Dilbilimleri tarafından yazılmış tüm yazılar

Sıfat fiil (verbal adjective)

Sıfat fiil (verbal adjective) nedir?

Fiilimsiler/ eylemsiler, Fiilimsi nedir? Sıfat fiil/ ortaç nedir?

Tanım; 

     Kısaca  karşıdaki varlığın, yapmış olduğu hareketle nitelendirilmesidir.

     Şöyle ifade edilebilir: Esasen sıfatlar cümlelerde isimlerden önce gelerek birlikte bir tamamlık oluştururlar, yani isimleri niteleyerek ifadeye ayırıcı bir özellik katarlar.  

     Karşımızda birden çok kişi var ve bu kişilerden birinden bahsedeceksek bu birini diğerlerinden ayırmak için kişinin belirgin bir özelliğini söyleriz. Kişi uzunsa ‘uzun adam’ ,  şişmansa ‘şişman adam’ deriz.

     Yani varlıklar, nitelik (diğer şeylerden ayrılan özellik)’leriyle ayırt edilebileceği gibi, hareketleriyle de ayırt edilebilir. Adam konuşuyor halde olan biriyse ‘konuşan adam’ deriz. Böylelikle bir hareketi veya fiili sıfat gibi kullanmış oluruz.

    Türkçede sıfat fiil için –en/ -an eki, İngilizcede; devam tarzı için –ing takısı, bitmiş tarz için –ed (fiilin 3. perfect participle ) hali kullanılır. Demek ki sıfat fiiller de esasen hareket kökenli olduklarından bir tarza bağlı olabilirler.

Genel tarz;    

-er olan  _ Çalışır/-maz (durumda) olan saatleri bu kutuya koyarsın.

Dakik/ Yalın tarz;             

-en _ Sigara içmeyen (insan) sağlıklı olur.

Devam eden;

-yor olan _ İstanbul'a  gidiyor olan (giden) değerli  yolcular

Bitmiş tarz; 

-miş olan _ Aranızda İstanbul’a  gitmiş olan (giden) var mı?

-ık olan _ Arası buzuk olan insanları  barıştırır,  düşkünlere yardım ederdi.

-dık olan _ Tanıdık (olan) bir yüz arıyordum.

     Not: Fiilimsilerin, zaman  ve şahıs unsuru taşımayan fakat tarz unsurlarıyla bulunabilen ve bu şekliyle cümlelerde birer isim, sıfat ve zarf göreviyle kullanılan fiiller olduklarını söylemiştik

-acak olan_ Çıkacak (olan) kan damarda durmaz. 

   Örneğimizden de görüldüğü gibi gelecek zaman eki ‘–ecek’ zaman bildiren bir ek olmasına rağmen fiilimsi (sıfat fiil) olarak kullanılmıştır.

   Bu durum şöyle açıklanır: Aslında Türkçede gelecek zaman, hem dilsel ve hem de fiziksel olarak hazır zamanda gerçekleşir.

     Bu kısacık geçişten sonra görüldüğü gibi, yukarıda örnekleriyle verdiğimiz sıfat fiiller, tarz eklerinden oluşan eklerdir.

     Yine, fiillere ilişik bu unsurlar ‘-ol’ yardımcı filine ekli ‘-en/-an’ eki olmadan da ifadeyi tamamlayabilir.  ‘Yanmış ev, tanıdık adam, çözük ip’ örneklerinde olduğu gibi.

İngilizcede sıfat fiil;

  İngilizcede sıfat fiil ‘participle olarak adlandırılır ve iki alt başlığa ayrılır.

progressive participle_ devam tarzı sıfat fiili (–ing  eklenir; sleeping child_ uyuyan çocuk)

perfect participle_ bitmiş tarz sıfat fiili (–ed3  eklenir_ having slept _uyumuş)

   Bu arada şundan bahsetmek gerekir: Şimdiye kadar fiillerin çekimlerini işlerken çekimlerin şahsını, zamanını, tarzını ve kiplerini gördük. Türkçe tarafından hatırlayalım; 

     Türkçede –, -ecek ve –ecekti eklerini zaman ekleri; -er, -yor, -mış, -makta eklerini tarz ekleri olarak bildik. Tarz eklerinden –mış ekini geçmiş zaman eki olarak değil bitmişlik eki olarak gördük.

   Yani, Çalışmış olmak, çalışmış olma, çalışmış olan, çalışmış olabilir, çalışmış olmalı, çalışmış olsa, çalışmış ol, çalışmış olasın… çekimlerinin her birinde –mış eki bitmişlik bildirirdi.

    Öyleyse bundan sonra; çalışır olan, çalışan, çalışıyor olan, çalışmış olan, çalışmakta olan … gibi sıfat fiilin tarzına göre çekimlenmesinde de –mış ekli fiilin bitmişlik bildirmesi gerekir.

    Dolaysıyla İngilizcede bunun karşılığı past participle (geçmiş zaman fiili sıfatı) değil, perfect participle (bitmiş tarz fiili sıfatı) olmalıdır.

    Bu hatırlatmadan sonra tekrar konumuza dönelim.

     İngilizcede sıfat fiillerle verilecek olan mana Türkçedeki gibi bir tamlama şeklinde verilmez. Daha çok ayrı bir cümle şeklinde verilerek ifade edilir.

Devam tarzı:   çalışıyor olan

The man   who     is     working ..._ çalışıyor olan adam

 adam    kim ki  o’dur  çalışan

Bitmiş   tarz:   çalışmış olan

The man    who     has    worked..._  çalışmış olan adam

   adam     kim ki  o’dur  çalışmış

Mastar/ isim fiil (infinitive)

FMastar (infinitive) nedir?

Filimsi Nedir? Mastar (İnfinitive) nedir?

Tanım;

 Türkçede -mek/-mak ekiyle, İngilizcede ‘to’ mastar yapma unsuruyla elde edilir.

  Herhangi bir şahsa ve belirli bir zamana bağlı olarak tabiatta çekimli halde bulunan, varlıklara ait hareketleri bildiren fiillerin kendilerinden bahsedilmesine veya aynı cümle içerisinde bir başka fiille kullanmak için, çekimlilik unsurlarından şahıs ve zamanın kaldırılıp sabitlenmesine mastar denir.

  Fiiller tabiatta ya geçmiş (Çalıştı –He worked) ya şimdi (Çalışıyor –He is working) ya da gelecek (Çalışacak –He will work) zamanda bir şahsa bağlı olarak aktif haldedirler. Ve fiillerden bu şekliyle konuşulamaz.

  Örneğin: ‘Başarıyor inanmaktırveya ‘O çalışacak istiyordiyemeyiz. Bu yüzden öncelikle söz konusu fiili/ hareketi mevcut şekliyle sabitlemeliyiz. (Çalışmak istiyor). Ancak bu şekilde hareketin kendisinden bahsedebilir. Bir cümle içerisinde çekime girip yüklem olarak görev almış bir başka fiille beraber kullanabiliriz.

Fiillerin mastar halleri bir cümlede aşağıdaki şekillerde bulunabilir.

Özne (subject) olarak:

Başarmak inanmaktır.  To succeed is to belive.

Yüklem (predicate) olarak:

Başarmak inanmaktır. To succeed is to believe.

Nesne (object) olarak:

Bugün çok çalışma(k)-y-ı  planladı ve çalışma(k)-y-a başladı.

Because he planned to stady very hard today, he started to study.

  Örneklerde de görüldüğü gibi, herhangi bir hareketin şahıssız bir şekilde cümlede özne, nesne veya yüklem olarak kullanılması, hareketin mastar haline getirilmiş şekliyle mümkün oluyor. Yukarıda vermiş olduğumuz mastar örnekleri yalın örnekleridir.    

  Bunlardan başka fiillerin mastarlanmış halinin devam eden, bitmiş ve devam edip bitmiş tarzları da vardır.          

  Türkçede fiilin mastar halinin gelecek zamanları da vardır. Ki bu durum gelecek zamanın, –ecek sıfat fiil ekiyle karşılanması sonucu oluşmuştur.

Örneğin;

-er olmak  _

Seninle her gün aynı şeyleri tartışır olmaktan sıkıldım.

-mek/-mak  _

Sinirlenince bir sigara yaktı ve içme(k/ğ)ye başladı.

-yor olmak  _

Konuşma esnasında uyuyor olma(k/ğ-ı-)m onu kızdırdı.

-mış olmak  _

Kemerini takmış olma(k/ğ-ı-)n seni kurtardı.

Fiilimsi nedir? (infinitive and gerund)

 Çekimsiz fiil nedir? Fiilimsi nedir?

Fiilimsiler/ eylemsiler, Fiilimsi nedir?

Tanım;

     Şahıs ve zaman unsurlarından ayrık, tarz ve bazen kip unsurlarıyla birleşen bir fiilin, herhangi bir cümlede, isim (mastar/ isim fiil), sıfat, zarf gibi görev almasıdır.

     Ör: Çalış (-ır ol / -ıyor ol-, -mış ol-, -makta ol-)-ma-k/-ma/-an/-arak

      Bu kısacık tanımdan sonra, fiilimsiler nedir ve ne işe yarar?

     Şöyle başlayalım;  Örneğin, ‘korkmak’ fiili, bu fiille kastedilen hareketin gerçekleşebilmesi için yani, ‘Çok korktu.’ Diyebilmek için, harekete maruz kalan öge (öznenin) karşısında, onun korkmasına neden olan bir nesne olmalı. Bu nesne ise bir varlık olur. ‘Ali köpekten çok korkar’ gibi.

    Kişi tabiyatta madde olarak var olan veya var olduğunu düşündüğü varlıklardan korkabileceği gibi bu varlıkların kendilerine ait hareketlerden de korkabilir. Bu durumda korktuğu bir varlık değil bir harekettir.

    Hareketler ise tabiatta bir şahıs ve zamana bağlı olarak yer alan (yandı, yanıyor, yanacak ) hareketlerdir. Ve artık hareketi bir zamanı olmaktan çıkarmalıdır. Çünkü hareketin ne şahsından ne de zamanından bahseder. Bu kez hareketin sadece kendinden bahsetmek ister. Bundan sonra fiile –mak eki eklendiğinde fiil artık karşıdaki öge (nesne) olarak kullanılabilir.

     ‘Ali boğulmaktan çok korkar.’ gibi. 

      Bu örnek, fiilimsilerden mastar örneğidir. Bundan başka;

      Örneğin, ‘Oradaki uzun adamı tanıyor musun?’ cümlesinde ‘uzun’ sıfatı, adamlar arasından bir tanesini ayırıcı özelliğiyle niteleyerek konuşmaya kolaylık katmıştır.   Örnekteki (tanınıp tanınmaması) sorulan adam, yapmış olduğu bir hareketle de ayırt edilebilir. Adam oturuyorsa ‘…oturan adamı ,  konuşuyorsa ‘…konuşan adamı tanıyor musun?’   diyerek anlatım kolaylaştırılır. Ve artık  fiille kastedilen hareket bir sıfat gibi kullanılmış olur. Böylelikle bir fiili sıfat gibi kullanarak sıfat fiili elde etmiş oluruz. Yine bundan sonra;

    Örneğin, ‘Adam sessiz konuşuyordu.’ Bu örnekte de  ‘sessiz’ sözcüğü hareketi tarif ettiği için zarf görevinde yer almıştır. Ve bu kez harekete muhatap olan, kişi değil, hareketin bizzat kendisidir yani hareket nitelenmektedir.

     Hareketler bunun gibi, zarf göreviyle kullanılabilecek sözcüklerle (…sessiz konuştu.) ilintili olabileceği gibi bir başka hareketle de ilintili olabilirler. ‘Adam bağırarak konuşuyordu.’  (konuşmak_bağırarak konuşmak) gibi. Bununla ise fiilimsilerden zarf fiili  konu ettik.

    Demek ki fiillerle kastedilen hareketler bir zamana bağlı olarak tabiyatta yer alabileceği gibi, buradaki gibi birer isim, sıfat ve zarf göreviyle de yer alabilirler.

    Fiilimsi; Şahıs ve zaman unsurlarından ayrık, tarz ve bazen kip unsurlarıyla birleşik bir fiilin, herhangi bir cümlede, isim (mastar/ isim fiil), sıfat, zarf gibi görev almasıdır.

    Bu arada, fiiller tabiatta bir tarza bağlı hareket olarak yer alabildiklerinden, fiilimsi de aynı şekilde bir tarza bağlı  olarak bulunabilirler. 

Onunla her gün aynı şeyleri tartışır olmaktan sıkıldım.’ 

Sonuç için hâlâ bekliyor olan var mı?’ ,

Dersinizi çalışmış olarak gelin.’           

Gereklilik/ zorunluluk kipi (-meli/-malı (must/ have to+V)

 

     Türkçede bir fiil meli/-malı eki almışsa (çalış-malı/ çalış-ır olmalı / -ıyor olmalı/ -mış olmalı) kipler;

    a) gereklilik

    b) yüksek olasılık bildirebilmek için oluşturulmuş kip(kalıp)lerdendir

   Simple aspect ;

   He must go–Gitmeli (gitmesi gerekir-gereklilik.)

   He must be at home–Evde olmalı  (Çok önce yola çıktı, eve varmıştır.)

   Continuous  aspect:

   He must be sleeping–Uyuyor olmalı  (Çok yorgundu, uyuyordur.)

    Perfect tarz:

   He must have finished(3) his homework  (Ödevini bitirmiş olmalı.)

 

   Bu arada, have/ has to+V, -mek zorunda olmak anlamında zorundalık bildirir.

   He had to do it–Bunu yapmak zorundaydı.

   He will have to do it–Bunu yapmak zorunda. (olacak)

   İngilizcede must_-meli/-malı modal fiili; esasen gereklilik bildiren bir modal fiildir ve tıpkı can ve may modal fiilinde olduğu gibi, Türkçe anlamından da anlaşıldığı üzere, olasılık anlamını verebilir. Olasılığı simple tarzda da verebilen must’ın olasılık anlamı diğer tarzlarda daha da belirgindir. Örnekleyelim;

          

   Simple aspect ;

   He must go–Gitmeli (Gitmesi gerekir-gereklilik),

   He must be at home–Evde olmalı (Çok önce yola çıktı, eve varmıştır)

   Continuous aspect ;

   He must be sleeping–Uyuyor olmalı (Çok yorgundu, uyuyordur)

   Perfect  aspect ;

   He must have finished his homework–(Ödevini bitirmiş olmalı)

 

   Ayrıca, have/ has to+V, -mek zorunda olmak anlamında zorundalık bildirir.

   He had to do it–Bunu yapmak zorundaydı.

   He will have to do it–Bunu yapmak zorunda. (olacak)

        

   Not: -ebilir/-abilir eki, (can/may) anlamını aynı anda verdiğinden bu konuyla ilgili tabloya İngilizce açısından bakmak daha yararlı olacaktır.

   Değinilmesi  gereken bir konu daha var: İngilizcede fiiller; sınırlı-durum gösteren (stative) ve sınırsız-hareket gösteren (dynamic verbs) fiiller olmak üzere iki bölüm altında da incelenirler. Stative verb’ler temel anlamları itibariyle continuous tarzlarda kullanılmazlar. knowbilmek/tanımak, understandanlamak gibi.

   Bunun gerekçesi şudur: Gerçekten de bu türden fiillerin temel anlamlarına bakarsak devam ettirilemeyecek fiiller olduklarını anlarız. Yani, ‘Ben bu konuyu biliyorum/tanıyorum–I know this subject.’ derken, devamlılık kastedilmez. Bir şeyi ya biliyorsunuzdur ya da bilmiyorsunuzdur. Bir şeyi yapmak zorunda kalmak (have to) veya yapabilmeye gücü olmak da (be able to) aynı türdendir. Bunun için continuous ve perfect continuous tarzlarda kullanılmazlar.

Yeterlilik/ imkan kipi (-ebilir/-abilir) (can/could; may/might modals)

 

    Türkçede fiil ebilir/ -abilir eki ( çalış-abilir/ çalış-ır olabilir/ -ıyor olabilir/ -mış olabilir) almışsa kipler;

   a) yeterlilik

   b) imkan/ imkansızlık bildirebilmek için oluşturulmuş kip-(kalıp)lardandır.

   -ebilir/-abilir ekiyle konuşan kişi, hakkında konuşulan kişinin ya da kendisinin söz konusu hareketi gerçekleştirebilecek güç veya kabiliyete sahip olup olmadığını bildirir.   

   İngilizcede  geçmiş zaman şekli could olan can modal fiili, yeterlilik veya kabiliyet bildirir.

   Örneğin: Bu işi yapabilir (yapabilecek güçtedir)–He can do it.

   Ayrıca; bu örneklerin Türkçe anlamlarına baktığımızda aynı zamanda bir imkân veya imkânsızlık olduğu da hissedilmektedir.

    Yani, Ali bu işi yapamazAli cannot do it derken,  ifade Ali’nin işi yapamama gücünden başka, bu şeyi yapabilmesine imkan yoktur anlamını da bildirebilir.

   Yapıyor olamaz–He cannot be doing it.

   Yapmış olamaz– He cannot have done(3) it.

   -ebilir/-abilir, -meli/-malı ekleri de emir, dilek ve şart kipinde olduğu gibi, konuşan kişinin söz konusu olaya müdahale ettiği durumları bildiren kipler içerisinde yer alır.  

   Haber kipinde hadise, konuşan kişinin kontrolü dışında (veya değil) cereyan eder. Kişi, söz konusu hareketin meydana geliş şeklini, kim tarafından ne zaman meydana getirildiğini haber verir sadece. 'Ali okula gidiyor.' 'Dün sinemaya gittim.'  gibi. 

    Yine eğer, can/ could’daki gibi genel bir yeterlilik değil de bir defalık bir durumdan bahsedilecekse -e güç yetirmek anlamındaki be able to+V kalıbından yararlanılır.  

    Yap-abilir/abildi–He is/was able to do it.

    Yapabilmiş/ti–He has/had been able to do it.

    Not: Can/could soru cümleleriyle kullanıldığında izin veya rica anlamını da verebilir. Aynen Türkçede olduğu gibi. Yani;

    Kapıyı açabilir misin?–   Can you open the door? derken bir ricada,

    Kapıyı açabilir miydin?– Could you open the door? derken, daha kibar bir ricada bulunulur. Eğer;    

    Kapıyı açabilir miyim?Can I open the door? diye söylenmiş olunursa, anlamdan da anlaşıldığı üzere, bir izin alma bildirilmiştir.   

 

    Bu arada, izin alma isteği, geçmiş zaman şekli might olan may modal fiili ile de elde edilebilir.

    May modal fiili, olmak anlamında mümkünlük bildiren bir modal fiildir. Yani daha resmi ve daha kibar bir rica veya izin almadan bahsedilecekse yine -ebilir/-abilir anlamındaki bu modal fiillerden yararlanılır.     

    Ör: Girebilir miyim? (Girmek mümkün mü/olur mu?)_May I come in?

          (Girmek) olmaz!  _No, you may not.

  Not: Örnekte de görüldüğü gibi bir resmiyet, kibar bir yasak söz konusudur.

    Ör: Çiçeklere dokunmak olmaz!_You may not touch the flowers.

 

Dilek kipi ( subjunctive mood ) nedir?

   dilek kipi (subjunctive)

   Ör: Ah! şimdi burada olsaydı_  Oh! If/ if only he were here now.

         Keşke burada olaydı_ I wish he were here.

         Bütün mutluluklar senin olsun/ola_ May all happinnes be with you.

 

   Not: Dilek ifadeleri, -se/-sa(if) eki olmadan da ifade edilebilir.

   Bunun için fiillerin emir şeklinden de,

   Allah forbid!–Allah koru-sun!

   Dilek anlamlı sözcüklerden de yararlanılabilir.

   I hope you will win–Umarım kazanırsın.

   Not: Şart kipinin birinci satırlarındaki cümlelerin İngilizcesi ile haber şeklinin İngilizcesi arasında herhangi bir yazım farkı yoktur. Anlam farkını sadece if şart yapma unsuru karşılar. If’li cümle sadece dilek kipinde ise haber şeklinin tüm istisnai durumları kaldırılır. Yani, simple present tense’te üçüncü tekil şahıslarda fiillere eklenen -s, present perfect’te have fiili’nin has şekli kaldırılır, be fiilinin geçmiş zaman birinci ve üçüncü şahıslarındaki was şekli yine be fiilinin geçmiş zaman şekli were olarak kalır.

Dilek şart kipi ( desiderative mood )


Dilek-şart (desiderative mood/subjunctival conditional)  

Dilek şartlı cümle geçmiş zamanlarda.

Çalışsaydı kazan-ırdı/-acaktı

If he worked, he would win.

-If he were in the school yesterday, I would meet him.

Dilek şartlı cümle şimdiki zamanda.

Eğer şehirde olursa onu ziyaret edeceğim

If he be in the city, I shall visit him.

  Not: Eğer bir şartlı cümle, dilek şartlı bir cümleyse ve de geçmiş zamanlardaysa demek ki söz konusu şarta konu hareket gerçekleşmiştir. Yani olması mümkün değil fakat konuşan kişi yine de dileğini bildirmek ister. Dolaysıyla esas hareketin fiilinin de gerçekleşme olasılığı yoktur. Bu yüzden de ikinci cümle geçmişte kalmış gelecek zamanlarda  kullanılır.  İngilizcede ise bu durumu would karşılar.

   Bunu şöyle açabiliriz.  Öncelikle kaber kipi çekimini görelim;

Geçmiş zamandaki çekimler;

  Yalın tarz;                 çalıştı

  Genel tarz;          çalışır idi

  Devam eden; çalışıyor idi

  Bitmiş tarz;     çalışmış idi

... -se/-sa eki bu çekimde zaman ekinden sonrada gelebilir öncede. Ek zaman eki, -di'den sonra geldiğinde şart;  zaman eki,  -di'den önce dilek şart olarak görev alır. 

  Yalın tarz;                 çalış-sa- y-dı

  Genel tarz;          çalışır olsa idi

  Devam eden; çalışıyor olsa  idi

  Bitmiş tarz;     çalışmış olsa idi

Şart kipi ( conditional mood )

    Şart (conditional) nedir?

    Bir eylemin gerçekleşmesinin bir başka eylemin gerçekleşmesine bağlı olduğu durum. Bu yüzden de içerisinde iki eylemin/yargının var olduğu bir bileşik cümle oluşturulması gerekir. Bu cümlelerden biri esas anlamı yüklenmiş yargıyı, diğeri ise bu yargının oluşması şartını taşır. Biz öncelikle Türkçe için haber kipi çekim şeklini hatırlayalım.

  Geçmiş zamandaki çekimler;

   Yalın tarz;                 çalıştı

   Genel tarz;          çalışır idi

   Devam eden; çalışıyor idi

   Bitmiş tarz;     çalışmış idi

  Şimdi ise  yalın veya bir tarzda çekimlenmiş bu yapılara -se/-sa ekini ekleyelim.

   Yalın tarz;                 çalıştı-y-sa

  Genel tarz;          çalışır idi-y-se

  Devam eden; çalışıyor idi-y-se

  Bitmiş tarz;     çalışmış idi-y-se

  ... ekledik. Bundan sonra ana cümle oluşturulur. Bu cümleler ise ya şimdiki zamanlar ya da gelecek zamanlarda olmalıdır.

  Örnek;

  Eğer hazırlandıysan, kazanırsın/ kazanacaksın/ kazanabilirsin/ kazanmalısın....

  Şartı cümle şimdiki zamanlarda da olabilir. ( Çalışıyorsan gelme! ) gibi

 

  (şartlı cümle şimdiki zamanlarda)

  Ör: Çalışırsa kazanır–If he works, he wins. (simple present)

                                        he will win. (simple future)

  (şartlı cümle geçmiş zamanlarda

  Ör: Çalıştıysa kazanır–If he worked, he might wins. (simple present)

  Not: Tarzların birinci cümlelerindeki -se/-sa (if) ekli fiili taşıyan cümle geçmiş zamanda verilmiş ve ana cümle şimdiki zamanlarda kullanılmışsa olasılık ifade eder. Bu ifade şekli için Türkçede -tır/-dır ekinden, İngilizcede ise bu ekleri karşılayabilecek, olasılık ifade eden sözcüklerden yararlanılır.

   Ör:  Dün çok çalıştıysa şimdi uyuyor-dur.                                                          

İstek kipi ( the optative mood )

 

    Gideyim    

   Bırak gideyimİzin ver konuşayım. Öl de, öleyim. Bari oturayım.

    Gidesin/gide-siniz 

  Söylediklerimi unutmayasın. İstedim ki bilesin. Sakın ona inanmayasın.

    Gide/gide-ler           

  O bunu böyle bile, beni böyle tanıya. Sakın unutmaya.

   Gidelim                 

  Aynı şeyleri konuşmayalım. Hadi gidelim. Gel her şeyi unutalım.

     Türkçede istek bildiren sözcüklerin yer aldığı cümlelerdeki fiil, istek kipiyle değil emir kipiyle verilir. Çünkü sadece bu sözcükler cümlenin istek ifadeli bir cümle olduğunu bildirmeye yeter. Böyle olunca da ayrıca istek kipiyle çekimlenmiş bir fiile gerek kalmaz.

  Yani,   ‘İzin veriyorum gidesin.’    denmez,  ‘İzin veriyorum hadi git.’ denir. 

  Yine,   ‘İzin veriyorum gide.’        denmez,  ‘İzin veriyorum gitsin.’ denir.   

  Fakat,  ‘İzin ver  gideyim.’             denir,      İzin ver  git denmez.

  Bu durumda ortaya iki türlü istek çekimi çıkar. Bu çekimler;

 1.  İstek bildiren sözcüklerle desteklenmemiş çekim.

    (Gideyim/ gidesin/ gide/ gidelim/ gidesiniz/ gideler)

 2. İstek bildiren sözcüklerle desteklenmiş çekim.

   (Gideyim /git/ gitsin/ gidelim/ gidin/ gitsinler)

    İstek kipinde şöyle bir durum da vardır:

   (istiyorum ki veya bari…) gideyim/ gidesin/  gide/ gidelim / gidesiniz/ gideler çekimi, konuşan şahsın  isteğine göre çekimlenmiş isteklerdir. Bundan başka bir de muhataptan istenen çekim şekli vardır.

   (izin verbırak…)

gideyim_ Let me go.

 … … … / ... ... ...

 gide _ Let him go. (bırak gitsin)

 gidelim_ Let us go. (let’s go)

 … … …/ ... ... ...

gideler (bırak gitsinler) _ Let them go.

Emir kipi ( the imperative mood)

 

Şimdiye kadar aynı zamanda bu yalın hallerle  haber kipini de görmüş olduk.

    Kip nedir?

    Konuşan şahsın, bilip gördüğü veya öğrendiği; şahıs, zaman ve tarza bağlı herhangi bir hareketi, haber modunda verebilmesi ya da şahsın bu kez kendisinin bir emrini, isteğini, arzusunu tespitini vs. durumlarını ifade edebilmesi için fiillerin sokulduğu kalıplara kip denir.

Ör:  Otur! Sit down!

        Oturun!   Sit down!

   Türkçede bir fiil hiç eksiz;

        çalış!

       çalış-ır     ol!

       çalış-ıyor ol!

       çalış-mış ol!   kullanılmışsa emir kipidir.    

 

Örneğin:  

Döndüğümde yemeğini bitirmiş ol.      

Döndüğümde işinin başında çalışıyor ol.

 

Otursun!    Tell him to sit down!       

Otursunlar!   Tell them to sit down!

 

Fiilin emir şekli nedir?

       Emir (imperative): Konuşan kişinin, muhatabına bir hareketi; istek, rica, arzu olmaksızın dikta ederek yaptırmak istemesidir.                 

Ör: Otur! Sit down!

      Kalk! Stand up! gibi.

     Fiilin emir kipinde muhatap, konuşan kişinin karşısındaki kişi/hayvan ya da komut alabilecek eşyadır/eşyalardır. Yani, sen (you)  you veya siz (you)’dur. ‘Sen’ ve ‘siz’ ise ikinci tekil ve çoğul şahıs zamirleridir. Bu, şu demektir:

    Fiilin emir şekli yalnız ikinci şahıslara ait bir durumdur.

Ör: Otur! (sen)  veya Oturun! (siz).

   İşte emir şekli sadece ikinci şahıslara ait olduğu için başka bir şahıs çekim eki veya şahıs zamiri gerektirmez. Yalnız, örnekte de görüldüğü gibi, çoğul ikinci şahsı (siz), tekil birinci şahıstan (sen) ayırmak için -n eki ilave edilir. İngilizcede you her iki şahıs zamirini karşıladığı için böyle bir fark oluşmaz ve hatta hiç you da kullanılmaz. Go! (Git!) demek yeterlidir.

    Bu arada, Türkçede fiillerin emir şeklinin tarzlarına göre çekimi olduğunu da belirtmiş olalım

Döndüğümde yemeğini bitirmiş ol.      

Döndüğümde işinin başında çalışıyor ol.

    Üçüncü şahıs zamirlerine gelince, bu zamirler o (tekil) ve onlar (çoğul) şahıs zamirleridir. Bu zamirlerin emir şekilleri de ikinci şahıs zamirleri aracılığıyla elde edilir. Yani, Otursun! veya Otursunlar! derken yine karşımızdaki kişi (sen) veya kişiler (siz) aracılığıyla, emri yerine ulaştırmak istenir.

    Bu örneklerde şunu demek istiyoruz: Otursun! (Ona oturmasını söyle) veya Otursunlar! (Onlara oturmalarını söyle/söyleyin).  -lar eki ise üçüncü çoğul şahsı, -sun eki almış üçüncü tekil şahıs emir şeklinden ayırır. İngilizcede ise üçüncü şahıslara yönlendirilen emir, fiilin mastar haliyle ifade edilir

Tell him/them to sit downOtursun! (Ona/onlara oturmasını/oturmalarını söyle)

   Emir, konuşan kişinin hâkim olduğu; üzerinde hüküm verme yetkisine sahip olduğu konularda kişinin bu yetkisini kullanması durumudur. Konuşan kişi ise ben’dir veya konuşan kişinin içerisinde bulunduğu grup biz’dir. Konuşan kişi hüküm verme yetkisine sahip olduğu bir durumda kendine emretmez. Bu durumda birinci şahısların emir şekli yoktur denilebilir.  (Şöyle) oturayım/oturalım, oturayım/oturalım (bari) türünde ifadeler bir istek, bir tercih belirtmek için ya da gelen emri yerine getirirken kullanılan ifadelerdir.

   Şöyle de denebilir; emirde konuşan kişi hareketi direyip emir şeklinde yaptırırken; istek kipinde konuşan kişi bu kez sadece harekete yönelmek veya muhatabını harekete yönlerdirmek ister. Bu da istemenin durumuna göre bazen öneri, bazen izin, bazen rica vs. şeklinde gerçekleşir.