Cümle ve ögelerine genel bir bakış,
Önümüzde ‘Ali’, bir ‘kitap’ ve bir de ‘Veli’ olsun. Yani tabiat görüntüsü olarak karşımızda ‘Ali’, kitap ve ‘Veli’ özel veya cins adlarını karşılık alan varlıklar vardır. Durum bu şekliyle durağan bir durumdur. Yani henüz bir hareketlenme olmamıştır.
Olaya konu varlıklar böyle bir arada bulunurken bir yer ve zaman içerisinde de olurlar. Öyleyse yerimizde ‘okul’ olsun. Şu ana kadar tabiat görüntüsü,
Ali + kitap + Veli
masa
okul
...şeklinde görüntülenir. Bu şekliyle görüntü durağandır. Yani varlıkların aralarında herhangi bir hareket başlamamıştır. Konuşan kişi karşısındaki durumu tarif edebilir. Veya durumdan konuşabilir.
Örn: Masanın üstünde bir kitap vardır. Veya,
Kitap masanın üstündedir.
Ali ve Veli okuldalar.
Onlar öğrencidirler.
Orada bir masa yer alıyor.
...der ve böylelikle durum cümleleri oluşturur. Oluşturulan cümlelerde varlıklar ve varlıkların adları konu edildiği için isim cümleleri olurlar.
Örn; ‘Onun adı Ali’dir.’ Derken, Onun adı tabiatta ‘Ali’ olmuş bir şekilde yer alıyor, adı ‘Ali’ bulunuyor, denmek istenir. Bütün bu durumlarda konuşan kişi durumun karşısında durumu betimliyor haldedir. Bundan sonra varlıkların kendilerinde veya aralarına bir hareket meydana gelirse konuşan kişi için görüntü;
Özne + hareket ;
Ali kalktı/ yürüdü/ koştu/ yoruldu/ oturdu
Özne + hareket + nesne;
Ali + gördü kitab-ı
dokundu kitab-a
hoşlandı kitap-tan
Özne + hareket + -i’li nesne + -e’li nesne;
Ali verdi kitab-ı Veli-y-e
+ -den’li nesne;
Veli aldı kitab-ı Ali-den
+ -den’li yer;
Ali aldı kitab-ı masa-dan (masanın üst yerinden)
+ -e’li yer;
Veli koydu kitab-ı masa-y- a (masanın üst yerine)
Özne + hareket + -e’li yer;
Ali gitti okul-a yine, Ali geldi okul-a
+-den’li yer;
Ali gitti okul-dan yine, Ali geldi okul-dan
… şekillerinde oluşur. Ve bu oluşturulan cümleler birer haber cümlesi, konuşan kişinin kendisi veya başkası hakkında gördüğü, bildiği olayları haber verdiği ifadeler olurlar.
Bunlardan başka diğer kipler ile ‘emir, istek, dilek, gereklilik v.b’ vereceği ifadeler, bu kez konuşan kişinin kendisine göre veya kendi düşüncelerini belirttiği cümleler olurdu..
Buraya kadar gelinen noktada ve verilen örneklerde yer alan unsurların, cümle unsurlarının bazıları, öznenin hareketini meydana getirebilmesi için zorunlu unsurlar veya gereken unsurlar olarak ifadelerde yer alırlar. Şöyle,
‘Ali gördü…’ Demekle bir cümle kurulmuş olunmaz. Bu ifadenin bir nesnesi de olmalı çünkü ‘gördü’ fiili zorunlu olarak böyle bir nesne talep eden fiillerdendir. Öyleyse cümle, ‘Ali kitabı gördü’ denilerek tamamlanmalıdır.
‘Ali çantasını götürdü’ Cümlesi ise olayın durumuna göre nereye götürdü? Gibi bir soruyu gerektirebilir. Ve ‘Ali çantasını okula götürdü.’ denilerek cümle tamamlanır.
İşte özne ve yüklem dışında bu şekilde bir nesne veya bir yer talep eden fiillerle oluşturulan cümlelerde yer alan cümle unsurlarına veya ögelerine asıl ögeler, diğer özne, nesne, yüklem dışında göreceğimiz ögelere de açıklayıcı veya yardımcı ögeler diyelim.
Bu arada kısaltılan söyleyişler , ‘Adın neydi? __ Ali’ , ‘ Cam kırık mıydı?__ Kırıktı.’ gibi cümlelerde asli unsurlar söylenmese de söylenmiş gibi kabul edilir. Ve cümle tam bir cümle olarak kabul edilir.
Cümlelerin yardımcı ögeleri ;
yer tümleci, (hareketin gerçekleştirdiği yeri bildirir)
zaman tümleci, ( hareketin gerçekleştiği zamanı bildirir )
sebep tümleci, ( hareketin gerçekleşme sebebini bildirir)
zarf tümleci (hareketin gerçekleşme şeklini bildirir)
… gibi ögelerdir.
Örn;
Ali gave the book to Veli in the school yesterday.
Ali verdi kitabı Veli’ye okulda dün .
Yani, Ali kitabı Veli’ye okulda dün verdi.