Burası, şurası, orası, ilerisi,... gibi bir yerin adını temsilen söylenen sözlerdir.
Etiket arşivi: personal pronuoun
english tukish grammar, english turkish grammar, Genel, ingilizce türkçe dil bilgisi, ingilizce türkçe zamanlar tablosu, personal pronoun, pronoun, şahıs zamirleri
Şahıs zamirleri (personal pronoun)
Şahıs zamirleri/ personal pronuns
I_ ben
me_ beni/ bana/ benden
my ........_ benim .......-m
You_sen
you_ seni/ sana/ senden
your ........_ senin .......-(ı)n
He_O (erkek)
him_ onu/ ona/ ondan
his ........_ onun .........-ı
She _ O (kadın)
her_ onu, ona, ondan
her ......._ onun ........ -ı
It _ O (hayvan, eşya)
it_ onu/ ona/ ondan
its ........_ onun ........-ı
We_ Biz
us_ bizi / bize/ bizden
our ........_ bizim ........-imız
They_ Onlar
them_ onları/ onlara/ onlardan
their ........_ onların........-ları
One _ Biri
Ones _ Birileri
Not: My, your, his, her, Its, our, your, their zamirleri hem –in
tamlama durumu hem de -ım/-ın/-ı/-ınız aitlik (possesive) halini
aynı anda verir.
ör: Your friend_ senin arkadaşın.
İngilizcede bu zamirler tek başına kullanılmazlar. Mutlaka bir isim-
den önce gelerek (onları niteleyerek) sıfat görevi üslenirler.
ör: Their son acts in school plays and also plays a game of football.
Onların çocukları tiyatro/ sinema...(oyunları) oynar hem de futbol/ tenis (maçı)...oynar.
ör: My son speaks English. He is almost like a man._ Oğlum İngilizceyi tıpkı/ aynı bir adam gibi her şeyi konuşuyor
Not; One zamirinden sonra isim gelmez. Bir isimden önce one gelirse sayı olur.
Şahıs zamirleri için örnekler:
I am a doctor. Ben bir doktorum.
Are you an engineer ? _ Sen bir mühendis misin?
He is a lawyer. (o erkek) O bir avukat.
She is a nurse. (o kadın) O bir hemşire.
It is a cat. (o hayvan) O bir kedidir.
We are students. (Ali ve ben / Ali, ben, Ahmet...) Biz öğrenciyiz.
Where are you going? (Ali ve sen / Ali, sen, Ahmet...) Siz nereye gidiyorsunuz?
They are at the door now. (Ali ve Ahmet/ Ali, Ahmet, Veli..) Onlar kapıda(dır)lar.
One must do it. Biri bu işi yapmak zorunda. (ben, sen, o, Ali veya veli farketmez birisi)
Ones must do it. Birileri bu işi yapmalı (biz, siz veya onlar yahut sen ve Ali farketmez )