli’ye yazdırttım Ya da, Fareyi Veli’ye öldürttüm. Gibi.
Bundan sonra ; diyelim ki (yaz’ı ) -tırmayı veya (öl’ü ) -türmeyi (ölmeyi, yazmayı değil kendim yapmak istemiyorum. Bu durumda;
Mektubu yazdır(e)ttırdım Ya da,
Fareyi öldür(e)ttürdüm. Derim. Burada da öldür ettirmeyi kime yaptırdığımdan söz etmemişimdir.
Mektubu Veli’ye yazdır(e)ttırttım Ya da,
Fareyi Veli’ye öldür(e)ttürrttüm. Dersem , yine bir –t eki katarak bu bir başkasını belirtirim.
Özetle; Türkçede bir ibare –t –r –tür eklerinden birini almışsa …ve bu ibare;
Bir tabiat sesi (veya benzeri bir şey) ise özne sadece bu sesteki hareketi yapmıştır. Ör: sü(ü)p-ürdü, fıt-tırdı
İbare bir fiilse ve bu fiil hareketi karşıya (bir nesneye) taşımayan yani özneye bırakan (geçişsiz-öznede kalan) bir fiilse, özne hareketi bir nesne üzerine (karşıya) taşımış, fiili oldurgan fiil yapmıştır. Ör:
İngilizcede nesne talep etmeyen fiillerin bir kısmının ( Ergative Verb’lerin) kullanıldığı cümlelerde nesne olmadığından, nesneli hale getirirken, yani oldurganlaştırılması yapılırken cümleye sadece nesne konulur. Ör:
The kettle boiled._ Su(ısıtıcı) kaynadı.
I boiled the kettle._Suyu(ısıtıcıyı) kaynattım Diğer nesnesiz fiillerin nesneli hale getirilmesinde fiil tamamen değişir.
The cat died–Kedi öldü.
The cat killed the mouse–Kedi fareyi öldürdü. Eğer fiil yalın haliyle hareketi bir nesneye taşıyan (etkin/ etken/ öznenin yaptığı) fiil (yazdı, taşıdı ) ise, özne bu kez hareketi bir başkasına yaptırmış (yaz-dır-dı, taşı-t-tı), fiil ettirgen bir fiil olmuştur. Bu durumda cümlenin kurucusu (yüklemdeki kişi) özne, hareketin (fiziksel) yapıcısı ise bir başkasıdır.
İngilizcede ettirgenliğe ‘causative’ denir. Ettirgenliğin sağlanması ise,
Have
Make + sth + Verb-ed3 kalıplarıyla elde edilir.
Get
Not; İngilizce için verilmiş bu örneklerde özne hareketi yaptırırken kime yaptırttığını bildirmez. Bu yüzden de fiillerin ‘perfect participle_ bitmiş tarz sıfat fiil’ halini ( kırık/ kırılmış/ kırılı) kullanır. Causative verb’lerde hareketin kime yaptırıldığı bildirilirse fiiller yalın halleriyledir. Bu durumda Türkçede, eğer hareketin kime yaptırıldığı belirtiliyorsa –dır ekinden sonra fiile bir –t eki ilave edilir. Yani,
‘Adını listeye yazdırdı.’ Denir.
‘Adını Veliye yazdırdı.’ Denmez.
‘Adını Veli’ye yazdırttı.’ Denilmesi gerekir.
Örnekler:
I had my hair cut .(3) _ Saçımı kestirdim.
I had my son cut (1) his hair._ Oğluma saçını kestirttim.
I got my house painted(3)_ Evim boyattırdım
I got my son to paint(1) his house_ Oğluma evini boyattırtdım
İngilizcede ‘have’ ‘make’ ve ‘get ‘ fiilleriylede ettirgenlik sağlanabilir farklı olarak ‘make’ile yapılan ettirgenlikte bir zorlama, ‘get’ ile yapılan ettirgenlikte ikna yoluyla bir hareketi yaptırma anlamı vardır.