Türkçede –de, -den, -e hali nedir?
Öncelikle birkaç örnek örnek görelim. Örneklerimiz,
_ Kitabı masa-dan aldım.
_ Otobüs durak-tan uzaklaştı.
_ Ayla Fransa-dan döndü.
…örnekleri olsun. Örneklerde ‘ Fransa ve Ayla’ isimleri yükleme konu unsur, cümlelerin taşıyıcı unsuru öznelerdir. Diğer, ‘masa , durak, Fransa’ isimleri ise birer yer adlarıdır. Yani, cümleyi yer bakımından tamamlayan tamamlıklardır, çünkü ifadelerde yer alan fiillerin, ‘almak, uzaklaşmak, gelmek’ fiillerinin taban anlamları böyle bir yer ve adını talep ederler. Yine ifadeler öznelerin bu yerlerden uzaklaşma, çıkma halinde olduklarını da bildirirler. Fakat çıkmış olan ya da uzaklaşmış olan eklerin iliştirildiği yer adları değil öznelerin veya nesnenin (kitap) kendisidir.
‘Ayşe Fransadan döndü.’ demekle öncesisinde Fransada olan Ayşe, Fransada bulunma durumunu değiştirmiş bulundu denmek istenir.
Peki örneklerimizde yer alan yer adlarına bir ek –den eki eklemekle ne amaçlanır? Yani –den eki ifadeye ne gibi bir bir zenginlik katar?
Aslında durum şudur. ‘Ayla Fransa’dan döndü.’ Demekle Aylanın bulunulan yere gelmesinden başka Aylanın dönmesi hareketinden önce kendisinin Fransa'da olduğu da belirtilmektedir. Yani ‘Ayla’ aynı zamanda Fransa'daydı. Öyleyse –den ekiyle bir öncesindelik, öznenin hareketten önce nerede yer aldığı da belirtiliyordur. Bu yer alma durumu ise –de halindeki bir durumdu aynı zamanda.
Şöyle, Öncesinde Ayla Fransa'da bulunuyordu. ‘Ayla Fransa’dan döndü’ demekle. Fransa’da bulunan Ayla veya bulunmuş olan Ayla döndü. Denmek istenir. Demek ki –den ekinden önce –de eki vardır. Öyleyse –den eki –de ekiyle bildirilen durumun sonrasıdır. Ya da sonrasında oluşan durumu bildirir.
_ Saat beşte evdeydi. Örneğinde de aynı durum vardır. Bu örnek, ‘Saat beş bulunan zaman evdeydi’ diye de söylenebilir. Bu kez ise bulunma durumu yani –de durumu zamanda bulunma durumudur. Yani özne bir zamanda bulunuyordur. Yukarıdaki örneklerde öznenin bir yerde bulunma durumundan bahsedilirken bu örnekte bir zamanda bulunmasından söz edilmiştir. Yine, ‘Ayla saat beşten sonra geldi.’ demekle Aylanın saat beşte başka bir yerde bulunduğu vurgulanmak istenmiştir.
_ Haberi Ayla’dan öğrendim. Örneğinde de yine –den ekiyle aynı şey vurgulanmak istenir. Bu örnekte ise –de bulunma durumu sahip olma kişide veya şahısta bulunma durumu vurgulanır. Yani haber öncesinde Ayla’da bulunuyordu. Veya Ayla’da idi.
Başka bir örnekle devam edelim.
Mesela, ‘Ali okuldan eve gelmişti.’ Haberiyle Alinin çıkan sonuca göre evde olduğunu anlıyoruz. Yani, öznenin (Alinin) hazır zamanda bulunduğu evdir. Fakat öncesinde okuldaydı.
Yukarıdan bu tarafa –den ekiyle; bir yerde, zamanda, şahısta bulunma durumlarının sonraki halini –den halini gördük.
Toparlayalım;
İsmin halleri, İsimlerde hal (noun case) ya da,
Öznenin(şahsın), nesnenin(eşyanın), veya hareketin( fiilinin);
Bir yer, zaman, veya şahısta;
bulunmuş, (-den durumu_ablative)
bulunuyor, (-de durumu_lokative)
bulunacak olması (-e durumu_dative) nedir? Ne işe yarar’
Bir örnekle başlayalım.
Örneğimiz ‘Ali gelmişti.’ örneği olsun. Bu cümlede bir özne ‘Ali’ bir de bir tarza (-miş) ve zamana(-di) bağlı hareket (gel-mek hareketi) vardır. Ve cümlede başka herhangi bir açıklayıcı unsur da yoktur. Demek ki cümle bir şahsı ve bu şahsın yapmış olduğu hareketi haber veriyordur sadece. Fakat bu tarafta biz bu şahsın yani Alinin o anda, geçmişteki o anda yanımızda olduğunu da haber veriyoruz aynı zamanda. Yani ‘Ali’ o an yanımızdaydı. Veya cümleyi şimdiki zamana taşırsak ‘Ali’ şu an yanımızdadır.
Şimdi ise ifadeye bir isim, bir yer ismi, mekan bildiren bir yer adı katalım. Ve bu yer adına bir hal eki de koymayalım. Ve ifademiz şöyle olsun.
‘Ali geldi okul.’ Gelmek fiili ikili soru talep eden fiillerdendir.
Geldi. Kim geldi? Ali geldi
Ali nereye geldi? Veya
Ali nereden geldi?
Görüldüğü gibi ‘Ali geldi okul’ demekle bir anlam elde edilemiyor. Çünkü Ali okula mı geldi? Ali okuldan mı? Geldi kestiremiyoruz. İşte –den ve –e eklerine bu yüzden ihtiyaç duyulur.
Bundan sonra haber,
‘ Ali okul-dan geldi’ olarak verilmişse, yani –den ekiyle verilmişse demek ki şimdi burada (bura-da) olan yani –de bulunma halinde olan Alinin mekan bakımından önceki durumu nerede (-de) bulunma durumu vurgulanmak isteniyordur. Eğer ifade,
‘Ali okula gelmişti’ Veya ifadeyi şimdiki zamana taşırsak, ‘Ali okula geldi.’ Bu kez Alinin yer veya mekan bakımından sonraki durumu nerede (-de) bulunma durumu vurgulanmak isteniyordur. Yani ‘Ali okuldadır veya okulda bulunuyor, fakat öncesinde okulda bulunmuyordu denmek isteniyordur.
Buraya kadar gelinen noktada bir şey gözümüze çarpıyor. Bu da şahsın yani Alinin mekanda bulunma bakımından öncelik ve sonralık durumudur.
Şu ana kadar şahsın yani cümlenin kurucu elemanı öznenin öncelik ve sonralık bakımından bir mekenda bulunma durumunu gördük.
Bundan sonra cümle elamanlarından nesnenin veya eşyanın da öncelik ve sonralık bakımından bir mekanda bulunma durumu vardır.
Örneğimiz,
‘Telefonu masanın üzerinden aldım’ örneği olsun. Bu örnek ‘Masanın üzerinde olan telefonu aldım.’şeklinde de söylenebilir. Yine aynı şekilde burada da ‘Telefonu masadan aldım.’ Demekle telefonun öncesinde masada olduğunu ve artık bu durumun bitmiş olduğunu vurgulamak istemişimdir.
‘Telefonu masanın üzerine koydum.’ Dersem telefonun öncesinde masanın üzerinde olmadığını, onu oraya sonradan koyduğumu, yani şimdi masada olan telefonun masada bulunması durumunun sonradan oluştuğunu ve bu durumun devam ettiğini vurgulamak istemişimdir.
Aslında ortada bir bitmişlik ve devam etme durumu vardır. Öyleyse ismin –den hali bitmişliği, -e hali bir devamlılığı bildirir. Fakat bu tarz olayı cümlelerin yükleminde yer alan isim veya fiil türünden sözcüklerde bulunan tarzlar değil, bu kez özne veya nesnenin hareketlerini gerçekleştirirken karşılarındaki yerin mevcudiyetinin
bitip (perfect)
bitmediğini (progressive_devam eden)
…bildirme amacını taşıyan tarz olayıdır.
Şöyle,
İstanbul'dan geldim. Derken, Geldiğim yer İstanbul yer aldı/ bulundu/ oldu.
İstanbul’a gidiyorm. Derken, Gittiğim yer İstanbul yer alıyor/ bulunuyor/ oluyor. Denmek istenir.
Yine bu bulunmuş ve bulunuyor olma durumu şahıslar üzerinden de bildirilebilir. Şöyle,
Kitabı Ali’den aldım. Derken, kitabı aldığım (kişi) Ali yer aldı/ bulundu/ oldu,
Kitabı Ali’e aldım. Derken ise, kitabı aldığım (kişi) Ali oluyor.
Denmek istenir.
Ve bütün bu durumlardaki yer ve şahıslar olayda yer almış (-den) veya yer alıyor (-e) olan pozisyonundadırlar.