Kategori arşivi: subject

Özne (subject) nedir? Yapıcı nedir? / DİAE

 

Özne nedir?

     Bir cümlede yüklemle bildirilen hareket veya duruma  muhatap olan, cümlenin üzerine kurulduğu, yüklemle bildirilen hareketin dilsel, ve hem bazen fiziksel yapıcısıdır. 

     Türkçe ile  yol alalım. Mesela ‘yazıyor’ Kim yazıyor? ‘Ali yazıyor’, ‘Ali mektup yazıyor’  Cümlesinde harekete konu unsur  Ali'yi Tabiat içerisinde bir mektubu yazarken hayal edebiliriz. Bir başka örnek;

     Etken ve ettirgen cümlelerde özne?

    ‘Ali yazdırıyor’ Kim yazdırıyor? ‘Ali yazdırıyor’, ‘Ali mektubu yazdırıyor’ Bu cümleyi de hayal edebiliyoruz. Yani, karşımızda bir özne ‘Ali’, bir nesne ve belirtilmeyen biri veya bir şey, vardır. Fakat ‘Ali mektup yazıyor’ örneğinde fiille kastedilen hareketin      ( yazmak hareketinin ) fiziksel olarak yapanının ‘Ali’ olduğunu bilirken. ‘Ali mektubu yazdırıyor’ örneğinde ‘yazmak’ fiiliyle kastedilen hareketin yapanı belirtilmeyen bir başkası veya bir eşya/ alettir. Yani fiildeki hareketin ‘yazmak’ hareketinin yapıcısı başkasıdır. Fakat cümlenin öznesi  yine de Ali’dir.

     Şöyle, ‘Ali’, özne, bu cümlede –dır ile bildirilen hareketin yapıcısıdır aslında.  –Dır/-tür ise bir dil unsuru, hareketi taşımaya yarayan ek birleşmesidir. Örneklerimiz, ‘Ali mektup yazıyor’ ve ‘Ali mektubu yazdırıyor’ idi. Yani ‘yazmak’ ve ‘yaz-d-ır-mak’

     Bir kişi ‘yazdırıyorum’ dediğinde aslında başından ‘dırıyorum/ -türüyorum’  yani  ‘-yapıyorum/ üretiyorum’ demek istemiştir.  Bundan sonra  Ne t-ür-üyorsun?  Dendiğinde, ‘yaz-ıt-ür-üyorum’,  ‘yaz-t-ür-üyorum’  sadece bu fiili ortaya çıkarıyor, ortaya koyuyorum demek istemiştir.

    Yani, Ali, ‘yazıyorum’ dediğinde  elinde bir kalem ile hayal edilirken, ‘yazdırıyorum’ dediğinde elindeki şey ‘yazmak’ fiilinin kendisidir. Ve özne olan Ali, bu yazmak fiilini üretiyor, ortaya koyuyor, yapıyor haldedir. Bu tip durumlarda cümlenin kurucu elemanı özne ‘Ali’ hareketin dilsel yapıcısıdır sadece. Fiille( yazmak fiiliyle ) kastedilen hareketin fiziksel veya tabiat yapıcısı ise bir başkası,  belirtilmeyen bir başkası, bir başka şeydir. 

   Bundan sonra eğer ben ‘yazdır-t-tım’ dersem  fiille kastedilen hareketin fiziksel yapıcısını da ifadeye veya cümleye katmak istemişimdir demektir. Bu durumda bu birini veya bir şeyi belirtir. ‘Ben mektubu Veli’ye yaz-d-ır-t-tım.’ derim. Burada da yine –dırt ekiyle  ben sadece hareketin fiziksel olarak yapılması için yer açar, belirttiğim nesneme, fiili edip bırakırım. Bütün bu dilsel taktikler dilin oluşum aşamasındaki mantığıdır. Özne bir cümlede dilsel hareketleri gerçekleştiren  unsurdur.  Bu, dilsel hareketler başka, tabiat hareketleri başka şeylerdir demek olur. İşlediğimiz konuda ise dilsel yapıcı ile tabiat yapıcısını ayırt ettik. Ve olaya dil açısından baktığımızdan da cümlenin öznesini dilsel yapıcı olarak kabul ederiz.

     Bunlardan başka, ‘yazdır-t-tırdı’ ve ‘yazdır-t-tır-t-tı’ ifadeleri de vardır. İfadeler ise ‘yazdır ettirdi’ ve ‘yazdır ettirtti’ şeklinde açılır.

Buradaki durum ise şöyledir.

    ‘Yazdır ettirdi’ (yazdırttırdı) derken, özne ( Ali ) ‘etme’ hareketini –d-ır veya –t-ür  yapar. Sorusu ise şöyledir. Ne et-türdi?  Ali (özne) ne et-türdi?

     ‘Ali yazdır et-türdi.’ ( yani yazdırttırdı ) ifadede özne ‘yazdır et-’ hareketini –tür ederken hareketi yaz-dır-an bir nesneden bahsetmemiştir.  Bu nesne belirtilecek ise ifadeye bir –t eki ilave edilir. ‘yazdır et-tir-t-ti’ (yazdırttırttı) sorusu ise şöyledir.

    Ali (öznesi) mektubu kime yazdır ettirtti? 

   ‘Ali mektubu Veli’ye yazdır ettirtti.’ ( yani, yazdırttırttı ) Bu durumda ‘Ali’ hareketi yazdır-ması için  Veli’ye edip bırakır. İfadede  ‘Ali mektubu Veliye yaz-dır-ttırt-tı’ cümlesinde yer alan Ali ve Veli unsurları cümlede dilsel yapıcılar olarak bulunur. ‘Yazmak’ fiiliyle kastedilen hareketin tabiat yapıcısı genede belirtilmemiştir. Öznenin (Ali’nin) Veli’ye ettirttiği şey ‘yazdır ’ (yazdırmak) fiilinin kendisidir. Bu durumda Veli de fiille (yazmak fiiliyle) kastedilen hareketin tabiat yapıcısı değildir. Yani dilsel yapıcı olarak amaçlanandır. Fakat cümlede nesne, dolaylı nesne göreviyle yer almıştır. Bu cümlenin öznesi, yapının üzerinde bina edildiği unsur, cümlenin kurucu unsuru olduğu için Ali dir. 

   Aynı durum yani öznenin tabiyat yapıcısı, fiziksel yapıcı olmaması durumu  -l (-il ) ekiyle çekimlenmiş fiillerde de vardır.

   Olgan ve edilgen cümlelerde özne?

    –İl  ekiyle çekimlenmiş fiillerin yüklem olduğu cümlelerde özne fiille kastedilen hareketi (kendine)  –il’er, takar, takınır, iliştirir, çevirir, döndürür.

    Özne + nesne + yüklem

       İp   +  çöz    + ildi

    Şöyle,  ‘İp çöz-ildi.’ (çözüldü) Derken, çöz-meyi kendine taktı, çöz-meyi takındı denmek istenir.  Tersinden bakıldığına ise çözmekle kastedilen hareket ipe ilişti anlamını verir.

Yine,

‘Araba boz-ildi’( bozuldu ),

'Kazağım sök-ildi' ( söküldü ) diğer örnekler olsun.

    Bütün bu cümlelerdeki ip, araba, kazak sözcükleri ifadede  –il ile kastedilen hareketin dilsel yapıcısı olarak yer alır.Tabiatta ise hareket  bu varlıklar üzerinde o veya bu  sebepten kendiliğinden oluşmuştur.

    ‘Mektup yaz-ildi’ (yani,  ‘yazıldı’ )  Özne yazmak fiilini kendine taktı, takındı veya tersinden bakıldığında ‘yazmak’ fiili mektuba ilişti, takıldı anlamındadır. Bu örnekte de ‘mektup yaz-ildi’ derken, özne olan mektup –il ile kastedilen hareketi dilsel olarak yapar. Ve mektup bir nesne, hareket meydana getirme özelliği olan bir nesne olmamasına rağmen bir bakıma canlıymış gibi ( ki dilin oluşum aşamasında kurgu bu şekilde işler) bir yapıcı, dilsel bir yapıcı olarak kabul edilir.

    ‘Ali döv-ildi’ (yani ‘dövüldü’) örneğinde de ‘Ali’ hareketi dilsel olarak yapar. Yani, hareketi –il’er. Hareketin (dövmek hareketinin) tabiat yapıcısı ise belirtilmeyen bir başkasıdır. Bu tür cümlelerde bu başkası önemli değil veya bilinmiyordur. Hem zaten cümle bunun için kurulmamıştı. Öne alınan şey Ali’nin dövülmesidir. ‘Ali Veli tarafından dövüldü’ dendiğinde tabiat yapıcısı, fiziksel yapıcı fazladan ifadeye katılmış olur fakat bu önde olan Ali'nin dövülmesi olayını arka planda  tutmaz. Yine de vurgulanmak istenen şey Ali’nin dövülmesi olayıdır.

    Sonuç olarak dil açısından bakıldığında hareketin dilsel yapıcısı başka, tabiat yapıcısı başka şeylerdir. Araştırma alanımız dil olduğundan dilsel yapıcıyı esas alırız. Ve ifadelerde  -il ile kastedilen hareketi yapan unsuru özne, gerçek özne/ gerçekten özne  olarak kabul ederiz.

   Yüklem;    ...-ildi       (ne ildi?)

   Nesne;     ...-(e)ttür-ildi       (ne ettirildi?)   

   Nesne;    ...öldürttür-ül      (kim  öldür ettirildi?)

   Özne;    ...Sokak köpekleri... (nerede öldür ettirildi?)

   Yer tümleci; ... sokak ortasında ...     (….diğer öğeler)

       Sokak köpekleri sokak ortasında öldürttürüldü.

      -il eki –e ve –den halindeki bir sözcüğün yer aldığı ifadelerlede kullanılabilir.

     ‘Masaya dokun-ildi’ (yani, ‘dokunuldu’) Tersinden bakıldığında ‘ilişti’  Ne ilişti? ‘dokun ilişti’, ‘Masaya dokun ilişti/ takıldı/ değdi.’ anlamını verir. Çümleyi döndürürsek, eski bir örnek;

   ‘Tiken tona ildi’ ( Diken pantolona  ildi/ ilişti/ takıldı )

    ‘Dokun ( bir hareket olan dokun fiili ) masaya ildi/ ilişti/ takıldı/ değdi.’ anlamı alınır. Ve ‘dokun’ fiil kökü bir hareket adı olmasına rağmen cümlenin öznesi olur.

     ‘Köpekten kork-ildi’ (yani,’korkuldu’) ifadesinde de cümlenin öznesi ‘kork’ fiil köküdür. Bu cümle ‘Kork ( bir hareket olan kork fiili, bu yana) ildi/ ilişti/ takıldı/ döndü/ değdi.’ diye de döndürülebilir.

      Bütün bunlara bakıldığında özne bir hareket adı, bir fiilde olabilmekte. Öyleyse özne  harekete (-il hareketine) konu, fiildeki kişi, şey  veya  harekettir.

Edilgen yapılı cümlelerin yükleminde yer alan fiille kastedilen harekete konu olan kişi zamir/eşya, cümlede özne görevindedir  ve hareketin eyleyenidir.

    Peki, özne nedir? Bir cümlenin yükleminde yer alan fiilde kastedilen hareketin muhatabı, cümlenin kurucu ögesi, yüklemdeki kişi/şey/zamir/konu/durum (subject)' dur.

    Fail(yapıcı) ise bir cümlede özne görevinde olsun veya olmasın fiille kastedilen hareketi fiziksel olarak icra eden kişi/ hayvan v.s’dir.

    Fail(yapıcı), bir cümlede özne veya nesne olarak görev alabilir.

   ‘Ali, Veli’ye ödevini yaptırttı’ 

...cümlesinde yapmayı tür-edip ortaya koyduğu için cümlenin kurucu ögesi (öznesi) yüklemdeki kişi Ali, fiille kastedilen hareketi zihinde yapıp yargıyı tamamlayan fail (yapıcı) ise dolaylı tümleç görevindeki Veli’dir.

   ‘Ali’ye güven geldi

cümlesinde,  yüklemdeki öge (özne) güven sözcüğü aynı zamanda gelme hareketini yaptığı için cümlenin faili (yapıcısı)‘dir. 'Ali' ise bu cümlede -e (datif) halinde nesne  görevindedir.    

    Yine, ‘Ali‘ye güven-ildi

cümlesindeki yüklem -il ekleşmesiyle kastedilen harekettir, güven sözcüğü ise Ali‘ye güven geldi cümlesinde olduğu gibi cümlenin öznesi, aynı zamanda yapıcısıdır.

    Çatı ekleriyle birleştirilmiş hareketler birleşik olsada cümlenin yüklemini topluca ifade etmez. Bu türden cümlelerde yüklemi sonuncu ekleşme bildirir.  Yani, Cam kırıldı cümlesinin yüklemi kırıldı değil –il şeklinde ekleşmiş fiildir ve öge bulmada kullanılan sorular bu ekleşmeye sorulur. Cam ne -il’di?_kır –ildi  gibi. Bu durumda da ‘kır’ sözcüğü nesne görevinde bir hareket adı (fiil) olmaktan öteye gitmez.

Bütün bunlardan başka Türkçenin birde –ş ekiyle çekime girmiş fiillerde vardır.

    İşteş fiil (reciprocal verb) öznesi nedir      

    Öncelikle işteş fiiller ne idi?  İşteş fiil, karşılıklı yapılan hareketlerin ifadesinde fiillerin almış olduğu şekildir.

 görmek-göşmek,  

  bulmak-buluşmak,

  selamlamak-selamlaşmak gibi.

     İngilizcede bu durum each other zamirleriyle sağlanır.  

    Ör: Ali and Veli beat each other

         _Ali ve Veli dövüştüler.                    

  Gördüğünüz gibi -ş ekinin kullanılmasıyla işteş fiil elde edilir. Tabi bu arada, her işteş fiil karşılıklı hareketleri ifade etmez. Beraber yapma anlamını da verebilir.                                                                                                    Koşuşmak gibi.

     Yine, işteş fiillerin buraya kadarki örneklerinin fiil köklerine baktığımızda her birinin aslında tek başına gerçekleştirilebilecek fiiller olduklarını görüyoruz.

     Bunlardan başka tek başına gerçekleştirilemeyecek fiiller de vardır.  Barışmak,  tartışmak gibi.                  

Ali ve Veli konuyu  tartış

_Ali and Veli discussed  the matter.

 

  İşteş fiilli yapılarda şöyle  bir durumda vardır.

     -ş  eki;  

          Özne, hareketini ya bir başka özneyle karşılıklı veya birlikte yapıcıdır.   

Ali  ile Veli dövüştü.

    veya bir  nesneye  karşı yapıcıdır.  

Ali Veli ile dövüştü.

    İfadeyi gördük. Demek ki işteş ifadeli fiillerde hareketler karşılıklı veya birlikte yapılırken cümlelerin özneleri birden çok kişidir.

Ali  ile Veli dövüşler.   Veya,

Ali ve Veli ile dövüşler.

   Fakat,

   Ali Veli ile dövüş Örneğinde cümlede ‘Ali’ özne, ‘Veli’ ise  ile (-yle) halinde nesne olarak yer almıştır. Fakat fiille kastedilen hareket yine de karşılıklı yapılmış bir hareketi bildirir.

    Öyleyse Türkçede, karşılıklı veya birlikte yapılan bir hareketin karşılıklı yapıcılarının bulunmasının yanı sıra  tek taraflı bir başlatıcı veye öznesi bulunabilmektedir.

   ‘Ali Veli ile barıştı.’  Kim barıştı?

    ‘Ali barıştı’

 Buradan da özne, hareketin üzerine kurulduğu, harekete konu unsurdur.

 

Kompleks/ girişik cümlede sebep tümleci

as_- dığından (dığı için)

Bu akşam anneme gideceğim için sizinle gelemeyeceğim

_ As I go to my mother tonight, I can’t come with you.

 

because

 Bir eylemin sebebinden çok eylemin kendisinin vurgulanmak istendiği durumlarda...

Radyo dinlediğim için telefonu duyamadım.

_ I didn’t hear the phone because I was listening to the radio.

 

for

  Bir durumun oluşmasında her zamanki gibi/-dığı için bilinen aynı şeyin sebep olmasında...

Çok iyi hazırlandığı için sınavı kazandı.

_He passed the exam, for he had prepared for it very welI.

 

since 

 Bir eylemin gerçeklemesinde başlıca bir şeyin sebep olduğunu belirtmede...

O gün çok korktuğundan bir daha buraya gelmez

_ Since he was very scared that day, he won’t come here again.

 

seeing that 

   Bir eylemin gerçekleşmesinde görünen bir sebebin yattığını belirtmede kullanılır.

Yorgun olduğundan (yorgun olduğunu görünce) ona yardım ettim.

_ Seing that he was too tired, I helped him.

Kompleks/ girişik cümlede zıtlık tümleci

though_-e rağmen 

Çok çalışmasına rağmen sınavı geçemedi

_ Though he studied a lot, he couldn’t pass the exam.

 

although_-e rağmen (bütün bunlara rağmen yine de)

Akıllı, zeki ve çalışkan olmasına rağmen yine de sınavı geçemedi.

_ Although he’s smart, clever and hard working he couldn’t pass the exam.

 

even though_-e rağmen ( hep.... olmasına rağmen.....yine de )

Hep çalışkan ve dikkatli olmasına rağmen gene de başarılı olamıyor

_Even though he is always hard working and careful, he isn’t successful. 

 

even if _ -e rağmen (olsa bile yine de)

Sınav çok zor. Çalışsak bile sınavı geçemeyiz

_The exam is too difficult. Even if we study a bit, we can’t pass it.

 

in spite of the fact that_  -e karşın (-esine nispeten, -asına inat yine de)

Ona çok hatırlatmama rağmen hala aynı hatayı yapıyor

_İn spite of the fact that I remind him about it very much, he still makes the same mistake.

 

despite the fact that_ -e karşın

Uzun zamandır görüşmememize rağmen beni hatırlayabildi

_ Despite the fact that we hadn’t seen each other for a long time, he maneged to remember me.

 

Kompleks/ girişik cümlede kıyas tümleci

as than_ gibi/ kadar 

Annen bile seni benim sevdiğim gibi sevmedi.

_Your mother didn’t love you as I do.

Annen seni benim sevdiğimden daha fazla sevmedi.

_Your mother didn’t love you more than me.

 

as+adjective / adverb+as_-den daha ( üstünlük)

Onun kadar zeki birini görmedim.

_ I haven’t seen a person as smart as he is.

 

so+adjective / adverb+as_ -nin gibi (eşitlik) -nin kadar(eşitlik)

Onun kadar çok çalışmana gerek yok.

_ You don’t need to study as hard as him.

Kompleks/ girişik cümlede hal tümleci

as

  Bir durumun, diğer bir durumda olduğu gibi gerçekleştiğini belirtirken,

Herkesin ülkesini sevdiği gibi bende ülkemi severim.

_ I like my country  as everybody does it 

 

like

 Bir durumun diğer bir durumla, benzer şekilde gerçekleşmesini belirtmede...

Ben de senin gibi (benzer şekilde) düşünüyorum.

_ I am thinking about it. like you.

 

as if / as though

  Bir durumun diğer bir durumla benzermiş/aynıymış gibi gerçekleştiğini belirtmede...

Sanki beni tanımıyormuşsun gibi konuşuyorsun

_ You are speaking as if/as though you didn’t know me.

 

on the assumption that

  Bir durumun varsayıldığı şekilde diğer durumla bağdaştırılabileceğini belirtmede...

Sende beni özlemişsindir diye sana geldim.

_ I’ve come to you on the assumption that you missed me.

 

so........that

   Bir durumun diğer bir durumla aynı biçim/ yöntemle gerçekleştiğini belirtmede...

Öyle yorgundum ki hemen uyudum.

_ I was so tired that I fell a sleep.

 

the way (that)

  Bir durumun diğer bir durumla aynı yolla gerçekleştiğini belirtmede...

Bu problemi senin çözdüğün gibi (yolla) çözdüm.

_ I solved the problem the way that you did.

Kompleks/ girişik cümlede amaç tümleci

 

 

so that

    Bir eylem gerçekleşsin diye diğer eylemin gerçekleştirildiğini belirtir.

Daha kolay öğrenebilmesi için daha çok pratik yapmalı.

_ He should practice more so that he can learn more easily.

 

lest

    Bir eylem gerçekleşir(de bir olumsuzluk olmasın) diye diğer eylemin gerçekleştirildiğini belirtir.

Öğretmen soru sorar korkusuyla en arka sırada otururduk.

_ Lest the teach asked us some questions, we sat in the back row.

Kompleks/ girişik cümlede yer tümleci

 

where_- dığı yerde/ nerede ki

Götür beni gittiğin yere (nereye gidiyorsan)

_ Take me to where you go.

 

wherever/ no matter where

 Bir eylemin başka bir eylemde bahsedilen yerin neresinde olursa olsun gerçekleşebileceğini belirtir.

Götür beni gittiğin yere (her neresi olursa )

_Take me to whereever you go.

 

 

everywhere/ every place

   Bir eylemin başka bir eylemde bahsedilen bölgenin her yerinde gerçekleştiğini...

Götür beni gittiğin yere (gittiğin her yere )

_Take me everywhere you go.

 

anywhere/ anyplace

Bir eylemin başka bir eylemde bahsedilen yerin herhangi bir/hiç bir yerinde gerçekleş(mey)eceiğini...

Götür beni gittiğin yere (herhangi bir yere)

_Take me anywhere you go.

 

Kompleks/ girişik cümlede nesne

  What, that, whether, who, if, which v.s sözcüklerdir... Bir kompleks cümlede kim? ne? kimi? neyi? hangisi? sorularına yanıt vererek yan cümleyi ana cümleye bağlarlar...

   What ?_ne? soru zamiri bağlaç olarak kullanılırken neyi ki...

   who?_Kim? soru zamiri bağlaç olarak kullanılırken kimi ki...

   which? hangisi soru zamiri_hangisi ki ... anlamını verir.

  I know who came_tanıyorum(kimi?)kim ki geldi.

  He is my father which called me_O babamdı hangisi ki aradı...

 

What,

Ne biliyorsun söyle_ Tell me what you know.

that,

Bildiğini söyle bana_ Tell me that you know.

whether,

Bilip bilmediğini söyle_Tell me whether you know.

who,

if,

Biliyorsan söyle_ Tell me if you know.

which