Kategori arşivi: Çekimli fiiller

Edilgen fiil ( passive verb)

Türkçede bir fiil -l eki almışsa, Edilgen fiil nedir?

Edilgen fiil nedir? English passive verb?

Tanım;

  Türkçede bir fiil -l eki almışsa özne fiildeki hareketi takınmıştır. Bununla ise öznenin fiziksel özelliğine göre, hareket öznede kendinden oluşabilecek bir hareketse fiil olgan fiil;  ip çözüldü, araba bozuldu), değilse (passive) edilgen fiildir ( mektup yazıldı ) demektir.
  

    Türkçede –l ekleşmesi, hemen her fiile getirilebilir. Fiillerin bir sesliyle veya -l harfiyle bitmesi durumunda -n ekleşmesinden istifade edilir.

Kesti–kesildi,

Okudu–okun(ul)du,

Sildi–silindi gibi.

   Bu kısacık bilgiden sonra; Bu eklerle şekillenmiş fiillerde, bir kendinden olma veya kendiliğinden (doğal sebepler v.s.) olma, bir de bir başkası tarafından yapılma (edilgenlik) anlamı vardır.

    İngilizcede ise kendiliğinden olma fiillere inchoative verbs denir. Bu fiillerin kullanıldığı ifadelerde bir nesne yoksa, hareketin öznenin kendisinin üzerinde cereyan etmiş olduğu vurgulanır.

 The door opened _ Kapı açıldı

Ali yoruldu _ Ali got tired. Ya da;

yorgun/ yorulmuş adam _ a tired man)

  Edilgenlik Türkçede -l ve -n ekleşmeleriyle, İngilizcede be + verb3 kalıbıyla sağlanır.

Örnekler:

Cam kırıldı _ (meçhul bir kişi taşı atınca)

The glass was broken

Ali dövüldü _ (yani, meçhul biri/birileri dayak atmış)

Ali was beaten 

  Türkçede -l ekleşmesi ( Olgan ve Edilgen fiil ) nedir?
 
 Türkçede –l ekleşmesi, hemen her fiile getirilebilir. Fiillerin bir sesliyle veya -l harfiyle bitmesi durumunda -n ekleşmesinden istifade olunur.

Kesti _ kesildi,

Okudu _ okun(ul)du,

Sildi _ silindi gibi.  Bu kısacık bilgiden sonra;

 Bu eklerle şekillenmiş fiillerde, bir kendinden olma(olgan) veya kendiliğinden (doğal sebepler v.s.) olma, bir de bir başkası tarafından yapılma (edilgenlik) anlamı vardır.
 
  Kendinden olmalı (olgan fiil ) fiiller her durumda bu ekleşmelerle sağlanmaz. Bir kısım fiiller yalın halleriyle aynı duruma karşılık verebilirler. -l ekiyle oluşturulan kendinden olmalı fiillere;

çöz-üldü,

üz-üldü,

ıldı,

dir-ildi,

büz-üldü,

boz-uldu … fiilleri;

yalın halleriyle kendiliğinden olma bildiren fiillere;

çöktü,

çürüdü,

yandı,

pişti,

yumuşadı,

kurudu,

koktu... fiilleri örnek verilebilir.

 İngilizcede ise kendiliğinden olma fiillere inchoative verb denir. Bu fiillerin kullanıldığı ifadelerde bir nesne yoksa, hareketin öznenin kendisinin üzerinde cereyan etmiş olduğu vurgulanır. Örneğin,

The door opened_Kapı aç-ıldı. 

  Bu cümlede hareket özne (kapı)’nın üzerinde vuku bulmuş ya da hareket kendiliğinden ortaya çıkmıştır. Böylelikle kendinden olma anlamı sağlanmıştır. Örneğimizde de görüldüğü gibi cümlenin İngilizce kısmında edilgenlik bildiren herhangi bir unsur bulunmamaktadır.

Kapı aç- ıldı._

The door opened-2 ( itself ). _ Kapı açtı.

  Örnekteki ‘opened’ fiilin simple past halidir. –ed takısı ise fiilin 2. halidir. Türkçeye ise ‘açtı’ olarak çevrilir. ‘Kapı açtı’. Aynı durum Türkçe içinde geçerli olabilir. Yani, ‘Hava açıldı’ denilebileceği gibi ‘Hava açtı’ da denilebilir. Yine, ‘Yağmur kesildi’ yerine, ‘Yağmur kesti’ gibi. Görüldüğü gibi –il eki ifadelere farklı bir anlam katmamıştır. Peki neden?

   Bir başkasınca yapılma anlamı da, yani edilgenlik (passive) durumu da, Türkçede aynı eklerle sağlanır.

 Ali dövüldü gibi.

'Ali dövüldü.' İle 'Ali yıkıldı.' arasındaki anlam farkı:

 Her iki fiil de -i halinde nesne alan (geçişli bir fiil; ‘dövdü, yıktı’) olmasına rağmen, örneklerin birincisi (dövüldü) bir başkasınca yapılmış bir hareketi, ikincisi ise (yıkıldı) kendiliğinden olan bir hareketi bildirir.

 Örneklere özne tarafından baktığımızda hareketler öznenin (Ali‘nin) iradesi dışında gerçekleştiği için özne fiillerle kastedilen hareketlere sebep olan etkiler karşısında pasif kalmıştır. Yine, öznenin dövülmesine ve yıkılmasına neden olan müdahalenin/ etkinin yapıcısı belirtilmediği için bu yapıcı meçhul/ bilinmeyen olmuştur.

   Olmuştur fakat bu tip ifadelerde bir yapıcı aranmaz. Yani cümle için bu fail önemli değildir. Daha doğrusu cümle bunu sormak için kurulmamıştır. Ali yıkıldı’da nasıl ki özneyi yıkan şeyin ne olduğu aranmıyorsa, ‘Ali dövüldü’ cümlesinde de Ali’yi kimin dövdüğü aranmaz.

  Ayrıca, ( kim yıkıldı?) ‘Ali yıkıldı’ örneğinde cümlenin öznesi Ali’dir. Ali dövüldü. Örneğinde de cümlenin öznesi Ali’dir. Ve gerçek öznedir. Yani özne hareketi dilsel olarak yapar. Fiziksel olarak Ali’yi döven bir başkası olabilir. Bu durumda meçhul olan bu fail, fiilin bildirdiği hareketin yapıcısıdır.

 Yani şöyle, Ali dövüldü. Örneğinde özne olan Ali, –il ile kastedilen hareketi yaparken, yapıcı olan meçhul kişi, dövmek ile kastedilen hareketi yapmıştır. Aynı durum, Ayşe mektubu yazdırdı. Gibi ettirgen yapılı cümlelerde de vardır. Bu cümlede ise özne olan Ayşe, –tır ile kastedilen hareketi yaparken, yazmak fiiliyle kastedilen hareketin yapıcısı belirtilmeyen bir başkasıdır. Bu her iki kategoride cümlelerin öznesini (-il ve –tır) ekleri buldurur ve soruları şöyledir.

Kim –ildi? Ali …..ildi. Ali ne ildi? Ali döv-ildi. Yine,

Kim –türdi? Ayşe …türdi. Ayşe ne türdi? Ayşe yaz–türdi (yazdırdı)

  Başka bir açıdan: Önümüzde bir ifade var ve bu ifade bir özne ve bir yüklemden oluşmaktadır. Örneğimiz,

Mektup yaz-ıldı. Veya

Kapı aç-ıldı olsun.

 Her iki örnekte de aynı ekleşmeler kullanılmış olmasına rağmen, birincisinden başkası tarafından yapılmış bir hareket (edilgenlik), ikincisinden kendiliğinden olma (olgan) anlamının ortaya çıkar. Peki, bu farkın sebebi ne?

  Aslında durum şudur: Örneklerdeki özneye bakmak lazım. Özne, yüklemdeki –il ile kastedilen hareketi eyleyebilecek özellikte midir? (Eyleyebilir mi derken, mevcut özellikleriyle hareketi, kendine doğru çevirebilir mi veya hareketi kendine iliştirebilir mi?)

 Mektup yaz-ıldı. Derken ‘yazmak’ eylemi bir şuur veya bir bilinç gerektirdiğinden, öznesinin (mektubun) bu bilince veya şuura sahip olmasını talep eder. Yani mektup kendiliğinden yaz-ılamaz ( yazılı hale dönemez) Bu yüzden de bu ifadede başkasınca yapılmış bir müdahalenin olduğu ve edilgen halli bir fiil olduğu cümlenin anlamından anlaşılır.

Bir atasözü:

Bir tilkü terisin ikile soymas _

Bir tilkinin derisi iki kez soyulmaz.

 Bir tilki derisini iki kez soymaz. Görüldüğü gibi ‘soymak’ fiili,-il eki olmadan da edilgenlik bildirebilmektedir.
 Kapı açıldı örneğinde ise kapının kendiliğinden açılabilirlik özelliği, kendiliğinden olma anlamını verir. Başkasınca bir müdahale söz konusu değildir. Eğer başkasınca bir müdahale durumu varsa bunu yapmak için bu birini belirtiriz. Falanca tarafından deriz ve edilgen bir fiil olduğunu bu şekilde belirleriz.

Kapı öğrenciler tarafından açıldı

–The door was opened by the students.

  Bu arada falanca tarafından ifadesi: Bu ifade cümle için yabancıdır. Yani cümleye dahil değildir. Çünkü –il ekleşmesiyle kurulmuş bir cümlenin yüklemindeki kurucu öge, -il ekiyle kastedilen hareketi etkin olarak gerçekleştiren özne görevindeki ögedir. Falanca tarafından demekle belirtilen kişi/ hayvan vs. öznenin bu hareketi gerçekleştirmesine sebeptir sadece.

  Kısaca şunu demek lazım: Her -l ekleşmesiyle şekillenmiş fiil edilgen çatılı fiil değildir. Ya da kendinden olmalı fiillerdeki (açıldı) eşya (pencere), nasıl ki o veya bu sebepten hareketi kendinde başlatıyorsa, geçişli fiillerin nesnesi de aynı şekilde -il ekleşmesiyle, etkiye sebep olan kişi veya zamirden bağımsız olarak hareketi kendinde başlatır. Yani, kendi tarafındaki cümlenin kurucu elemanı (öznesi) olur.

  Devam edelim. Kazak sök-ülmediği/ sök-ülüyor olmadığı sürece, yani kazak kendinde bir reaksyon başlatmadığı sürece bir başkası kazağı sökemez. Demek ki hareketi kazak başlatır. Böylece özne, dışarıdan veya doğal sebeplerle gelen etkiler, müdahaleler karşısında pasif, fakat görüntü (dilsel) olarak hareketin/ reaksiyonun başlatıcısı olduğu için ve harekete konu unsur olduğu için cümlenin öznesidir.

İp çöz-üldü, kes-ildi

Ağaç yık-ıldı,

  Yine, sars-ıldı, kas-ıldı, süz-üldü, sıyr-ıldı, sar-ıldı, dar-ıldı, yor-uldu, boğ-uldu, dur-uldu, savr-uldu, devr-ildi, kıvr-ıldı... diğer örnekler olsun.

  Bunlardan sonra, eğer Türkçeyi öğrenmek isteyen birisi iseniz, kuracağınız cümlede cümlenin kurucu unsuru özneniz hareketi bir nesne üzerinde yapmıyor da, hareketi kendine iliştirecekse, hareketin fiiline –il ekini ekleyin. Bu  ‘inchoative verb’ veya ‘active verb’ ya da diğerleri olabilir.
  Örneğin, ‘Ali’ dövmek fiiliyle bildirilen hareketi yapmıyor da, fiille bildirilen hareketi kendine iliştiriyor sa veya takıyorsa, ‘Ali döv-il-di’ denir. Aynı şey ‘yıkmak, bozmak, açmak’ gibi ichoative verb’lerle de yapılabilir. ‘Ali yık-ıl-dı’, ‘Araba boz-ul-du’ gibi.

 Yok bu kez, hareketi kendi iliştirmiyorda hareket kendine ilişiyorsa, ‘masay-a dokun-uldu’, ya da fiil ‘ablatif’ halinde bir fiilse, Örneğin, ‘köpek-ten kork-uldu’ fiile yine –il ekini eklenir. Bu arada, bu son iki örenek parçalanabilir bilelim. Yani, ‘masaya dokun-uldu’ denilebileceği gibi, ‘Dokun masaya ildi’de denilebilir.

  Edilgenlik Türkçede -l ve -n ekleşmeleriyle, İngilizcede;

_________________________________________________

Subject + am/ is/ are/ was/ were / will be verb3

Subject + (have/ has/ had )+been + verb3 kalıbıyla sağlanır.

_________________________________________________

To be broken _ kırık/ kırıklı, kırılı olmak

The pencil will be broken _ kalem kırık olacak.

The pencil will have been broken _ kalem kırık olmuş olacak 

The pencil is broken _ kalem kırıktır.

The pencil has been broken _ kalem kırık bulunmuş bulunuyor.

The pencil was broken _ kalem kırık idi

The pencil had been broken _ kalem kırık bulunmuş idi. ( kırılmıştı )

 

 

Dönüşlü fiil (reflexsive verb)

      Dönüşlü fiil nedir?

Dönüşlü fiil nedir?

Tanım;

  Türkçede; yıka(n)dı, tara(n)dı, daya(n)dı, boya(n)dı, taşı(n)dı, giy(in)di, sakla(n)dı … gibi, fiillerde yer alan –n eki, öznenin kendisinin yapabileceği bir hereketse (reflexsive) dönüşlü (öznenin kendisine taşıdığı hareket), değilse edilgen (ev boyandı) veya olgan (musluk tıkandı) fiildir.

   Bu halde çekimlenmiş fiilde, özne bir hareketi kendine yönlendirmiş veya döndürmüştür. Bu türdeki fiillere dönüşlü fiil (reflexive verb) denir. Özne bu durumda hem işi yapan fail hem de işten etkilenmiş nesne görüntüsündedir. Bir hareketin dönüşlülük halini -n harfi karşılar.

Ali elbisesini kuruttu/ kuruladı.

_ Ali dried his dress. (etken)

Ali kurulandı.

–Ali dried himself. (dönüşlü)

  Örnekte de göründüğü gibi, İngilizcede fiillere ek getirilmediğinden fiillerin dönüşlü halindeki durumunu dönüşlülük zamirleri karşılar.

İşteş fiil (reciprocal verb)

 İşteş fiil nedir?

Fiil çatısı nedir? İşteş çatı nedir?

Tanım;

   Türkçede; döv(üş)tü, sav(aş)tı, gör(üş)tü, koş(uş)tu, bağır(ış)tı, tart(ış)tı, barıştı, vs. fiillerde kullanılan –ş eki hareketin ya karşılıklı veya birlikte yapıldığını bildirir.

   İşteş fiiller(reciprocal verb): İşteş fiil, karşılıklı yapılan hareketlerin ifadesinde fiillerin almış olduğu şekildir.

görmek-görüşmek,

bulmak-bulmak,

selamlamak-selamlmak gibi.

İngilizcede bu durum each other zamirleriyle sağlanır.

 Ali and Veli beat each other

–Ali ve Veli dövüştüler.

Görüldüğü gibi -ş ekinin kullanılmasıyla işteş fiil elde edilir. Tabi bu arada, her işteş fiil karşılıklı hareketleri ifade etmez. Beraber yapma anlamını da verebilir. Koşuşmak gibi.

Yine, işteş fiillerin buraya kadarki örneklerinin fiil köklerine baktığımızda her birinin aslında tek başına gerçekleştirilebilecek fiiller olduklarını görüyoruz.

  Bunlardan başka tek başına gerçekleştirilemeyecek fiiller de vardır. Barışmak, tartışmak gibi.

 Ali ve Veli konuyu tartış

–Ali and Veli discussed the matter.
 

İngilizcede ve türkçede cümlelerin olumlu, olumsuz, soru ve olumsuz soru şekiilleri

    Şimdiye kadar fiillerin olumlu şekillerinin çekimini gördük. Bunlardan başka fiillerin olumsuz, olumsuz soru ve soru şekilleri de vardır.

    Öncelikle İngilizceden başlayalım.

   İngilizcenin genel olarak analitik bir dil yapısına sahip olduğunu söyledik ve analitik dillerde gramer kategorilerini oluştururken eklerden değil, sözcük ya da yardımcı sözcüklerden yararlanıldığını da.
    İngilizcede fiillerin bağlı bulunduğu cümlelerin olumlu, olumsuz, soru ve olumsuz soru şekilleri, hem analitik hem de sentetik usulle (yani eklerle de) oluşturulabilir. Bunlar ise ayrık ve kısa yazım diye iki kategoride incelenir.    

   Öncelikle şunu hatırlayalım: Yardımcı unsurlar, şahıs, zaman ve tarz bildiren unsurlardır.
   İngilizcede will/shall ve would/should, gelecek zaman ve geçmişte kalmış gelecek zamanların belirleyici unsurudur.
    İngilizcede am/ is/ are ve have, has yardımcı fiilleri şimdiki zamanları da gösterirler.
    İngilizcede geçmiş zamanlarda ise yardımcı fiillerin geçmiş zamanının düzensizliğinden yararlanılır. Am/ is/ are yardımcı unsurları was/ were; have/ has yardımcı fiilleri had olur ya da analitik usul uygulanır. Yani, düzenli fiillerin simple yapılı tarzlarında olduğu gibi fiile –ed (He worked) takısı eklenir.
    Buraya kadar yardımcı unsurları hatırlamış olduk. Bunlar bir zaman, bir tarz veya şahsı bildirir ve her ne olursa olsun bunlar birer yardımcı fiildirler.    

    Biz burada bu yardımcı fiillerden birincisiyle ilgileneceğiz. Tabi ki ille de bir yardımcı fiil olması da gerekmiyor. Bu, bir modal fiilde (must, may, can, could vs.) olabilir. Bizim için özneden sonra birinci unsur olması kafi, hatta bir yardımcı unsur olmaksızın oluşturulan cümlelerde mantığımızı oturtmak için yardımcı unsurumuzu (özneden sonraki birincisi unsur olması için) sonradan koyacağız.
   İngilizcede cümlelerin olumsuz, olumsuz soru, ve soru şekillerini iki bakımdan ele alacağız dedik. Bunlardan birincisi ayrık usul (analitik) ikincisi bitişik usul yani kısa yazım şekli. Ayrık usulle başlayalım.
   Öncelikle tablolarımızda yer almayan bir şeyden bahsedelim: Simple (basit, yalın) yapılı tarzlarda yardımcı fiil kullanılmadığını görürsünüz bu yüzden simple (yalın) yapılı denir zaten. Peki, bize bir yardımcı fiil gerekti! İşte ‘simple ‘ yapıların şimdiki ve geçmiş zamanlarının olumsuz, olumsuz soru ve soru şekilleri oluşturulurken, geçmiş zaman şekli did olan do fiilini yardımcı fiil olarak kullanılırız ve şimdiki zamanların üçüncü şahıslarında fiillere eklenen -s/-es takısını da ( does olacak şekilde) bu fiile taşırız.

   Ayrık usul ile başlayalım ;

  1. Olumsuz şekil oluştururken olumsuzluk unsuru not, ayrık olarak cümlenin birinci yardımcı fiilinden sonra konur.
           Ör: I have not been working. Ör: I will not work .

  2. Olumsuz soru şekilleri oluştururken not olumsuzluk unsuru yerinde kalır ve birinci yardımcı fiil öznenin önüne alınır.
          Ör: Have you not been working? Ör: Will you not work?

  3. İngilizcede cümlelerin soru şekli oluşturulurken birinci yardımcı fiil öznenin önündedir.
          Ör: Have you been working? Ör: Will you work?

 

  İngilizcede bitişik yazım:

   1. Olumsuz kısa yazımda, not olumsuzluk unsuru -n’t olarak birinci yardımcı fiile iliştirilir. I’m not hariç.
         Ör: I haven’t been working,  Ör: You mustn’t work.

   2. Olumsuz soru kısa yazılış oluştururken, birinci yardımcı fiile bitişik -n’t kalıbı cümlenin başına çekilir.
        Ör: Haven’t you been working? Ör: Mustn’t you work?

 

   Not: İngilizcede cümlelerin soru şekillerinin kısa yazım şekli yoktur. Bunun yerine şunu bilelim. Olumlu cümlelerde birinci yardımcı fiil, eğer bir ünlü harfle bitmiyorsa son harfi (bitiyorsa son iki harfi) cümlenin öznesine birleştirilir.

    Ör: You’re (are) working. Ör: I’d (would) have worked.
    Ör: I’ll (will/ shall) work, Ör: I’ve (have)been working.

   Not: Simple yapılı tarzların şimdiki ve geçmiş zamanlarındaki olumlu cümlelerde yardımcı fiil kullanılmadığından, olumlu cümlelerin kısa yazımı yoktur.
    Devam tarzın geçmiş zamanındaki was’ın son harfi, were’in son iki, harfi şimdiki zamanlardaki ‘is’ ve ‘are’ ile aynı olduğundan ve diğer her şeyin aynı olmasından ötürü geçmiş zamanların devam tarzında kısa yazım uygulanmaz.

   Türkçede:
   Türkçede ise cümleleri olumsuz yaparken  -me/-ma ekinden yararlanılır. -me/-ma eki, fiil edilgen bir yapıda değilse fiil kökünden hemen sonra gelir:
    Ör: Yapyordu, yaprdı (Azerbaycan bölgesi Türkçesi ), yapmazdı (Türkiye bölgesi türkçesi), yapmayacaktı, yapmamaktaydı...

  Eğer fiil, olmak fiiliyle çekime girmişse -me/-ma olumsuzluk eki, olmak fiiline de aynı anda gelebilir. Bu durumda iki olumsuzluk, olumlu yargıyı bildirir.

   Yapmamış olmayacak (yani yapmış olacak).

  Soru halindeyse -mi/- ekinden yararlanılır. -mı/-mi/-mu/-mü soru eki, geçmiş zaman ve geçmişte kalmış gelecek zamanlarda -di geçmiş zamanlık ekinden önce gelir.
   Ör: Yapıyor muydun? Yapacak yn?

   Şimdiki ve gelecek zamanlarda ise şahıs ekinden önce gelir.

   Ör: Yapar sın ? Gibi.

 

    Aşağıdaki örnek cümlelerin olumlu, olumsuz, olumsuz soru ve soru şekillerini tekrar edelim.
  Olumlu;

He has been living in Ankara now. _ O Ankara’da yaşıyor.
  Olumsuz;

He has not been living in Ankara now.

He hasn’t been living in Ankara now.

 Olumsuz soru;

Has he not been living in Ankara now.

Hasn’t he been living in Ankara now.

 soru şekli;

Has he ….. been living in Ankara now ?

--------------------------------------------------------------------------------------           

Olumlu;

They ….. went (2) to the cinema yesterday. _ Onlar dün sinemaya gittiler.
        

 Olumsuz;

They did not go (1) to the cinema yesterday.

They didn’t go to the cinema.
  Olumsuz soru;

Did They not go to the cinema yesterday.

Didn’t they go to the cinema.

 

 
  Soru şekli;

Did They go to the cinema yesterday ?
 

----------------------------------------------------------------------------------------------
  Olumlu;

He …… goes to the theatre every weekend. _ O her  tiyatroya gider.
   Olumsuz;

He does not go to the theatre every weekend.

He doesn’t go to the theatre.
  Olumsuz soru;

Does he not go to the theatre every weekend.

Doesn’t He go to the theatre every weekend.
  Soru şekli;

Does he go to the theatre every weekend ?

----------------------------------------------------------------------------------------------

  Olumlu;

I was watching TV when you called me. _ Beni aradığında televizyon seyrediyordum.
  Olumsuz;

I was not watching TV when you called me.

I wasn’t watching TV when you called me.
 Olumsuz soru;

Was I not watching TV when you called me.

Wasn’t I watching TV when you called me.
  Soru;

Was I watching TV when you called me?

Sıfat fiil (verbal adjective)

Sıfat fiil (verbal adjective) nedir?

Fiilimsiler/ eylemsiler, Fiilimsi nedir? Sıfat fiil/ ortaç nedir?

Tanım; 

     Kısaca  karşıdaki varlığın, yapmış olduğu hareketle nitelendirilmesidir.

     Şöyle ifade edilebilir: Esasen sıfatlar cümlelerde isimlerden önce gelerek birlikte bir tamamlık oluştururlar, yani isimleri niteleyerek ifadeye ayırıcı bir özellik katarlar.  

     Karşımızda birden çok kişi var ve bu kişilerden birinden bahsedeceksek bu birini diğerlerinden ayırmak için kişinin belirgin bir özelliğini söyleriz. Kişi uzunsa ‘uzun adam’ ,  şişmansa ‘şişman adam’ deriz.

     Yani varlıklar, nitelik (diğer şeylerden ayrılan özellik)’leriyle ayırt edilebileceği gibi, hareketleriyle de ayırt edilebilir. Adam konuşuyor halde olan biriyse ‘konuşan adam’ deriz. Böylelikle bir hareketi veya fiili sıfat gibi kullanmış oluruz.

    Türkçede sıfat fiil için –en/ -an eki, İngilizcede; devam tarzı için –ing takısı, bitmiş tarz için –ed (fiilin 3. perfect participle ) hali kullanılır. Demek ki sıfat fiiller de esasen hareket kökenli olduklarından bir tarza bağlı olabilirler.

Genel tarz;    

-er olan  _ Çalışır/-maz (durumda) olan saatleri bu kutuya koyarsın.

Dakik/ Yalın tarz;             

-en _ Sigara içmeyen (insan) sağlıklı olur.

Devam eden;

-yor olan _ İstanbul'a  gidiyor olan (giden) değerli  yolcular

Bitmiş tarz; 

-miş olan _ Aranızda İstanbul’a  gitmiş olan (giden) var mı?

-ık olan _ Arası buzuk olan insanları  barıştırır,  düşkünlere yardım ederdi.

-dık olan _ Tanıdık (olan) bir yüz arıyordum.

     Not: Fiilimsilerin, zaman  ve şahıs unsuru taşımayan fakat tarz unsurlarıyla bulunabilen ve bu şekliyle cümlelerde birer isim, sıfat ve zarf göreviyle kullanılan fiiller olduklarını söylemiştik

-acak olan_ Çıkacak (olan) kan damarda durmaz. 

   Örneğimizden de görüldüğü gibi gelecek zaman eki ‘–ecek’ zaman bildiren bir ek olmasına rağmen fiilimsi (sıfat fiil) olarak kullanılmıştır.

   Bu durum şöyle açıklanır: Aslında Türkçede gelecek zaman, hem dilsel ve hem de fiziksel olarak hazır zamanda gerçekleşir.

     Bu kısacık geçişten sonra görüldüğü gibi, yukarıda örnekleriyle verdiğimiz sıfat fiiller, tarz eklerinden oluşan eklerdir.

     Yine, fiillere ilişik bu unsurlar ‘-ol’ yardımcı filine ekli ‘-en/-an’ eki olmadan da ifadeyi tamamlayabilir.  ‘Yanmış ev, tanıdık adam, çözük ip’ örneklerinde olduğu gibi.

İngilizcede sıfat fiil;

  İngilizcede sıfat fiil ‘participle olarak adlandırılır ve iki alt başlığa ayrılır.

progressive participle_ devam tarzı sıfat fiili (–ing  eklenir; sleeping child_ uyuyan çocuk)

perfect participle_ bitmiş tarz sıfat fiili (–ed3  eklenir_ having slept _uyumuş)

   Bu arada şundan bahsetmek gerekir: Şimdiye kadar fiillerin çekimlerini işlerken çekimlerin şahsını, zamanını, tarzını ve kiplerini gördük. Türkçe tarafından hatırlayalım; 

     Türkçede –, -ecek ve –ecekti eklerini zaman ekleri; -er, -yor, -mış, -makta eklerini tarz ekleri olarak bildik. Tarz eklerinden –mış ekini geçmiş zaman eki olarak değil bitmişlik eki olarak gördük.

   Yani, Çalışmış olmak, çalışmış olma, çalışmış olan, çalışmış olabilir, çalışmış olmalı, çalışmış olsa, çalışmış ol, çalışmış olasın… çekimlerinin her birinde –mış eki bitmişlik bildirirdi.

    Öyleyse bundan sonra; çalışır olan, çalışan, çalışıyor olan, çalışmış olan, çalışmakta olan … gibi sıfat fiilin tarzına göre çekimlenmesinde de –mış ekli fiilin bitmişlik bildirmesi gerekir.

    Dolaysıyla İngilizcede bunun karşılığı past participle (geçmiş zaman fiili sıfatı) değil, perfect participle (bitmiş tarz fiili sıfatı) olmalıdır.

    Bu hatırlatmadan sonra tekrar konumuza dönelim.

     İngilizcede sıfat fiillerle verilecek olan mana Türkçedeki gibi bir tamlama şeklinde verilmez. Daha çok ayrı bir cümle şeklinde verilerek ifade edilir.

Devam tarzı:   çalışıyor olan

The man   who     is     working ..._ çalışıyor olan adam

 adam    kim ki  o’dur  çalışan

Bitmiş   tarz:   çalışmış olan

The man    who     has    worked..._  çalışmış olan adam

   adam     kim ki  o’dur  çalışmış

Fiilimsi nedir? (infinitive and gerund)

 Çekimsiz fiil nedir? Fiilimsi nedir?

Fiilimsiler/ eylemsiler, Fiilimsi nedir?

Tanım;

     Şahıs ve zaman unsurlarından ayrık, tarz ve bazen kip unsurlarıyla birleşen bir fiilin, herhangi bir cümlede, isim (mastar/ isim fiil), sıfat, zarf gibi görev almasıdır.

     Ör: Çalış (-ır ol / -ıyor ol-, -mış ol-, -makta ol-)-ma-k/-ma/-an/-arak

      Bu kısacık tanımdan sonra, fiilimsiler nedir ve ne işe yarar?

     Şöyle başlayalım;  Örneğin, ‘korkmak’ fiili, bu fiille kastedilen hareketin gerçekleşebilmesi için yani, ‘Çok korktu.’ Diyebilmek için, harekete maruz kalan öge (öznenin) karşısında, onun korkmasına neden olan bir nesne olmalı. Bu nesne ise bir varlık olur. ‘Ali köpekten çok korkar’ gibi.

    Kişi tabiyatta madde olarak var olan veya var olduğunu düşündüğü varlıklardan korkabileceği gibi bu varlıkların kendilerine ait hareketlerden de korkabilir. Bu durumda korktuğu bir varlık değil bir harekettir.

    Hareketler ise tabiatta bir şahıs ve zamana bağlı olarak yer alan (yandı, yanıyor, yanacak ) hareketlerdir. Ve artık hareketi bir zamanı olmaktan çıkarmalıdır. Çünkü hareketin ne şahsından ne de zamanından bahseder. Bu kez hareketin sadece kendinden bahsetmek ister. Bundan sonra fiile –mak eki eklendiğinde fiil artık karşıdaki öge (nesne) olarak kullanılabilir.

     ‘Ali boğulmaktan çok korkar.’ gibi. 

      Bu örnek, fiilimsilerden mastar örneğidir. Bundan başka;

      Örneğin, ‘Oradaki uzun adamı tanıyor musun?’ cümlesinde ‘uzun’ sıfatı, adamlar arasından bir tanesini ayırıcı özelliğiyle niteleyerek konuşmaya kolaylık katmıştır.   Örnekteki (tanınıp tanınmaması) sorulan adam, yapmış olduğu bir hareketle de ayırt edilebilir. Adam oturuyorsa ‘…oturan adamı ,  konuşuyorsa ‘…konuşan adamı tanıyor musun?’   diyerek anlatım kolaylaştırılır. Ve artık  fiille kastedilen hareket bir sıfat gibi kullanılmış olur. Böylelikle bir fiili sıfat gibi kullanarak sıfat fiili elde etmiş oluruz. Yine bundan sonra;

    Örneğin, ‘Adam sessiz konuşuyordu.’ Bu örnekte de  ‘sessiz’ sözcüğü hareketi tarif ettiği için zarf görevinde yer almıştır. Ve bu kez harekete muhatap olan, kişi değil, hareketin bizzat kendisidir yani hareket nitelenmektedir.

     Hareketler bunun gibi, zarf göreviyle kullanılabilecek sözcüklerle (…sessiz konuştu.) ilintili olabileceği gibi bir başka hareketle de ilintili olabilirler. ‘Adam bağırarak konuşuyordu.’  (konuşmak_bağırarak konuşmak) gibi. Bununla ise fiilimsilerden zarf fiili  konu ettik.

    Demek ki fiillerle kastedilen hareketler bir zamana bağlı olarak tabiyatta yer alabileceği gibi, buradaki gibi birer isim, sıfat ve zarf göreviyle de yer alabilirler.

    Fiilimsi; Şahıs ve zaman unsurlarından ayrık, tarz ve bazen kip unsurlarıyla birleşik bir fiilin, herhangi bir cümlede, isim (mastar/ isim fiil), sıfat, zarf gibi görev almasıdır.

    Bu arada, fiiller tabiatta bir tarza bağlı hareket olarak yer alabildiklerinden, fiilimsi de aynı şekilde bir tarza bağlı  olarak bulunabilirler. 

Onunla her gün aynı şeyleri tartışır olmaktan sıkıldım.’ 

Sonuç için hâlâ bekliyor olan var mı?’ ,

Dersinizi çalışmış olarak gelin.’           

Yeterlilik/ imkan kipi (-ebilir/-abilir) (can/could; may/might modals)

 

    Türkçede fiil ebilir/ -abilir eki ( çalış-abilir/ çalış-ır olabilir/ -ıyor olabilir/ -mış olabilir) almışsa kipler;

   a) yeterlilik

   b) imkan/ imkansızlık bildirebilmek için oluşturulmuş kip-(kalıp)lardandır.

   -ebilir/-abilir ekiyle konuşan kişi, hakkında konuşulan kişinin ya da kendisinin söz konusu hareketi gerçekleştirebilecek güç veya kabiliyete sahip olup olmadığını bildirir.   

   İngilizcede  geçmiş zaman şekli could olan can modal fiili, yeterlilik veya kabiliyet bildirir.

   Örneğin: Bu işi yapabilir (yapabilecek güçtedir)–He can do it.

   Ayrıca; bu örneklerin Türkçe anlamlarına baktığımızda aynı zamanda bir imkân veya imkânsızlık olduğu da hissedilmektedir.

    Yani, Ali bu işi yapamazAli cannot do it derken,  ifade Ali’nin işi yapamama gücünden başka, bu şeyi yapabilmesine imkan yoktur anlamını da bildirebilir.

   Yapıyor olamaz–He cannot be doing it.

   Yapmış olamaz– He cannot have done(3) it.

   -ebilir/-abilir, -meli/-malı ekleri de emir, dilek ve şart kipinde olduğu gibi, konuşan kişinin söz konusu olaya müdahale ettiği durumları bildiren kipler içerisinde yer alır.  

   Haber kipinde hadise, konuşan kişinin kontrolü dışında (veya değil) cereyan eder. Kişi, söz konusu hareketin meydana geliş şeklini, kim tarafından ne zaman meydana getirildiğini haber verir sadece. 'Ali okula gidiyor.' 'Dün sinemaya gittim.'  gibi. 

    Yine eğer, can/ could’daki gibi genel bir yeterlilik değil de bir defalık bir durumdan bahsedilecekse -e güç yetirmek anlamındaki be able to+V kalıbından yararlanılır.  

    Yap-abilir/abildi–He is/was able to do it.

    Yapabilmiş/ti–He has/had been able to do it.

    Not: Can/could soru cümleleriyle kullanıldığında izin veya rica anlamını da verebilir. Aynen Türkçede olduğu gibi. Yani;

    Kapıyı açabilir misin?–   Can you open the door? derken bir ricada,

    Kapıyı açabilir miydin?– Could you open the door? derken, daha kibar bir ricada bulunulur. Eğer;    

    Kapıyı açabilir miyim?Can I open the door? diye söylenmiş olunursa, anlamdan da anlaşıldığı üzere, bir izin alma bildirilmiştir.   

 

    Bu arada, izin alma isteği, geçmiş zaman şekli might olan may modal fiili ile de elde edilebilir.

    May modal fiili, olmak anlamında mümkünlük bildiren bir modal fiildir. Yani daha resmi ve daha kibar bir rica veya izin almadan bahsedilecekse yine -ebilir/-abilir anlamındaki bu modal fiillerden yararlanılır.     

    Ör: Girebilir miyim? (Girmek mümkün mü/olur mu?)_May I come in?

          (Girmek) olmaz!  _No, you may not.

  Not: Örnekte de görüldüğü gibi bir resmiyet, kibar bir yasak söz konusudur.

    Ör: Çiçeklere dokunmak olmaz!_You may not touch the flowers.

 

Dilek kipi ( subjunctive mood ) nedir?

   dilek kipi (subjunctive)

   Ör: Ah! şimdi burada olsaydı_  Oh! If/ if only he were here now.

         Keşke burada olaydı_ I wish he were here.

         Bütün mutluluklar senin olsun/ola_ May all happinnes be with you.

 

   Not: Dilek ifadeleri, -se/-sa(if) eki olmadan da ifade edilebilir.

   Bunun için fiillerin emir şeklinden de,

   Allah forbid!–Allah koru-sun!

   Dilek anlamlı sözcüklerden de yararlanılabilir.

   I hope you will win–Umarım kazanırsın.

   Not: Şart kipinin birinci satırlarındaki cümlelerin İngilizcesi ile haber şeklinin İngilizcesi arasında herhangi bir yazım farkı yoktur. Anlam farkını sadece if şart yapma unsuru karşılar. If’li cümle sadece dilek kipinde ise haber şeklinin tüm istisnai durumları kaldırılır. Yani, simple present tense’te üçüncü tekil şahıslarda fiillere eklenen -s, present perfect’te have fiili’nin has şekli kaldırılır, be fiilinin geçmiş zaman birinci ve üçüncü şahıslarındaki was şekli yine be fiilinin geçmiş zaman şekli were olarak kalır.

Dilek şart kipi ( desiderative mood )


Dilek-şart (desiderative mood/subjunctival conditional)  

Dilek şartlı cümle geçmiş zamanlarda.

Çalışsaydı kazan-ırdı/-acaktı

If he worked, he would win.

-If he were in the school yesterday, I would meet him.

Dilek şartlı cümle şimdiki zamanda.

Eğer şehirde olursa onu ziyaret edeceğim

If he be in the city, I shall visit him.

  Not: Eğer bir şartlı cümle, dilek şartlı bir cümleyse ve de geçmiş zamanlardaysa demek ki söz konusu şarta konu hareket gerçekleşmiştir. Yani olması mümkün değil fakat konuşan kişi yine de dileğini bildirmek ister. Dolaysıyla esas hareketin fiilinin de gerçekleşme olasılığı yoktur. Bu yüzden de ikinci cümle geçmişte kalmış gelecek zamanlarda  kullanılır.  İngilizcede ise bu durumu would karşılar.

   Bunu şöyle açabiliriz.  Öncelikle kaber kipi çekimini görelim;

Geçmiş zamandaki çekimler;

  Yalın tarz;                 çalıştı

  Genel tarz;          çalışır idi

  Devam eden; çalışıyor idi

  Bitmiş tarz;     çalışmış idi

... -se/-sa eki bu çekimde zaman ekinden sonrada gelebilir öncede. Ek zaman eki, -di'den sonra geldiğinde şart;  zaman eki,  -di'den önce dilek şart olarak görev alır. 

  Yalın tarz;                 çalış-sa- y-dı

  Genel tarz;          çalışır olsa idi

  Devam eden; çalışıyor olsa  idi

  Bitmiş tarz;     çalışmış olsa idi

Şart kipi ( conditional mood )

    Şart (conditional) nedir?

    Bir eylemin gerçekleşmesinin bir başka eylemin gerçekleşmesine bağlı olduğu durum. Bu yüzden de içerisinde iki eylemin/yargının var olduğu bir bileşik cümle oluşturulması gerekir. Bu cümlelerden biri esas anlamı yüklenmiş yargıyı, diğeri ise bu yargının oluşması şartını taşır. Biz öncelikle Türkçe için haber kipi çekim şeklini hatırlayalım.

  Geçmiş zamandaki çekimler;

   Yalın tarz;                 çalıştı

   Genel tarz;          çalışır idi

   Devam eden; çalışıyor idi

   Bitmiş tarz;     çalışmış idi

  Şimdi ise  yalın veya bir tarzda çekimlenmiş bu yapılara -se/-sa ekini ekleyelim.

   Yalın tarz;                 çalıştı-y-sa

  Genel tarz;          çalışır idi-y-se

  Devam eden; çalışıyor idi-y-se

  Bitmiş tarz;     çalışmış idi-y-se

  ... ekledik. Bundan sonra ana cümle oluşturulur. Bu cümleler ise ya şimdiki zamanlar ya da gelecek zamanlarda olmalıdır.

  Örnek;

  Eğer hazırlandıysan, kazanırsın/ kazanacaksın/ kazanabilirsin/ kazanmalısın....

  Şartı cümle şimdiki zamanlarda da olabilir. ( Çalışıyorsan gelme! ) gibi

 

  (şartlı cümle şimdiki zamanlarda)

  Ör: Çalışırsa kazanır–If he works, he wins. (simple present)

                                        he will win. (simple future)

  (şartlı cümle geçmiş zamanlarda

  Ör: Çalıştıysa kazanır–If he worked, he might wins. (simple present)

  Not: Tarzların birinci cümlelerindeki -se/-sa (if) ekli fiili taşıyan cümle geçmiş zamanda verilmiş ve ana cümle şimdiki zamanlarda kullanılmışsa olasılık ifade eder. Bu ifade şekli için Türkçede -tır/-dır ekinden, İngilizcede ise bu ekleri karşılayabilecek, olasılık ifade eden sözcüklerden yararlanılır.

   Ör:  Dün çok çalıştıysa şimdi uyuyor-dur.