Kategori arşivi: zamirler

Belgisiz zamirler (indefinitive)

Arkadaşlarımın  hepsi partiye geldi.

_ All of my friends came to the party.

 

--------------------------------------Bir hikaye-------------------------------

(a)................

.Dün gece  bir (herhangi bir ) cüzdan  kaybettim.

_  I lost a wallet last night.

 

(some)..........

İçerisinde biraz para(bir kısmı döviz) birkaç kart (bazısı kredi kartı) ve  kimlik vardı.

_There were some money, some cards and an idendity card in it.

(somebody)...

Birisi (herkimse-belkide velidir) bulmuş olmalı.

Somebody/ Someone must have found it.

(somewhere)..

Onu bir yere (her neresi ise) saklamıştır.

_  He must have hidden it somewhere.

(something)...

Üstüne de bir şey (her ne ise) örtmüştür.

_ He must have covered something on it... Dedi Ali...

...Veli’ye sorduk...

 

(any)..............

Veli bir şeyler (herhangi bir) buldun mu?

_ Have you found any things, Veli?

(anybody)......

(Hiç) kimse böyle bir şey söyleyemez.

_ Anybody doesn’t say such a thing.

(anything)......

Ben (hiç) bir şey (herhangi bir şey) bulmadım.

_ I haven’t found anything.

(anywhere),...

(Hiç) bir yere de (herhangi bir yere) saklamadım.

_ I haven’t hidden it anywhere.

         ...gece partide  değildim bile sinemaya gitmiştim soralım...

 

(none)............

Partide beni gören kimse olmuş mu? yok.

_  Did anybody see me at the party ? None

(nobody)........

(bak gördün mü) Beni  gören   kimse yok.

_ There was nobody to see me.

(nothing).......

Ve de sakladığım  bir şey yok.

_ I have nothing to hide.

  ...hepimiz çok utandık...

The party was fun but we  seemed funny._Parti eğlenceliydi fakat biz komik/ gülünç görünüyorduk.

 

(every)..........

Her insan yanılabilir. 

_ Every  person can do wrong.

(everybody)..

Herkes  cüzdanı aramaya başladı.

_ Everybody started to look for wallet.

(everything)..

Her şeyi altüst ettik.

_ We messed everything up.

(everywhere)..

Her yere baktık ama bir şey bulamadık.

_ We looked for everywhere but found nothing.

        ...Veli Ali’ye; Gece bir parti düzenledin ...

---------------------------------------------------------------------

(a lot of)........

Birçok insan partiye gelmedi (çoğu gitti).

_ A lot of people didn’t come to the party.

     Ve sen çok para harcadın değil mi...?

(much)...........

Peki ne kadar paran var?

_ OK, how much money have you got ?

 

(little)............

Az (yetmez/ yeterince değil/ yetmeyecek kadar az) mı?

_ Have you got little?

(a little).........

Yoksa,  Az (fakat yeterli, yeterince / eh işte! ) mi ? (diyeceksin)

_ Or a little ?

 

(many)...........

Telefonunda ne kadar/ kaç tane kontörün var

_ How many contours are there in your phone?

 

(few)..............

Az (yetmez/ yeterince değil/ yetmeyecek kadar az) mı?

_ Have you got few ?

(a few)...........

yoksa Az (fakat yeterli, yeterince/ eh işte! ) mi? (diyeceksin)

_ Or a few?

  ...Senin evin şehrin dışında  en az elli kilometre dolmuşta yoktu.

---------------------------------------------------------------------------------

(who)............

Seni buraya kim getirdi?

_ Who brought you here ?

... Partiye gelenlerden biri.

_One of those  who came to the party.

 

What..............

Ne iş yapar (necidir)?

_ What’s his job?

...Ne iş yaptığını bilmiyorum.

_ I don’t know what his job is.

 

Which............

Hangi arabayla geldin?

_ By which car did you come here ?

 ...Hangisi olduğunu bilmiyorum

_ I don’t know which car it was.

 

 

Belgili zamirler (defining pronoun)

 

each_ her...

Bir gurubun üyelerinin istisnasız her biri ...+ isim/ fiil tekil 

Her öğrenci bu makaleyi okur.

_Each student reads this article.

 

both_ her ikisi

İki şey, şahıs, durum, fikirden her ikisi ... +isim/ fiil çoğul

Hem bunu hem de onu okudum. (ikisi de) çok güzeldiler. 

_ I read both this and that. Both were nice.

 

either_herhangi biri

İki şey, şahıs, durum, fikirden herhangi biri ... +isim/ fiil tekil

Ya kalemi ya da kitabı (birini) ver.  

_ Give me either the pencil or the book.

 

neither_ hiçbiri

İki şey, şahıs, durum, fikirden hiçbiri ... +isim/ fiil tekil

Ne sevgini ne dostluğunu (hiç birini) istiyorum. 

_ I want neither your love nor your fiendship.

 

other_diğeri

İki şey, şahıs, durum, fikirden farklı olan diğeri... +isim/ fiil tekil

Biz iyiyiz  fakat diğer arkadaşımız  hasta. 

_We are well but our other friend is ill.

 

others_diğerleri

İkiden çok  şey, şahıs, durum, fikirden farklı olan diğerleri... +isim/ fiil çoğul

Ben iyim fakat diğerleri hasta. 

_ I am fine but the others are ill.

 

another_başka

Aynından  başkası 

Bu  yemeği çok sevdim başka var mı ? 

_ I  liked this meal. Is there another?

 

else_başkası

Bir şey, durum, fikirden farklı olan herhangi bir başkası...+isim/ fiil tekil

Bu yemeği hiç sevmedim başka bir şey yok mu ?

_ I didn’t like this meal. Isn’t there anything else?

 

All_bütün, hepsi

Bir grup, fikirdeki şeylerin tümü/hepsi...+(canlılarda fiil çoğul, diğerlerinde tekil)

Arkadaşlarımın  hepsi partiye geldi. 

_All of my friends came to the party.

 

avery_ ...

Yalnızca bir sıfat zamirdir. Tek başına kullanılmaz...+isim/ fiil tekil

 

everybody_ herkes

İstisnası olmakla beraber (hemen hemen/ … hariç) herkes +fiil tekil

 

everyone_her bir kes

istisnası olmakla beraber (hemen hemen/ … hariç) her bir kes +fiil tekil

 

everything_her şey

İstisnası olmakla beraber(hemen hemen/ … hariç) her şey +fiil tekil

 

everywhere_her yer

İstisnası olmakla beraber (hemen hemen/ … hariç) her yer +fiil tekil

 

Aitlik zamirleri (possessive pronoun)

Mine_ benimki

Yours_ seninki

His_ onunki (eril)

Hers_ onunki (dişil)

Ours_ bizimki

Yours_ sizinki

Theirs_ onlarınki

 

ör: He is a friend of mine.

_ O arkadaşlarımdan biridir.

_O kendimin bir arkadaşıdır. (kendime ait)

 

Ör: It’s mine_ O benimkidir.

Dönüşlülük zamirleri (reflexsive pronoun)

Myself _ (benim) kendim

Yourself _ (senin) kendin

Himself _ (onun) kendi (erkek)

Herself _ (onun) kendi (kadın)

Itself _ (onun) kendi (hayvan, eşya...)

Ourselves _ (bizim) kendimiz

Yourselves _ (sizin) kendiniz

Themselves _ (onların) kendileri

 

 

ör: This is my own car_ Bu benim kendi otomobilimdir.

     I bought it myself_ Onu (ben) kendim satın aldım.

 

my own friend/-s _ (benim) kendi arkadaş(lar)ım 

your own friend/-s_ (senin) kendi arkadaş(lar)ın 

his own friend/-s_ (onun) kendi arkadaş(lar)ı 

her own friend/-s_ (onun) kendi arkadaş(lar)ı 

Its own leg/-s_ (onun) kendi arkadaş(lar)ı

our own friend_ (bizim) kendi arkadaş(lar)ımız

your own friend_ (sizin) kendi arkadaş(lar)ınız

their own friend/-s_ (onların) kendi arkadaş(lar)ı