Etiket arşivi: Uygur Türkçesi

Özne yüklem uyuşması nedir?

 

Özne yüklem uyuşması

(‘dır.’  ve ‘…dırlar.’ ek birleşmeleri)  nedir?

  ‘…idi.      ‘… idiler.             

________________________________________

    Yükleminde isim grubundaki sözcük türlerinden biri bulunan cümlede yüklem tabanı bir  isim olur,  ve

bu isim  … … …  ….  -den oluşuyorsa ;

             Özel isim

             Genel isim

Sayılabilen; kalem, defter, öğrenci, ayakkabı, elma, araba, melek, vampir

Sayılamayan; su, hava, toprak, kum, süt, yağ

Doğa olayları; gök gürültüsü, gölge, yağmur, kar, rüzgar, ses, ışık …gibi isimlerdir.

             Kollektif  isim

Doğal kollektif; aile, akraba, takım, kalabalık, orman, ordu,

Yapay kollektif; düzine, demet, buket, deste, banknot, seri, …gibi isimlerdir.

   Our team is strong._ Bizim takımımız güçlüdür.

    Our team are running very fast._ Bizim takımımız(-dakiler) hızlı koşandırlar.

               Topluluk isimleri 

        (topluca adlandırılan isimler)

İşlev ortaklığı; yiyecek, giyecek, mobilya, beyaz eşya, çöp, süprüntü, bulaşık, çamaşır… gibi isimlerdir

Şekil benzerliği; trabzan, parmaklık, çit, basamak, zincir,  gibi isimlerdir.

         ...ve Soyut isimler v.s.

                                                                                                      

   Buraya kadarki  tanımlı örnekler, İsmin tanım ve türleri konusundan alıntı oldu.  İngilizce ile yol alalım.

    İngilizcede özne-yüklem uyuşması önemlidir. Yani Türkçede,

   ‘Onlar öğrenci-dir-ler.’   Yerine, 

    ‘Onlar öğrenci-dir.’   Veya,

     ‘Ali ve Ahmet buraya geliyor-lar.’   Yerine, 

     ‘Ali ve Ahmet buraya geliyor.’   Denebilir. Onlar çoğul şahıs zamiri cümlelerin öznelerinin çoğul olduğunu bildirmeye yeter. Fakat İngilizcede bunun için.

     ‘They are students.’ veya

     ‘Ali and Ahmet are students.’  Denmelidir. Bu durumlarda ‘to be’ fiilinin şimdiki zamanda çoğul şahıslar için kullanılan ‘are’ şeklinden yararlanılmış olunur. Örneklerde ise;

_Şahıs zamirinin çokluk bildiren şeklinden; ‘They’ 

_Yardımcı fiilin ( to be ) çokluk bildiren şeklinden;  ‘are’

_Yüklemdeki ismin (students)  çokluk eki almasından yararlanıldı.

  Yani İngilizcede bu her üç unsur da çokluk bildiren unsur oldu. İşte özne-yüklem uyuşması demekle, özne tekilse  yardımcı fiilde tekil, çoğulsa yardımcı fiilde çoğul olması durumudur.

      Fakat, bu durum çokta genel geçer bir durum değildir. Mesela, ‘to have’ yardımcı fiilinin hareket veya durum bildiren ifadelerin kullanıldığı şimdiki zamanında tekillik ve çoğulluk uyumu sadece üçüncü tekil şahıslarda ‘he/ she/ it_O’  zamirlerinde aranır.

   Yani, cümlenin öznesi bu zamirlerden biriyle oluşmuşsa ‘to have’ yardımcı fiili ‘has’ olacak şekilde değişir. Yoksa ‘I_ben’ zamiri tekil şahıs zamiri olmasına rağmen yine de ‘have’ şekliyle ifadelerde yer alır..

     Öyleyse İngilizcede özne-yüklem uyuşması belli başlı yardımcı fiillerde yerine göre aranmaktadır denebilir. Yani, devam tarzındaki durum veya hareketlerde, yardımcı fiiller.

 Şimdiki zamanlarda;

     I + am

     He/ she/ it + is         

     We/ you/ they + are 

 Geçmiş zamanlarda;

     I/ he/ she/ it + was

     We/ you/ they + were olur.

       Örnekler:

I am a doctor._ Ben bir doktor(dur)um               

I am going to work._ Ben işe gidiyorum.                           

They are students._ Onlar öğrencidir-ler            

They are playing in the garden._ Onlar bahede oynuyor-lar.     

He is ill._ O hastadır.                                          

He is sleeping._ O uyuyor

 

Şimdi ise konunun başına dönelim.

 İsimler;

  Sayılabilen (somut) isimler; 

At (maddi isim), melek (manevi isim)  … gibi. Tekil olduklarında yardımcı fiillerini tekil olarak ( am/ is, was ) ...

   The horse was running very fast.

_ At çok hızlı koşuyordu.

   ...çoğul olduklarında yardımcı fiilini çoğul olarak (are, were) olarak talep ederler.

   The horses were running very fast

._ Atlar çok hızlı koşuyor(lar)dı. Gibi.

      Sayılamayan (somut) isimler;  su, hava, toprak, kum… gibi isimler  çoğul halde kullanılmazlar. Bu yüzden yardımcı fiillerini tekil olarak talep ederler.

   The water was very cold.

   _ Su  çok soğuktu.

       Fakat, sayılamayan bu isimler ‘ iki  bardak su, üç paket margarin,  dört kova kum’ diye bir vasıtayla miktarlanmışsa ve bu miktar birden çok ise bu kez vasıta edilen eşyalar sayılabilir, çoğulları yapılır, böylelikle de yardımsı fiilleri  ifadede çoğul olarak yer alırlar.

    There were two galasses of water on the table.

   _ Masanın üstünde iki bardak su vardı.

 Kollektif isimler,

   Doğal kollektif;  Aile, akraba, orman… gibi isimler ve,

   Yapay kollektif;  Düzine, demet…gibi isimlerdi. Kollektif  adların genel özelliklerinden bahsedildiğinde yardımcı fiili tekil, adın kapsadığı varlıkların her birini ayrı ayrı kastediyorsak yardımcı fiili oğul olarak kullanırız.

   Our team is strong.

_ Bizim takım güçlüdür.

    Our team are running very fast.

_ Bizim takım(dakiler) hızlı koşandırlar. Gibi

 

   Topluluk isimleri,

    İşlevsel yakınlığı olan; ‘mobilya, beyaz eşya, müzevher, bulaşık…’

    Şekil benzerliği olan; ‘basamak, çit, korkuluk…’ gibi isimlerdi.

   Topluluk isimlerinin işlev yakınlığı bulunanlarında, isim birçok varlığı topluca adlandırmasına rağmen yardımcı fiil tekil olarak kullanılır.

    My furniture is new.

_ Benim mobilyam yenidir.

Şekil benzerliği olan topluluk isimleri  ise istenirse sayılabilirler. Sayıldığında ise  sayı birden çok bir sayı ise yardımcı fiiller çoğul olarak kullanılır.

  There are two stairs…

_ Çıkmak için iki basamak var. 

Fakat bu aynı isimler bir çoğulluk bildirmeden (yani çoğul eki almadan) yalın halleriyle kullanılıyorsa yine de yardımcı fiillerini çoğul olarak talep ederler.

     The fence were very dirty._ Çit(ler) çok kirliydiler.

    

 

Özne (subject) nedir? Yapıcı nedir? / DİAE

 

Özne nedir?

     Bir cümlede yüklemle bildirilen hareket veya duruma  muhatap olan, cümlenin üzerine kurulduğu, yüklemle bildirilen hareketin dilsel, ve hem bazen fiziksel yapıcısıdır. 

     Türkçe ile  yol alalım. Mesela ‘yazıyor’ Kim yazıyor? ‘Ali yazıyor’, ‘Ali mektup yazıyor’  Cümlesinde harekete konu unsur  Ali'yi Tabiat içerisinde bir mektubu yazarken hayal edebiliriz. Bir başka örnek;

     Etken ve ettirgen cümlelerde özne?

    ‘Ali yazdırıyor’ Kim yazdırıyor? ‘Ali yazdırıyor’, ‘Ali mektubu yazdırıyor’ Bu cümleyi de hayal edebiliyoruz. Yani, karşımızda bir özne ‘Ali’, bir nesne ve belirtilmeyen biri veya bir şey, vardır. Fakat ‘Ali mektup yazıyor’ örneğinde fiille kastedilen hareketin      ( yazmak hareketinin ) fiziksel olarak yapanının ‘Ali’ olduğunu bilirken. ‘Ali mektubu yazdırıyor’ örneğinde ‘yazmak’ fiiliyle kastedilen hareketin yapanı belirtilmeyen bir başkası veya bir eşya/ alettir. Yani fiildeki hareketin ‘yazmak’ hareketinin yapıcısı başkasıdır. Fakat cümlenin öznesi  yine de Ali’dir.

     Şöyle, ‘Ali’, özne, bu cümlede –dır ile bildirilen hareketin yapıcısıdır aslında.  –Dır/-tür ise bir dil unsuru, hareketi taşımaya yarayan ek birleşmesidir. Örneklerimiz, ‘Ali mektup yazıyor’ ve ‘Ali mektubu yazdırıyor’ idi. Yani ‘yazmak’ ve ‘yaz-d-ır-mak’

     Bir kişi ‘yazdırıyorum’ dediğinde aslında başından ‘dırıyorum/ -türüyorum’  yani  ‘-yapıyorum/ üretiyorum’ demek istemiştir.  Bundan sonra  Ne t-ür-üyorsun?  Dendiğinde, ‘yaz-ıt-ür-üyorum’,  ‘yaz-t-ür-üyorum’  sadece bu fiili ortaya çıkarıyor, ortaya koyuyorum demek istemiştir.

    Yani, Ali, ‘yazıyorum’ dediğinde  elinde bir kalem ile hayal edilirken, ‘yazdırıyorum’ dediğinde elindeki şey ‘yazmak’ fiilinin kendisidir. Ve özne olan Ali, bu yazmak fiilini üretiyor, ortaya koyuyor, yapıyor haldedir. Bu tip durumlarda cümlenin kurucu elemanı özne ‘Ali’ hareketin dilsel yapıcısıdır sadece. Fiille( yazmak fiiliyle ) kastedilen hareketin fiziksel veya tabiat yapıcısı ise bir başkası,  belirtilmeyen bir başkası, bir başka şeydir. 

   Bundan sonra eğer ben ‘yazdır-t-tım’ dersem  fiille kastedilen hareketin fiziksel yapıcısını da ifadeye veya cümleye katmak istemişimdir demektir. Bu durumda bu birini veya bir şeyi belirtir. ‘Ben mektubu Veli’ye yaz-d-ır-t-tım.’ derim. Burada da yine –dırt ekiyle  ben sadece hareketin fiziksel olarak yapılması için yer açar, belirttiğim nesneme, fiili edip bırakırım. Bütün bu dilsel taktikler dilin oluşum aşamasındaki mantığıdır. Özne bir cümlede dilsel hareketleri gerçekleştiren  unsurdur.  Bu, dilsel hareketler başka, tabiat hareketleri başka şeylerdir demek olur. İşlediğimiz konuda ise dilsel yapıcı ile tabiat yapıcısını ayırt ettik. Ve olaya dil açısından baktığımızdan da cümlenin öznesini dilsel yapıcı olarak kabul ederiz.

     Bunlardan başka, ‘yazdır-t-tırdı’ ve ‘yazdır-t-tır-t-tı’ ifadeleri de vardır. İfadeler ise ‘yazdır ettirdi’ ve ‘yazdır ettirtti’ şeklinde açılır.

Buradaki durum ise şöyledir.

    ‘Yazdır ettirdi’ (yazdırttırdı) derken, özne ( Ali ) ‘etme’ hareketini –d-ır veya –t-ür  yapar. Sorusu ise şöyledir. Ne et-türdi?  Ali (özne) ne et-türdi?

     ‘Ali yazdır et-türdi.’ ( yani yazdırttırdı ) ifadede özne ‘yazdır et-’ hareketini –tür ederken hareketi yaz-dır-an bir nesneden bahsetmemiştir.  Bu nesne belirtilecek ise ifadeye bir –t eki ilave edilir. ‘yazdır et-tir-t-ti’ (yazdırttırttı) sorusu ise şöyledir.

    Ali (öznesi) mektubu kime yazdır ettirtti? 

   ‘Ali mektubu Veli’ye yazdır ettirtti.’ ( yani, yazdırttırttı ) Bu durumda ‘Ali’ hareketi yazdır-ması için  Veli’ye edip bırakır. İfadede  ‘Ali mektubu Veliye yaz-dır-ttırt-tı’ cümlesinde yer alan Ali ve Veli unsurları cümlede dilsel yapıcılar olarak bulunur. ‘Yazmak’ fiiliyle kastedilen hareketin tabiat yapıcısı genede belirtilmemiştir. Öznenin (Ali’nin) Veli’ye ettirttiği şey ‘yazdır ’ (yazdırmak) fiilinin kendisidir. Bu durumda Veli de fiille (yazmak fiiliyle) kastedilen hareketin tabiat yapıcısı değildir. Yani dilsel yapıcı olarak amaçlanandır. Fakat cümlede nesne, dolaylı nesne göreviyle yer almıştır. Bu cümlenin öznesi, yapının üzerinde bina edildiği unsur, cümlenin kurucu unsuru olduğu için Ali dir. 

   Aynı durum yani öznenin tabiyat yapıcısı, fiziksel yapıcı olmaması durumu  -l (-il ) ekiyle çekimlenmiş fiillerde de vardır.

   Olgan ve edilgen cümlelerde özne?

    –İl  ekiyle çekimlenmiş fiillerin yüklem olduğu cümlelerde özne fiille kastedilen hareketi (kendine)  –il’er, takar, takınır, iliştirir, çevirir, döndürür.

    Özne + nesne + yüklem

       İp   +  çöz    + ildi

    Şöyle,  ‘İp çöz-ildi.’ (çözüldü) Derken, çöz-meyi kendine taktı, çöz-meyi takındı denmek istenir.  Tersinden bakıldığına ise çözmekle kastedilen hareket ipe ilişti anlamını verir.

Yine,

‘Araba boz-ildi’( bozuldu ),

'Kazağım sök-ildi' ( söküldü ) diğer örnekler olsun.

    Bütün bu cümlelerdeki ip, araba, kazak sözcükleri ifadede  –il ile kastedilen hareketin dilsel yapıcısı olarak yer alır.Tabiatta ise hareket  bu varlıklar üzerinde o veya bu  sebepten kendiliğinden oluşmuştur.

    ‘Mektup yaz-ildi’ (yani,  ‘yazıldı’ )  Özne yazmak fiilini kendine taktı, takındı veya tersinden bakıldığında ‘yazmak’ fiili mektuba ilişti, takıldı anlamındadır. Bu örnekte de ‘mektup yaz-ildi’ derken, özne olan mektup –il ile kastedilen hareketi dilsel olarak yapar. Ve mektup bir nesne, hareket meydana getirme özelliği olan bir nesne olmamasına rağmen bir bakıma canlıymış gibi ( ki dilin oluşum aşamasında kurgu bu şekilde işler) bir yapıcı, dilsel bir yapıcı olarak kabul edilir.

    ‘Ali döv-ildi’ (yani ‘dövüldü’) örneğinde de ‘Ali’ hareketi dilsel olarak yapar. Yani, hareketi –il’er. Hareketin (dövmek hareketinin) tabiat yapıcısı ise belirtilmeyen bir başkasıdır. Bu tür cümlelerde bu başkası önemli değil veya bilinmiyordur. Hem zaten cümle bunun için kurulmamıştı. Öne alınan şey Ali’nin dövülmesidir. ‘Ali Veli tarafından dövüldü’ dendiğinde tabiat yapıcısı, fiziksel yapıcı fazladan ifadeye katılmış olur fakat bu önde olan Ali'nin dövülmesi olayını arka planda  tutmaz. Yine de vurgulanmak istenen şey Ali’nin dövülmesi olayıdır.

    Sonuç olarak dil açısından bakıldığında hareketin dilsel yapıcısı başka, tabiat yapıcısı başka şeylerdir. Araştırma alanımız dil olduğundan dilsel yapıcıyı esas alırız. Ve ifadelerde  -il ile kastedilen hareketi yapan unsuru özne, gerçek özne/ gerçekten özne  olarak kabul ederiz.

   Yüklem;    ...-ildi       (ne ildi?)

   Nesne;     ...-(e)ttür-ildi       (ne ettirildi?)   

   Nesne;    ...öldürttür-ül      (kim  öldür ettirildi?)

   Özne;    ...Sokak köpekleri... (nerede öldür ettirildi?)

   Yer tümleci; ... sokak ortasında ...     (….diğer öğeler)

       Sokak köpekleri sokak ortasında öldürttürüldü.

      -il eki –e ve –den halindeki bir sözcüğün yer aldığı ifadelerlede kullanılabilir.

     ‘Masaya dokun-ildi’ (yani, ‘dokunuldu’) Tersinden bakıldığında ‘ilişti’  Ne ilişti? ‘dokun ilişti’, ‘Masaya dokun ilişti/ takıldı/ değdi.’ anlamını verir. Çümleyi döndürürsek, eski bir örnek;

   ‘Tiken tona ildi’ ( Diken pantolona  ildi/ ilişti/ takıldı )

    ‘Dokun ( bir hareket olan dokun fiili ) masaya ildi/ ilişti/ takıldı/ değdi.’ anlamı alınır. Ve ‘dokun’ fiil kökü bir hareket adı olmasına rağmen cümlenin öznesi olur.

     ‘Köpekten kork-ildi’ (yani,’korkuldu’) ifadesinde de cümlenin öznesi ‘kork’ fiil köküdür. Bu cümle ‘Kork ( bir hareket olan kork fiili, bu yana) ildi/ ilişti/ takıldı/ döndü/ değdi.’ diye de döndürülebilir.

      Bütün bunlara bakıldığında özne bir hareket adı, bir fiilde olabilmekte. Öyleyse özne  harekete (-il hareketine) konu, fiildeki kişi, şey  veya  harekettir.

Edilgen yapılı cümlelerin yükleminde yer alan fiille kastedilen harekete konu olan kişi zamir/eşya, cümlede özne görevindedir  ve hareketin eyleyenidir.

    Peki, özne nedir? Bir cümlenin yükleminde yer alan fiilde kastedilen hareketin muhatabı, cümlenin kurucu ögesi, yüklemdeki kişi/şey/zamir/konu/durum (subject)' dur.

    Fail(yapıcı) ise bir cümlede özne görevinde olsun veya olmasın fiille kastedilen hareketi fiziksel olarak icra eden kişi/ hayvan v.s’dir.

    Fail(yapıcı), bir cümlede özne veya nesne olarak görev alabilir.

   ‘Ali, Veli’ye ödevini yaptırttı’ 

...cümlesinde yapmayı tür-edip ortaya koyduğu için cümlenin kurucu ögesi (öznesi) yüklemdeki kişi Ali, fiille kastedilen hareketi zihinde yapıp yargıyı tamamlayan fail (yapıcı) ise dolaylı tümleç görevindeki Veli’dir.

   ‘Ali’ye güven geldi

cümlesinde,  yüklemdeki öge (özne) güven sözcüğü aynı zamanda gelme hareketini yaptığı için cümlenin faili (yapıcısı)‘dir. 'Ali' ise bu cümlede -e (datif) halinde nesne  görevindedir.    

    Yine, ‘Ali‘ye güven-ildi

cümlesindeki yüklem -il ekleşmesiyle kastedilen harekettir, güven sözcüğü ise Ali‘ye güven geldi cümlesinde olduğu gibi cümlenin öznesi, aynı zamanda yapıcısıdır.

    Çatı ekleriyle birleştirilmiş hareketler birleşik olsada cümlenin yüklemini topluca ifade etmez. Bu türden cümlelerde yüklemi sonuncu ekleşme bildirir.  Yani, Cam kırıldı cümlesinin yüklemi kırıldı değil –il şeklinde ekleşmiş fiildir ve öge bulmada kullanılan sorular bu ekleşmeye sorulur. Cam ne -il’di?_kır –ildi  gibi. Bu durumda da ‘kır’ sözcüğü nesne görevinde bir hareket adı (fiil) olmaktan öteye gitmez.

Bütün bunlardan başka Türkçenin birde –ş ekiyle çekime girmiş fiillerde vardır.

    İşteş fiil (reciprocal verb) öznesi nedir      

    Öncelikle işteş fiiller ne idi?  İşteş fiil, karşılıklı yapılan hareketlerin ifadesinde fiillerin almış olduğu şekildir.

 görmek-göşmek,  

  bulmak-buluşmak,

  selamlamak-selamlaşmak gibi.

     İngilizcede bu durum each other zamirleriyle sağlanır.  

    Ör: Ali and Veli beat each other

         _Ali ve Veli dövüştüler.                    

  Gördüğünüz gibi -ş ekinin kullanılmasıyla işteş fiil elde edilir. Tabi bu arada, her işteş fiil karşılıklı hareketleri ifade etmez. Beraber yapma anlamını da verebilir.                                                                                                    Koşuşmak gibi.

     Yine, işteş fiillerin buraya kadarki örneklerinin fiil köklerine baktığımızda her birinin aslında tek başına gerçekleştirilebilecek fiiller olduklarını görüyoruz.

     Bunlardan başka tek başına gerçekleştirilemeyecek fiiller de vardır.  Barışmak,  tartışmak gibi.                  

Ali ve Veli konuyu  tartış

_Ali and Veli discussed  the matter.

 

  İşteş fiilli yapılarda şöyle  bir durumda vardır.

     -ş  eki;  

          Özne, hareketini ya bir başka özneyle karşılıklı veya birlikte yapıcıdır.   

Ali  ile Veli dövüştü.

    veya bir  nesneye  karşı yapıcıdır.  

Ali Veli ile dövüştü.

    İfadeyi gördük. Demek ki işteş ifadeli fiillerde hareketler karşılıklı veya birlikte yapılırken cümlelerin özneleri birden çok kişidir.

Ali  ile Veli dövüşler.   Veya,

Ali ve Veli ile dövüşler.

   Fakat,

   Ali Veli ile dövüş Örneğinde cümlede ‘Ali’ özne, ‘Veli’ ise  ile (-yle) halinde nesne olarak yer almıştır. Fakat fiille kastedilen hareket yine de karşılıklı yapılmış bir hareketi bildirir.

    Öyleyse Türkçede, karşılıklı veya birlikte yapılan bir hareketin karşılıklı yapıcılarının bulunmasının yanı sıra  tek taraflı bir başlatıcı veye öznesi bulunabilmektedir.

   ‘Ali Veli ile barıştı.’  Kim barıştı?

    ‘Ali barıştı’

 Buradan da özne, hareketin üzerine kurulduğu, harekete konu unsurdur.

 

Fiil çatısı (fiillerdeki hareketin taşınması) nedir?

     Fiillerdeki hareketin taşınması, fiillerde çatı nedir?

Tanım;

....kısaca öznenin, fiillerin anlamına dokunmadan fiillerdeki hareket taşınmasını bildirirken yapmış olduğu dil bilgisel, gramer işlemlerine fiillerde hareket taşınmaları (fiil çatısı) denir.

Türkçe için şöyle başlayalım.

   Tabiatta madde olarak var olan ya da var olduğu düşünülen varlıklar olduğu gibi, varlıklara bağlı hareketlerde vardır. Bu hareketlerin ise bir kısmı varlığın üzerinde kendiliğinden meydana gelirken ‘yağmur yağdı, rüzgar esti’ gibi, bir kısmını da bir yapıcı meydana getirir.

‘Ali mektubu yazdı’

   Örnekteki yapıcı (Ali) hareketi bir nesne üzerinde meydana getirmiştir. Bazı fiillerde ise yapıcı, bir nesne olmaksızın hareketi gerçekleştirebilir.

‘Ali oturdu’ Yine bazı durumlarda nesne vardır fakat yapıcı bu nesne üzerinde bir etkiye sahip değildir.

‘Ali köpekten korktu’

   Aksine nesneden gelen bir etki veya nesneye karşı bir etkilenme vardır.

  Şimdiye kadar gösterilen fiiller ( yağdı, oturdu, yazdı, dokundu, korktu ) fiilleri yalın halleriyle bir harekete ad fiillerdir. Ve fiillerin yer aldığı cümlede bir özne vardır. Yani hareket ister fiziksel olarak yapıcısı olan bir hareket olsun, isterse hareket kendiliğinden varlıkta ortaya çıkmış olsun cümlenin kurucu unsuru, harekete konu unsur olduğu için söz edilen varlık cümlelerin öznesidir.
      Şöyle;

‘Ali mektubu yazdı’

   Örnekteki ‘Ali’, ‘yazmak’ fiiliyle kastedilen hareketi fiziksel olarak gerçekleştirmiştir elbette, fakat Türkçe  açısından bu önemli değildir. Diğer bir örnek:

‘Ali mektubu yazdırdı’

   Bu cümlede Ali yazmayı -d-ır veya –t-ür yapar. Yazmak fiiliyle kastedilen hareketi ise fiziksel olarak belirtilmeyen bir başkası yapar. Bu bir başkası belirtiliyorsa ifadeye ayrıca bir –t ilave edilir. ( Ali mektubu Veli’ye yazdırttı) Gibi. Bu iki, -d-ır’lı ve –d-ir-t’lı örneklerde özne olan Ali olaya birinci dereceden sebep olur.

‘Ali mektubu yazdır(e)ttirdi’ (yazdırttırdı)’da ise hareketin dilsel yapıcısı ( -d-ır’mayı yapan) dahi belirtilmemiştir. Bu biri verilecekse ‘yazdır(e)ttirtti’ (yazdırttırttı) denmelidir.

   Bütün bu durumlarda cümlenin üzerine kurulduğu öge ( özne ) ‘Ali’, fiille kastedilen hareketin fiziksel yapıcısı bir başkasıdır.

   Buraya kadar durum böyleyken işin birde diğer tarafı, nesne tarafı vardır. Yani işin bu tarafında böyle şeyler olurken diğer tarafta nesnede kendi tarafında dil bakımından aktif olarak hareket halinde bir cümle oluşturmaktadır.

   Şöyle, ‘Ali’ karşı taraftan bir hareket (yazdı hareketini) yaparken bu tarafta ise nesne aynı harekete başka bir hareketi ( il’meyi ) katarak (mektup yaz-ildi) karşılık verir görünür. Görünür derken aslında böyle bir karşılık verme durumu yoktur. Yani iş,

‘Ali mektubu yazdı’ da ‘mektup yaz-ildi’ sonuç mantığı üzerinden yürümez.

‘ Ali camı kırdı.’ Cümlesi başka

‘ Cam kırıldı’ Cümlesi başka bir cümledir. Fakat şöle olabilir.

‘Ali cama vurunca cam kırıldı’

‘ Ali camı kırdı.’ ‘Cam kırıldı’ Böyle değil.
   Çünkü bu cümleler bir birinden bağımsız birer özneye sahip cümlelerdir. Fakat biz genede karşılaştırma yaparak devam edelim, tabii bu karşılaştırma dil bilgisel karşılaştırmadır unutmayalım. Çünkü şu anda etken, ettirgen… ve edilgen yapılı fiilleri işliyoruz.

 Devam edelim,

 ‘Ali mektubu yazdı’ cümlesinde ‘Ali’ mektubu yazarken. Bu tarafta nesne (mektup) –il ekiyle (Ali’den bağımsız olarak ) hareketi kendine iliştirir. Yani, ‘mektup yaz-iler’ Yine,

‘Ali’ yaz’ı tür’üp bırakırken, nesne (mektup) yaztür’ü kendine  -il’ler (mektıp yazdır-ildi) gibi..

‘Ali’ yaz-tür’ü -(i)t’ip bırakırken, nesne yaztürt’ü kendine –il’ler (mektup yazdırt-ildi) gibi. Yine,

‘Ali’ yaz-tür’ü (e)ttir’ip bırakırken, nesne yaztür(e)ttür –il’er ( mektup yadırttır-ıldı) gibi.

Kısaca, dil açısından bakıldığında bütün bu durumlarda nesne ( yani mektup) canlıymış gibi düşünülür ve –il ile kastedilen hareketin yapıcısı olur. Harekete konu unsur olduğundan da kendi cümlesinin kurucu elemanı öznesi olur.

Bütün bunlara göre ifadelerdeki fiiller üzerindeki hareket oynamalarında, fiillerle kastedilen hareketlerin anlamlarında herhangi bir değişme olmamıştır. Böylece,

Fiillerde hareket taşınmaları nedir? ( fiillerde çatı nedir? )

   Fiiller yalın halleriyle bulunduğunda, karşılamış oldukları hareketlerin ya öznede kaldığını (geçişsiz fiil)( öldü ) ya da özneden nesneye geçmiş halde olduğunu (geçişli fiil) (yazdı bildirirler.

Özne, kendinde kalmış bir hareketi kendinden çıkarıp karşısındaki nesneye taşıdığında

(oldurgan)(öldürdü)  veya

yalın haliyle zaten nesneye taşımış olduğu bir hareketi bu kez bir başkasına taşıtmak istediğinde

(ettirgenlik)(yazdırdı);

yalın haliyle hep nesneye taşıdığı hareketi taşımak

(dönüşlülük)(yıkadı-yıkandı) istediğinde,

yine, gelen etkiler karşısında kendisinde bir tepkinin olduğunu ve hareketi artık taşımış olduğunu

(edilgenlik)(yazıldı/ öldürüldü) bildirmek istediğinde…

…kısaca öznenin, fiillerin anlamına dokunmadan fiillerdeki hareket taşınmasını bildirirken yapmış olduğu dil bilgisel, gramer işlemlerine fiillerde hareket taşınmaları denir.
 
    Not: Hareket taşınmasının henüz gerçekleşmediği yalın haldeki geçişli ve geçişsiz fiiller çatılı fiil değildirler.

Etken (active) fiil: Yüklemdeki hareketin cümlenin öznesi tarafından yapıldığını, öznenin aktif/yapıcı olduğunu: Ali, Veli’yi dövdü.

Edilgen (passive) fiil: Öznenin başkasınca yapılmış müdahaleler karşında tepkisini veya geçirdiği dönüşümü: Ali dövüldü.

Olgan (inchoative) fiil: Öznenin doğal vs. etkiler karşısındaki tepkisini veya geçirdiği dönüşümü: (Kapı) açıldı.

Dönüşlü (reflective) fiil: Öznenin etkin olarak yapmış olduğu bir hareketi bu kez kendine döndürdüğünü: Kuruladı-Kurulandı.

İşteş (reciprocal) fiil: Hareketin özneler tarafından paylaşıldığı durumu: Ali’yle Veli dövüştü. Bildiren fiillerdir.
 
 
Hareketlerine göre;

-t/-r/-tür’ilmiş fiil: Öznenin kendisinde ortaya çıkmış/ üremiş geçişsiz bir hareketi bu kez kendisinin (bir nesneyle) ortaya çıkarması, ortaya koyması, et-mesi (oldurganlık)’tır: Doğdu–doğ-urdu, Doydu–doy-urdu, Öldü–öl-dürdü, Uyudu–uyu-ttu.
Yine, öznenin geçişli fiillerle aynı ekleşmeleri kullanarak hareketi yaptırmasıdır. (ettirgen): Yazdırdı.

-ürt/ -türt’ilmiş fiil: Öznenin bir hareketi oldurgan veya ettirgen yapma işini bir başkasına itmesidir. öl-dürttü. Yazdırttı.

Ettir'ilmiş fiil: Öznenin bir hareketi ür-ettirmesini/tür-ettirmesini/ettirmesi ( dolaylı ettirgen): Ali fareyi öldür(e)ttürdü.

Ettirt-ilmiş derken: Öznenin bir hareketi ürettirmeyi/türettirmeyi/ettirmeyi et-ip/itip bırakması( dolaylı ettirgen): Öldür(e)ttürttü.

Geçişli (transitive) derken: Öznenin müdahalesiyle nesnesinde oluşan reaksiyonu/tepkiyi belirten filleri: Ali camı kırdı.

Geçişsiz (intransitive) derken: Bir hareketin nesneye taşınamadığını, öznede kaldığı: Kim? öldü, yattı, durdu, neyi? Giydi/ giyindi, öğrendi, bildi, anladı, neye? kandı, güvendi, neyden? utandı, korktu, nereye? gitti, geldi. Yine, yıkıldı, dövüldü, yıkandı vs.

Geçişli fiil (transitive verb), geçişsiz fiil (intransitive verb nedir?

Türkçede geçişli ve geçişsiz fiiller?

Tanım;

      Fiiller anlam özelliklerine göre incelendiğinde bazı fiiller, yalın halleriyle, fiilde bildirilen hareketi özne üzerinde bırakmış olarak bulunurlar. Bunlar; öldü, patladı …, öğrendi, anladı …, kandı …, korktu …, gibi fiillerdir. Bu türden fiillerde özne fiille bildirilen hareketi karşıya, bir nesneye transfer etmez, geçirmez, fiil geçişsiz olarak kalır. Bundan başka bazılarında hareketi karşıya, bir nesneye transfer etmiş halde bulunurlar. Bu fiiller ise; yazdı, taşıdı …, dokundu, baktı …, gibi fiillerdir. Bunlarda ise özne, hareketi karşıya, bir nesneye transfer etmiştir. Ve fiil geçiş bildiren, geçişli bir fiil olarak yer almıştır. 

Geçişli ve geçişsiz fiiller (transitive and intransitive verbs) nedir?

   Fiilleri sordurdukları sorularına göre sınıflandırırken nesne gerektiren fiiller ve nesne gerektirmeyen fiiller diye iki gruba ayırmıştık. –i halinde nesne talep eden fiiller hariç, diğer;  -e ve -den hallinde nesne talep eden fiiller hiç nesne talep etmeyen fiiller geçişsiz fiillerdir. Yani, bu türden fiillerde fiille bildirilen hareket öznede kalır, karşıya, bir nesneye transfer olmaz. Genellikle.

Fiil örneklerimizi hatırlayalım;

Nesnesiz fiiller:
Nominatif (yalın hal) Kim?/Ne?: Öldü, patladı, çatladı, büyüdü, çürüdü, doydu, doğdu….

(yer tümleçli)
Yönelme (-e hali ) Nereye?:Ulaştı
YönelmeAyrılma Nereye?/Nereden?:Gitti, geldi,
Çıkma (-den) Nereden?:Uzaklaştı vs. fiilleriydi.
    Geçişli fiiller ise hareketin özneden nesneye geçtiği, taşındığı fiillerdir. Bütün bu fiiller cümlede bir veya birden çok nesne talep ederler. Geçişli fiilleri iki guruba ayırabiliriz. Bunlar, bir nesne talep eden fiiller ve iki nesne talep eden fiiller olarak karşımıza çıkar. Aşağıda bir önceki sayfalardan buraya kopyaladığımız fiil örneklerini göreceksiniz. Parantez içindeki mavi renkli yazılar, fiillerin sonradan iki nesneli fiil haline nasıl geldiğini gösterir.
 
Nesneli fiiller:
Akuzatif (-i hali) Kimi? Neyi?:Yaz(dır)dı, taşı(t)dı, tanı(t)dı, kes(tir)ti, öğrendi(to learn)/öğretti(to teach), gördü(to see)/ gösterdi(to show), anladı(to understand)/anlattı(to tell), bildi(to know)/bildirdi(to state).
Datif (-e hali) Kime? Neye? Nereye?: Bak(tır)mak, dokun(dur)mak, inan(dır)mak vs.
Ablatif (-den hali) Kimden? Neyden? Nereden?: Hoşlan(dır)mak, bık(tır)mak, kork(ut)mak, sakın(dır)mak vs.
Enstrumental (ile hali) Kimle? Neyle?: Barış(tır)tı, savaş(tır)tı, dövüş(tür)tü, tartış(tır)tı vs.

  Örnekleri gördük;

      Geçişli fiil nedir? Geçişsiz fiil nedir?

   Fiiller anlam özelliklerine göre incelendiğinde bazı fiiller, yalın halleriyle, fiilde bildirilen hareketi özne üzerinde bırakmış olarak bulunurlar. Bunlar; öldü, patladı …, öğrendi, anladı …, kandı …, korktu …, gibi fiillerdir. Bu türden fiillerde özne fiille bildirilen hareketi karşıya, bir nesneye transfer etmez, geçirmez, fiil geçişsiz olarak kalır. Bundan başka bazılarında hareketi karşıya, bir nesneye transfer etmiş halde bulunurlar. Bu fiiller ise; yazdı, taşıdı …, dokundu, baktı …, gibi fiillerdir. Bunlarda ise özne, hareketi karşıya, bir nesneye transfer etmiştir. Ve fiil geçiş bildiren, geçişli bir fiil olarak yer almıştır. 

            Geçişli fiillere (-i halinde) nesne alabilen fiiller demek  yine, kimi? Neyi? sorularına cevap veren unsura nesne demek?

   Bir fiilin geçişli olması demekle, öznenin karşısında durup nesne görevinde yer alan bir isimle fiilin etkileşimi ve bu etkileşimin sonucunda, yani öznenin yapmış olduğu etki sonrasında nesnenin vermiş olduğu tepki kastedilir.

        Ali camı kırdı (Neyi kırdı?).

   Bu cümlede cam bir nesnedir. Neyi? Kimi? Sorularına da cevap vermiştir. Hareket, bir etki-tepki sonucunda meydana gelen hareketler (fiiller) sınıfında olduğu için geçiş bildiren fiildir. Bu etki ve tepki ile cümlede bir nesnenin var olduğu da bilinir. Yine bu durumda özne, nesne üzerinde etkindir. Yani fiil hareketi bir nesne üzerine transfer eden, geçiş bildiren, geçişli bir fiildir.  Bundan başka böyle hareketi bir nesneye transfer etmeyen; öldü, büyüdü, patladı, düştü… gibi fiillerde vardır. Bu tür fiillerde özne hareketi bir nesneye transfer etmez çünkü ortada bir nesne yoktur. Türkçede özne, fiili transfer edilen bir fiil haline getirirken –t, -r, -tür eklerini işletir. Öldürdü, büyüttü… gibi..  Yine, Türkçede özne –t, -r, -tür eklerini –i halinde nesne gerektiren; yazdı, kırdı, taşıdı, kesti… gibi geçişliliği kendinden olan nesneli fiillerle de işletir. Yazdırdı, kestirdi … gibi. Fakat bu türlü fiillerde öznenin nesnesine hareketi transfer etmesi yoktur. Yani, ‘Öldürdü’ çekimli fiilinde özne hareketi nesnesine transfer ederken, 'yazdırdı' fiilinde özne hareketi yapmayı dahi nesnesine ettirir. Hareketi nesne üzerine transfer etmeyi belirtilmeyen başkası yapar. Bu durumda özne ifadede sadece ettiren olarak yer alır.

    Bu arada ;  Dokundu, baktı, yaslandı,  güvendi,  inandı,  kandı …  fiilleri  neye? Kime? Sorularına cevap veren  nesneli fiil olsalarda;  dokundu, baktı, yaslandı, güvendi …, fiilleri transferli, hareketi nesneye taşıyan fiiller, diğer, 'kandı, inandı...' fiilleri transferi olmayan, hareketin öznede kaldığı fiillerdendir. Çünkü,  -t, -r, -tür ekleri dokundu_dokundurdu, baktı_baktırdı … fiillerinde hareketi ettirme; kandı_kandırdı,  fiilinde bir transferi bildirir. 

    Tersi durum, öğrendi, anladı… gibi  -i halinde nesne gerektiren nesneli fiillerde vardır. Bu fiillerde fiiller kimi? Neyi sorularına cevap verselerde diğer ; yazdı_yazdırdı, kırdı_kırdırdı … fiillerinde olduğu  gibi bir ettirmeden  bahsetmezler.   Çünkü,  -t, -r, -tür ekleri fiillere eklendiğinde; anladı_anlattı, öğrendi_öğretti … görüldüğü gibi bir transferlik, bir geçişlilik bildirir.

      Buradan da, fiillerin –i veya –e halinde olmasıyla geçişlilik veya geçişsizlikleri arasında her zaman bir bağlantı kurulu değildir yargısı oluşturulabilir.

      Demek ki fiillerin ‘direct object’ (doğrudan nesne); kırdı_neyi kırdı?, dokundu_neye dokundu?,  korktu_neyden korktu?  Veya, ‘indirect object’ (dolaylı nesne);  Kırdırdı_neyi kime kırdırdı?,  Dokundurdu_kimi neye dokundurdu?... talep etmesiyle, hareketin özneden nesneye transferi meselesinde sorular üzerinden hareket etmek pek de kesin sonuç vermez.

      Öyleyse şöyle yapılabilir. Fiilleri kategorilerine ayırırken, talep etmiş oldukları sorularına  veya nesnesinin  hallerine;  –i, -e, -den haline bakılmaksızın, hareketi özneye bırakan veya bırakmayan fiiller  diye ayırmak gerekir. Bundan sonra, fiillerin taban anlamları,  üzerlerinden oluşturulacak yargıyı kendileri verirler.

      Şöyle; öldü, anladı, kandı, korktu… çekimli fiillerinde hareket öznede  kalır. Özne; öldürdüm, anlattım, kandırdım, korkuttum … demekle hareketi bir nesneye transfer ettim demek istemiştir. Yok böyle değilde fiiller;  yazdı, kırdı,  dokundu, kaktı… gibi hareketi bir nesneye taransfer etmiş fiillerdense, Özne; yazdırdım, kırdırdım, dokundurdum, baktırdım … demekle  hareketi  kendisinin bir nesneye transfer etmesinden  değil, hareketi yaptırarak bir başkasının hareketi bir nesneye transfer etmesini sağlamaktan, sebep olmaktan, bahseder.
  
 

Fiil nedir? Çekimli fiil (tense) nedir?

Fiil nedir?  Çekimli fiil (tense) nedir?

Tabiyatta madde olarak var olan veya var olduğu düşünülen varlıkların; belirli bir...

... şahsa I ( 'ben' birinci tekil şahıs) worked

... zamana; I worked (2) _ Çalıştım ( geçmiş z.)

 ... tarza;    I had worked (3)_Çalışmıştım.     (tamam olmuş bitmiş tarz )

bağlı olarak aktif halde bulunan durum veya hareketlerine... Bu varlıkların;

 ... kendilerinde;   to get humanized

 ... niteliklerinde; Her face turned yellow. (yüzü saradı)

meydana gelen değişim ve dünüşümlerini bildirirken oluşturulan fiil+tarz+zaman+şahıs...birleşmelerine,  çekimli fiil, yapılarda yer alan hareket adlarına fiil denir.

Şahıs; harekete muhatap olan her şey/ şahıs/ zamir/ konu/ durumdur. (özne–subject)

Zaman(time); 

geçmiş ( -di )  (past; used to V,    V-ed2   was/were V-ing,   had V-ed3 )

şimdiki ( …)       

(present; V & V-es, … am/is/are V-ing,  have/ has V-ed3)        

gelecek ( -ecek )    

(future; will,  will be V-ing,  will have V-ed3)

geçmişteki gelecek ( -ecekti

(future in past; would, would be V-ing, would have V-ed3)

Tarz/biçim(aspect); hareketin gerçekleşme şekli; hareket;

genel (-e-r)

(common aspect ) hareket mi,

devam eden (-yor/ -yır/ -yaar/ -yap) hareket mi

 (continuous aspect; be V-ing) veya,

tamam olmuş (-miş/-ip/-gan)

(perfect aspect; have V-ed3) hareket mi, yoksa

hala devam etmekte (-mekte)

(perfect continuous; have been V-ing)
olan hareket mi yani biçimidir.

  Çekim(tense); şahıs ve tarz unsurlarıyla birleşen fiilin bir zamana göre çekimlenmesidir.
Ör: Gid-iyor-du-m, çekimli fiili, 1. Tekil Şahsın, geçmiş zamanda devam ettirdiği hareketin ifade edildiği çekim şeklidir.

 

 

 

-miş’li (bitmiş) haber (söylenti, rivayet) nedir?

-miş'li (bitmiş) haber (söylenti, rivayet) nedir?
 -miş ← imiş ← ermiş ( yer almış/ bulunmuş)
gider -miş
gidiyor -muş
gitmiş -miş

  Konuşan kişinin; Varlıkların; bir kip altında, bir tarz, zaman ve şahsa bağlı, konuşulmuş hareketlerini, oluşmuş bir haber veya bir bilgi gibi kabul edip, haberin bu oluşmuşluk veya bitmişlik durumunu göz önünde bulundurmak suretiyle, -mış (i-miş/ ermiş) bitmişlik unsurunu kullanması, bununla birlikte, cümleyi de yargısız (-dır eksiz) bırakarak, olmuş/bitmiş bu haberin esasen bir söylentiden ibaret olduğunu vurgulamasıdır.

Yarın kar yağacak. (var bulunan haber)

Yarın kar yağacak-(i)mış.

Yarın kar yağacak- ( diye bir haber) bulunmuş/ yer almış.

   Şöyle de ifade edilebilir; Herhangi bir hareket ister geçmişte, ister şimdi ve isterse gelecekte gerçekleşecek olsun, bir kez konuşulmuşsa veya bir yerde yazılı haldeyse ya da ortalıkta böyle bir haber varsa. Hareketle bildirilen haber artık üretilmiş, var olmuş bir haberdir.      

 Konuşan kişi aktarımını yaparken bu konuşulmuş olmayı esas alır. Yani konuşan kişiye göre hareket değil, haber konuşulmuş tabiatta var olmuş, oluşmuş veya bitmiştir. 

 Bu yüzden de ‘olmuş, var bulunmuş’ anlamında bitmişlik bildiren ‘i- yardımcı fiili +sıfat fiil ‘ (ermiş/ i-miş/ miş) ek birleşmesini kullanır.

   Kullanır fakat yine de fiillerin bitmiş tarzlı şekillerinden yararlanır. Bu da hareket değil durum bitmişliğidir.

   Yani,

-miş'li haber esasen bitmiş /oluşmuş durum haberidir.

 -ür'lü, veya -dür/ -dır'lı haberde ise durum  hazır zamanda devam eder.

Gider-miş örneğinde hareket genel hareket, durum oluşmuş/ bitmiş durum haberdir.

Gidiyor-muş çekiminde hareket devam eder, durum oluşmuş/ bitmiş durum haberidir.

Trenle geliyorlar.

Trenle geliyor-larmış/ i-miş/ ermiş

 

Bu bir kitap-tır. ( kitap bulunuyor_devam eden durum )                        

Bu bir kitap - muş/ i-miş/ ermiş, bulunmuş bulunmuş, yer almış.

 

perfect tenses/ Bitmiş tarz/ Türkçede fiil -mış eki almışsa

Bitmiş tarz (perfect aspect); Türkçede fiil -mış eki almışsa;

 hareket hazır zamanda devam etmeyen, tamam olmuş, oluşmuş, bitmiş (perfect) bir harekettir.

 Türkiye bölgesi Türkçesinde bu tarz, iki şekilde elde edilir.

Birincisi miş sıfat fiil ekiyle elde edilen bitmişliktir. –miş eki bu tarzda -mış bulunuyor anlamındadır.

İkincisi geçmiş zaman ekiyle elde edilen bitmişliktir. –dı ekiyle yapılan bitmişlikte (geçmiş zaman bildiren sözcük kullanılmaz)
   

İngilizcede ise ‘have V-ed3’ unsurları kullanılır. (-ed takısı fiilin düzenli bir fiil olması durumunda fiile eklenir. Düzensiz fiillerin ise 3. halleri kullanılır.)

Anlam olarak: Bu tarz, muhatabın söze konu hareketi halihazırda, şu anki veya o anki durumda yapıp yapmamışlığının, hareketin oluşmuş veya oluşmamışlığının sorulduğu tarzdır. Örneğin,

Ödevini bitirdin mi?

_ Have you finished your homework?

Evet bitirdim (Bitirmiş durumdayım/ bitirmişim).

_ Yes, I have finished it.

Hayır bitirmedim (Bitirmiş değilim/ bitirmemişim)

_ No, I have not finished it.

   Not: Bitmiş tarz, tabiatta yer almış bir haberin, hazır zamanda da korunduğu(1) veya bir çıkarım yoluyla yer aldığının varsayıldığı(2), durumları ifade etmede kullanılan –dır ek birleşmesinden de istifade edilir. Örneğin,

1: Hiç İstanbul’a gitmiş mi ?

Evet gitmiş-tir . (…gitmiş bulunuyor. )

2: Şimdiye kadar İstanbul’a varmış-tır. (…varmış olur. )

Not: -dır eki aynı işlevlerde isimler/sıfatlarla da kullanılır. Örneğin,

Suçlu bulundu.

Yani şimdi suçlu mudur ?

(…suçlu mu bulundu oluyor ? )

 
___________________________________________________________________________

Karşılaştırma: bitmiş tarz eki,

Türkiye (-dı / -mış )

Azerbaycan (-miş/ -ip ),

Türkmenistan (-ip/-gan ),

Özbekistan (gan ) bölgelerinde ( )’deki gibidir

Ör: Men onları görmüşem. Onlar gelipti-r.

 

 Türkçede ve ingilizcede tamam olmuş veya bitmiş tarz;

 Türkiye bölgesi Türkçesinde bu tarz, iki şekilde elde edilir.
 Birincisimiş sıfat fiil ekiyle elde edilen bitmişliktir ki –miş eki bu tarzda -mış bulunuyor anlamındadır.

İkincisi di geçmiş zaman ekiyle elde edilen bitmişliktir. Ve bu durumda cümlede geçmiş zaman bildiren bir sözcük sözcük kullanılmaz.

Öncelikle şunu belirtelim. –dı ekinin bitmişlikte kullanılması sadece haber kipindedir. Örneğin;

‘çalışmış ol,

çalışmış olsan,

çalışmış olmalı,

çalışmış olabilir,

çalışmış olmak’ denilebildiği halde,

‘Çalıştı olmak, çalıştı olabilir’ (tercihen) denmez.

  Yine, –dı ekinin bitmişlikte kullanılması ( Bitirdin mi?_ Bitirdim ) bu çekimin geçmiş zamanının (… bitirdiydim) oluşmasına da neden olmuştur.
   Bu kısacık hatırlatmadan sonra dilde tarz olayını hatırlayalım.

   Tabiattaki hareketler cereyan ederken hareketleri gerçekleştiren bir şahıs vardı. Ve hareketler bu bir şahısla birlikte bir zamanda bulunurdu. Tarz olayında ise bir şahıs bağlı hareketlerin bulunduğu zaman içerisinde ne şekilde yer aldığı sorulur.

   Şöyle, Türkçede bir fiil,

r eki ve –di geçmiş zaman akini almışsa,

zaman geçmiş zaman,

hareket; genelllikle, aradabir, sık sık gerçekleşen harekettir.

‘Her hafta sonu sinemaya gid-er-di-m.’

 

yor veya -en/-an eklerinden biri ve ayrıca –  eki,

zaman yine geçmiş zaman,

hareket hazır zamanda devam eden harekettir.

‘Annem bulaşık yıkarken ben televizyon seyred-i-yor-dum. ’ Veya ‘

…seyred-en idim  ’veya ‘

…seyreden yer alm/

…seyreden bulundum’
  Fiil -mış ekini aldığında ise hareket bulunduğu zamanda devam etmeyen, tamam olmuş veya bitmiştir.

‘Müdür geldiğinde işimi çoktan bitir-miş-ti-m.’ Yani,

Müdürün geldiği (geçmişteki) o zamanda işimi bitirmiş biri olarak bulundum. Veya yer aldım.Gibi.
 Türkçede bitmiş tarz –di ekiylede elde edilebilir demiştik. Bu, –di eki almış her fiil geçmiş zaman bildirmez demek olur aynı zamanda.

‘… işimi çoktan bitirdiydim’. Örneğindeki birinci –di eki hareketin tarzını, ikincisi zamanını gösterir. Aşağıda ingilizce için verilmiş örneklere bakıp yukarıda sıraladığımız, –di geçmiş zaman ekini almış çekimli fiillerden, geçmiş zaman unsuru –di’yi kaldıralım. Yani,

gid-er-di-m,

gid-i-yor-du-m,

git-miş-ti-m’ çekimlerini,

---------------------------------------------------

gid-er-im,

gid-i-yor-um,

git-miş-im’ şeklinde ve hatta

‘git-ti-y-di-m’ çekimli fiilini de

git-ti-m’ olacak şekilde görelim.

   Örneklerden –di geçmiş zaman eki kaldırıldığında, artık -dı eksiz bu örnekler geçmiş zaman bildirmezler demektir.

  Yani, ‘Her hafta sonu sinemaya giderim’ Derken şu anki mevcut ‘present’ şimdiki durum kastedilir.

‘Şimdi sinemaya gidiyorum.’ Derken de şimdiki mevcut durum kastedilir. Farklı olarak bu çekimde hareket devam ediyordur. Yine,

‘İşimi bitirmişim, artık müdür gelse de fark etmez.’ Örneğinde de şimdiki, mevcut (present) durum kastedilir. Burada da hareketin ne zaman gerçekleştiği yani hareketin gerçekleştiği fiziksel zamanı aranmaz. Sorulan şey mevcut hazırdaki durumdur.

  Yani, ‘yanmış ev’ veya ‘pişmiş yemek’ ya da ‘Yemek pişmiş’ örneklerinde evin ne zaman yandığı veya yemeğin ne zaman piştiği sorulmaz. –dıydı ekindeki ikinci -di geçmiş zaman eki kaldırıldığında da durum böyledir. Eğer cümlede geçmiş zamana gönderme yapan bir zaman sözcüğü, ‘dün, iki hafta önce…’ kullanılmazsa, –dı ekli fiil yine şimdiki, hazırdaki (present) durumu gösterir. Aşağıda, örnek birdeki Türkçe kısım, –dı ekli fiilin şimdiki, hazırdaki (present) durumu gösterdiği cümlelerin ingilizce tarafına bakıldığında görülür.
 
  Örnek:

1. Have you ever seen my cat ?_ Kedimi gördünmü (hiç)/ görmüş müsün?
   Yes, I have seen your cat._ Gördüm. / Görmüşüm. ( present perfect)(şimdiki bitmiş)

2. When ? _ Ne zaman ?
    I saw your cat last year._ Geçen yıl gördüm.  (simple past tense)(yalın geçmiş)
 
 Örneklerdende görüldüğü üzere Türkçede here iki fiil –di ekini almışsada ingilizcede, birinci örnek ‘present-şimdiki’, ikinci örnek ‘past-geçmiş ‘ halde verilmiştir.
 
   Bitmişlikte esasen durum şudur: Özne hareketi öncesinde geçirmiş ya da hareket öncesinde özneye işlemiş olabilir. Bu zaman hareketin fiziksel zamanı, tabiat zamanıdır. –mış-tır ekleşmesiyle kastedilen veya sorulan bu zaman, yani hareketin ne zaman gerçekleştiği değildir. Sorulan şey hareketin hali hazırda/ şu anda / şimdiki zamandaki durumudur.

‘Hiç Ankara’ya gitmiş mi?

(evet) Gitmiş/ Gitmiştir/ Gitmişliği var.

’ örneğindeki zaman, şimdiki zamandır. Bu örneğin geçmiş zamanı;

‘O sırada Ankara’ya varmışm’ şeklindedir.

Böylece;

_ Ali’nin babası ölmüş-tür./ Adam ölmüş-tür.

_ Güneş doğmuş-tur./ Güneş doğmuş duruyor.

_ İstanbul’a gitmişim-dir/ İstanbul’da olmuşum./ İstanbul’u görmüşüm-dür. Gömüşlüğüm var.

   Örneklerinin her birinde -mış ekiyle kastedilen, hareketin bitmişliği ve bu oluşmuş hareketin şimdiki (-mıştır) zamanıdır.
    İş bu yönüyle ele alındığında; hareketin bitirilmiş/ işlenmiş olduğunun ifade edilmesini -mış eki, hareketin zamanını, hali hazırdaki durumunu,–dır/-tür eki karşılar.  

   Bu arada türkçede bitmişlik, –p ekiylede elde edilir. –p eki, (git-iptir) şeklinde fiillere iliştirilerek hareketin bitmiş olduğunu ifade eder. Yine –p ekiyle, -miş ekiyle sağlanabilen –miş olacak gibi geleceklik bildirebilen bir yapı oluşturulmaz. Yani –p eki salt bitmişlik eki olarak kullanılır.

Men onları görmüşem. Onlar işlerini bitiribler.

Örnekler:

I haven’t seen my father

_ Babamı görmedim. …görmüş değilim.

We already have sended a mail to them.

_ Onlara henüz/daha şimdi bir meil gönder-dik/-mişiz.

I suppose your father hasn’t returned from Ankara yet.

Have you already seen this new film?

_ Halı hazırda bu filmi seyretmiş misin?

I have known him since my childhood.

_ Onu çocukluğumdan beri tanımış bulunuyorum.

I havn’t breakfast yet.

_ Henüz kahvaltı yapmadım/ yapmış değilim.

The child has losen his money.

_ Çocuk parasını çaldırmış/ parasını çaldırdı.

Geçmişte kalmış gelecek zaman ( future in past time )

 

  Gelecekte gerçekleşecektir (future times): Türkçe için gelecek zaman, ecek eki ile elde edilir. İngilizcede ise birinci şahıslarda (I/we) shall ya da hepsinde will yardımcı fiili kullanılır.

I will go to the cinema._Sinemaya gideceğim.                

I will be sleeping._ Uyuyor olacağım.

I will have gone._ Gitmiş olacağım.

  Geçmişteki gelecek zamandadır (future in past times): Türkçede bu zaman, -di geçmiş zaman eki ileecek gelecek zaman eki birlikte kullanılarak (-ecekti) elde edilir. İngilizcede ise will yardımcı fiili would’a dönüşür.

   Bu arada geçmişte kalmış gelecek zamanın olumlu şekli, gerçekleşmemiş bir niyet bildirir.

    Not: -ecekti ekiyle verilmiş bir yapının olumlu hali gerçekleşmemiş bir hareketi, olumsuz hali (yap–mayacaktım) gerçekleşmiş bir hareketi bildirir.

    Not: Türkçede gelecek zaman –r(-er) ekiyle de elde edilebilir. –r ekli gelecek zamanda farklı olarak bir tahmin, bir belirsizlik, bir ihtimal vurgulanır. Aşağıdaki örneklerde –ecek ekiyle birlikte –r ekli gelecek zaman da verilmiştir.

   Örnekler:

Dakik(yalın)tarz: 

Sinemaya gid-eceğim/-ecektim.

Giderim /giderdim. (Yarın belki sinemaya giderim.)

_I will/would go to the cinema.

Devam tarzı:

Uyuyor olacağım/-acaktım. (O saatlerde)

Uyuyor olurum/olurdum.

_ I will/would be sleeping.

                                            

Bitmiş tarz: 

İşimi bitirmiş olacağım/-acaktım

bitirmiş olurum/ olurdum.(Geleceğin zaman büyük bir ihtimalle işimi bitirmiş olurum.)

_ I will/would have finished my work.

      

  Not: Gelecek zamanlarla ilgili şöyle bir durum da vardır: Fark ettiyseniz, dakik tarz dışında diğer tarzların gelecek zamanları ‘ol’ fiiliyle oluşturulmaktadır. ‘olmak’ fiilinin yardımcı bir fiil olarak kullanıldığı bu tip yapılarda, dakik tarzlı yapılarda (çalışacağım) olduğu gibi bir niyet veya planlamadan değil, söz konusu hareketle kastedilen hal üzerinde bulunmaktan bahsedilir. 

           

Zarf fiil (verbal adverb )

   Filimsiler / eylemsiler zarf fiil nedir?    fZarf fiil (verbal adverb) nedir? Tan

ımı;Tanımı

   Karşıdaki varlığın yapmış olduğu hareketin başka bir hareketle ilintili olması, bir başka hareketle nitelenmesi.
   Fiiller veya hareketler tabiatta cereyan ederken, sıradan bir hareketten ayırmak için bir kısım özellikleriyle birlikte de anılabilirler. Bu ayırt edici özelliklere zarf denir.

Konuştu_ Nasıl konuştu? Akıcı (bir şekilde) konuştu.

Hızlı (bir şekilde) koştu.

Çabuk (bir şekilde) yoruldu gibi.

   Böylelikle hareketin nasıl gerçekleştiğini de katarak ifade daha da belirgin hale getirilmiş olur.
   Tabiattaki hareketler/ fiiller zarflarıyla anıldıkları  gibi bir başka hareketle de anılabilirler veya bir başka hareketle ilintili olabilirler. Bu hareketler zarflarda olduğu gibi cümlenin yüklemindeki fiilin veya hareketin ne şekilde gerçekleştiğini bildirirler. Bu durumda ortada iki hareket vardır.

   Yani zarf fiil demekle iki ayrı hareket kastedilir. Haliyle zarf fiiller de esasen fiil oldukları için birer biçime/ tarza bağlı olurlar.

    Yani, özne, esas fiille kastedilen hareketi devam ettiriyorken veya bitirmişken, zarf fiille kastedilen hareketi de ya aynı şekilde devam ettiriyordur ya da zarf fiille kasdedilen hareketi bitirmiş olarak esas fiili devam ettiriyordur veya ettirmiş, ettirmektedir.
 

Bağırarak konuşma! (bağırma-y-lan)_ Don’t speak yelling! ya da

Bağırmadan konuş! (bağırmaksızın)_ Speak without yelling

Dersini çalış(-ma-y)ıp, çalış(-ma)mış olarak) geldi. Ya da,

Dersini çalışmadan gelmiş.

Türkçede zarf fiili belirleyen ek -erek/ -arak ekidir. Zarf fiilin tarzları ise;

 -er olarak _ Arabamı ona çalışır olarak (bir şekilde) vermiştim.

-erek _ Sinirlerini sigara içerek yatıştırmaya çalışmamalısın.

-iyor olarak _  Geldiğinde onu kapıda bekliyor (olarak/ halde) bulunun.

 -mış olarak _ Dersinize çalışmış olarak gelin.

(olmsz) içmemiş olarak_

(olmsz) içmeden_

   Zarf fiilde dikkat edilmesi gereken şey şudur. Bir kere diğer fiilimsiler ( mastar ve sıfat fiil de )  olduğu gibi zarf fiilde de şahıs ve zaman kastı yoktur. Ya esas fiille bir beraberlik/ dolanmışlık/ katışıklık ya da berabersizlik durumu bildirilir. 

   Zarf fiille kastedilen hareket bitmiş olarak da olsa esas fiille kastedilen hareketle bitmişlik durumuyla/ bitmiş vaziyette birliktedir.

   Yani, ‘Bağırarak konuştu’ derken konuşmanın bağırmalı bir şekilde gerçekleştiğini veya bağırma hareketini bünyesinde barındırdığını kastederiz. Bağırmadan konuştu’da ise bu kez hareketin bağırma(k)sız/ sakin bir şekilde gerçekleştiği veya böyle bir hareketin fiilin bünyesinde olmadığını kastederiz.

   Dersini çalışmadan gelmiş’te de aynı durum vardır. Bu ifade, ‘Dersini çalış(ma)mış bir şekilde geldi.’ Şeklinde de söylenebilir. Dersini çalışıp gelmiş’te ise zarf fiilldeki hareket bitmiş bir vaziyette esas fiille birliktedir.
    Kısaca, Konuşkan adam’da nasıl ki bir fiil, sıfat gibi görev alıyorsa bağırarak/ bağırmalı konuşmak, bağırmadan/ bağırmaksız konuşmak’ta da fiil bir zarf gibi görev alır.
 

   Not: Türkçede -iken, -dıkça, -den önce/-dan sonra, -dıktan sonra, -den beri(-eli,-alı) v.s ekleri birer zaman bildirip iki ayrı yargıyı bağladığı için bağlayıcı (conjunction) eklerdirler. Çünkü bir hareketin esas fiille kastedilen hareketten önce, sonra veya aynı zamanda gerçekleşmesi, esas fiile bir özellik katmaz veya fiilin nasıl gerçekleştiğini bildirmez. Yani, hareketlerin gerçekleştiği zamanlar hareketin bir özelliği değildir. Ve bu ekler hareketin ne şekilde cereyan ettiğini veya nasıl bir hareket olduğunu değil sadece esas cümlenin fiiliyle yardımcı cümlenin fiilinde kastedilen hareketlerin birbirleriyle olan zaman ilşkisini kurarlar.

   Aşağıda göreceğiniz gibi bu ekler, bileşik/komplex cümlelerin yan cümleciklerinde (clauses) bahsedilen hareketle, esas cümledeki hareketi öncelik, sonralık, aynı andalık vs. durumları bakımından tamamlayan bağlayıcılardır (conjunction)

When_ -dığında, -ınca 

When I go to the party, I’ll call you._ Partiye gidince (gittiğimde/ gittiğim zaman) seni arayacağım.

While_ -iyor iken 

While I was going to the cinema, the film began._ Sinamaya gidiyor iken film başladı. ya da; …gidiyor bulunmuş film başladı.

After_ -dikten sonra 

After I went to the cinema, the film began_ Sinemaya gittikten sonra film başladı.

After V-ing_-an-dan sonra  After comleting this form, give it to the secretary_ Bu formu doldurandan sonra sekretere ver. ya da; … doldurduktan sonra

fiil çatısı nedir?

     Fiillerdeki hareketin taşınması, fiillerde çatı nedir?

Fiil çatısı nedir? English voice nedir?

Tanım;

....kısaca öznenin, fiillerin anlamına dokunmadan fiillerdeki hareket taşınmasını bildirirken yapmış olduğu dil bilgisel, gramer işlemlerine fiillerde hareket taşınmaları (fiil çatısı) denir.

Türkçe için şöyle başlayalım.

   Tabiatta madde olarak var olan ya da var olduğu düşünülen varlıklar olduğu gibi, varlıklara bağlı hareketlerde vardır. Bu hareketlerin ise bir kısmı varlığın üzerinde kendiliğinden meydana gelirken ‘yağmur yağdı, rüzgar esti’ gibi, bir kısmını da bir yapıcı meydana getirir.

‘Ali mektubu yazdı’

   Örnekteki yapıcı (Ali) hareketi bir nesne üzerinde meydana getirmiştir. Bazı fiillerde ise yapıcı, bir nesne olmaksızın hareketi gerçekleştirebilir.

‘Ali oturdu’ Yine bazı durumlarda nesne vardır fakat yapıcı bu nesne üzerinde bir etkiye sahip değildir.

‘Ali köpekten korktu’

   Aksine nesneden gelen bir etki veya nesneye karşı bir etkilenme vardır.

  Şimdiye kadar gösterilen fiiller ( yağdı, oturdu, yazdı, dokundu, korktu ) fiilleri yalın halleriyle bir harekete ad fiillerdir. Ve fiillerin yer aldığı cümlede bir özne vardır. Yani hareket ister fiziksel olarak yapıcısı olan bir hareket olsun, isterse hareket kendiliğinden varlıkta ortaya çıkmış olsun cümlenin kurucu unsuru, harekete konu unsur olduğu için söz edilen varlık cümlelerin öznesidir.
      Şöyle;

‘Ali mektubu yazdı’

   Örnekteki ‘Ali’, ‘yazmak’ fiiliyle kastedilen hareketi fiziksel olarak gerçekleştirmiştir elbette, fakat Türkçe  açısından bu önemli değildir. Diğer bir örnek:

‘Ali mektubu yazdırdı’

   Bu cümlede Ali yazmayı -d-ır veya –t-ür yapar. Yazmak fiiliyle kastedilen hareketi ise fiziksel olarak belirtilmeyen bir başkası yapar. Bu bir başkası belirtiliyorsa ifadeye ayrıca bir –t ilave edilir. ( Ali mektubu Veli’ye yazdırttı) Gibi. Bu iki, -d-ır’lı ve –d-ir-t’lı örneklerde özne olan Ali olaya birinci dereceden sebep olur.

‘Ali mektubu yazdır(e)ttirdi’ (yazdırttırdı)’da ise hareketin dilsel yapıcısı ( -d-ır’mayı yapan) dahi belirtilmemiştir. Bu biri verilecekse ‘yazdır(e)ttirtti’ (yazdırttırttı) denmelidir.

   Bütün bu durumlarda cümlenin üzerine kurulduğu öge ( özne ) ‘Ali’, fiille kastedilen hareketin fiziksel yapıcısı bir başkasıdır.

   Buraya kadar durum böyleyken işin birde diğer tarafı, nesne tarafı vardır. Yani işin bu tarafında böyle şeyler olurken diğer tarafta nesnede kendi tarafında dil bakımından aktif olarak hareket halinde bir cümle oluşturmaktadır.

   Şöyle, ‘Ali’ karşı taraftan bir hareket (yazdı hareketini) yaparken bu tarafta ise nesne aynı harekete başka bir hareketi ( il’meyi ) katarak (mektup yaz-ildi) karşılık verir görünür. Görünür derken aslında böyle bir karşılık verme durumu yoktur. Yani iş,

‘Ali mektubu yazdı’ da ‘mektup yaz-ildi’ sonuç mantığı üzerinden yürümez.

‘ Ali camı kırdı.’ Cümlesi başka

‘ Cam kırıldı’ Cümlesi başka bir cümledir. Fakat şöle olabilir.

‘Ali cama vurunca cam kırıldı’

‘ Ali camı kırdı.’ ‘Cam kırıldı’ Böyle değil.
   Çünkü bu cümleler bir birinden bağımsız birer özneye sahip cümlelerdir. Fakat biz genede karşılaştırma yaparak devam edelim, tabii bu karşılaştırma dil bilgisel karşılaştırmadır unutmayalım. Çünkü şu anda etken, ettirgen… ve edilgen yapılı fiilleri işliyoruz.

 Devam edelim,

 ‘Ali mektubu yazdı’ cümlesinde ‘Ali’ mektubu yazarken. Bu tarafta nesne (mektup) –il ekiyle (Ali’den bağımsız olarak ) hareketi kendine iliştirir. Yani, ‘mektup yaz-iler’ Yine,

‘Ali’ yaz’ı tür’üp bırakırken, nesne (mektup) yaztür’ü kendine  -il’ler (mektıp yazdır-ildi) gibi..

‘Ali’ yaz-tür’ü -(i)t’ip bırakırken, nesne yaztürt’ü kendine –il’ler (mektup yazdırt-ildi) gibi. Yine,

‘Ali’ yaz-tür’ü (e)ttir’ip bırakırken, nesne yaztür(e)ttür –il’er ( mektup yadırttır-ıldı) gibi.

Kısaca, dil açısından bakıldığında bütün bu durumlarda nesne ( yani mektup) canlıymış gibi düşünülür ve –il ile kastedilen hareketin yapıcısı olur. Harekete konu unsur olduğundan da kendi cümlesinin kurucu elemanı öznesi olur.

Bütün bunlara göre ifadelerdeki fiiller üzerindeki hareket oynamalarında, fiillerle kastedilen hareketlerin anlamlarında herhangi bir değişme olmamıştır. Böylece,

Fiillerde hareket taşınmaları nedir? ( fiillerde çatı nedir? )

   Fiiller yalın halleriyle bulunduğunda, karşılamış oldukları hareketlerin ya öznede kaldığını (geçişsiz fiil)( öldü ) ya da özneden nesneye geçmiş halde olduğunu (geçişli fiil) (yazdı bildirirler.

Özne, kendinde kalmış bir hareketi kendinden çıkarıp karşısındaki nesneye taşıdığında

(oldurgan)(öldürdü)  veya

yalın haliyle zaten nesneye taşımış olduğu bir hareketi bu kez bir başkasına taşıtmak istediğinde

(ettirgenlik)(yazdırdı);

yalın haliyle hep nesneye taşıdığı hareketi taşımak

(dönüşlülük)(yıkadı-yıkandı) istediğinde,

yine, gelen etkiler karşısında kendisinde bir tepkinin olduğunu ve hareketi artık taşımış olduğunu

(edilgenlik)(yazıldı/ öldürüldü) bildirmek istediğinde…

…kısaca öznenin, fiillerin anlamına dokunmadan fiillerdeki hareket taşınmasını bildirirken yapmış olduğu dil bilgisel, gramer işlemlerine fiillerde hareket taşınmaları denir.
 
    Not: Hareket taşınmasının henüz gerçekleşmediği yalın haldeki geçişli ve geçişsiz fiiller çatılı fiil değildirler.

Etken (active) fiil: Yüklemdeki hareketin cümlenin öznesi tarafından yapıldığını, öznenin aktif/yapıcı olduğunu: Ali, Veli’yi dövdü.

Edilgen (passive) fiil: Öznenin başkasınca yapılmış müdahaleler karşında tepkisini veya geçirdiği dönüşümü: Ali dövüldü.

Olgan (inchoative) fiil: Öznenin doğal vs. etkiler karşısındaki tepkisini veya geçirdiği dönüşümü: (Kapı) açıldı.

Dönüşlü (reflective) fiil: Öznenin etkin olarak yapmış olduğu bir hareketi bu kez kendine döndürdüğünü: Kuruladı-Kurulandı.

İşteş (reciprocal) fiil: Hareketin özneler tarafından paylaşıldığı durumu: Ali’yle Veli dövüştü. Bildiren fiillerdir.
 
 
Hareketlerine göre;

-t/-r/-tür’ilmiş fiil: Öznenin kendisinde ortaya çıkmış/ üremiş geçişsiz bir hareketi bu kez kendisinin (bir nesneyle) ortaya çıkarması, ortaya koyması, et-mesi (oldurganlık)’tır: Doğdu–doğ-urdu, Doydu–doy-urdu, Öldü–öl-dürdü, Uyudu–uyu-ttu.
Yine, öznenin geçişli fiillerle aynı ekleşmeleri kullanarak hareketi yaptırmasıdır. (ettirgen): Yazdırdı.

-ürt/ -türt’ilmiş fiil: Öznenin bir hareketi oldurgan veya ettirgen yapma işini bir başkasına itmesidir. öl-dürttü. Yazdırttı.

Ettir'ilmiş fiil: Öznenin bir hareketi ür-ettirmesini/tür-ettirmesini/ettirmesi ( dolaylı ettirgen): Ali fareyi öldür(e)ttürdü.

Ettirt-ilmiş derken: Öznenin bir hareketi ürettirmeyi/türettirmeyi/ettirmeyi et-ip/itip bırakması( dolaylı ettirgen): Öldür(e)ttürttü.

Geçişli (transitive) derken: Öznenin müdahalesiyle nesnesinde oluşan reaksiyonu/tepkiyi belirten filleri: Ali camı kırdı.

Geçişsiz (intransitive) derken: Bir hareketin nesneye taşınamadığını, öznede kaldığı: Kim? öldü, yattı, durdu, neyi? Giydi/ giyindi, öğrendi, bildi, anladı, neye? kandı, güvendi, neyden? utandı, korktu, nereye? gitti, geldi. Yine, yıkıldı, dövüldü, yıkandı vs.