Çekimsiz fiil nedir? Fiilimsi nedir?
Fiilimsiler/ eylemsiler, Fiilimsi nedir?
Tanım;
Şahıs ve zaman unsurlarından ayrık, tarz ve bazen kip unsurlarıyla birleşen bir fiilin, herhangi bir cümlede, isim (mastar/ isim fiil), sıfat, zarf gibi görev almasıdır.
Ör: Çalış (-ır ol / -ıyor ol-, -mış ol-, -makta ol-)-ma-k/-ma/-an/-arak
Bu kısacık tanımdan sonra, fiilimsiler nedir ve ne işe yarar?
Şöyle başlayalım; Örneğin, ‘korkmak’ fiili, bu fiille kastedilen hareketin gerçekleşebilmesi için yani, ‘Çok korktu.’ Diyebilmek için, harekete maruz kalan öge (öznenin) karşısında, onun korkmasına neden olan bir nesne olmalı. Bu nesne ise bir varlık olur. ‘Ali köpekten çok korkar’ gibi.
Kişi tabiyatta madde olarak var olan veya var olduğunu düşündüğü varlıklardan korkabileceği gibi bu varlıkların kendilerine ait hareketlerden de korkabilir. Bu durumda korktuğu bir varlık değil bir harekettir.
Hareketler ise tabiatta bir şahıs ve zamana bağlı olarak yer alan (yandı, yanıyor, yanacak ) hareketlerdir. Ve artık hareketi bir zamanı olmaktan çıkarmalıdır. Çünkü hareketin ne şahsından ne de zamanından bahseder. Bu kez hareketin sadece kendinden bahsetmek ister. Bundan sonra fiile –mak eki eklendiğinde fiil artık karşıdaki öge (nesne) olarak kullanılabilir.
‘Ali boğulmaktan çok korkar.’ gibi.
Bu örnek, fiilimsilerden mastar örneğidir. Bundan başka;
Örneğin, ‘Oradaki uzun adamı tanıyor musun?’ cümlesinde ‘uzun’ sıfatı, adamlar arasından bir tanesini ayırıcı özelliğiyle niteleyerek konuşmaya kolaylık katmıştır. Örnekteki (tanınıp tanınmaması) sorulan adam, yapmış olduğu bir hareketle de ayırt edilebilir. Adam oturuyorsa ‘…oturan adamı , konuşuyorsa ‘…konuşan adamı tanıyor musun?’ diyerek anlatım kolaylaştırılır. Ve artık fiille kastedilen hareket bir sıfat gibi kullanılmış olur. Böylelikle bir fiili sıfat gibi kullanarak sıfat fiili elde etmiş oluruz. Yine bundan sonra;
Örneğin, ‘Adam sessiz konuşuyordu.’ Bu örnekte de ‘sessiz’ sözcüğü hareketi tarif ettiği için zarf görevinde yer almıştır. Ve bu kez harekete muhatap olan, kişi değil, hareketin bizzat kendisidir yani hareket nitelenmektedir.
Hareketler bunun gibi, zarf göreviyle kullanılabilecek sözcüklerle (…sessiz konuştu.) ilintili olabileceği gibi bir başka hareketle de ilintili olabilirler. ‘Adam bağırarak konuşuyordu.’ (konuşmak_bağırarak konuşmak) gibi. Bununla ise fiilimsilerden zarf fiili konu ettik.
Demek ki fiillerle kastedilen hareketler bir zamana bağlı olarak tabiyatta yer alabileceği gibi, buradaki gibi birer isim, sıfat ve zarf göreviyle de yer alabilirler.
Fiilimsi; Şahıs ve zaman unsurlarından ayrık, tarz ve bazen kip unsurlarıyla birleşik bir fiilin, herhangi bir cümlede, isim (mastar/ isim fiil), sıfat, zarf gibi görev almasıdır.
Bu arada, fiiller tabiatta bir tarza bağlı hareket olarak yer alabildiklerinden, fiilimsi de aynı şekilde bir tarza bağlı olarak bulunabilirler.
‘Onunla her gün aynı şeyleri tartışır olmaktan sıkıldım.’
‘Sonuç için hâlâ bekliyor olan var mı?’ ,
‘Dersinizi çalışmış olarak gelin.’