about_etrafında
Bir şeyin bir başka şey-in (gelişi güzel/ dağınık olarak) etrafında, civarında, dolayında olmasını belirtirken kullanılır.
The planets turn around of the sun with about satellites.
Gezegenler etraflarındaki uydularıyla birlikte güneşin çevresinde dönerler
for_ süresince
Bir durum/ hareketin belirli bir zaman süresince devam ettiğini bildirirken kullanılır.
for for two days (iki gündür)
for seven years (yedi yıldır),
for six hours (altı saattir)
during_esnasında
Bir durum veya hareketin belirli bir olay/ durum esnasında gerçekleştiğini bildirirken kullanılır.
during during the war (savaş esnasında)
during the summer (yazın),
during the meeting (toplantı esnasında)
within_içerisinde
Bir durum/ hareketin belirli bir süre içerisinde herhangi bir zamanda gerçekleştiğini bildirirken kullanılır.
within two year’s time (iki yıl içinde)
within tree month’s time (üç ay içinde)
during_esnasında
Bir durum veya hareketin belirli bir olay/ durum esnasında gerçekleştiğini bildirirken kullanılır.
during during the war (savaş esnasında)
during the summer (yazın),
during the meeting (toplantı esnasında)
for_ süresince
Bir durum/ hareketin belirli bir zaman süresince devam ettiğini bildirirken kullanılır.
for for two days (iki gündür)
for seven years (yedi yıldır),
for six hours (altı saattir)
within_içerisinde
Bir durum/ hareketin belirli bir süre içerisinde herhangi bir zamanda gerçekleştiğini bildirirken kullanılır.
within two year’s time (iki yıl içinde)
within tree month’s time (üç ay içinde)
For
Sen bunu başaramazsın zira görüyorum ki hazırlanmamışsın.
_ You can’t succeed it, for I see you haven’t prepared.
bacause
Okuyamıyor çünkü gözleri görmüyor.
_He can’t read because her eyes don’t see.
Owing to (the fact that) bu yüzden (bunun sayesinde, bu sebeptendir ki)
Onun babası saygı değer birisi olduğundan (bu sayede) herkes onu affediyor
_ Owing to the fact that his father is a respectable man, everybody forgives him.
Due to (the fact that) bu yüzden (bu gerekçeden dolayı)
Kapalı alanlarda sigara içmek yasak olduğundan (bu gerekçeden) ceza alabilirsin.
_ Due to the fact that smoking is forbidden indoors, you may take be fined.
On acount of (the fact that) bu yüzden (bu hesapla,bu düşünceye dayanarak)