İsimlere, sıfatlara, fiillere v.s isim yapma eklerinin eklenmesiyle oluşturulan isimlere türemiş isim denir. İngilizcede isim yapma ekleri -er, -or , -ship ,-dom, -ing, ence, -ism, -ment, -ness... gibi eklerdir.
Ör: to teach (öğretmek) fiilinden __teacher (öğretmen ) ismi,
Anlamlı ya da anlamsız herhangi bir kelimeyle birleştirilmeden herhangi bir sıfat, fiil veya başka bir isimden türetilmeden varlıklara, kavramlara, anlayışlara v.s ad olmuş kök halindeki isme basit isim denir. kök: Bir kelimenin ekleriyle anlam ilişkisi bulunan en küçük yapı birimidir.
Tabiatta madde olarak var olan ya da var olduğu düşünülen şeylere varlık denir.
Maddi-somut varlık nedir?
Tabiatta madde olarak var olup belirli bir kütleye sahip, dokunulabilir, görülebilir, tadılabilir …v.s şeylere denir.
İnsan, toprak, hava, su, gaz, kum, ışık...
Manevi-somut varlık nedir?
Tabiatta madde olarak var olmayan fakat bir çok insanın sözü edildiğinde zihinlerinde tasarlayabildikleri, maddi varlıklarla veya bir kısım sıfatlarla betimleyebildikleri şeyler… vampir (insan gibi), melek (kanatlı atla betimlenir), nur (ışıkla)
Maddi/ somut varlığa
ör: The doctorsare working in the daytime.
Manevi/ soyut varlığa
ör: The vampiresare working at night.
Not: Dil bilgisinde manevi varlıklar maddi varlıklar gibi işlem görürler. Yani eğer manevi bir varlık, mesela vampir, insana benzer bir varlık gibi düşünülmüşse tıpkı insanlarda olduğu gibi dil bilgisinde işlem görürler. Çoğul şekilleri yapılabilir, cinsiyete ayrılabilir, sayılabilir.
Eğer 'nur' gibi, ki nur ışıkla betimlenir, doğal fenomen adıyla adlandırılan bir isimse yine ışık isminde olduğu gibi sayılamayan isim gibi işlem görürler.
Nesnel (concrete) isim nedir?
Maddi-somut ve manevi-somut varlıklar nesnel isimdir.
Öznel/ soyut (abstract) isim nedir?
Güzellik, ahlak, mutluluk, iyilik, insanlık, dürüstlük gibi tanım ve anlayışı kişiden kişiye değişkenlik
Tabiatta madde olarak var olan ya da var olduğu düşünülen varlıklardan;
-Herhangi bir vasıta olmadan derlenip toplanabilen, boyutları herkesin zihninde aşağı yukarı tasarlanabilen ve ayrı ayrı düşünülüp sayılabilen somutolanlarının aldıkları adlara; horse_at, angel_melek gibi.
-Tabiatta katı, sıvı, gaz ve tanecikler halinde bulunup, herhangi bir vasıta olmadan derlenip toplanamayan, boyutları herhangi bir ölçülendirici ve miktar bildiren bir sözcük veya bir vasıta olmadan tasavvur edilemeyen, ayrı ayrı düşünülüp sayılamayan somutolanlarının aldıkları adlara; soil_toprak (katı) water_su (sıvı), air_hava (gaz), sand_kum (taneli) gibi.,
Yine; Tabiatta bir şekilde var olup vasıtalarla dahi derlenip toplanamayan, ayrı ayrı düşünülüp sayılamayan tabiat hadiseleri, doğal fenomen (natural phenomenon) adıyla adlandırılan olaylara verilen adlara; rain (yağmur), thunder (gök gürültüsü), darkness (karanlık) gibi.
Bu varlıkların;
Aynı amaçla, ortak bir bağla bir arada bulunmalarına (doğal kolektif: forest_orman, family_aile) ya da aynı amaç ve ortak bir bağ oluşturmak için bir araya getirilme şekillerine (yapay kolektif:team_takım, dozen_düzine, bunch_demet) verilen kollektifadlara,
Yine varlıkların: Aralarında herhangi bir ortak amaç veya ortak bir bağ bulunmayıp sadece işlev benzerliği: furniture (mobilya), Jewellery (mücevher) veya şekil benzerliği ( stairs_basamak, fence_çit) olanlarının almış olduklarıtopluluk adlarına,
Varlıkların; faaliyetlerinin sonucu ortaya çıkmış gerçek/ mutlak isime (verbal noun-Fiilden isim) play (oyun), writing (yazı)...
Yine; insan oğlunun hayatı anlamlandırmak ve hayatında kolaylık sağlamak için varlıkların nitelik ve niceliklerini belirten sıfatların veya varlıkların isimlerinden v.s oluşturduğu ( öznel/ soyut-abstract ) anlayış ve kavramlara; beautiful (güzel) _beauty(güzellik), human_humanity (insanlık),
Ve varlıkların aynı türden olanlarını birbirinden ayırmak için her birine verilen özel adlara ( Ali, Tom, Turkey) isim denir.
Fiiller anlam özelliklerine göre incelendiğinde bazı fiiller, yalın halleriyle, fiilde bildirilen hareketi özne üzerinde bırakmış olarak bulunurlar. Bunlar; öldü, patladı …, öğrendi, anladı …, kandı …, korktu …, gibi fiillerdir. Bu türden fiillerde özne fiille bildirilen hareketi karşıya, bir nesneye transfer etmez, geçirmez, fiil geçişsiz olarak kalır. Bundan başka bazılarında hareketi karşıya, bir nesneye transfer etmiş halde bulunurlar. Bu fiiller ise; yazdı, taşıdı …, dokundu, baktı …, gibi fiillerdir. Bunlarda ise özne, hareketi karşıya, bir nesneye transfer etmiştir. Ve fiil geçiş bildiren, geçişlibir fiil olarak yer almıştır.
Geçişli ve geçişsiz fiiller (transitive and intransitive verbs) nedir?
Fiilleri sordurdukları sorularına göre sınıflandırırken nesne gerektiren fiiller ve nesne gerektirmeyen fiiller diye iki gruba ayırmıştık. –i halinde nesne talep eden fiiller hariç, diğer; -e ve -den hallinde nesne talep eden fiiller hiç nesne talep etmeyen fiiller geçişsiz fiillerdir. Yani, bu türden fiillerde fiille bildirilen hareket öznede kalır, karşıya, bir nesneye transfer olmaz. Genellikle.
(yer tümleçli) Yönelme (-e hali ) Nereye?:Ulaştı Yönelme –Ayrılma Nereye?/Nereden?:Gitti, geldi, Çıkma (-den) Nereden?:Uzaklaştı vs. fiilleriydi. Geçişli fiiller ise hareketin özneden nesneye geçtiği, taşındığı fiillerdir. Bütün bu fiiller cümlede bir veya birden çok nesne talep ederler. Geçişli fiilleri iki guruba ayırabiliriz. Bunlar, bir nesne talep eden fiiller ve iki nesne talep eden fiiller olarak karşımıza çıkar. Aşağıda bir önceki sayfalardan buraya kopyaladığımız fiil örneklerini göreceksiniz. Parantez içindeki mavi renkli yazılar, fiillerin sonradan iki nesneli fiil haline nasıl geldiğini gösterir. Nesneli fiiller: Akuzatif (-i hali) Kimi? Neyi?:Yaz(dır)dı, taşı(t)dı, tanı(t)dı, kes(tir)ti, öğrendi(to learn)/öğretti(to teach), gördü(to see)/ gösterdi(to show), anladı(to understand)/anlattı(to tell), bildi(to know)/bildirdi(to state). Datif (-e hali) Kime? Neye? Nereye?: Bak(tır)mak, dokun(dur)mak, inan(dır)mak vs. Ablatif (-den hali) Kimden? Neyden? Nereden?: Hoşlan(dır)mak, bık(tır)mak, kork(ut)mak, sakın(dır)mak vs. Enstrumental (ile hali) Kimle? Neyle?: Barış(tır)tı, savaş(tır)tı, dövüş(tür)tü, tartış(tır)tı vs.
Örnekleri gördük;
Geçişli fiil nedir? Geçişsiz fiil nedir?
Fiiller anlam özelliklerine göre incelendiğinde bazı fiiller, yalın halleriyle, fiilde bildirilen hareketi özne üzerinde bırakmış olarak bulunurlar. Bunlar; öldü, patladı …, öğrendi, anladı …, kandı …, korktu …, gibi fiillerdir. Bu türden fiillerde özne fiille bildirilen hareketi karşıya, bir nesneye transfer etmez, geçirmez, fiil geçişsiz olarak kalır. Bundan başka bazılarında hareketi karşıya, bir nesneye transfer etmiş halde bulunurlar. Bu fiiller ise; yazdı, taşıdı …, dokundu, baktı …, gibi fiillerdir. Bunlarda ise özne, hareketi karşıya, bir nesneye transfer etmiştir. Ve fiil geçiş bildiren, geçişli bir fiil olarak yer almıştır.
Geçişli fiillere (-i halinde) nesne alabilen fiiller demek yine, kimi? Neyi? sorularına cevap veren unsura nesne demek?
Bir fiilin geçişli olması demekle, öznenin karşısında durup nesne görevinde yer alan bir isimle fiilin etkileşimi ve bu etkileşimin sonucunda, yani öznenin yapmış olduğu etki sonrasında nesnenin vermiş olduğu tepki kastedilir.
Ali camı kırdı (Neyi kırdı?).
Bu cümlede cam bir nesnedir. Neyi? Kimi? Sorularına da cevap vermiştir. Hareket, bir etki-tepki sonucunda meydana gelen hareketler (fiiller) sınıfında olduğu için geçiş bildiren fiildir. Bu etki ve tepki ile cümlede bir nesnenin var olduğu da bilinir. Yine bu durumda özne, nesne üzerinde etkindir. Yani fiil hareketi bir nesne üzerine transfer eden, geçiş bildiren, geçişli bir fiildir. Bundan başka böyle hareketi bir nesneye transfer etmeyen; öldü, büyüdü, patladı, düştü… gibi fiillerde vardır. Bu tür fiillerde özne hareketi bir nesneye transfer etmez çünkü ortada bir nesne yoktur. Türkçede özne, fiili transfer edilen bir fiil haline getirirken –t, -r, -tür eklerini işletir. Öldürdü, büyüttü… gibi.. Yine, Türkçede özne –t, -r, -tür eklerini –i halinde nesne gerektiren; yazdı, kırdı, taşıdı, kesti… gibi geçişliliği kendinden olan nesneli fiillerle de işletir. Yazdırdı, kestirdi … gibi. Fakat bu türlü fiillerde öznenin nesnesine hareketi transfer etmesi yoktur. Yani, ‘Öldürdü’ çekimli fiilinde özne hareketi nesnesine transfer ederken, 'yazdırdı' fiilinde özne hareketi yapmayı dahi nesnesine ettirir. Hareketi nesne üzerine transfer etmeyi belirtilmeyen başkası yapar. Bu durumda özne ifadede sadece ettiren olarak yer alır.
Bu arada ; Dokundu, baktı, yaslandı, güvendi, inandı, kandı … fiilleri neye? Kime? Sorularına cevap veren nesneli fiil olsalarda; dokundu,baktı, yaslandı, güvendi …, fiilleri transferli, hareketi nesneye taşıyan fiiller, diğer, 'kandı, inandı...' fiilleri transferi olmayan, hareketin öznede kaldığı fiillerdendir. Çünkü, -t, -r, -tür ekleri dokundu_dokundurdu, baktı_baktırdı … fiillerinde hareketi ettirme; kandı_kandırdı, fiilinde bir transferi bildirir.
Tersi durum, öğrendi, anladı… gibi -i halinde nesne gerektiren nesneli fiillerde vardır. Bu fiillerde fiiller kimi? Neyi sorularına cevap verselerde diğer ; yazdı_yazdırdı, kırdı_kırdırdı … fiillerinde olduğu gibi bir ettirmeden bahsetmezler. Çünkü, -t, -r, -tür ekleri fiillere eklendiğinde; anladı_anlattı, öğrendi_öğretti … görüldüğü gibi bir transferlik, bir geçişlilik bildirir.
Buradan da, fiillerin –i veya –e halinde olmasıyla geçişlilik veya geçişsizlikleri arasında her zaman bir bağlantı kurulu değildir yargısı oluşturulabilir.
Demek ki fiillerin ‘direct object’ (doğrudan nesne); kırdı_neyi kırdı?, dokundu_neye dokundu?, korktu_neyden korktu? Veya, ‘indirect object’ (dolaylı nesne); Kırdırdı_neyi kime kırdırdı?, Dokundurdu_kimi neye dokundurdu?... talep etmesiyle, hareketin özneden nesneye transferi meselesinde sorular üzerinden hareket etmek pek de kesin sonuç vermez.
Öyleyse şöyle yapılabilir. Fiilleri kategorilerine ayırırken, talep etmiş oldukları sorularına veya nesnesinin hallerine; –i, -e, -den haline bakılmaksızın, hareketi özneye bırakan veya bırakmayan fiiller diye ayırmak gerekir. Bundan sonra, fiillerin taban anlamları, üzerlerinden oluşturulacak yargıyı kendileri verirler.
Şöyle; öldü, anladı, kandı, korktu… çekimli fiillerinde hareket öznede kalır. Özne; öldürdüm, anlattım, kandırdım, korkuttum … demekle hareketi bir nesneye transfer ettim demek istemiştir. Yok böyle değilde fiiller; yazdı, kırdı, dokundu, kaktı… gibi hareketi bir nesneye taransfer etmiş fiillerdense, Özne; yazdırdım, kırdırdım, dokundurdum, baktırdım … demekle hareketi kendisinin bir nesneye transfer etmesinden değil, hareketi yaptırarak bir başkasının hareketi bir nesneye transfer etmesini sağlamaktan, sebep olmaktan, bahseder.