بِسْمِ ﷲِالرَّحْمَنِ اارَّحِيم
Kâf Suresi Meali/Yor(umla)ması
قٓ۠ وَالْقُرْاٰنِ الْمَج۪يدِۚ ﴿١﴾
بَلْ عَجِبُٓوا اَنْ جَٓاءَهُمْ مُنْذِرٌ مِنْهُمْ فَقَالَ الْكَافِرُونَ هٰذَا شَيْءٌ عَج۪يبٌ
ءَاِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًاۚ ذٰلِكَ رَجْعٌ بَع۪يدٌ ﴿٣﴾
قَدْ عَلِمْنَا مَا تَنْقُصُ الْاَرْضُ مِنْهُمْۚ وَعِنْدَنَا كِتَابٌ حَف۪يظٌ ﴿٤﴾
بَلْ كَذَّبُوا بِالْحَقِّ لَمَّا جَٓاءَهُمْ فَهُمْ ف۪ٓي اَمْرٍ مَر۪يجٍ ﴿٥﴾
1. Kaf/ (K). (Ve) şerefli/şanlı Kur’an (‘a ant olsun)
2. Aralarından(onlardan) bir uyarıcının gelmesine şaştılar (acayiplerine gitti) de, kâfirler şöyle dediler: «Bu şaşılacak/acayip bir bir şeydir.»
3. «Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (dirileceğiz)? Bu, akla uzak bir dönüştür.»
4. Biz, toprağın (yerin) onlardan neleri eksilttiğini kesinlikle bilmekteyiz. Yanımızda o bilgileri koruyan bir kitap vardır. (belki?? Bu durumu, eksiltmeyi geriye getirmek/ veya sarmak??)
5. Bilakis onlar, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler.