above/ blow

above_below

   Bir şeyin bir başka şey-in üstünde/ altında belirli bir yerde (temas etmeden) veya bir seviye-nin (ölçünün/miktarın) üstünde/altında belirli bir seviyede olduğunu belirtirken kullanılır.

 Is the big house above/blow the road yours? It looks great.

Yolun üstünde(yukarısında)/altında(aşağısında)’ki büyük ev sizin mi? Muhteşem görünüyor.

 

My father is staying above/below us.

Babam bizim üstümüzde(üst katta)/

                         altımızda(alt katta) oturuyor.

 

The wheather is seven degree above/below zero.

Hava sıfırın üzerinde/

                     altında yedi derece ...

 

There is a picture above/below the page.

Sayfanın yukarısında/

                  aşağısında resim var

.

over_under

   Bir şeyin bir başka şey-in üzerinde/ altında herhangi bir yerde (temas ederek veya direk bir şekilde yahut kuşatmış/bürülü olarak)        veya belirli bir seviyenin (miktarın/ölçünün) üzerinde herhangi (belirtilmeyen) bir seviyede olduğunu belirtmek için kullanılır.

The children were over/under eighteen.

Çocuklar onsekizin üstünde(onsekiz sınırını aşmış)/

                                   altında (onsekiz sınırını aşmamış)idi.

   There is a cloud over the city, in other words the city is under the cloud...

     Şehrin üstünde bulut var(şehri bürümüş), başka bir sözle şehir bulutun altında

   His salary is over/under 1000 pound.

   Onun maaşı bin paundun üzerinde(bin paundu aşar)/

                                                  altında(bin paundu aşmaz)…

   His degree of alcohol was over/under 110 mph.

    Alkol derecesi 110 promilin üstünde/

                                                      altında...(aşmış / aşmamış) 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.