Etiket arşivi: dil bilgisi konuları

Oldurgan fiil (ergative verb)

Fiil çatısı nedir? Oldurgan fiil nedir?

.Tanım;

   ..kısaca yalın haliyle öznede ortaya çıkan bir fiilin ( 'öldü, uyudu, doğdu ' gibi) bu kez öznenin kendisinin ortaya koymasına (öl-dürdü, uyu-ttu, doğ-urdu) oldurgan fiil (ergative verb) denir. 

 Türkçede bir ibare –trtür eklerinden birini almışsa

ve bu ibare;

 Bir tabiat sesi (veya benzeri bir şey) ise özne sadece bu sesteki yansımayı yapmıştır.

sü(ü)p-ürdü, fıt-tır

   İbare bir fiilse ve bu fiil hareketi karşıya (bir nesneye) taşımayan yani özneye bırakan (geçişsiz-öznede kalan) bir fiilse, özne hareketi bir nesne üzerine (karşıya) taşımış, fiili oldurgan fiil yapmıştır.

Kedi öldü --- Kedi fareyi öldürdü,

Ali uyudu --- Ali Ayşe’yi uyuttu.

Yine; öğrendi/ öğretti, korktu/ korkuttu, anladı/ anlattı…

   İngilizcede nesne talep etmeyen fiillerin bir kısmının ( Ergative Verb) kullanıldığı cümlelerde nesne olmadığından, nesneli hale getirirken, yani oldurganlaştırılması yapılırken cümleye sadece nesne konulur.

The kettle boiled._ Su(ısıtıcı) kaynadı.

I boiled the kettle._Suyu(ısıtıcıyı) kaynattım

Diğer nesnesiz fiillerin nesneli hale getirilmesinde fiil tamamen değişir

 The cat died–Kedi öldü.

The cat killed the mouse–Kedi fareyi öldürdü.

   Eğer fiil yalın haliyle hareketi bir nesneye taşıyan (etkin/ etken/ öznenin yaptığı ) fiil (yazdı, taşıdı ) ise, özne bu kez hareketi bir başkasına yaptırmış (yaz-dır-dı, taşı-t-tı), fiil ettirgen bir fiil olmuştur.  Bu durumda cümlenin kurucusu (yüklemdeki kişi) özne, hareketin (fiziksel) yapıcısı ise bir başkasıdır.

Ali’nin annesi Ali’ye mektup yazdı.

_ Ali’s mother wrote a letter to Ali.

  Ali’nin annesi mektubu Veli’ye yazdırttı.

_ Ali’s mother had Veli write the letter.

   Türkçede ve ingilizcede fiilleri oldurgan ve ettirgen hale getirmek
-t/-r/-tür ekleri ve (oldurganlık):
     Fiilleri, bir nesne gerektiren ve bir nesne gerektirmeyen fiiller diye iki bölüme ayırdık diyelim. Nesnenin -i, -e, -den, -ile halinde bulunabileceğini söylemiştik. Tekrar edelim anlaşılması gereken şudur. Bir fiilin nesne alabilmesi için sadece -i halinde bir nesneye sorulan kimi? neyi? sorularına cevap vermesi gerekmez.
...kırdı (neyi kırdı?) Kalemi kırdı,

...dokundu, (neye dıkundu?) Kaleme dokundu,

...hoşlandı, (neyden hoşlandı?) kalemden hoşlandı,

...yazdı (neyle yazdı?) Kalemle yazdı. Derken, kalem her durumda nesnedir.

Örneğin

Ali kalemi kırdı. derken, özne (Ali) hareketi nesneye yükleyerek, nesneye tesir ederek hareketi nesneye yüklemiştir.

Ali kaleme dokundu. Derken, nesneye tesir etmiş fakat nesne tepkisizdir.

Ali kalemden hoşlandı. Derken ise bu kez özne nesneden etkilenmiş, hareket öznede kalmış, özne nesnenin tesiri altında kalmıştır.

Ali kalemle yazdı’da ise nesneyi araç olarak kullanmıştır.

Buraya kadarki açıklamalara göre nesne(subject), öznenin karşısında duran, öznenin kendisiyle etkileşime girdiği; konu, durum, şahıs, zamir, eşya, hayvan vs. dir.

Bundan başka, diğer fiiller yalın halleriyle nesnesizdirler, yani nesne gerektirmezler.    

Gitmek, gelmek, oturmak, kalkmak, ölmek, yaşamak, büyümek, patlamak  gibi.

Türkçede yukarıdaki ekleşmeler (-t, -r, tür ekleşmeleri) nesneli nesnesiz hemen her fiile getirilebilir.

Örnekleyelim:

A) Nesneli fiiller:

Akuzatif (-i hali) Kimi? Neyi?: yazdı/ yaz(dır)dı, taşıdı/ taşı(t)dı, kesti/ kes(tir)di, öğrendi(to learn)/ öğretti(to teach),  gördü(to see)/ gösterdi(to show), anladı(to understand)/ anlattı(to tell), bildi(to know)/ bildirdi (to state)

Datif (-e hali) Kime? Neye?: bakmak/ bak(tır)mak, dokunmak/ dokun(dur)mak , inanmak/ inan(dır)mak vs.

Ablatif (-den hali) Kimden? Neyden?: usanmak/ usan(dır)mak, bıkmak/ bıktırmak, korkmak/ korkutmak

Enstrumental (ile hali) Kimle? Neyle?: barıştı/ barıştırdı, savaştı/ savaştırdı, dövüştü/ dövüştürdü, artıştı/ tartıştırdı
 

B) Nesnesiz fiiller:

Nominatif (yalın hal) Kim? Ne?: öldü(to die)/ öldürdü(to kill), patladı/ patla(t)dı, büyüdü/ büyü(t)tü, yaşadı/ yaşa(t)dı

( yer tümleçli )

Yönelme (-e hali) Nereye?: ulaştı/ ulaştırdı

Yönelme–Ayrılma Nereden? Nereye?: gitmek/ gittirmek veya götürmek, göndermek; gelmek, geldirmek veya getirmek

Çıkma (-den) Nereden?: uzaklaştı, uzaklaştırdı
Gördüğümüz gibi, ekleşmeler hemen her tür fiile getirilebilmektedir.

Şöyle başlayalım: Geçişsiz fiillerdeki hareketler öznede vuku bulur. Yani hareket özne üzerindedir. Nesnesiz fillerde buna dahildir.

   ‘Kedi öldü.’ Bu örnekte ‘öldü’ demekle kastedilen hareket, bir özne olan kedinin üzerinde cereyan eder, ortaya çıkar, ürer. Özne, kendisinde vuku bulmuş bir hareketi kendisi de ortaya çıkarabilir/ ortaya koyabilir/ ür-etebilir/ tür-etebilir. Bunu yaptığında da öznenin karşısında çoğu kez bir nesne vardır. Türkçede bu durumu oluşturmak için –t/ -r/ -tür ekleşmeleri kullanılır. Bu ekleşmeler ile özne, söze konu olan hareketi ortaya koyar ortaya çıkarır, eder, yapar, meydana getirir ve böylelikle hareketi nesnesine taşımak ister ve bununla da fiili geçişli nesne gerektiren fiiller grubuna sokar.

Kedi doğdu – Kedi doğ-urdu. Kedi ne doğurdu? Kedi yavru doğurdu.

Kedi öldü – Kedi öldürdü... Kedi neyi öldürdü? Kedi fareyi öldürdü.

   Ya da hareketi nesne üzerinde etkin hale getirir.

Ayşe uyudu. Ayşe kardeşini uyuttu

Ayşe büyüdü. Ayşe büyüttü… Ayşe kimi büyüttü? Ayşe kardeşini büyüttü.

  Not: Ekleşmeler her zaman fiilleri nesne gerektiren  fiillere döndürmek işinde kullanılmaz elbette.   

   Özne bazen doğa yansımalarını fiille yaparken de bu ekleşmiş unsurlardan yararlanabilir.                

Öks-ürdü, püs-k-ürdü, fış-k-ırdı, ba(ö)ğ-ırdı, del-irdi, çıl-dırdı, fıt-tırdı, ot-urdu gibi

   Bu fiillerin nesne gerektirir hale getirilmesi ise aynı ekleşmelere -t ekleşmesinin katılmasıyla elde edilir. Öks-ür-ttü, püsk-ür-ttü, fışk-ır-ttı, ba-ğ-ır-ttı, del-ir-tti, çıl-dır-ttı, fıt-tır-ttı,  gibi.

   Böylelikle fiiller nesne gerektirir hale gelmiş olurlar. Bazı doğal yansımalar nesne gerektirir fiil iken -t eki almazlar: süp-ürdü gibi. 

     Bu arada İngilizce için ergative verb’den bahsedelim. Türkçede yukarıdaki ekleşmiş unsurların yazım kurallarına göre hemen her fiile getirilebildiğini görüyoruz. İngilizcede bu durumda nesnesiz fiillerde get/ make/ have ( ileride göreceğiz ) gibi unsurlar da kullanılmaz.
    Bahsedelim: İngilizcede nesne talep etmeyen fiillerin bir kısmının kullanıldığı cümlelerde nesne olmadığından, nesneli hale getirirken, yani oldurganlaştırılması yapılırken cümleye sadece nesne konur.

The kettle boiled._ Su(ısıtıcı) kaynadı.

I boiled the kettle._Suyu(ısıtıcıyı) kaynattım

   Örneğimizden de gördüğümüz gibi ‘boiled’ değişmemiştir. İşte ergative fiil budur. Yani yalın haliyle, geçişli/ nesneli olduğu hal arasında bir fark olmayan fiil. Diğer nesnesiz fiillerin nesneli hale getirilmesinde fiil tamamen değişir ve oldurgan fiilin yalın haldeki fiille ayrımı bu şekilde sağlanır.

The cat died– Kedi öldü. Gibi.

The cat killed the mouse._ Kedi fareyi öldürdü.

   Konumuza dönersek; -t/-r/-tür ekleşmeleriyle yalın haliyle öznede cereyan etmiş geçişsiz bir hareketin, bu kez özne tarafından bir nesne üzerinde ortaya çıkarılmasına veya nesneye geçirilmesine, taşınmasına oldurgan fiil denir. Türkçede fiil, görüntü olarak –t,-r,-tür-ilmiş fiil görüntüsündedir ve gördük ki İngilizcede ya fiilin şekli değişir ya da fiil nesneli bir fiil gibi (ergative verb = hem geçişli hem geçişsiz fiil gibi ) kullanılır.

   Şimdilik örneklerimizin anlam özelliklerini bir kenara koyarak yapmış olduğumuz yapısal işlemi basit bir mantıkla açıklayalım.

   Aslında durum şudur:

   Özne, nesneli /nesnesiz, geçişli/ geçişsiz hemen her fiile bu ekleşmeleri uygularken, fiillerin bu türden özelliklerine bakmaz. Yani, öznenin sadece yapmak istediği bir hareket vardır. Örneğin -ür ekleşmesiyle özne bir hareket meydana getirir/ ortaya çıkarır.

Ör:  ‘öks-ürdü’ _ Ali öks-ürdü Ali öks etti/ Ali öks yaptı’da denilebilir.

Yine, Sssüp-ürdü._ Ali süp-ürdü. Ali odasını süp-ürdü/ süp yaptı.

   Örneklere dikkat edersek, birincisinde nesne yoktur. Özne öks-ürmüştür sadece. İkincisinde ise özne bir yeri süpürür. Süpürürken de çıkan doğal sesi fiilleştirir. Bununla da sssüp-ür-tüm, bu sesin ad olduğu fiili ortaya çıkardım/ süp-ettim demek ister ve bu etme/ urma taktiğini her fiile uygular.

   Aynı durum -t-ür, -et ekleşmeleri için de uygulanır. Öl-(i)t-ür-tüm. Yine, öl-it-tim, denilirdi. Veya öl-ür-düm de… (denilebilirdi fakat bir tarz eki olan –r, genel tarz ekiyle karıştırılabileceği için daha çok –t-ür ekinin kullanılmasına neden olur.) Biz -ür/-tür ekleşmeleriyle görüntü kazanmış, bir şekle bürünmüş fiillere -t, -r, -tür-ilmiş fiil diyelim. Çünkü ekler birden çok gramer kategorisini karşılamaktadır.

Kısaca;

-ür ekleşmesiyle özne bir hareketi ortaya çıkarır/ yapar ve bu hareketin sonucunda ise ortada bir nesne vardır (doğ-urdu) ya da yoktur (öks-ürdü).

-tür ekleşmesiyle de özne bir hareketi meydana getirmiş, ortaya koymuştur ve yine bu harekeketin sonucunda ortada bir nesne vardır (öl-dürdü) veya yoktur (çıl-dırdı) veya işi yaptırdığı bir nesne vardır (kırdırdı) ve yine –t(et) ekleşmesiyle de aynı şekilde. Fakat -t ekleşmesi -ür/-tür ekleşmesinin eklenemediği durumlarda fiil köküne eklenir. Biz bu açıklamada sadece bir taktikten, yapısal bir işlemden, bir görüntüden bahsetmiş olduk.

   Şöyle de bakılabilir:

   Eğer türkçeyi öğrenen biriyseniz , ‘öldüm, uyudum, doydum, anladım, öğrendim, kandım, inandım, sevindim, korktum, bıktım, usandım’ gibi, kendinizde cereyan eden veya kendinize dönük bir hareketi, karşınızdaki nesneye döndürmek/ taşımak veya hareketin nesneniz üzerinde cereyan etmesini istiyorsanız, yani fiili geçişli bir fiil haline döndürmek istiyorsanız, bağırmak’taki ba’yı nasıl ki -ır-dıysanız, doymak’taki doy’u, ölmek’teki öl’ü de aynı şekilde-ür’ün/-tür’ün. Yalnız, fiil kökü sesliyle bitiyorsa bunu yapmayın çünkü sesli harften önceki harfler bir varlığa ad olmuş isim olabilir ve sesli harfi de onun hal eki olabilir. Bu durumda bir hareket değil bir eşya ortaya çıkarmış olursunuz.

Yani:

Oku-urdu derseniz ok’u üretmek, ok yapmak, gibi bir anlam çıkabilir. -et fiilini/ ekleşmesini bu yüzden kullanırız. Oku-etti(okut-tu), büyü-et(büyüt-tü) gibi.
   Artık bir hareketi -ür/-et/-tür müşsünüz. Amacınız, karşınızdaki nesnenizdi. Öyleyse bu harekete nesnenizi de katarsanız ifadeleriniz; Fareyi öl-dürdüm, Bebeği doy-urdum/ ye-dirdim, Çocuğu büyü-ettim örneklerinde olduğu gibi şekillenmiş olur. Böylelikle de fiilleri oldurganlaştırmış (ergative verbs or others) olursunuz.

  ingilizcede buraya kadarki kısım ya ergatif fiillerle ya da fiillerin şeklinin değişmesiyle karşılanırdı. öğrendi(to learn)/ öğretti(to teach), gördü(to see)/ gösterdi(to show), gitmek(to go)/göndermek(to send), gelmek(to come)/ ge(l)tirmek(to bring).

-----------------------------------------------------------------------------------------------

Ettirgen ( causative ) fiil nedir? 

   Aynı şey yalın haliyle zaten nesnenize döndürmüş veya geçirmiş olduğunuz geçişli fiillerin kullanıldığı ifadelerdeki nesneniz ile de yapılabilir.

   Mektubu yaz-dır-dım. gibi. Gördüğünüz gibi, işlem aynı işlem.              -dır’mayı yapan yine sizsiniz.  

   Yani, ben yazmıyorum da ‘yaz-dır-ıyorsam’ demek ki ben sadece hareketi -dir’mişimdir o kadar. Fakat hareketin fiziksel yapıcısından yani mektubu kimin yazdığından henüz söz etmemişimdir demektir.

   Eğer hareketi fiziksel olarak gerçekleştiren yapıcıyı ifadeye katacaksam, bunun için ayrıca bir –t eki ilave etmem gerekecektir.

   Mektubu Veli’ye yazdırttım Ya da, Fareyi Veli’ye öldürttüm. Gibi.

    Bundan sonra ; diyelim ki (yaz’ı ) -tırmayı veya (öl’ü ) -türmeyi (ölmeyi, yazmayı değil kendim yapmak istemiyorum. Bu durumda;

Mektubu yazdır(e)ttırdım Ya da,

Fareyi öldür(e)ttürdüm. Derim. Burada da öldür ettirmeyi kime yaptırdığımdan söz etmemişimdir.

Mektubu Veli’ye yazdır(e)ttırttım Ya da,

Fareyi Veli’ye öldür(e)ttürrttüm. Dersem , yine bir –t eki katarak bu bir başkasını belirtirim.

Özetle; Türkçede bir ibare –t –r –tür eklerinden birini almışsa …ve bu ibare;

Bir tabiat sesi (veya benzeri bir şey) ise özne sadece bu sesteki hareketi yapmıştır. Ör: sü(ü)p-ürdü, fıt-tırdı

İbare bir fiilse ve bu fiil hareketi karşıya (bir nesneye) taşımayan yani özneye bırakan (geçişsiz-öznede kalan) bir fiilse, özne hareketi bir nesne üzerine (karşıya) taşımış, fiili oldurgan fiil yapmıştır. Ör:

Kedi öldü --- Kedi fareyi öldürdü, (oldurgan fiil )

   İngilizcede nesne talep etmeyen fiillerin bir kısmının ( Ergative Verb’lerin) kullanıldığı cümlelerde nesne olmadığından, nesneli hale getirirken, yani oldurganlaştırılması yapılırken cümleye sadece nesne konulur.  Ör:

The kettle boiled._ Su(ısıtıcı) kaynadı.

I boiled the kettle._Suyu(ısıtıcıyı) kaynattım
Diğer nesnesiz fiillerin nesneli hale getirilmesinde fiil tamamen değişir.

The cat died–Kedi öldü.

The cat killed the mouse–Kedi fareyi öldürdü.
   Eğer fiil yalın haliyle hareketi bir nesneye taşıyan (etkin/ etken/ öznenin yaptığı) fiil (yazdı, taşıdı ) ise, özne bu kez hareketi bir başkasına yaptırmış (yaz-dır-dı, taşı-t-tı), fiil ettirgen bir fiil olmuştur. Bu durumda cümlenin kurucusu (yüklemdeki kişi) özne, hareketin (fiziksel) yapıcısı ise bir başkasıdır.

   İngilizcede ettirgenliğe ‘causative’ denir. Ettirgenliğin sağlanması ise,

Have

Make + sth + Verb-ed3 kalıplarıyla elde edilir.

Get 

   Not; İngilizce için verilmiş bu örneklerde özne hareketi yaptırırken kime yaptırttığını bildirmez. Bu yüzden de fiillerin ‘perfect participle_ bitmiş tarz sıfat fiil’ halini ( kırık/ kırılmış/ kırılı) kullanır. Causative verb’lerde hareketin kime yaptırıldığı bildirilirse fiiller yalın halleriyledir.
    Bu durumda Türkçede, eğer hareketin kime yaptırıldığı belirtiliyorsa –dır ekinden sonra fiile bir –t eki ilave edilir.
    Yani,

‘Adını listeye yazdırdı.’ Denir.

‘Adını Veliye yazdırdı.’ Denmez.

‘Adını Veli’ye yazdırttı.’ Denilmesi gerekir.

Örnekler:

I had my hair cut .(3) _ Saçımı kestirdim.

I had my son cut (1) his hair._ Oğluma saçını kestirttim. 

I got my house painted(3)_ Evim boyattırdım

I got my son to paint(1) his house_ Oğluma evini boyattırtdım

     İngilizcede ‘have’ ‘make’ ve ‘get ‘ fiilleriylede ettirgenlik sağlanabilir farklı olarak ‘make’ile yapılan ettirgenlikte bir zorlama, ‘get’ ile yapılan ettirgenlikte ikna yoluyla bir   hareketi yaptırma anlamı vardır.

tablo-2

 

Dönüşlü fiil (reflexsive verb)

      Dönüşlü fiil nedir?

Dönüşlü fiil nedir?

Tanım;

  Türkçede; yıka(n)dı, tara(n)dı, daya(n)dı, boya(n)dı, taşı(n)dı, giy(in)di, sakla(n)dı … gibi, fiillerde yer alan –n eki, öznenin kendisinin yapabileceği bir hereketse (reflexsive) dönüşlü (öznenin kendisine taşıdığı hareket), değilse edilgen (ev boyandı) veya olgan (musluk tıkandı) fiildir.

   Bu halde çekimlenmiş fiilde, özne bir hareketi kendine yönlendirmiş veya döndürmüştür. Bu türdeki fiillere dönüşlü fiil (reflexive verb) denir. Özne bu durumda hem işi yapan fail hem de işten etkilenmiş nesne görüntüsündedir. Bir hareketin dönüşlülük halini -n harfi karşılar.

Ali elbisesini kuruttu/ kuruladı.

_ Ali dried his dress. (etken)

Ali kurulandı.

–Ali dried himself. (dönüşlü)

  Örnekte de göründüğü gibi, İngilizcede fiillere ek getirilmediğinden fiillerin dönüşlü halindeki durumunu dönüşlülük zamirleri karşılar.

Birleşik tarzlı çekimli fiil nedir?

     Not: Gelecek zamanlarla ilgili şöyle bir durum da vardır: Fark ettiysek, dakik tarz dışında diğer tarzların gelecek zamanları ‘ol’ fiiliyle oluşturulmaktadır. ‘olmak’ fiilinin yardımcı bir fiil olarak kullanıldığı bu tip yapılarda, dakik tarzlı yapılarda olduğu ( çalışacağım ) gibi bir niyet veya planlamadan değil, söz konusu hareketle kastedilen hal üzerinde bulunmaktan bahsedilir.          

O saatlerde ders çalışıyor  ( çalışır bir vaziyette ) olacağım/ olurum.

O anda dinlenmiş  ( halde ) olacağım.

Bundan sonra hep bu adla anılır olacaksın.

   ‘ol’ fiilinden bahsetmişken; dakik (yalın) tarz ( çalış-acak ) dışındaki diğer tarzların gelecek zamanlarının oluşturulmasında kullanılan ‘ol’ fiili ( çalışır olacak, çalışıyor olacak, çalışmış olacak gibi birleşik tarzlı çekim şekillerini oluşturmada da kullanılır.

  Peki, birleşik tarzlı çekimli fiil nedir? Birleşik tarzlı çekimli fiil iki tarz unsurunun ‘ol’ yardımcı fiiliyle birlikte oluşturmuş olduğu çekimli fiil yapısıdır.

  Şöyle açalım: Şu ana kadar hep basit tarzlı yani sadece bir tarz ekli ya da hiç tarz eki almamış çekimli fiillerden bahsettik. Bu ifade şekillerinde şahıs bir tek hareketi, bir tek biçimde gerçekleştirir.

 Örneğin:

anılırdı   ( Geçmiş zamandaki genel hareket.) Yani, geçmişte kalmış sürekli hareket.

anılır olmuştu. ( O günden sonra hep bu olayla anılır olmuştu.)

 Gördüğümüz gibi, bu çekim şeklinde iki tane tarz unsuru bulunur ve burada, geçmişte bir saatten sonra süreklilik/ genellik kazanmış bir hareketin yine geçmişte bitmiş olduğu vurgulanmaktadır.  

  yapıdaki;

-ır  eki  hareketin genel tarzda olduğunu  ( anılır ) (sürekli anılır olmak),

ol yardımcı fiili hareketle kazanılan durumun sonradan ortaya çıktığını,

-miş eki ortaya  çıkan durumun tamam olmuş/ bitmiş olduğunu,

-tu eki ise bütün bu çekimlerde bahsedilen hareket ve durumun zamanını yani geçmişte kaldığını bildirir.

  Birleşik tarzlı çekimli fiillerin bir çok şeklini yapmak mümkündür. Bu şekiller tarz eklerinin karşılıklı birleştirilmeleri sonucu  elde edilir. Birkaç örnek daha verelim:

Bazen aynı doğrular üzerinde bile anlaşamaz olurduk.

Öyle ki, hep bu olayla anılır olmuştuk.

Gün geçtikçe yüzü tanınmaz oluyordu.

Babam işten döndüğünde genellikle yatmış olurduk.

Bunu yapmakla onu incitmiş oluyorduk ama…

Bir kere tartışmayı başlatmış olmuştuk. (bulunmuştuk)

 

Bazen uzun bir süre buradan geçmez olurlar.

Artık alışverişlerimizi kredi kartıyla yapar olduk/olmuşuz.

Yalnızlık bir yaştan sonra çekilmez oluyor.

O saatlerde genellikle yatmış oluruz.

Bir şans daha vermemekle ona haksızlık etmiş olmuyor muyuz?

Ne yapayım, sormuş bulundum.

   Bu arada dikkat çekmek istediğimiz ayrıca bir husus var: Yukarıda ‘ol’ fiiliyle oluşturulmuş birleşik tarzlı çekimli fiillerin,  özellikle geçmiş zamanlı örneklerinde, ‘ol’  fiiliyle,  öncesinde var olan, mevcut bulunan bir hareket veya durum A: değil,  bir sonradan olma B: bir sonralık ifade edildiği görülmektedir.

A) O zamanlar hep bu olayla anılırdık. (anılır i-dik)

B) O günden sonra hep bu olayla anılır olmuş (anılır olmuş i-dik) 

   Örneklerimizi çoğaltmadan önce bu iki örnek üzerinde konuşalım.

Birinci örnekte A: hareket,  söze konu zaman diliminde (geçmiş zamanda), tabiatta zaten mevcut olan, var bulunan  bir hareket veya durumdur.

Bir isim cümlesi;

O yaşlarda polistim.  (polis i-dim),     

O gün hastaydım. (hasta i-dim)

  İkinci örnekte B: ise hareket öncesinde var bulunmayan, sözü edilen andan sonra ortaya çıkmış bir hareket veya durumdur.

Bir isim cümlesi;

O yaşlarda polis oldum.          

O gün hasta oldum.

 

Resim1d

   Tablodan da gördüğümüz gibi bu günkü bulun-uyor  çekimli fiiline denk fiil, ilkin  er-ür’dür. Bu seyir geçmiş zaman için ilkin

er-ür er-ti  yani

bulunuyor idi  ya da

bulunuyor yer aldı  şeklindedir.

  Yine, bu yapıların er(i-)’li kısmı hareketin veya haberin var bulunmasını,  -ür’lü kısmı bu mevcut hareket veya haberin mevcudiyetinin hazır zamanda devam ettiğini bildirir.

  Ve aslında bu birleşik yapılarla, öznenin tabiatta (veya zamanda) bir halde yer alıyor olmasından bahsedilir. Bununla, bahsedilenin (öznenin), (tabiatta veya hal zamanda)

Ne yer ediyor?  olduğu, veya 

Ne yer üretiyor?  olduğu sorulur ve böylelikle  özne tabiatta veya zamanda kendine bir şey için yer yapmış-/ bir bakıma yer üretmiş olur.

  Yani birleşimler yerleşik hareket veya durumlar için kullanılır. Bu yüzden de var bulunuyor olan durumları bildiren i-miş (söylenti), i-se (şart) kipleri ve i-ken eş zaman/ mekan bağlacıyla kullanılır.

  Buradaki  erür/ erür erti örnekleri  bu günkü bulunuyor anlamına denk bir kullanımda ise, bu bulun fiili yerine kalma bildiren bir başka fiilde (oluyor, duruyor, görünüyor…/ eski şekliyle; erür) kullanılabilir.

   Bu durumda  bir mevcudiyet ve bu mevcudiyetin, bulunuyor anlamında, hal zamanda devam ettiği vurgulanır.

erksiz  erür  erti  

(halde) ( var) bulunuyor  idi   

.................... görünüyor  idi    

     

erksiz  ermiş erti /imiş  idi

(halde) ( var) bulunmuş  idi

..................... görünmüş idi

    Şu ana kadarki örnekler birer isim cümlesi örnekleriydi.  Peki, fiiller bir tarza bağlı çekimli fiil olsalardı bunlar;

Örneğin; 

‘çalış-ır     (bir halde) bulunuyor  idi’

‘çalış-mış  (bir halde) bulunuyor  idi’

‘çalış-ır     (bir halde) bulunmuş idi’

'çalış-mış  (bir halde) bulunmuş idi’

...diye oluşturulurdu ve er(i-)  fiiliyle ‘ol’ fiilinde olduğu gibi, birleşik tarza çekimlenmiş bir fiil oluşturulmuş olurdu.  Fakat bu birleşik tarzlı çekimli fiil yapısı, ‘ol’  fiilinde olduğu gibi bir sonradan olma değil, öncesinden var bulunan, mevcut  durumları ifade ederdi.

 Yapısal oluşumunu gördüğümüz bu birleşik yapıların anlamsal veya  işlevsel yanlarını da belirtelim. Yani bütün bu  birleşik yapılar ne işe yarar? Özetle durum,  ‘hareket’  ve ‘hal’ üzerine kurguludur.

Örneğin;

‘çalış-ır  (halde)  bulunuyor idi’   (çalışır erür erti)

'güçsüz  (halde)   bulunuyor idi’   (erksiz erür erti)

...ifadesinde, ‘çalışır’  kısmı, hareketin genel bir hareket olduğunu; ‘bulunuyor’  kısmı, bu genel hareketin genellik halinin/ durumunun hazır zamanda devam ettiğini; ‘i-di’ kısmı ise, bütün bu birleşik yapının geçmişte kaldığını bildirir.

 ‘çalış-ır ( halde)  bulunmuş idi’   (çalışır ermiş erti)

‘güçsüz ( halde)  bulunmuş idi’   (erksiz ermiş erti)

...ifadesinde ise, ‘çalışır’  kısmı, hareketin genel bir hareket olduğunu; ‘bulunmuş’   kısmı, bu genellik halinin/ durumunun hazır zamanda oluşmuş/ olmuş bitmiş olarak bulunduğunu; ‘i-di ’ kısmı ise, bütün bu birleşik yapının geçmişte kaldığını bildirir.

Yine, çalış-mış (halde) bulunuyor idi’  (çalışmış erür erti)

...ifadesinde, ‘çalışmış’ kısmı hareketin bitmiş bir hareket olduğunu; ‘bulunuyor’  kısmı, bu bitmişlik halinin hazır zamanda devam ettiğini; ‘i-di’ kısmı ise bütün bu birleşik yapının geçmişte kaldığını bildirir.

‘çalış-mış (halde) bulunmuş idi’  (çalışmış ermiş erti)

...ifadesinde ise, ‘çalışmış’ kısmı hareketin bitmiş bir hareket olduğunu; ‘bulunmuş’ kısmı, bu bitmişlik durumunun sözü edilen anda bitmiş olarak bulunuyor olduğunu; ‘i-di’ kısmı ise bütün bu birleşik yapının geçmişte kaldığını bildirir.

Bir örnek:

Katili, adamı öldürürken görmüş idim (görmüştüm). Ben artık olaya tanık olmuş bulunuyor idim (tanık olmuştum). Ne yapabilirdim, olayı bir kere görmüş bulunmuştum ( Bir kere görmüştüm ). Yalan mı söyleseydim?

Yalın tarzlı çekim                         Birleşik tarzlı çekim

Resim1v

Gelecek zaman ( future time )

 Gelecekte gerçekleşecektir (future times): Türkçe için gelecek zaman, -ecek eki ile elde edilir. İngilizcede ise birinci şahıslarda (I/we) shall ya da hepsinde will yardımcı fiili kullanılır. 

I will go to the cinema._Sinemaya gideceğim. 

I will be sleeping._ Uyuyor olacağım.

I will have gone._ Gitmiş olacağım.

    Geçmişteki gelecek zamandadır (future in past times): Türkçede bu zaman, -di geçmiş zaman eki ile -ecek gelecek zaman eki birlikte kullanılarak (-ecekti) elde edilir. İngilizcede ise will yardımcı fiili would’a dönüşür. Bu arada geçmişte kalmış gelecek zamanın olumlu şekli, gerçekleşmemiş bir niyet bildirir.

   Not: -ecekti ekiyle verilmiş bir yapının olumlu hali gerçekleşmemiş bir hareketi, olumsuz hali (yap–mayacaktım) gerçekleşmiş bir hareketi bildirir.

  Not: Türkçede gelecek zaman –r(-er) ekiyle de elde edilebilir. –r ekli gelecek zamanda farklı olarak bir tahmin, bir belirsizlik, bir ihtimal vurgulanır. Aşağıdaki örneklerde –ecek ekiyle birlikte –r ekli gelecek zaman da verilmiştir.

  Örnekler:

Dakik: 

Sinemaya gid-eceğim/-ecektim.

Giderim /giderdim. (Yarın belki sinemaya giderim.)

_I will/would go to the cinema.

 

Devam eden:

(O saatlerde) Uyuyor olacağım/-acaktım.

Uyuyor olurum/olurdum.

_ I will/would be sleeping.

                  

Bitmiş: 

İşimi bitirmiş olacağım/-acaktım.

Bitirmiş olurum/ olurdum.(

Geleceğin zaman büyük bir ihtimalle işimi bitirmiş olurum.)_

I will/would have finished my work.

   Not: Gelecek zamanlarla ilgili şöyle bir durum da vardır: Fark ettiyseniz, dakik tarz dışında diğer tarzların gelecek zamanları ‘ol’ fiiliye oluşturulmaktadır. ‘olmak’ fiilinin yardımcı bir fiil olarak kullanıldığı bu tip yapılarda, dakik tarzlı yapılarda (çalışacağım) olduğu gibi bir niyet veya planlamadan değil, söz konusu hareketle kastedilen hal üzerinde bulunmaktan bahsedilir. 

O saatlerde ders çalışıyor (çalışır bir vaziyette) olacağım/olurum.

O anda dinlenmiş (halde) olacağım.

Bundan sonra hep bu adla anılır olacaksın

perfect continuous tenses/ Devam etmekte olan tarz/ Türkçede fiil, –makta ek birleşmesini almışsa;

 Yine bu tarz, (-iyor bulunmuş) hareket ve durum (hal) tarzı birlikteliğiyle de elde edilebilir.

Ör: İki saattir  bekliyorum_ (beklemekteyim).

I have been waiting here for two hours

Ör: Üç yıldır Ankara’da otur(mu)uyorum/oturma(ma)ktayım.

 _I have (not) been living in Ankara for three years.

Örneğin:

When        he  called  me,    I       had  been        studying 

Ne zaman  o    aradı   beni  ben   bulunmuştu(m)  çalışan/ çalışıyor olan

Yani, … çalışıyor bulunmuştum.

veya, …çalışmaktaym.

Perfect continuous’ veya ‘perfect progressive’  nedir?

Perfect ; tamam olmuş, oluşmuş, bitmiş,

Continuous / progressive; devam eden, sürdürülen anlamındadır.

  Öncelikle şunu belirtelim, ‘perfect  continuous’ devam edip bitmiş  hareket demek değildir. Şöyle denebilir. Devam eden hareket tamam olmuş bitmiş durum.

   Bir önceki konuda  perfect aspect ( bitmiş tarzı görmüştük). Yapısı ise,  have + V-ed(3) (perfect partisiple) idi. Yani,

I have cleaned._ Temizlemişim.  Veya;   I had  cleaned _ Temizlemiştim. Gibi.

  Temizlemek fiili hareket fiili veya hareket bildiren fiildir. –mış eki ise temizlemek fiiline ilişiktir. Tarz ekleri (-mış v.s.) böyle  hareket fiillerine ilişik olabileceği gibi, kalma veya durum bildiren fiillere de ekli olabilir. Kalma fiilleri; olmak, bulunmak, yer almak v.s fiillerdir. Bundan sonra fiiller; 'olmuş, bulunmuş, yer almış' gibi şekillenirler.

‘perfect continuous’ yapısı;

‘… have been V-ing’   idi. Örnekleri ise;

 Şimdiki zamanda;   

 I  have been cleaning.

Geçmiş zamanda;

I had been cleaning

    Örneklerin, ‘I have been…’e kadar olan kısmı bitmiş  (perfect) tarzdır. Fakat biten hareket değil, durumdur. Yani ‘been’  olmuş, bulunmuş, yer almış anlamında durumun bitmişliğini bildirir. I had been…. Demekle, ‘bulunmuştum, yer almıştım, olmuştum’ denmek istenir. Bundan sonra ise hareketin tarzını, ‘V-ing’ (cleaning) verir.  V-ing  yapısı devam tarzıdır.  Yine, ‘temizliyor’ veya ‘temizleyen’  anlamındadır. Cümle birleştirildiğinde,

I had been cleaning._

‘Temizliyor bulunmuştum./

Temizleyen bulunmuştum./

Temizlemekteydim’  Anlamına tamamlanır.

İşte , ‘perfect continuous  aspect/ tenses’  budur.  Yani , birleşik tarzda işlenmiş bir yapıdır. Birleşik tarzlı yapılarda ise bir hareket tarzı, bir de durum  tarzı olacak .  Örneğin, İngilizce kurgusunda

 I _ Ben

had_ bulundu

beenolmuş/ yer almışbulunmuş

cleaning _ temizleyen/ temizliyor olan  

( geçmişte ki o  olay anında ) odamı  temizleyen bulunmuş  idim/ temizlemekteydim)  şeklindedir.

 

Dakik tarz ( concrete aspect); Türkçede fiil tarz eki almamışsa;

 Fiil tarz eklerinden(-r, -yor, -mış, -makta) birini almamışsa;

 Hareket bir defalık/dakik ( concrete aspect ) harekettir demektir. Bu tarzda hareket bir defaya mahsus gerçekleşir ve sadece hareket vurgulanır. Dakik tarz, tarz bakımından yalın yapılı/ eksizdir. Yani tarz eklerini -r, -yor, -mış eklerini almaz. Fakat zaman eklerini ( gitti, gidecek) alabilir.

   İngilizcede ;

Geçmiş zamanda; ( S + Ved2 ) kalıbıyla,

I studied my lesson yesterday

Gelecek zamanda;  

I will study my lesson tomorrow

Dakik tarzda hareket bir defalık gerçekleşir.

Dün sinemaya gittim.

–I went to the cinema yesterday. 

  …….Dakik tarzda şimdiki zaman yoktur. 

Yarın sinemaya gideceğim.

–I will go to the cinema tomorrow.
Açıklama; Dakik tarzda şimdiki zaman yoktur demiştik?

Türkçe ve İngilizce dillerinde zaman çizgisi,

gitti           gidiyor   gidecek    şeklinde değil;

-----------------------------------------------------------------

gitti           ............    gidecek (dakik tarz)

gidiyordu   gidiyor     gidiyor olacak     

gitmişti       gitmiş      gitmiş olacak    

------------------------------------------------------------------- 

şeklindedir.

 Yani,

'Şu an okula gidiyorum'  İfadesinin geçmiş zamanı;

O an okula gittim. Değil,

O an okula gidiyordum.'dur.

Ve bu durumda; haber kipi çekim tablosunda geçmiş zamanlar;

giderdim

gittim

gidiyordum

gitmiştim/ gittiydim   

gibi çekimlenirken, çekimlerde  yer alan mavi renkteki -di ekleri çekimlerden kaldırıldığında kalan yapılar şimdiki zamanları karşılar.  Böyle yapıldığında ise 'gittim' çekimli fiili 'git' olarak kalır. Bu ise fiilin emir şeklidir.

Örnekler;
 
He picked up his book and left the classroom.

Ali  entered the room. 

They will meet tomorrow. 

They  began to paint his house early in summer

I  remembered the day when I first  met her.

Suddenly the window of the office  opened.

I  visited my aunt yesterday .

I will visit my grandmother tomorrow.

It  will snow next weekend.