untill(till)
Herhangi bir zamandan/ mekandan belirli bir zamana/ mekana kadar.
untill I studied English until midnight.
Gece yarısına kadar ders çalıştım.
untill(till)
Herhangi bir zamandan/ mekandan belirli bir zamana/ mekana kadar.
untill I studied English until midnight.
Gece yarısına kadar ders çalıştım.
to_-e/-a, -ye/-ya
Herhangi bir zamandan/ mekandan belirli bir zamana/ mekana geçişi bildirirken kullanılır.
We walked from our house to the sea side.
Evden denize (kenarına kadar) yürüdük.
from
Belirli bir zamandan /mekandan herhangi bir zamana/mekana
He came from Turkey.
O Türkiye’den geldi.
I borrowed some money from Ali and then lend it to you.
Ali’den biraz borç para aldım ve sana borç verdim.
throught_içinden
Bir şeyin bir başka şey içinden bir hat boyunca karşıya geçişi belirtirken kullanılır...
The train passed throught tunnel.
Tren tünelden geçti.
about_hakkında
Bir şey/kişi/durum/yerle ilgili genel olarak bahsederken hakkında üzerine anlamında kullanılır.
By doing experiments on animals continually, I’ve had the experience about them.
Hayvanlar üzerinde deney yaparak onlar hakkında tecrübe sahibi oldum.
against_hilafında
Bir şeyin/ durumun/ kişinin bir başka şey/ durum/ kişiden gelen güç/ baskıya karşı hareketi belirtirken hilafında...
Everybody was against me at lesson.
Derste herkes bana karşıydı.
opposite_karşısında
Bir şeyin esas yüzü, bir başka şey-in esas yüzüne bakacak şekilde karşısında olmasını belirtirken kullanılır.
The post office is opposite the road.
Postane okulun karşısındadır.(okula karşıdır)
across_karşısında, çaprazında
Bir şeyin bir başka şey üzerinden bir hat boyunca karşıya geçişi..veya bir şey-in karşısında/ çaprazında oluşunu bildirir.
The ship passed across the river.
Gemi nehirden karşıya geçti.(nehri karşıya geçti.)
opposite_karşısında
Bir şeyin esas yüzü, bir başka şey-in esas yüzüne bakacak şekilde karşısında olmasını belirtirken kullanılır.
The post office is opposite the road.
Postane okulun karşısındadır.(okula karşıdır)
against_hilafında
Bir şeyin/ durumun/ kişinin bir başka şey/ durum/ kişiden gelen güç/ baskıya karşı hareketi belirtirken hilafında...
Everybody was against me at lesson.
Derste herkes bana karşıydı.
across_karşısında, çaprazında
Bir şeyin bir başka şey üzerinden bir hat boyunca karşıya geçişi..veya bir şey-in karşısında/ çaprazında oluşunu bildirir.
The ship passed across the river.
Gemi nehirden karşıya geçti.(nehri karşıya geçti.)
across_karşısında, çaprazında
Bir şeyin bir başka şey üzerinden bir hat boyunca karşıya geçişi..veya bir şey-in karşısında/ çaprazında oluşunu bildirir.
The ship passed across the river.
Gemi nehirden karşıya geçti.(nehri karşıya geçti.)
against_hilafında
Bir şeyin/ durumun/ kişinin bir başka şey/ durum/ kişiden gelen güç/ baskıya karşı hareketi belirtirken hilafında...
Everybody was against me at lesson.
Derste herkes bana karşıydı.
opposite_karşısında
Bir şeyin esas yüzü, bir başka şey-in esas yüzüne bakacak şekilde karşısında olmasını belirtirken kullanılır.
The post office is opposite the road.
Postane okulun karşısındadır.(okula karşıdır)
near_Yanında
The wheel which had dropped beside of the car could stop near the river.
Arabadan(yanından) düşen teker nehrin yakınında durabildi.
beside_yanında
Bir şeyin bitişik olarak bir başka şeyle yan yana oluğunu veya bununla birlikte (bunun yanında) anlamında kullanılır.
The wheel which had dropped beside of the car could stop near the river.
Arabadan(yanından) düşen teker nehrin yakınında durabildi.
beside_yanında
Bir şeyin bitişik olarak bir başka şeyle yan yana oluğunu veya bununla birlikte (bunun yanında) anlamında kullanılır.
The wheel which had dropped beside of the car could stop near the river.
Arabadan(yanından) düşen teker nehrin yakınında durabildi.