Etiket arşivi: örnek cümleleri

ahead of

ahead of_-in ilerisi

   Bir şeyin/ durumun bir başka şey-in  /durum-un (arkası dönük olarak) ilerisinde olduğunu belirtmede kullanılır.

 

    The short headlight enlighten in front of the car and long ahead of the car.

   Kısa farlar arabanın önünü uzunları ilerisini aydınlatır.

in front of

in front of ..._ -in önünde

ahead of..._-in ilerisi

  Herhangi bir şeyin (bitişik veya yakın ayrık bir şekilde) bir başka şeyin önünde olduğunu belirtirken kullanılır.

   There is a headlight in front of every car.

   Her arabanın önünde far var

    The short headlight enlighten in front of the car and long ahead of the car.

   Kısa farlar arabanın önünü uzunları ilerisini aydınlatır.

 

over/ under

over_under

   Bir şeyin bir başka şey-in üzerinde/ altında herhangi bir yerde (temas ederek veya direk bir şekilde yahut kuşatmış/bürülü olarak)        veya belirli bir seviyenin (miktarın/ölçünün) üzerinde herhangi (belirtilmeyen) bir seviyede olduğunu belirtmek için kullanılır.

The children were over/under eighteen.

Çocuklar onsekizin üstünde(onsekiz sınırını aşmış)/

                                   altında (onsekiz sınırını aşmamış)idi.

 

   There is a cloud over the city, in other words the city is under the cloud...

     Şehrin üstünde bulut var(şehri bürümüş), başka bir sözle şehir bulutun altında

   His salary is over/under 1000 pound.

   Onun maaşı bin paundun üzerinde(bin paundu aşar)/

                                                  altında(bin paundu aşmaz)…

 

   His degree of alcohol was over/under 110 mph.

    Alkol derecesi 110 promilin üstünde/

                                                      altında...(aşmış / aşmamış)

 

above_below

   Bir şeyin bir başka şey-in üstünde/ altında belirli bir yerde (temas etmeden) veya bir seviye-nin (ölçünün/miktarın) üstünde/altında belirli bir seviyede olduğunu belirtirken kullanılır.

 Is the big house above/blow the road yours? It looks great.

Yolun üstünde(yukarısında)/altında(aşağısında)’ki büyük ev sizin mi? Muhteşem görünüyor.

My father is staying above/below us.

Babam bizim üstümüzde(üst katta)/

                         altımızda(alt katta) oturuyor.

The wheather is seven degree above/below zero.

Hava sıfırın üzerinde/

                     altında yedi derece ...

above/ blow

above_below

   Bir şeyin bir başka şey-in üstünde/ altında belirli bir yerde (temas etmeden) veya bir seviye-nin (ölçünün/miktarın) üstünde/altında belirli bir seviyede olduğunu belirtirken kullanılır.

 Is the big house above/blow the road yours? It looks great.

Yolun üstünde(yukarısında)/altında(aşağısında)’ki büyük ev sizin mi? Muhteşem görünüyor.

 

My father is staying above/below us.

Babam bizim üstümüzde(üst katta)/

                         altımızda(alt katta) oturuyor.

 

The wheather is seven degree above/below zero.

Hava sıfırın üzerinde/

                     altında yedi derece ...

 

There is a picture above/below the page.

Sayfanın yukarısında/

                  aşağısında resim var

.

over_under

   Bir şeyin bir başka şey-in üzerinde/ altında herhangi bir yerde (temas ederek veya direk bir şekilde yahut kuşatmış/bürülü olarak)        veya belirli bir seviyenin (miktarın/ölçünün) üzerinde herhangi (belirtilmeyen) bir seviyede olduğunu belirtmek için kullanılır.

The children were over/under eighteen.

Çocuklar onsekizin üstünde(onsekiz sınırını aşmış)/

                                   altında (onsekiz sınırını aşmamış)idi.

   There is a cloud over the city, in other words the city is under the cloud...

     Şehrin üstünde bulut var(şehri bürümüş), başka bir sözle şehir bulutun altında

   His salary is over/under 1000 pound.

   Onun maaşı bin paundun üzerinde(bin paundu aşar)/

                                                  altında(bin paundu aşmaz)…

   His degree of alcohol was over/under 110 mph.

    Alkol derecesi 110 promilin üstünde/

                                                      altında...(aşmış / aşmamış)