Tabiyatta madde olarak var olan veya var olduğu düşünülen varlıkların; belirli bir...
... şahsa; I ( 'ben' birinci tekil şahıs) worked
... zamana; I worked (2) _ Çalıştım ( geçmiş z.)
... tarza; I had worked (3)_Çalışmıştım. (tamam olmuş bitmiş tarz )
bağlı olarak aktif halde bulunan durum veya hareketlerine... Bu varlıkların;
... kendilerinde; to get humanized
... niteliklerinde; Her face turned yellow. (yüzü saradı)
meydana gelen değişim ve dünüşümlerini bildirirken oluşturulan fiil+tarz+zaman+şahıs...birleşmelerine, çekimli fiil, yapılarda yer alan hareket adlarına fiil denir.
Şahıs; harekete muhatap olan her şey/ şahıs/ zamir/ konu/ durumdur. (özne–subject)
Zaman(time);
geçmiş ( -di ) (past; used to V, V-ed2 was/were V-ing, had V-ed3 )
şimdiki ( …)
(present; V & V-es, … am/is/are V-ing, have/ has V-ed3)
gelecek ( -ecek )
(future; will, will be V-ing, will have V-ed3)
geçmişteki gelecek ( -ecekti)
(future in past; would, would be V-ing, would have V-ed3)
(perfect continuous; have been V-ing) olan hareket mi yani biçimidir.
Çekim(tense); şahıs ve tarz unsurlarıyla birleşen fiilin bir zamana göre çekimlenmesidir. Ör: Gid-iyor-du-m, çekimli fiili, 1. Tekil Şahsın, geçmiş zamanda devam ettirdiği hareketin ifade edildiği çekim şeklidir.
Türkçede; yıka(n)dı, tara(n)dı, daya(n)dı, boya(n)dı, taşı(n)dı, giy(in)di, sakla(n)dı … gibi, fiillerde yer alan –n eki, öznenin kendisinin yapabileceği bir hereketse (reflexsive) dönüşlü (öznenin kendisine taşıdığı hareket), değilse edilgen (ev boyandı) veya olgan (musluk tıkandı) fiildir.
Bu halde çekimlenmiş fiilde, özne bir hareketi kendine yönlendirmiş veya döndürmüştür. Bu türdeki fiillere dönüşlü fiil (reflexive verb) denir. Özne bu durumda hem işi yapan fail hem de işten etkilenmiş nesne görüntüsündedir. Bir hareketin dönüşlülük halini -n harfi karşılar.
Ali elbisesini kuruttu/ kuruladı.
_ Ali dried his dress. (etken)
Ali kurulandı.
–Ali dried himself. (dönüşlü)
Örnekte de göründüğü gibi, İngilizcede fiillere ek getirilmediğinden fiillerin dönüşlü halindeki durumunu dönüşlülük zamirleri karşılar.
Türkçede; döv(üş)tü, sav(aş)tı, gör(üş)tü, koş(uş)tu, bağır(ış)tı, tart(ış)tı, barıştı, vs. fiillerde kullanılan –ş eki hareketin ya karşılıklı veya birlikte yapıldığını bildirir.
İşteş fiiller(reciprocal verb): İşteş fiil, karşılıklı yapılan hareketlerin ifadesinde fiillerin almış olduğu şekildir.
görmek-görüşmek,
bulmak-buluşmak,
selamlamak-selamlaşmak gibi.
İngilizcede bu durum each other zamirleriyle sağlanır.
Ali and Veli beat each other
–Ali ve Veli dövüştüler.
Görüldüğü gibi -ş ekinin kullanılmasıyla işteş fiil elde edilir. Tabi bu arada, her işteş fiil karşılıklı hareketleri ifade etmez. Beraber yapma anlamını da verebilir. Koşuşmak gibi.
Yine, işteş fiillerin buraya kadarki örneklerinin fiil köklerine baktığımızda her birinin aslında tek başına gerçekleştirilebilecek fiiller olduklarını görüyoruz.
Bunlardan başka tek başına gerçekleştirilemeyecek fiiller de vardır. Barışmak, tartışmak gibi.
Şahıs ve zaman unsurlarından ayrık, tarz ve bazen kip unsurlarıyla birleşen bir fiilin, herhangi bir cümlede, isim (mastar/ isim fiil), sıfat, zarf gibi görev almasıdır.
Bu kısacık tanımdan sonra, fiilimsiler nedir ve ne işe yarar?
Şöyle başlayalım; Örneğin, ‘korkmak’ fiili, bu fiille kastedilen hareketin gerçekleşebilmesi için yani, ‘Çok korktu.’ Diyebilmek için, harekete maruz kalan öge (öznenin) karşısında, onun korkmasına neden olan bir nesne olmalı. Bu nesne ise bir varlık olur. ‘Ali köpekten çok korkar’ gibi.
Kişi tabiyatta madde olarak var olan veya var olduğunu düşündüğü varlıklardan korkabileceği gibi bu varlıkların kendilerine ait hareketlerden de korkabilir. Bu durumda korktuğu bir varlık değil bir harekettir.
Hareketler ise tabiatta bir şahıs ve zamana bağlı olarak yer alan (yandı, yanıyor, yanacak ) hareketlerdir. Ve artık hareketi bir zamanı olmaktan çıkarmalıdır. Çünkü hareketin ne şahsından ne de zamanından bahseder. Bu kez hareketin sadece kendinden bahsetmek ister. Bundan sonra fiile –mak eki eklendiğinde fiil artık karşıdaki öge (nesne) olarak kullanılabilir.
‘Ali boğulmaktan çok korkar.’ gibi.
Bu örnek, fiilimsilerden mastar örneğidir. Bundan başka;
Örneğin, ‘Oradaki uzun adamı tanıyor musun?’ cümlesinde ‘uzun’ sıfatı, adamlar arasından bir tanesini ayırıcı özelliğiyle niteleyerek konuşmaya kolaylık katmıştır. Örnekteki (tanınıp tanınmaması) sorulan adam, yapmış olduğu bir hareketle de ayırt edilebilir. Adam oturuyorsa ‘…oturan adamı , konuşuyorsa ‘…konuşan adamı tanıyor musun?’diyerek anlatım kolaylaştırılır. Ve artık fiille kastedilen hareket bir sıfat gibi kullanılmış olur. Böylelikle bir fiili sıfat gibi kullanarak sıfat fiili elde etmiş oluruz. Yine bundan sonra;
Örneğin, ‘Adam sessiz konuşuyordu.’ Bu örnekte de ‘sessiz’ sözcüğü hareketi tarif ettiği için zarf görevinde yer almıştır. Ve bu kez harekete muhatap olan, kişi değil, hareketin bizzat kendisidir yani hareket nitelenmektedir.
Hareketler bunun gibi, zarf göreviyle kullanılabilecek sözcüklerle (…sessiz konuştu.) ilintili olabileceği gibi bir başka hareketle de ilintili olabilirler. ‘Adam bağırarak konuşuyordu.’ (konuşmak_bağırarak konuşmak) gibi. Bununla ise fiilimsilerden zarf fiili konu ettik.
Demek ki fiillerle kastedilen hareketler bir zamana bağlı olarak tabiyatta yer alabileceği gibi, buradaki gibi birer isim, sıfat ve zarf göreviyle de yer alabilirler.
Fiilimsi; Şahıs ve zaman unsurlarından ayrık, tarz ve bazen kip unsurlarıyla birleşik bir fiilin, herhangi bir cümlede, isim (mastar/ isim fiil), sıfat, zarf gibi görev almasıdır.
Bu arada, fiiller tabiatta bir tarza bağlı hareket olarak yer alabildiklerinden, fiilimsi de aynı şekilde bir tarza bağlı olarak bulunabilirler.
‘Onunla her gün aynı şeyleri tartışırolmaktan sıkıldım.’
Şu ana kadar çekimli fiillerin bir şahıs, bir zaman ve bir de tarza bağlı olarak bulunduklarını söyledik. Bu durumlarda kullanılan eklerden;
-m, -sn, …, -snz v.s ekleri şahıs;
-di, …, -ecek, -ecekti ekleri zaman;
-r, …, -yor, -mış, -makta ekleri tarzekleriydi.
Örnek;
a) Her hafta sonu çocuklarını parka götürürmüsün?.
b) Rica edersem bu hafta benim çocuklarımı da götürür müsün?
Örneklerimiz bunlar olsun. Dikkat edersek birinci örnek (a) bir haber (haber alma) cümlesi iken, ikinci cümle (b) bir istek bildirir. Fakat kullanılan ekler, her iki cümlede de (-r) eki, aynı ektir. Demek ki bir ek farklı amaçlar için kullanılabilmektedir. Örneklerdeki kullanım farkı ise kip farkıdır.
Kipler böyle ‘Lütfen gider misin’, ‘Umarım gelir’ gibi yardımcı sözlerle bildirilebileceği gibi kip oluşturmak için oluşturulmuş (-meli/-malı, -ebilir/-abilir, -e/-a …) gibi eklerle de bildirilebilir.
Yine kip oluşturmak için oluşmuş bu ekler aynı anda bir çekimde de yer alabilirler. Bu durumda çekim birleşik kipli bir yapıdadır.
Ör; İşçiler mesai saatlerinin bir kısmında dinlen-ebil-meli-ler.
Örnekteki ‘–ebil-’ imkan, ‘-meli’ gereklilik ifade eder.
Ve yine kip ekleri fiil çekim ekleri olduklarından her tarz fiile iliştirilebilir. Bu durumlarda ise çekimler;
yapabilir,
yap-ıyorolabilir,
yap-mış olabilir’ gibi çekimlerdir.
Bunlardan başka kipler konusunda şundan da bahsedelim: (indicative mood) Haber kipi (ya da kalıbı) dışındaki diğer kiplerde, konuşan kişi haber kipinde olduğu gibi kendisine veya bir başkasına ait var olan veya meydana gelecek bir haberi aktarmaz. Bu durumda diğer (emir, istek, dilek şart, dilek, gereklilik, olasılık, izin, rica vs) kiplerde konuşan kişinin olaya karışması, yani konuşan kişinin kendisinin bir isteği, emri, ricası vardır.
Sonuç olarak Türkçe için genel olarak durum şudur: Türkçede çekimlenmiş bir fiildeki;
-m, -sn, -snz… ekleri şahıs;
-di, -ecek, -ecekti ekleri zaman;
-r, -yor, -mış ekleri tarz;
-e, -meli, -ebilir ekleri kip ekleri olarak görev alırlar.
Çekimli fiillerde kip nedir?
Konuşan şahsın, bilip gördüğü veya öğrendiği; şahıs, zaman ve tarza bağlı herhangi bir hareketi, haber modunda verebilmesi ya da konuşan şahsın, bu kez kendisinin bir emrini, isteğini, arzusunu, tespitini vs. durumlarını ifade edebilmesi için fiillerin sokulduğu kalıplara kip denir.
Olasılık kipi;
( fiil-tarz-ebilir/-zaman-şahıs)
yap-mış olabilir-di-n
yine;
‘Her gün çantanı getirir misin?’ cümlesi, haber kipindeyken;
‘Çantamı bana getirir misin?’ cümlesi, istek kipindedir.
Haber kipi (The indicative mood); konuşan şahsın kendisi veya başkası hakkında bilgi sahibi olduğu bir durumu bildirmesidir.
Ali okula gidiyor
–Ali is goingtoschool.
Emir kipi(imperative mood); konuşan şahsın, bir istek veya tavsiye olmaksızın hareketi, dikta ederek yaptırmak istemesidir.
Otur! – Sit down!,
Otursun! – Tellhimto sit
İstek kipi; konuşan şahsın, emir amacı gütmeden bir teklif, öneri, tercihe vs.ye bağlı bir istekle muhatabını harekete yönlendirmesi veya kendisinin bir harekete yönelmek istemesidir.
Gideyim (bari)_Letme go.
Gidesin_ I wantyoutogo.
Gidelim._ Let us(let’s) go.
Şart(conditional); konuşan şahsın, söz konusu hareketin gerçekleşmesinin bir şarta bağlı olduğunu bildirmesidir.
Çalışırsakazanır/ kazanacak.
– Ifhe works, he willwin.
Dilek şart kipi (desiderative); konuşan şahsın, gerçekleşmiş veya gerçekleşmemiş arzusunun bir şarta bağlı olmasıdır.
Yerinde olsaydım bunu yapmazdım.
– If I wereyou, I wouldn’t do it.
Dilek kipi (subjunctive mood); konuşan şahsın, gerçekleşmiş bir olay karşısında hayıflanmasıdır.
Ah! Şimdi burada olsaydı.
–Oh, If he werehere now!
veya gerçekleşmemiş bir olayın kendi arzusuna göre sonuçlanmasını arzulamasıdır.
Bütün mutluluklar senin olsun/ ola!
–Allhappinesbewithyou!
Gereklilik kipi(necessity) (-meli/-malı); konuşan şahsın, bir şeyin yapılmasının gerekli olduğunu bildirmesidir.
Çalışmalı._Hemustwork.
Zorunluluk kipi (obligation) (-meli/-malı, zorunda olmak); bir şeyin yapılmasının mecburi olduğunun bildirilmesidir.
Çalışmalı/-makzorunda_Hehas towork.
Yeterlilik kipi(ability) (-ebilir/-abilir); konuşan şahsın muhatabının veya kendisinin bir şeyi yapmaya muktedir olduğunu bildirmesidir.
He could do it. Yapabilirdi (her zaman)
He wasableto do it._ Yapabildi.(bu kez)
Olasılık kipi (probability) (-ebilir/-abilir, -meli/-malı); konuşan şahsın, bir olayın gerçekleşmesinin, İhtimal dahilinde olmasını,
Gelebilir. _He maycome.
Yüksek ihtimal/ büyük olasılık dahilinde olmasını bildirmesidir.
Gelmiş olmalı_ He musthavecome.
Rica/izin; muhataptan bir hareketi yapması için ricada bulunulmasıdır.